morgan4658
Maxwell, Destroyer fizik dersi veriyor universitede ( sanirim ) , birakalim aciklasin
destroyer6419
Birim sürede alınan enerji miktarı bu iki veriyle direk ilişkili.
Birim sürede algılayıcı üzerine düşen ışık miktarına göre ışığın dalga boyu ve frekansı saptanır.
demiş mesela. Halbuki fotoelektrik etkiden de biliyoruz ki ışığın enerjisi intensity ile değil frekansla orantılı. E=hf. bu kadar basit. süperpozisyon falan yok. istersen single photonla deney yap. doppler shift göreli hareketten kaynaklanan bişey ayrıca.
morgan4658
sorum su , mesela oh my god parcacigi saptanirken ne kadar birim sure gerektirdi ?
destroyer6419
bilmem ki. nasıl bi setup kullandıklarına bakmak lazım. bunun konuyla alakası nedir
morgan4658
Sana sormamistim, Burtay'a sormustum.birim zaman gerekiyor dedigi icin.Eger ki parcacigin enerjisi olcukduyse, mutlaka o sekilde yapilmaliydi.
morgan4658
Bu arada Destroyer, sana sorum cok da sen yoksun ortada.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Hay.. Destroyer...
Gene anlamadan okuyorsun. E=hf
f arttığı zaman ortama düşen dalga sırası sayısı da artmıyor mu? Dalga sırası derken; dalganın 1 tam periodu.
Senin enerji artışı dediğin ile benim dediğim arasındaki fark; sen direk fotona enerji yüklüyorsun. Ben "özdeş fotonların" yaptığı gişimin genliğine yüklüyorum.
Bizler bir ışığın hangi dalga boyunda olduğunu (ya da rengini eğer görülebiliyorsa), havada tespit etmiyoruz ki. Işıkla gelen fotonların uyarımlarıyla alınan sonuç ile belirliyoruz. Bu ister bu gözündeki sinirler olsun, isterse cmos alıcı üzerindeki silikon kristaller oldun fark etmez.
Alıcı ile karşılaşmadığı sürece ışıklar renksizdir.
Birim zaman: nano saniye'den- saniye'ye kadar fark etmez. İstediğiniz süreyi kullanabilirsiniz. Tek şart tüm dalga boylarının ölçümünde "aynı sürenin" kullanılması.
Bu süre biriminin "oh my god parcacigi" için ne olduğunu da bilmiyorum. Ama parçacığın kozmik ışın olarak adlandırılmasıyla beraber bir yüksek hızlı bir proton olduğu varsayılıyor, foton değil, diye biliyorum.
Zaten dalga boyu ile frekans çarpımları sonucu tüm dalga boylarında aynı "ortak" sonucu veriyor. Çünkü/Yani hızları eşit (sabit). Sırf buradan yol çıksanız, gene yeterli.
morgan4658
Omg tabii ki proton, ama tespiti yine atmosfere girdigindeki tepki sonucu yayilan enerjidir.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Yayılan enerji elektromanyetik dalga olarak dağılıyor. Yani fotonlar vasıtasıyla. Konuyla çelişen bir yanı yok ki..Ya da kastı anlamıyorum. Çok yüksek enerjili olduğu da bu yayılan elektromanyetik dalganın etkileri sonucunda buluyorlar.
Yani kısaca, konu dışında veya çelişen bir durum yok.
Ama konuyu biraz farklı açıya getirmekte zorlanıyorum. Şöyle düşünün, ölçümlediğimiz her dalga boyu enerjisinin, bir dalga paketi olarak bir grup olduğunu. Hatta o grubu oluşturan alt dalgaların da daha farklı dalgaların birer grup paketi olduğunu düşünerek konuyu ele alsanız.
Belki daha anlaşılır olacak kastım.
morgan4658
Isigi ve prizmayi o anlamda ornekledim zaten, icerdigi farkli dalgalarin ayristirilmasi.Ama ayrisinca, basliktaki sorunun cevabi da, ikisinin enerjisinin farkli oldugu. OMG sorum da, bu protonun geleceginden haberdar olmalari sozkonusu degilken, emd yayilmasi icin halihazirda olmalari biraz zor.Detect icin farkli bir sistem kullanilmistir belki.Ister proton ister foton, enerji tespiti ayni yolks yapiliyor.LHC de belki dogru, ama sureklilik gostermeyen omg Ornegindeki gibi durumlari da dusunmemiz dogru olacaktir.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Sanırım yüksek enerjili kozmik ışınları ve nötrino tespiti için yapılan yer altı havuzlarında tespit edilmiştir.
Bu tür parçacıkları saptayacak başka hali hazırda gözlem sistemleri yok bildiğim kadarıyla.
Beyaz ışığın dalga boylarına ayrılmasında ise şöyle düşünüyorum. Yeni ortamın kırılma indisi farklı. Normalde hızları da aynı olduğu için aynı şekilde kırılmalarını bekliyoruz (n1/n2=Sinr/Sinİ) ama "kırmızı ışığın sınır açısı en büyük, mor ışığın sınır açısı en küçük. Skırmızı > Sturuncu > Ssarı > Syeşil > Smavi > Smor " Aralarındaki fark ise dalga boyları (Dolayısıyla frekansları da). Yani enerji içerikleri farklı. Buna karşılık ortamda etkileşime girdikleri elektronların titreşimleri ise sabit.
Yani elektronların her dalga boyu ile yapacağı girişimler ve bu girişimlerin dalga boyları da farklılaşacaktır.
Farklılaşma buradan başlıyor.
Ancak bu konuda tereddüdüm var.
Eğer ışık şeffaf ortamda hiç bir parçacık ile etkileşime girmese, bunun anlamı ortamdaki parçacıklar arasındaki boşluklardan geçiyor olması demektir. Bu durumda yeni ortamda hızının değişmemesi gerekir. Bu yüzden tutarlı bulmuyorum.
Hızının yavaşlaması için, muhakkak bir etkileşim olması gerekir. Elektronlarca fotonlar soğurulup, sonra tekrar salınıyorsa bu gecikmeyi açıklıyor ama aynı anda bir çok farklı frekanstaki fotonu absorbe edip, tekrar ayrıştırması da çok mantıklı gelmiyor.
Çünkü lazer elde edimindeki gibi, farklı dalga boylarında (gene belli bir aralıkta) ışın ile uyarılan elektronlar, tek bir dalga boyunda ve düzenli yapıda foton salıyorlar.
Prizma da olsa buna benzer bir sonuç bana daha makul geliyor.
Üçüncü ihtimal ise (bence en mantıklısı bu)
Huygens ilkesine göre noktasal kaynaktan çıkan bir dalganın her hangi bir anda ulaştığı konumda, yani dalga sınırında o konumdaki parçacıkların her biri de derhal küresel dalgacıklar yayarlar.
Öyleyse bir dalga sınırı üzerindeki her bir nokta öğesi, bir başka dalganın merkezini oluşturmaktadır.
Bu küresel dalgacıklar tekrar yeni bir dalga sınırı oluştururlar. Ve dalgalar bu şekilde yayılarak ilerler. Temelde Huygens ilkesi budur.
Beyaz ışıktaki farklı dalga boylarının frekansları, ortamda girdikleri zaman da değişmediği için, dalga boyları değişiyor. Bu da dalga hızının değişmesine sebep oluyor.
Ortamda ilerleyen ve kırılan olgunun, elektromanyetik dalganın, "dalga" kısmı olduğunu düşünüyorum. Fotonlar sadece aktarılan (sörfçü) pozisyonundaki alanlar oldukları için, dalgayla uyumlular.
Ortama giren beyaz ışıktaki farklı dalga boyları, değişen hızları ile ortamdaki elektronları parçacık olarak kullanıp, bunlar tarafından tekrar oluşturuluyorlar.
Dalgalar bir ortamda birbirlerinin içinde geçebildikleri ve etkilenmedikleri için, farklı dalga boylarının bir arada olması durumu etkilemiyor. Böylece hız farkından dolayı, dalga boyları arasında salınma/oluşma açıları farklılaşıyor ve bunu kırılma olarak ele alıyoruz.
Özetle, beyaz ışık içindeki farklı dalga boyları, girişte aynı hızda olsalar bile, ortamda her birindeki dalga boyu farkı ile hızları değiştiği için birbirlerinden farklılaşıyorlar. Ayrışıyorlar. Fotonlar bu ayrışmaya uyuyorlar. (Gerisi zaten ilk başta geldiğim nokta.)
destroyer6419
f arttığı zaman ortama düşen dalga sırası sayısı da artmıyor mu? Dalga sırası derken; dalganın 1 tam periodu.
o dediğin classic em wave için geçerli bebeğim. sen second quantization ne biliyo musun
destroyer6419
f arttığı zaman ortama düşen dalga sırası sayısı da artmıyor mu? Dalga sırası derken; dalganın 1 tam periodu.
o dediğin classical em wave için geçerli bebeğim. sen second quantization ne biliyo musun
destroyer6419
group theory bilmediğin için spini de kendi etrafında dönen elektron sanıyosundur şimdi sen lol
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Sen ne sanıyorsun spini sayın lol...
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Sen ne sanıyorsun spini sayın lol...
Gördüğüm kadarıyla başkalarının yazıları üzerinde ahkam kesmede ve eksik aramada fena değilsin.
Ama kendine ait fikir ve üretimin nedir? Ortada yok.
Kendisine has bir şey geliştirme kapasitesi olmayanlar, başkalarının bilgi ve düşüncelerini taklit ederek ne üretebilirler ki zaten.
Fizikte elbette bilgi eksikliğim var. Bunu inkar edecek değilim. Ana meslek veya eğitim alanım da değil. Kalan bilgilerim de senin yaşından daha eskidir sanırım.
Ama senin gibi "lol" ların tacizlerine rağmen, düşüncelerimi ortaya koyup savunacak kadar da cüretkarım.
Şimdi madem second quantization'dan bahsediyorsun. Bu bilgiyi kullanabilecek ve açıklayabilecek kapasite de olman lazım.
Bu bilgiyi kullanarak dene, yaklaşımımın yanlış olduğunu açıkla. Çürüt. İkna et.
Zaten beklentim de bu şekilde, gerçekten bilgi sahibi olanların bilgi veren-aktaran paylaşımları ile hem konuyu zenginleştirmesi, hem de eksiklerimi bana göstermesi.
Ama bunu yapacak kapasiten yok ise, sadece terimleri kullanarak (genel de yaptığın gibi) ahkam kesme...
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Not cesaret derken, gerçek ismini de ortaya koymanı beklerim... :-)
maxwell4493
lol nedir biri söyler mi acaba
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Bilmiyorum. Dilerim .
Olumludur.
destroyer6419
lol kötü bişey değil. gülücük emojisi gibi düşün. aslında haklısın araya maydanoz oldum gibi hisettim şimdi. istediğini yaz bana ne