burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Kırmızı ışığın fotonu mu, yoksa mavi ışığın fotonu mu daha enerjik?
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Uzaktaki yıldızların ışığı dünya ya doğru gelirken, doppler etkisiyle (evren genişlediği için) kızıla kayıyor.
Diğer yandan aynı ışık, çok güçlü kütle çekim alanından geçerken (nötron yıldızı gibi) kırılırken maviye kayabiliyor.
Bildiğimiz, mavi tarafın yüksek frekans, küçük dalga boyu ile daha yüksek enerjiye işaret ettiği.
Kızıla kayarken dalgaboyu da artıyor. Işığın aktardığı enerji miktarı azalıyor.
Bu temel bilgilerin yanında, kendi bilgilerinizi de ekleyerek, sourya cevap verebilir misiniz?
morgan4658
Orneklerinizden ilkii doppler, ikincisi ise kutlecekimsel kayma.Ben de ornek veriyim, doppler maviye kayma ( doppler olunca isigin acisi onemli) , donen bir galaksinin dunyaya / dunyaya / dogru gore donus yapan kismi maviye kaymadir.Ama galaksinin baska tarafindan bakan gozlemci icin ayni degildir.Oysa bir yildiz Dan kopan bir isik tum gozlemcilerde kizila kayar cunku yercekimseldir.
morgan4658
Yalniz orneklerinizin ilki doppler, ikincisi kutlecekimsel
turker-turksever2890
Bence kırmızı ışığınki. Çünkü elektromanyetik spektrumda kırmızıya doğru enerji artar. Bunun da onunla bir ilgisi yok mu?
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
@morgan Evet, özellikle örnekledim.
Aynı yıldızdan çıkan, aynı ışığın dünya ya gelirken, bir nötron yıldızının yanından geçtiğini senaristleştirdim. Bu ışık içindeki fotonun durumu özellikle ilginç...
(Çünkü cevap da senaryonun içinde bence..)
maxwell4493
Kırmızı olabilir. Frekans ve dalgaboyu ile enerji arasında nasıl bir orantı var ki
maxwell4493
Mavi renk elektromanyetik spektrumda daha sıcaktır. Bunun enerjisiyle bir alakası olabilir mi
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Mavi ışık daha kısa dalga boyu nedeni daha yüksek enerji içerir. Doğru.
Ancak bunun bence fotonların enerjisiyle alakası yok.
Bir ışık demeti, ortama ve şartlara göre kırmızıya kayarken, başka bir ortamda maviye kayabiliyor.
Buradan çıkan iki ihtimal var.
Ya fotonların enerji seviyeleri değişiyor 8ki bu bence enerji vardan yok olmaz, yoktan var edilmez ilkesiyle çelişiyor)
Ya da "fotonların enerji seviyeleri hiç değişmiyor" olmalı.
Bu durumda ise, maviye kayma ve kırmızıya kaymayı açıklayacak mantıklı başka bir bakış açısı gerekiyor. Üstelik Doppler ile de çelişmeyecek ve onu tasdikleyecek.
Yani bu sistemin altında yatan mekanik nasıldır?
Nedir?
Bulduğum cevap, "tüm fotonların özdeş olduğu ve ışık spectrumda nerede olursa olsun enerji seviyelerinin aynı olduğu" oldu.
Bu şu açıdan önemli. Bizler enerji aktarıcısı olarak fotonu düşündüğümüz için, fotonun enerji seviyelerinin farklı olduğu yönünde bir bakışımız var.
Mesela fotoelektrikte, elektronun uyarılması için gelen fotonun belli bir dalga boyu aralığında enerjili olması gerekiyor. (Altında ise elektron uyarılmıyor üstünde ise, elektronu uyaran miktardan sonra kalan enerji miktarı gene foton olarak yeni enerjisiyle yola devam ediyor gibi...)
Bu bakış açısı şimdiye kadar işe yaradı. Ama yeni ve işi daha kolaylaştırıcı bir yaklaşım gerekiyor.
Çünkü bu bakış açısı tamamen yanlış değil ama eksik-hatalı.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Mavi ışık daha kısa dalga boyu nedeni daha yüksek enerji içerir. Doğru.
Ancak bunun bence fotonların enerjisiyle alakası yok.
Bir ışık demeti, ortama ve şartlara göre kırmızıya kayarken, başka bir ortamda maviye kayabiliyor.
Buradan çıkan iki ihtimal var.
Ya fotonların enerji seviyeleri değişiyor 8ki bu bence enerji vardan yok olmaz, yoktan var edilmez ilkesiyle çelişiyor)
Ya da "fotonların enerji seviyeleri hiç değişmiyor" olmalı.
Bu durumda ise, maviye kayma ve kırmızıya kaymayı açıklayacak mantıklı başka bir bakış açısı gerekiyor. Üstelik Doppler ile de çelişmeyecek ve onu tasdikleyecek.
Yani bu sistemin altında yatan mekanik nasıldır?
Nedir?
Bulduğum cevap, "tüm fotonların özdeş olduğu ve ışık spectrumda nerede olursa olsun enerji seviyelerinin aynı olduğu" oldu. diğer bir deyişle, sadece mavi ve kırmızı ışın fotonu değil, 50 derecedeki su ile 1500 derecedeki sıvı demirden dağıtılan fotonun da bunlarla özdeş olduğunu düşünüyorum.
Bu şu açıdan önemli. Bizler enerji aktarıcısı olarak fotonu düşündüğümüz için, fotonun enerji seviyelerinin farklı olduğu yönünde bir bakışımız var.
Mesela fotoelektrikte, elektronun uyarılması için gelen fotonun belli bir dalga boyu aralığında enerjili olması gerekiyor. (Altında ise elektron uyarılmıyor üstünde ise, elektronu uyaran miktardan sonra kalan enerji miktarı gene foton olarak yeni enerjisiyle yola devam ediyor gibi...)
Bu bakış açısı şimdiye kadar işe yaradı. Ama yeni ve işi daha kolaylaştırıcı bir yaklaşım gerekiyor.
Çünkü bu bakış açısı tamamen yanlış değil ama eksik-hatalı.
morgan4658
Bazen denilmek istenilen tam anlasilamiyor, bir virgul bile hata yaptiriyor.
O nedenle sormak istedim , su cumleyi yazdiniz "tüm fotonların özdeş olduğu ve ışık spectrumda nerede olursa olsun enerji seviyelerinin aynı olduğu" oldu."
Isik derken kastiniz gorunen spektrum mu ? yani aslinda visible spektrum da, ondan soruyorum.
Cunku red veya blueshifting her emd'de soz konusudur.
morgan4658
Bazen denilmek istenilen tam anlasilamiyor, bir virgul bile hata yaptiriyor.
O nedenle sormak istedim , su cumleyi yazdiniz "tüm fotonların özdeş olduğu ve ışık spectrumda nerede olursa olsun enerji seviyelerinin aynı olduğu" oldu."
Isik derken kastiniz gorunen spektrum mu ? cunku fizikteki isik spektrumu , gorunen spektrumdur, ancak siz gercekten bunu mu kastettiniz?
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Terimi yanlış- yetersiz kullanmışım.
Enerji alış verişinde kullanılan tüm fotonları, gamma ışınları gibi çok yüksek enerjili olanları dahil kast ediyorum. (İster görünen ışık, ister radyo dalgaları, ister ısı alış verişi fark etmiyor.)
Mantığını bir kere kavrayınca, enerji alışverişi ile alakalı tüm konular makul bir anlaşılırlığa kavuşuyor. Çünkü hepsinde sistem aynı temel mantığa dayanıyor.
Dahası ivmelendirme esnasında bir sisteme enerji yüklenmesi de (momentum olarak korunan kısım) aynı mantığa dayanıyor. (Ama ayrı bir konu başlığına ihtiyaç duyuyor...)
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
https://tr.wikipedia.org/wiki/I%C5%9F%C4%B1k#/media/Dosya:Eletromanyetik_dalga_tayf%C4%B1.png
morgan4658
Sormamdaki maksat, yanlis anlasilma olmasin ( isik anlaminda kastetmediginizi hemen anladim, ancak bunu gozardi etmeyenlerin olmasi muhtemel). Cunku kizil veya maviye kayma her foton veya foton demeti icin gecerli. simdi ise, sizin savinizi curutmekle ugrasacagim, Saka tabii ki, irdelemem lazim sadece.
morgan4658
Ilk, bilgim dahilindeki cevap , doppler etkisinin tabii ki gozlemci acisindan olacagi, bunu "bagil hiz" gibi , ama "bagil frekans" seklinde cevrilmesi olarak kabul ediyorum. Bize kizila kayma olarak gorunen bir foton, diger taraftaki icin maviye kayma seklinde olur.
Bunun anlami, fotonun referansa bagli acisinin cok onemi oldugu.
Ancak referansa bagli olmayan kutlecekimsel kaymalar , gecicidir. alandan ciktiginda, mantiken eski enerjisinde ilerler.Buradaki soru , kutlecekimine ugrayan bir foton , alandan ciktiginda ayni foton mudur ?
Bence dediginiz gibi degil, en azindan henuz tartmadan, zaman ayirmadanki fikrim bu. Carpistiricilarda da gordugumuz gibi , foton olustugu anda ( daha dogrusu parcaciklar maddesel tepkimelerini yapip atik olan enerjilerini foton olarak saldiklarinda ) , ne ise odur.Tabii ki bunu prizmadan cikan mavi veya kizil fotona kiyaslayamayiz. Prizmadan gecen tek bir foton kirilmaz, ancak foton demetleri renklere ayrilir.Ve tabii ki enerjileri esit degil, bu da , isik demetinin bir tur etkilesime giren ve oprtaya cikardigi sonuctur, feymann diyagramlari gibi bile ifade edebiliriz, ama bilimi mahvetmis oluruz. bu gunahi ben isleyeyim Xyw+p = yb+yr+yg ( y foton , x foton sayisi , rgb renkler ).
Kisacasi kirmizi bir foton , prizma gibi bir etki olmadikca yaratilmaz tahminimce evrende. ( iste prizma deyin, nemli ortam ve fon ile mesela gokkusagi gibi, ayin etrafindaki hale gibi ) .
Auroralarda farkli renk cikislarinin nedeni de ayni sekilde, parcaciklarin sahip oldugu enerji miktarlarindaki farklilik.
Simdilik klasik fizigin tarafindayim, ama ikna edilebilirligim var.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Elimizde basit bir algılayıcı olsun. Gelen her tür elektromanyetik dalgayı saptayabilecek kadar duyarlı olsun.
Ölçümü neye göre yaparız? Frekansına (hz) ve dalga boyuna (m) göre... Birim sürede alınan enerji miktarı bu iki veriyle direk ilişkili.
Birim sürede algılayıcı üzerine düşen ışık miktarına göre ışığın dalga boyu ve frekansı saptanır.
Eğer frekansı yüksek ise (mesela thz) dalga boyu da küçük, bunun anlamı algılayıcı üzerine birim sürede çok fazla dalga sırasının üstü üste bineceğidir. Düşük frekansta ise tam tersi bir durum olacaktır.
Algılayıcı her dalga sırası tarafından uyarılırken, bu bir rezonans etkiye yol açmaktadır.
Her dalga sırası sisteme eklendikçe rezonans artmaktadır.
Yüksek frekansta algılayıcı (gözlemci, alıcı, uyarılan) üzerinde, birim sürede daha çok dalga sırası yoğunlaşmaktadır. Düşük frekansta ise bu dalga sırası sayısı azalmaktadır.
Her dalga sırasının getirdiği foton titreşime sebep olmaktır.
Bunları girişim genlikleri ise foton sayısı artıkça artacaktır.
Şimdi her dalga sırasında,tek dize foton taşındığını ve fotonların enerjilerinin eşdeğer-özdeş olduğunu düşünelim.
Işık hızı sabit olduğu için, Uzayın genleşmesinden dolayı bu ışığın dalga sıraları arasındaki mesafe de genişleyecektir. (Doppler)
Böyle alıcı üzerinde birim sürede toplanan dalga sırası (dolayısıyla toplanan ve ortak girişime giren foton sayısı da) azalacaktır.
Biz toplam sonuçla ilgilendiğimiz için, yani bu fotonların ortak girişimleri (süper pozisyonları) bu kızıla kayma olacaktır.
Tam tersi bir durumda ise eğer dalga sıraları, ortam nedeni ile birbirine yakınlaşırsa, bu sefer maviye kayma olarak tespit edilecektir.
Kristalden geçen beyaz ışığın, renklere ayrılması, içindeki farklı frekanstaki (dolayısıyla dalga boyundaki, çünkü hızları eşit) dalga sıralarının, elektronlarla farklı açılarda etkileşime girmesinin matematiksel sonucu..
Sonuç olarak; bizler elektromanyetik dalgayı birim sürede girişim yapan dalga sıralarının süperpozisyonlarına (girişimlerinin genliği) göre belirliyoruz.
Her iki durumda da bir dalga sırasında bulunan bir fotonun enerjisi değişmiyor.
(Bir saniye de gelen 1000 fotonun yapacağı girişim genliği ile 100 000 fotonun girişim genliği, sonuç olarak aynı değil.)
https://1.bp.blogspot.com/-z7FRKDtkkH8/Xs5S9fsh7SI/AAAAAAAAHHY/-Gm0Q5NQFQw5W1xt2ADrEmfKpx9UITrYgCLcBGAsYHQ/s1600/superposition2.png
destroyer6419
full yanlış lol
maxwell4493
Kimi söylüyorsun
maxwell4493
İkisi de mantıklı