morgan4658
"bir saniye içinde 300bin km hız ile titreşen sicimler" ne demek ?
gokhan-deveci2618
Morgan,
O ifade bir ön ifade idi. O duruma bir sonraki yazımda açıklık getirdiğimi düşünüyorum.
Daha açık ifadeler ile altını çizmiş olalım.
Her bir sicim, bir planck uzunluğuna karşılık gelmektedir.
Ve ışık, her bir planck zamanında, bir planck uzunluğu yolu, her bir sicimin titreşim hareketi sayesinde almaktadır.
Sicimler birer enerji dalgasıdır. Ve herhangi bir dalganın yayılma hızı, dalga boyu ve frekansının çarpımına eşittir. Planck ölçeğinde olduğu için dalga boyunu hesaba katmadan, dalganın frekans değerini dalganın yayılma hızı olarak lanse ettim.
Ama sicimin yayılma hızıda tabiki dalgaboyu ve frekansının çarpımına eşittir.
Sonuç olarak ışık, bir planck zamanında, bir sicim kadar yol almaktadır. Ve bu bir sicim kadar yolu, sicimle beraber/sicim üzerinde almaktadır ve ışığın hızı sicimin(enerji dalgasının) yayılma hızıdır.
Ve sicimler üzerinde bir saniye boyunca yol alan ışık bu süre zarfında 300bin km mesafe katetmiş olmaktadır...
morgan4658
Planck sabitlerini biliyorum, titresim hizini anlamamistim, frekansi aciklamissiniz, sorun yok.
Ancak sonuc olarak sizin zaman boyutunun hizi zaten planck sabitlerinde ,"isigin bir planck zamaninda katettigi yok 1 planck uzunlugudur" ve de bu hiz C olarak gecmektedir.
Sizin savinizdaki tek farklilik isigin degil, zamanin hizinin C oldugu, bu nedenle de C hizina sahip olan olgularin burada limitlenmis olmasi.
Yani bilinen zaten C nin plank uzunlugu/planck zamani oldugu.
Ancak planck uzunlugu, zaten "C" uzerine hesaplanmis bir uzunluk.
Dilerim anlatabilmisimdir. C de, ilk olarak foton hizinda kesfedildi.Fotonun hizinin bagil olmadigini ve sabi kaldigini anladiklarinda, C nin bir limit oldugu anlasildi.
Ancak planck uzunlugu, zaten "C" uzerine hesaplanmis bir uzunluk.
Yani zamanin hizini hesaplarken, isik hizi limitinin kullanildigi bir birim sistemi uzerinden yurumeniz ne kadar dogru olabilir ?
gokhan-deveci2618
Morgan,
Yeni tezimi lanse edeceğim birazdan ve herşey daha iyi anlaşılacak.
Fakat açıklama yapmamı gerektiren bir ifaden ve iddian olduğu için birşeyler yazmak zorunda bırakıyorsun beni.
"Ancak planck uzunlugu, zaten "C" uzerine hesaplanmis bir uzunluk" diyorsun.
Zamanı anlamaya ilişkin elimizdeki tek veri ışığın bir saniye içinde sürekli ve sabit olarak 300bin km hız ile hareket ediyor olmasıdır.
Sana bu sabiti veren evren. Ve yine evrendeki birtakım başka sabitleride bularak planck ölçeğindeki sabitleri de bu sayede tespit edebiliyorsun.
Gelinen noktada bilimi bu soru yormuyor mu zaten:
Evrendeki sabit değerler neden sabit ve neden tespit edilen bu rakamdalar?
Yeni tezimi bekle, soru sormadan önce...
gokhan-deveci2618
Evet...
Yeni bir tez daha:
Bu tezler yeni bir kuramın* ayak sesleridir...
Tez:
ZAMAN, MADDENİN KENDİSİDİR.
[ ZAMAN = MADDE ]
4. boyut olarak anlamaya çalıştığımız zaman/zaman boyutu, maddenin ta kendisidir.
Yani aslında 4. Boyut, madde boyutudur.
Peki madde nedir?
Görünen evreninin kendisi de dahil olmak üzere tüm görünen varlıktır.
Yani:
MADDE = VARLIK = CİSİM = ENERJİ = KÜTLE
Görünen evren, birbirine bağlı olan ve titreşen sicimlerden oluşan 3 boyutlu bütünleşik bir yapıdır.
Ve aynı frekansta titreşen ve birbirine bağlı sicimlerin oluşturduğu bu 3 boyutlu yapının tamamı, bir zaman/varlık/madde boyutudur.
"Uzay-zaman dokusu" olarak anlamaya çalıştığımız, bu yapıdır.
Bu noktada kavramları tekrar ele alalım.
Daha önce ifade ettiğim üzere, içinde yaşadığımız evren üç adet mekan boyutundan oluşmaktadır. Uzunluk boyutu ileri-geri, genişlik boyutu sağa-sola ve yükseklik boyutu yukarı-aşağı yönlerde hareket edebilmemize olanak sağlamaktadır.
Ve fakat mekân boyutları içinde hareket edebilmemizi sağlayan ise zaman boyutudur/boyutlarıdır diye ifade etmiştim.
Bir örnekle ile anlamaya çalışalım.
Odanızda oturuyorsunuz. Haliyle evrendeki herşey gibi sizin odanızda 3 boyutlu.
Odanızın 100 metreküp olduğunu varsayalım.
Odanızdaki tüm oksijen çekip alınıyor ve sadece bir şekilde, odanızın bir köşesindeki 8 metreküp hacmindeki görünmeyen bir küpün içine veriliyor.
Oksijensiz hareket edemeyeceğiniz için bu görünmeyen küpün içinde artık sadece hareket edebilirsiniz.
Bu örnekte uzay mekâna yani odanın tamamına, oksijen ve oksijenin olduğu görünmeyen küp ise zaman boyutuna karşılık gelmektedir.
Oda ve küpün tamamı ise evrene karşılık gelmektedir.
İşte bu oksijenden oluşan küpün yani 4. boyutun içindeyiz.
Bu küp tamamen birbirine bağlı ve aynı frekansta titreşen sicimlerden oluşmaktadır. Bu sicimler hem "uzay-dokusunu" hemde atomu ve tüm onu oluşturan parçacıkları ve tabi maddeyi oluşturmaktadır.
Yani madde ve "uzay-zaman dokusu" bütünleşik bir yapının unsurlarıdır.
Devam edeceğiz...
*Kuram: Bir düşüncenin veya düşüncelerin genel, soyut ve rasyonel olmasıdır.
gokhan-deveci2618
Evet...
Yeni bir tez daha...
Bu tezler yeni bir kuramın* ayak sesleridir...
Tez:
ZAMAN, MADDENİN KENDİSİDİR.
[ ZAMAN = MADDE ]
4. boyut olarak anlamaya çalıştığımız zaman/zaman boyutu, maddenin ta kendisidir.
Yani aslında 4. Boyut, madde boyutudur.
Peki madde nedir?
Görünen evreninin kendisi de dahil olmak üzere tüm görünen varlıktır.
Yani:
MADDE = VARLIK = CİSİM = ENERJİ = KÜTLE
Görünen evren, birbirine bağlı olan ve titreşen sicimlerden oluşan 3 boyutlu bütünleşik bir yapıdır.
Ve aynı frekansta titreşen ve birbirine bağlı sicimlerin oluşturduğu bu 3 boyutlu yapının tamamı, bir zaman/varlık/madde boyutudur.
"Uzay-zaman dokusu" olarak anlamaya çalıştığımız, bu yapıdır.
Bu noktada kavramları tekrar ele alalım.
Daha önce ifade ettiğim üzere, içinde yaşadığımız evren üç adet mekan boyutundan oluşmaktadır. Uzunluk boyutu ileri-geri, genişlik boyutu sağa-sola ve yükseklik boyutu yukarı-aşağı yönlerde hareket edebilmemize olanak sağlamaktadır.
Ve fakat mekân boyutları içinde hareket edebilmemizi sağlayan ise zaman boyutudur/boyutlarıdır diye ifade etmiştim.
Bir örnekle ile anlamaya çalışalım.
Odanızda oturuyorsunuz. Haliyle evrendeki herşey gibi sizin odanızda 3 boyutlu.
Odanızın 100 metreküp olduğunu varsayalım.
Odanızdaki tüm oksijen çekip alınıyor ve sadece bir şekilde, odanızın bir köşesindeki 8 metreküp hacmindeki görünmeyen bir küpün içine veriliyor.
Oksijensiz hareket edemeyeceğiniz için bu görünmeyen küpün içinde artık sadece hareket edebilirsiniz.
Bu örnekte uzay mekâna yani odanın tamamına, oksijen ve oksijenin olduğu görünmeyen küp ise zaman boyutuna karşılık gelmektedir.
Oda ve küpün tamamı ise evrene karşılık gelmektedir.
İşte bu oksijenden oluşan küpün yani 4. boyutun içindeyiz.
Bu küp tamamen birbirine bağlı ve aynı frekansta titreşen sicimlerden oluşmaktadır. Bu sicimler hem "uzay-dokusunu" hemde atomu ve tüm onu oluşturan parçacıkları ve tabi maddeyi oluşturmaktadır.
Yani madde ve "uzay-zaman dokusu" bütünleşik bir yapının unsurlarıdır.
Devam edeceğiz...
*Kuram: Bir düşüncenin veya düşüncelerin genel, soyut ve rasyonel olmasıdır.
gokhan-deveci2618
Evet...
Yeni bir tez daha:
Bu tezler yeni bir kuramın* ayak sesleridir...
Tez:
ZAMAN, MADDENİN KENDİSİDİR.
[ ZAMAN = MADDE ]
4. boyut olarak anlamaya çalıştığımız zaman/zaman boyutu, maddenin ta kendisidir.
Yani aslında 4. Boyut, madde boyutudur.
Peki madde nedir?
Görünen evreninin kendisi de dahil olmak üzere tüm görünen varlıktır.
Yani:
MADDE = VARLIK = CİSİM = ENERJİ = KÜTLE
Görünen evren, birbirine bağlı olan ve titreşen sicimlerden oluşan 3 boyutlu bütünleşik bir yapıdır.
Ve aynı frekansta titreşen ve birbirine bağlı sicimlerin oluşturduğu bu 3 boyutlu yapının tamamı, bir zaman/varlık/madde boyutudur.
"Uzay-zaman dokusu" olarak anlamaya çalıştığımız, bu yapıdır.
Bu noktada kavramları tekrar ele alalım.
Daha önce ifade ettiğim üzere, içinde yaşadığımız evren üç adet mekan boyutundan oluşmaktadır. Uzunluk boyutu ileri-geri, genişlik boyutu sağa-sola ve yükseklik boyutu yukarı-aşağı yönlerde hareket edebilmemize olanak sağlamaktadır.
Ve fakat mekân boyutları içinde hareket edebilmemizi sağlayan ise zaman boyutudur/boyutlarıdır diye ifade etmiştim.
Bir örnekle ile anlamaya çalışalım.
Odanızda oturuyorsunuz. Haliyle evrendeki herşey gibi sizin odanızda 3 boyutlu.
Odanızın 100 metreküp olduğunu varsayalım.
Odanızdaki tüm oksijen çekip alınıyor ve sadece bir şekilde, odanızın bir köşesindeki 8 metreküp hacmindeki görünmeyen bir küpün içine veriliyor.
Oksijensiz hareket edemeyeceğiniz için bu görünmeyen küpün içinde artık sadece hareket edebilirsiniz.
Bu örnekte uzay mekâna(mekân boyutlarına) yani odanın tamamına, oksijen ve oksijenin olduğu görünmeyen küp ise zaman boyutuna karşılık gelmektedir.
Oda ve küpün tamamı ise evrene karşılık gelmektedir.
İşte bu oksijenden oluşan küpün yani 4. boyutun içindeyiz.
Bu küp tamamen birbirine bağlı ve aynı frekansta titreşen sicimlerden oluşmaktadır. Bu sicimler hem "uzay-dokusunu" hemde atomu ve tüm onu oluşturan parçacıkları ve tabi maddeyi oluşturmaktadır.
Yani madde ve "uzay-zaman dokusu" bütünleşik bir yapının unsurlarıdır.
Devam edeceğiz...
*Kuram: Bir düşüncenin veya düşüncelerin genel, soyut ve rasyonel olmasıdır.
gokhan-deveci2618
Evet...
Yeni bir tez daha...
Bu tezler yeni bir kuramın* ayak sesleridir...
Tez:
ZAMAN, MADDENİN KENDİSİDİR.
[ ZAMAN = MADDE ]
4. boyut olarak anlamaya çalıştığımız zaman/zaman boyutu, maddenin ta kendisidir.
Yani aslında 4. Boyut, madde boyutudur.
Peki madde nedir?
Görünen evreninin kendisi de dahil olmak üzere tüm görünen varlıktır.
Yani:
MADDE = VARLIK = CİSİM = ENERJİ = KÜTLE
Görünen evren, birbirine bağlı olan ve titreşen sicimlerden oluşan 3 boyutlu bütünleşik bir yapıdır.
Ve aynı frekansta titreşen ve birbirine bağlı sicimlerin oluşturduğu bu 3 boyutlu yapının tamamı, bir zaman/varlık/madde boyutudur.
"Uzay-zaman dokusu" olarak anlamaya çalıştığımız, bu yapıdır.
Bu noktada kavramları tekrar ele alalım.
Daha önce ifade ettiğim üzere, içinde yaşadığımız evren üç adet mekan boyutundan oluşmaktadır. Uzunluk boyutu ileri-geri, genişlik boyutu sağa-sola ve yükseklik boyutu yukarı-aşağı yönlerde hareket edebilmemize olanak sağlamaktadır.
Ve fakat mekân boyutları içinde hareket edebilmemizi sağlayan ise zaman boyutudur/boyutlarıdır diye ifade etmiştim.
Bir örnekle ile anlamaya çalışalım.
Odanızda oturuyorsunuz. Haliyle evrendeki herşey gibi sizin odanızda 3 boyutlu.
Odanızın 100 metreküp olduğunu varsayalım.
Odanızdaki tüm oksijen çekip alınıyor ve sadece bir şekilde, odanızın bir köşesindeki 8 metreküp hacmindeki görünmeyen bir küpün içine veriliyor.
Oksijensiz hareket edemeyeceğiniz için bu görünmeyen küpün içinde artık sadece hareket edebilirsiniz.
Bu örnekte uzay mekâna(mekân boyutlarına) yani odanın tamamına, oksijen ve oksijenin olduğu görünmeyen küp ise zaman boyutuna karşılık gelmektedir.
Oda ve küpün tamamı ise evrene karşılık gelmektedir.
İşte bu oksijenden oluşan küpün yani 4. boyutun içindeyiz.
Bu küp tamamen birbirine bağlı ve aynı frekansta titreşen sicimlerden oluşmaktadır. Bu sicimler hem "uzay-dokusunu" hemde atomu ve tüm onu oluşturan parçacıkları ve tabi maddeyi oluşturmaktadır.
Yani madde ve "uzay-zaman dokusu" bütünleşik bir yapının unsurlarıdır.
Devam edeceğiz...
*Kuram: Bir düşüncenin veya düşüncelerin genel, soyut ve rasyonel olmasıdır.
morgan4658
Gokhan Bey...
"Fakat açıklama yapmamı gerektiren bir ifaden ve iddian olduğu için birşeyler yazmak zorunda bırakıyorsun beni." , eh iste bu platform beyin firtinasi platformu, makale yazip kabul ettirme yeri degil.Size sorular sormadan, karsi taraflarin kafasinda sizin dusuncenizde eksik oldugunu dusundugu yerleri sordurmadan fikrinizi aciklamanizin anlami var mi ?
Hala size "siz" diye hitap ediyorum.
Beyin firtinasinda hicbir fikir sacma olmaz.
gokhan-deveci2618
Morgan, ileri sürdüğüm düşünceleri "saçma" bulmanı önem
gokhan-deveci2618
Morgan,
eri sürdüğüm düşünceleri "saçma" bulmanı önem
gokhan-deveci2618
Polemik yok. Konuyu gürültüye getirmek yok.
Burada kimseye birşey "kabul ettirmenin" peşinde değilim.
Farkındalık için buradayım.
Tezlerim net.
Antitez varsa buyrun...
Yoksa kaydadeğer sorulara cevap verererek devam edeceğim.
gokhan-deveci2618
Polemik yok. Konuyu gürültüye getirmek yok.
Burada kimseye birşey "kabul ettirmenin" peşinde değilim.
Farkındalık için buradayım.
Tezlerim net.
Antitez varsa buyrun...
Yoksa kaydadeğer sorulara cevap vererek devam edeceğim...
gokhan-deveci2618
Polemik yok. Konuyu gürültüye getirmek yok.
Burada kimseye birşey "kabul ettirmenin" peşinde değilim.
Farkındalık için buradayım.
Tezlerim net.
Antitez varsa buyrun...
Yoksa kaydadeğer sorulara cevap vererek devam edeceğim...
gokhan-deveci2618
Polemik yok. Konuyu gürültüye getirmek yok.
Burada kimseye birşey "kabul ettirmenin" peşinde değilim.
Farkındalık yaratmak için buradayım.
Tezlerim net.
Antitez varsa buyrun...
Yoksa kaydadeğer sorulara cevap vererek devam edeceğim...
hic-kimseyle-tartismaz9132
Gökhan Bey, tezleriniz yeni değil. Bu sitede daha önce benzerleri ile karşılaştık. İspatlanamayacak bir iddanın anti tezi de olmaz. Bu sizi haklı veya doğru yapmaz. Sadece bir bakış açısı değerli olabilirler.
Ama son kararı, ölçüm ve değerlendirme yapan bilimcilerin deneye ve gözleme bağlı sonuçları belirler.
Doğru veya haklı olmak için, bilimcilerin sizi doğrulayan sonuçlarını da belirtmek lazım.
gokhan-deveci2618
Ya sabır...
Hiç Kimseyle Tartışmaz,
"eskiden söylendi" gerekçesi ile düşüncelerimi önemsizleştirme gayretinin, motivasyonunun arkasındaki karakteristiğini anlıyorum.
Tez bir fikirdir. Antitez ise karşıt fikirdir.
Örneğin "zaman yavaşlamıyor" dedim. Hayır zaman yavaşlıyor diyorsan, bu karşıt fikrini rasyonel bir şekilde gerekçelendirip sunarsın.
Ve tezinin rasyonel olup olmadığı, değerlendirilir ve kaydadeğer ise tez sahibi tarafından çürütülür ki bu da sentez oluşturur.
Sen sadece yazıyorsun ve sadece boş laflar. Yani sadece "gürültü yapıyorsun", o kadar. Ve bunu da hangi motivasyonla yaptığını iyi biliyorum.
Sicimleri tespit edecek teknolojiye sahipmiyiz ki bunlar test edilip, bilimciler tarafından onaylansın veya reddedilsin.
Yani ya teze katkı sunacak düşüncen varsa sunarsın, ya antitezin varsa bunu rasyonel bir temele dayandırarak gerekçeleriyle sunarsın.
Bu iki yönde düşüncen yoksa sözde fikir beyan etmenin rasyonel bir amacı olamaz.
Dünya'da neler olup bittiğinin de farkındayım. Rasyonel gerekçeleriyle beraber ileri sürdüğüm tezler ki bir kuramdır şu haliyle bile, ilk kez tarafımdan kamuoyu ile paylaşılmaktadır.
Sonuç:
Sorun varsa sor. Kaydadeğer ise cevaplayacağım. Ama attığın sözde yorumları daha dikkâte almayacağım.
gokhan-deveci2618
Ya sabır...
Hiç Kimseyle Tartışmaz,
"eskiden söylendi" gerekçesi ile düşüncelerimi önemsizleştirme gayretinin, motivasyonunun arkasındaki karakteristiğini anlıyorum.
Tez bir fikirdir. Antitez ise karşıt fikirdir.
Örneğin "zaman yavaşlamıyor" dedim. Hayır zaman yavaşlıyor diyorsan, bu karşıt fikrini rasyonel bir şekilde gerekçelendirip sunarsın.
Ve tezinin rasyonel olup olmadığı, değerlendirilir ve kaydadeğer ise tez sahibi tarafından çürütülür ki bu da sentez oluşturur.
Sen sadece yazıyorsun ve sadece boş laflar. Yani sadece "gürültü yapıyorsun", o kadar. Ve bunu da hangi motivasyonla yaptığını iyi biliyorum.
Sicimleri tespit edecek teknolojiye sahipmiyiz ki bunlar test edilip, bilimciler tarafından onaylansın veya reddedilsin.
Yani ya teze katkı sağlayacak düşüncen varsa sunarsın, ya antitezin varsa bunu rasyonel bir temele dayandırarak gerekçeleriyle sunarsın.
Bu iki yönde düşüncen yoksa sözde fikir beyan etmenin rasyonel bir amacı olamaz.
Dünya'da neler olup bittiğinin de farkındayım. Rasyonel gerekçeleriyle beraber ileri sürdüğüm tezler ki bir kuramdır şu haliyle bile, ilk kez tarafımdan kamuoyu ile paylaşılmaktadır.
Sonuç:
Sorun varsa sor. Kaydadeğer ise tezin anlaşılması için cevaplayacağım. Ama attığın sözde yorumları daha dikkâte almayacağım.
hic-kimseyle-tartismaz9132
Bilmukabele...