necmi-tufek7866
Burtay Bey,
Kendiniz istediğiniz gibi düşünüp, teori geliştirebilirsiniz. Burada soru soran öğrenciler var, ödev hazırlamak için soranlar var. Siz genel fizik anlayışı dışında, sadece kendiniz öyle uygun görüyorsunuz diye geliştirdiğiniz başka bir fizik anlayışını onlara empoze etmeyiniz. Vicdanınız nasıl buna izin veriyor? Ya zayıf not alırlarsa?
Biz ayrıca bu konuları farklı bir başlık altında özgürce işleyebiliriz. Ama soru soran birine yanıt verirken de genel fizik kurallarının dışına çıkmamalıyız diye düşünüyorum. İtirazım bu yöndedir.
morgan-frei5424
Burtay bey,
Birseyi anlamadim.Isik yogun bir ortama girerken , dalga boyu degisiyor, ve hizi da degisiyor, ama frekansi, yani enerjisi sabit kalmiyor mu ?
Kisacasi "Delta enerji" devamli sifir degil midir ?
Fikrinizi anlamaya calisiyorum.
omer-karanlik-profil5833
foton; aynı renk 2 kuarktan oluşan bir bozon değil miydi_?
kuark kütlesi olmasına rağmen aynı renk 2 kütleli kuarkın birleşimi nasıl olurda kütlesiz bir bozon meydana getirir_?
bozon; bose-einsten yoğunlaşmasına uyan bir parçacık olmasına rağmen (bose-einsten durumu mutlak 0 a yakın durumlarda ortaya çıkıyor) foton neden sıcaktır_?
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Işık yoğun ortama girdiğinde, değişen onu taşıayna dalganın dalga boyu. Frekanslar her durumda aynı...
Daha önceki başka bir sorunun açıklamasında olduğu gibi, dalga boyu genliği (wavelenght) daralıyor, hızı yavaşlıyor ama dalganın genliğinde taşıdığı toplam enerji miktarı değişmiyor.
Genlik tabanı daralırken, boyu (amplitude) yükseliyor. Böylece dalganın taşımış olduğu enerji korunmuş oluyor. (Eğer integrali alınırsa, bu alanların eşit olması gerekiyor yani... http://bit.ly/2nE3Rr8 ) (Eğer dalgalar enerjilerini genliklerinde "saklamıyorlarsa", yaklaşımım çöker.)
Ama taşımış olduğu fotonların taşıdığı enerji miktarı değişiyor. Fotonlar bu enerjilerinin bir kısmını ya da tamamını (ortamın özelliklerine göre) ortamdaki parçacıklara aktarıyor.
Eğer tamamını aktardılarsa zaten, çıktıklarında onların saptanmasını sağlayacak bir gösterge (foton) kalmıyor zaten.
Ama kast ettiğiniz "delta enerjisi" nedir? Neyi temsil ediyor? Bilmiyorum.
Işığı, foton ve dalga ikilisinden oluşan bileşik bir sistem olarak ele alırsanız, sanırım cevabı bulursunuz.
Ya da ufak bir açıklama yaparsanız (internette beyin dalgalarından başka delta dalgası bulamadım) cevaplamaya çalışırım.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Necmi Bey, Merhaba...
Zayıf not alırlarsa mı? Armut piş, ağzıma düş yapmasınlar. Ben çocuğum tek bir ödevini bile yapmadım. Liseye kadar geldi.
(Dersleri ise felaket. Yazdığı o abuk sabukl vurdulu kırdılı multiplayer oyunda, stereo bakışla (dürbünle) , nasıl hedefin mesafesini tayin edeceğini öğrenip, programını yazıyor ama bir üçgenin verilen iç açılarına göre ve bir köşe uzunluğuna göre diğerlerini bulmayı beceremiyor. Nasıl bir kuşak bu anlamadım.)
İnternette çok ders kaynağı var. Zaten çoğu da temel fizik düzeyinde, klasik fizik eğitimi veriyor.
Bizim konularımız pek girmiyor kitaplara. Üniversitelerde bile eğer fizik bölümünde değilseniz, temel fizik -Newton fiziği veriliyor. Fizik bölümündeyseniz, 2nci sınıftan sonra bu temel üzerine başlıyor konular.
Fiziği seven ve ilgi duyan birisi, not almak için yazması gerekenle, merakı için üzerinde düşünmesi gerekeni ayırt edebilir.
Ha, bizim yazdıklarımızı okulda ileri sürüp, parlamak istiyorsa, onun bileceği iş.
İlk varsayımımı İngilizce olarak yurt dışındaki bir çok üniversitenin fizik bölümü hocalarına e-postaladım. Çoğunluğu eleştirel, bir kaçı yol gösterici olmak üzere, bir kısmı geri dönüş yaptı.
Ülkemizdekilere de yolladım. Türkçesini de İngilizcesini de. Sadece bir tanesi geri döndü. Sevgili ODTÜ'mün bir hocası .. Onun cevabı da " No,it can't..."
Aralarındaki diğer fark ise, yurt dışından olan dönüşlerin süresi bir kaç hafta ile bir ayı bulması. Türkiyeden aldığım tek geri dönüş, 24 saat bile olmadı...
(İlginçtir Japonya dan hiç geri dönüş almadım. Sonradan farkettim ki, listede fakülte dekanının ismi olduğu için, diğerleri onun önceliği var diyerek bakmamışlar bile...:-)
O yüzden, öğrencilerin yanlış düşünmesi -öğrenmesi korkutmuyor beni. Üstelik, şimdiye kadar doğruların içinde, yanlış şeyleride belletmeye çalışmışlar, ben doğrusunu göstermeye çalışıyorum... :-) :-) :-)
Başka birisi de benim yanlışlarımı ve kendi doğrularını gösterir onlara... Başka nasıl bu iş gelişecek ki...
Aksi halde bize verilenle yaşamayı öğrenip, tek bir din kitabından yüzbinlerce sayfa ilmihal çıkartan yorumcular oluruz.
Belki de artık, modern fiziğin, klasik fiziğe yaptığı gibi, kitabı yenileme vakti gelmiş, hatta geçmiş olabilir.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Necmi Bey, Merhaba...
Zayıf not alırlarsa mı? Armut piş, ağzıma düş yapmasınlar. Ben çocuğum tek bir ödevini bile yapmadım. Liseye kadar geldi.
(Dersleri ise felaket. Yazdığı o abuk sabuk vurdulu kırdılı multiplayer oyunda, stereo bakışla (dürbünle) , nasıl hedefin mesafesini tayin edeceğini öğrenip, programını yazıyor ama bir üçgenin verilen iç açılarına göre ve bir köşe uzunluğuna göre diğerlerini bulmayı beceremiyor. Nasıl bir kuşak bu anlamadım.)
İnternette çok ders kaynağı var. Zaten çoğu da temel fizik düzeyinde, klasik fizik eğitimi veriyor.
Bizim konularımız pek girmiyor kitaplara. Üniversitelerde bile eğer fizik bölümünde değilseniz, temel fizik -Newton fiziği veriliyor. Fizik bölümündeyseniz, 2nci sınıftan sonra bu temel üzerine başlıyor konular.
Fiziği seven ve ilgi duyan birisi, not almak için yazması gerekenle, merakı için üzerinde düşünmesi gerekeni ayırt edebilir.
Ha, bizim yazdıklarımızı okulda ileri sürüp, parlamak istiyorsa, onun bileceği iş.
İlk varsayımımı İngilizce olarak yurt dışındaki bir çok üniversitenin fizik bölümü hocalarına e-postaladım. Çoğunluğu eleştirel, bir kaçı yol gösterici olmak üzere, bir kısmı geri dönüş yaptı.
Ülkemizdekilere de yolladım. Türkçesini de İngilizcesini de. Sadece bir tanesi geri döndü. Sevgili ODTÜ'mün bir hocası .. Onun cevabı da " No,it can't..."
Aralarındaki diğer fark ise, yurt dışından olan dönüşlerin süresi bir kaç hafta ile bir ayı bulması. Türkiye'den aldığım tek geri dönüş, 24 saat bile olmadı...
(İlginçtir Japonya dan hiç geri dönüş almadım. Sonradan fark ettim ki, listede fakülte dekanının ismi olduğu için, diğerleri onun önceliği var diyerek bakmamışlar bile...:-)
O yüzden, öğrencilerin yanlış düşünmesi -öğrenmesi korkutmuyor beni. Üstelik, şimdiye kadar doğruların içinde, yanlış şeyleri de belletmeye çalışmışlar, ben doğrusunu göstermeye çalışıyorum... :-) :-) :-)
Başka birisi de benim yanlışlarımı ve kendi doğrularını gösterir onlara... Başka nasıl bu iş gelişecek ki...
Aksi halde bize verilenle yaşamayı öğrenip, tek bir din kitabından yüz binlerce sayfa ilmihal çıkartan yorumcular oluruz.
Belki de artık, modern fiziğin, klasik fiziğe yaptığı gibi, kitabı yenileme vakti gelmiş, hatta geçmiş olabilir.
morgan-frei5424
Burtay Bey,
Delta enerjisi degil, delta enerji dedigim , finalenerji-ilk enerji , hani klasik "fark" analamindaki delta idi maksadim . Esen kalin
morgan-frei5424
Burtay Bey,
Delta enerjisi degil, delta enerji dedigim , finalenerji-ilk enerji , hani klasik "fark" anlamindaki delta idi maksadim . Esen kalin
morgan-frei5424
Delta dedigim Δ , yani fark enerjisi ( final - initial )
morgan-frei5424
Burtay Bey,
Su kismi acar misiniz ? "Ama taşımış olduğu fotonların taşıdığı enerji miktarı değişiyor"
Eger dalganin tasidigi enerji degismiyorsa, ama fotonunki mesela azaliyorsa, ortamdan ciktigindaki toplam enerjinin azalmasi gerekmez mi ?
Bu boyle ise bunun olcumu yapilabildi mi ?
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Fark kısmı "delta", konusunda araştırmadım. Bu açıdan baktıktan ve öğrendikten sonra dönerim.
Bunun ölçümü fotonlar açısından var. Ortamdan çıkan fotonlardaki enerji değişimi tespit edilebiliniyor. Bu kızıla kayma gibi renk tayfı ölçerlerden başka, fotonların enerjisini ölçen elektronik cihazlarca mümkün.
Hatta ilkel bir deney bile yapabilirsiniz: Mesela, güneş pilleri güneş ışığının tüm frekanslarındaki fotonları kullanmaz. En verimlileri %25, ortalaması %17 verimlilikte bu yüzden.
Bir voltmetre ile direk güneş ışığına maruz kalan güneş pilini ölçün, bir de aynı güneş pilini camın arkasından (aynı açıda) ölçün. Aradaki fark, elektriğe çevrilen frekanstaki fotonların kaybına işaret olacaktır.
Ama fotonları taşıyan dalga, farklı bir durum. Dalgalar enerji taşırlar- aktarırlar. Çoğu zamanda aktarıcı doku, enerjiyi aktardıktan sonra yerinde kalır. Geçip giden bir doku değil, bir etkidir, bir kuvvettir. Yani, enerjidir.
Fotonsuz elektromanyetik dalgaların içinde hareket ettiği ortam, çok yüksek frekansta titreşime sahip bir enerji alanı. (EGD kaynaklı akışkan bir ortam). Bir çok ismi var. Higgs alanı da bunlardan biri sanırım.
Burada iletilen enerji, ilerlemek için ortamı kullandığı için, farklı yoğunlukta (enerji) ortama girdiği zaman, bildiğimiz dalgalarla özdeş tepkileri veriyorlar. Bu yeni ortamı kullanarak ilerlemeye devam ediyor. Yeni ortam bu hareketi engellemiyor, bu harekete uyum sağlıyor. Enerji de bu yeni şartlara göre yoluna devam ediyor.
(Yani bu dalgalar açısından bir delta farklı yok, onun yerine ortamlara göre dalga boyu ve genlik farklıları oluşuyor. Delta olarak onlar belki kıyaslanabilir.
Ancak bunlar çok yüksek frekansta titreşen bir ortamdaki etki olduğu için, elimizde bu hareketi gösterecek bir işaretçi olmadan, bu hareketi tanımlayamıyoruz.
Bu yüzden bizim fotonsuz bir elektromanyetik dalgayı tespit etmemize imkan ve ihtimal yok. :-)
(Bu deniz yüzeyindeki dalgalarda sörf yapan kimse olmadan çok uzaktan -küçüklüklerinden dolayı- dalganın özelliklerini tanımlamaya çalışmaya benziyor. Oysa referans alınacak başka bir nesne yok...)
Diğer yandan, bu dalgalar tespit edilemeyecek yapıdalar ise, nasıl var olduklarını düşünebiliriz? Sorusu geliyor. Tespit edilemeyecek bir şeyi iddia etmek ve üstüne kurgu yapmak kolay çünkü...
Ama bunun fiziksel bir kaç kanıtı olduğunu düşünüyorum. Sadece bakış açısını değiştirecek farklı sorular gerekiyor?
Eğer elektromanyetik dalgalar bu şekilde dokuda yayılıyorsa, evrenin her yeri kaynaşıyor olmalı(?). Bu belki kuantum kaynaşmasının bir açıklaması olabilir. Ki evet , evren mikro düzeyde kıpır, kıpır.
Ama bir başka soru, bence pekiştiriyor. Peki, bu dalgaların tepe noktaları üst üste geldiğinde, o kesişme noktalarında artan enerji yoğunluğu tespit edilebilinir mi?
Evet, bence sanal parçacıklar (ve bence hatta kara madde) bu geçici enerji yoğunlaşmalarının, evrenin dokusu ile etkileşime girip, geçici olarak kütle kazanmasının bir sonucu.
Not: Bu arada dalgalar enerjilerini genliklerinde (dalga yüksekliklerindeki alanda) taşırlar. Genlik alanı, taşınan enerji miktarını gösterir.
Dalga boyu ve frekansı değişerek bu genlik miktarı sabit tutulabilinir... Aralarında ters bağlantı var. Bundan faydalanabilesiniz.
Burada önemli olan, dalganın genişliği, yüksekliği ya da frekansı değil, aynı enerji miktarını gösteren aynı miktardaki alanın korunması. O alan korundukça, ölçüler ne olursa olsun, aktarılan enerji miktarı değişmez. (http://bit.ly/2nE3Rr8)
Basit benzetimle, 1x4= 4 metrekare alanla, 2x2=4 metrekare alan olması gibi...
Burada 4 genliği-amplitude-dalga yüksekliği'ni temsil ediyor. (1 ve 2) frekansı, (4 ve 2) dalga boyunu temsil ediyor gibi...
(Konuya biraz farklı olarak diğer sorunuzun cevabında kısaca devam edeceğim.)
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Fark kısmı "delta", konusunda araştırmadım. Bu açıdan baktıktan ve öğrendikten sonra dönerim.
Bunun ölçümü fotonlar açısından var. Ortamdan çıkan fotonlardaki enerji değişimi tespit edilebiliniyor. Bu kızıla kayma gibi renk tayfı ölçerlerden başka, fotonların enerjisini ölçen elektronik cihazlarca mümkün.
Hatta ilkel bir deney bile yapabilirsiniz: Mesela, güneş pilleri güneş ışığının tüm frekanslarındaki fotonları kullanmaz. En verimlileri %25, ortalaması %17 verimlilikte bu yüzden.
Bir voltmetre ile direk güneş ışığına maruz kalan güneş pilini ölçün, bir de aynı güneş pilini camın arkasından (aynı açıda) ölçün. Aradaki fark, elektriğe çevrilen frekanstaki fotonların kaybına işaret olacaktır.
Ama fotonları taşıyan dalga, farklı bir durum. Dalgalar enerji taşırlar- aktarırlar. Çoğu zamanda aktarıcı doku, enerjiyi aktardıktan sonra yerinde kalır. Geçip giden bir doku değil, bir etkidir, bir kuvvettir. Yani, enerjidir.
Fotonsuz elektromanyetik dalgaların içinde hareket ettiği ortam, çok yüksek frekansta titreşime sahip bir enerji alanı. (EGD kaynaklı akışkan bir ortam). Bir çok ismi var. Higgs alanı da bunlardan biri sanırım.
Burada iletilen enerji, ilerlemek için ortamı kullandığı için, farklı yoğunlukta (enerji) ortama girdiği zaman, bildiğimiz dalgalarla özdeş tepkileri veriyorlar. Bu yeni ortamı kullanarak ilerlemeye devam ediyor. Yeni ortam bu hareketi engellemiyor, bu harekete uyum sağlıyor. Enerji de bu yeni şartlara göre yoluna devam ediyor.
(Yani bu dalgalar açısından bir delta farklı yok, onun yerine ortamlara göre dalga boyu ve genlik farklıları oluşuyor. Delta olarak onlar belki kıyaslanabilir.
Ancak bunlar çok yüksek frekansta titreşen bir ortamdaki etki olduğu için, elimizde bu hareketi gösterecek bir işaretçi olmadan, bu hareketi tanımlayamıyoruz.
Bu yüzden bizim fotonsuz bir elektromanyetik dalgayı tespit etmemize imkan ve ihtimal yok. :-)
(Bu deniz yüzeyindeki dalgalarda sörf yapan kimse olmadan çok uzaktan -küçüklüklerinden dolayı- dalganın özelliklerini tanımlamaya çalışmaya benziyor. Oysa referans alınacak başka bir nesne yok...)
Diğer yandan, bu dalgalar tespit edilemeyecek yapıdalar ise, nasıl var olduklarını düşünebiliriz? Sorusu geliyor. Tespit edilemeyecek bir şeyi iddia etmek ve üstüne kurgu yapmak kolay çünkü...
Ama bunun fiziksel bir kaç kanıtı olduğunu düşünüyorum. Sadece bakış açısını değiştirecek farklı sorular gerekiyor?
Eğer elektromanyetik dalgalar bu şekilde dokuda yayılıyorsa, evrenin her yeri kaynaşıyor olmalı(?). Bu belki kuantum kaynaşmasının bir açıklaması olabilir. Ki evet , evren mikro düzeyde kıpır, kıpır.
Ama bir başka soru, bence pekiştiriyor. Peki, bu dalgaların tepe noktaları üst üste geldiğinde, o kesişme noktalarında artan enerji yoğunluğu tespit edilebilinir mi?
Evet, bence sanal parçacıklar (ve bence hatta kara madde) bu geçici enerji yoğunlaşmalarının, evrenin dokusu ile etkileşime girip, geçici olarak kütle kazanmasının bir sonucu.
Not: Bu arada dalgalar enerjilerini genliklerinde (dalga yüksekliklerindeki alanda) taşırlar. Genlik alanı, taşınan enerji miktarını gösterir.
Dalga boyu ve frekansı değişerek bu genlik miktarı sabit tutulabilinir... Aralarında ters bağlantı var. Bundan faydalanabilesiniz.
Burada önemli olan, dalganın genişliği, yüksekliği ya da frekansı değil, aynı enerji miktarını gösteren aynı miktardaki alanın korunması. O alan korundukça, ölçüler ne olursa olsun, aktarılan enerji miktarı değişmez. (http://bit.ly/2nE3Rr8)
Basit benzetimle, 1x4= 4 metrekare alanla, 2x2=4 metrekare alan olması gibi...
Burada 4 genlik-dalga yüksekliği alanını temsil ediyor. (1 ve 2) frekansı, (4 ve 2) dalga boyunu temsil ediyor gibi...
(Konuya biraz farklı olarak diğer sorunuzun cevabında kısaca devam edeceğim.)
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Necmi Bey, Merhaba...
Zayıf not alırlarsa mı? Armut piş, ağzıma düş yapmasınlar. Ben çocuğum tek bir ödevini bile yapmadım. Liseye kadar geldi.
(Dersleri ise felaket. Yazdığı o abuk sabuk vurdulu kırdılı multiplayer oyunda, stereo bakışla (dürbünle) , nasıl hedefin mesafesini tayin edeceğini öğrenip, programını yazıyor ama bir üçgenin verilen iç açılarına göre ve bir köşe uzunluğuna göre diğerlerini bulmayı beceremiyor. Nasıl bir kuşak bu anlamadım.)
İnternette çok ders kaynağı var. Zaten çoğu da temel fizik düzeyinde, klasik fizik eğitimi veriyor.
Bizim konularımız pek girmiyor kitaplara. Üniversitelerde bile eğer fizik bölümünde değilseniz, temel fizik -Newton fiziği veriliyor. Fizik bölümündeyseniz, 2nci sınıftan sonra bu temel üzerine başlıyor konular.
Fiziği seven ve ilgi duyan birisi, not almak için yazması gerekenle, merakı için üzerinde düşünmesi gerekeni ayırt edebilir.
Ha, bizim yazdıklarımızı okulda ileri sürüp, parlamak istiyorsa, onun bileceği iş.
İlk varsayımımı İngilizce olarak yurt dışındaki bir çok üniversitenin fizik bölümü hocalarına e-postaladım. Çoğunluğu eleştirel, bir kaçı yol gösterici olmak üzere, bir kısmı geri dönüş yaptı.
Ülkemizdekilere de yolladım. Türkçesini de İngilizcesini de. Sadece bir tanesi geri döndü. Sevgili ODTÜ'mün bir hocası .. Onun cevabı da " No,it can't..."
Aralarındaki diğer fark ise, yurt dışından olan dönüşlerin süresi bir kaç hafta ile bir ayı bulması. Türkiye'den aldığım tek geri dönüş, 24 saat bile olmadı...
(İlginçtir Japonya dan hiç geri dönüş almadım. Sonradan fark ettim ki, listede fakülte dekanının ismi olduğu için, diğerleri onun önceliği var diyerek bakmamışlar bile...:-)
O yüzden, öğrencilerin yanlış düşünmesi -öğrenmesi korkutmuyor beni. Üstelik, şimdiye kadar doğruların içinde, yanlış şeyleri de belletmeye çalışmışlar, ben doğrusunu göstermeye çalışıyorum... :-) :-) :-)
Başka birisi de benim yanlışlarımı ve kendi doğrularını gösterir onlara... Başka nasıl bu iş gelişecek ki...
Aksi halde bize verilenle yaşamayı öğrenip, tek bir inanç kitabından yüz binlerce sayfa ilmihal çıkartan yorumcular oluruz.
Belki de artık, modern fiziğin, klasik fiziğe yaptığı gibi, kitabı yenileme vakti gelmiş, hatta geçmiş olabilir.
morgan-frei5424
Burtay Bey sorumu degistireyim.
Isik mesela vakumlu ortamdan suya,sonra tekrar vakumlu ortama gectiginde,dalgalarinin (elektrik ve manyetik) ve buna ilave foton enerjisinin toplami, baslangicta ve sonda farkli midir?
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Elektromanyetik dalganın tepkisi tam bilmiyorum. Eğer polarlanma olmadıysa (bu konuda çok daha az bilgiye sahibim) , tekrar vakum ortamına çıkan elektromanyetik dalganın girmeden önceki özelliklere sahip olması gerekir. http://bit.ly/2nFzBwj
( http://photonicswiki.org/index.php?title=Propagation,_Reflection_and_Refraction 'dan alınma )
Ancak foton için aynı şeyi söyleyemiyorum. İçine girdiği ortamdaki etkileşimi ile bir miktar enerji kaybedeceğini öngörüyorum.
Sonuç: Elektromanyetik dalganın dalga boyu ve frekansı olarak olmasa da, foton titreşimi bazında bir miktar enerji kaybedeceği için, toplam enerji, sonda biraz daha düşük olmalıdır! diye düşünüyorum.
morgan-frei5424
Sizden tahmin ettigim cevap buydu,zaten bu anlamda bir deney yapilmis mi, onu merak ettim, biraz da ben arastiracagim.Cevaplariniz icin tesekkur ederim.
morgan-frei5424
Sizden tahmin ettigim cevap buydu,zaten bu anlamda bir deney yapilmis mi, onu merak ettim, biraz da ben arastiracagim.Cevaplariniz icin tesekkur ederim.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
@ Morgan Frei, madem araştıracasınız, sizden biraz yardım alayım. (Şu günlerde dahil olduğum Sendika yönetimini yenilemek/devirmek için uğraştığımızdan, çalışma yaşamı kanunlarına çok zaman ayırıyorum. Vaktim yetmiyor araştırmaya...)
Elektromanyetik dalgalar konusunda bilgi eksiğim var. O yüzden temel bilgi düzeyinin altındaki sorunları yorumlayamıyorum.
Eğer aşağıya yazacağım konularda, bilgi veya kayanğa denk gelirseniz, linklerini atmanızı istirham ediyorum.
Elektromanyetik dalga spekturumu çok geniş. Neredeyse sonsuz gibi bir dalga, frekans aralığı var. Buna rağmen, belirli bir miktarda enerji taşıyan fotonlar (mesela mavi renk), sadece belirli bir aralıktaki frekansa sahip dalgalar üzerinde var olabiliyor. Yani aynı dalga üzerinde, hem mavi hem kırmızı rengin fotonları olamıyor. (Daha doğrusu böyle anladım.) (Güneş ışığı gibi karışık frekanslarda bir çok dalgayı içeren yapıda buna dahil)
1) Sorunuzda belirttiğiniz şekilde ortamlar arasında hareket eden foton örneğini düşünerek, böyle bir durumda çıkan ışının frekansı ne derece ve neye bağlı olarak değişiyor. (Yani koyu mavi giren, açık mavi olarak çıktığında, bunu belirleyen koşular hakkında)
2) (Kavranması daha kolay olacak şekilde örnekleyerek). Hiç denk gelmedim ama mor ötesi olarak ortama girme ve sonra kızılötesi olarak çıkma var mı? (Ortamın foton enerjisini tamamen absroblayıp, tekrar foton ışıması durumu dışında...)
3) Elektromanyetik dalga üzerindeki fotonlar titreşirken, hareket yönüne dik olarak titreşiyorlar. Ancak elektrik alanındaki titreşimleri ile manyetik alanındaki titreşimleri arasındaki farkı anlayamadım. (Aslında manyetik alan ve sürekliliğinin kaynağı nedir? Bu konuyu da bir çok yönüyle bilmiyorum. Zayıf bir teorim var sadece... Ama öncelikli değil benim için şimdilik.)
Bulduğum kaynaklar uzun ve kapsamlı. Ana konuyu yakalamak için, tümünü kavramak gerekiyor.
Onun yerine, "hazır kavramış birisinin, konuyu öz ve basit olarak anlattığı bir kaynak çok işime yarayacak."
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
@ Morgan Frei, madem araştıracasınız, sizden biraz yardım alayım. (Şu günlerde dahil olduğum Sendikanın yönetimini yenilemek/devirmek için uğraştığımızdan, çalışma yaşamı kanunlarına çok zaman ayırıyorum. Vaktim yetmiyor fizik araştırmaya, zihnimi dinlendirmek için bakıyorum.)
Elektromanyetik dalgalar konusunda bilgi eksiğim var. O yüzden temel bilgi düzeyinin altındaki sorunları yorumlayamıyorum.
Eğer aşağıya yazacağım konularda, bilgi veya kayanğa denk gelirseniz, linklerini atmanızı istirham ediyorum.
Elektromanyetik dalga spekturumu çok geniş. Neredeyse sonsuz gibi bir dalga, frekans aralığı var. Buna rağmen, belirli bir miktarda enerji taşıyan fotonlar (mesela mavi renk), sadece belirli bir aralıktaki frekansa sahip dalgalar üzerinde var olabiliyor. Yani aynı dalga üzerinde, hem mavi hem kırmızı rengin fotonları olamıyor. (Daha doğrusu böyle anladım.) (Güneş ışığı gibi karışık frekanslarda bir çok dalgayı içeren yapıda buna dahil)
1) Sorunuzda belirttiğiniz şekilde ortamlar arasında hareket eden foton örneğini düşünerek, böyle bir durumda çıkan ışının frekansı ne derece ve neye bağlı olarak değişiyor. (Yani koyu mavi giren, açık mavi olarak çıktığında, bunu belirleyen koşular hakkında)
2) (Kavranması daha kolay olacak şekilde örnekleyerek). Hiç denk gelmedim ama mor ötesi olarak ortama girme ve sonra kızılötesi olarak çıkma var mı? (Ortamın foton enerjisini tamamen absroblayıp, tekrar foton ışıması durumu dışında...)
3) Elektromanyetik dalga üzerindeki fotonlar titreşirken, hareket yönüne dik olarak titreşiyorlar. Ancak elektrik alanındaki titreşimleri ile manyetik alanındaki titreşimleri arasındaki farkı anlayamadım. (Aslında manyetik alan ve sürekliliğinin kaynağı nedir? Bu konuyu da bir çok yönüyle bilmiyorum. Zayıf bir teorim var sadece... Ama öncelikli değil benim için şimdilik.)
Bulduğum kaynaklar uzun ve kapsamlı. Ana konuyu yakalamak için, tümünü kavramak gerekiyor.
Onun yerine, "hazır kavramış birisinin, konuyu öz ve basit olarak anlattığı bir kaynak çok işime yarayacak."
morgan-frei5424
Burtay Bey,
Oncelikle bol sabirlar(sendika meseleniz icin)
Diger sorularinizi yuzeysel arastirmistim ama pek tatmin edici cevaplar alamamistim.
Konuyu temelinden alip , direk ogrenmeye niyetliyim, isi icine matematik de gire egi icin, nereden bakarsaniz 5-7 gun surer.
Esen kalin