burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Sayın Yunus İlik, Çok fazla detay ve ayrıntı konuyu dağıtıyor. Dikkati de...
Aklınıza her geleni değilde süzülenleri yazsanız, daha verimli oluruz. Çünkü hangi paragrafta tekrar, hangisinde yeni bir katkı olduğunu ararken, bir diğeri gözden kaçıyor.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Sayın Yunus İlik, Yazdıklarınızdan özet olarak (Doğru soruyu ararken)
Bir objeye kuvvet uygulanıp enerji aktarıldığında, sadece hareket veya kırılma olayını değil, kopma, patlama, gerilme durumlarını da göz önüne alıyorsunuz. Ayrıca ısı gibi dışarıdan bir değişken daha eklendiğinde, sonucun farklılaşmasını vurguluyorsunuz...
Özetle, bir sisteme kuvvet uygulandığında, değişkenlere ve koşullara farklı sonuçlar üreten ama aynı olan bir alt mekanizmayı sorguladığımızı söylüyorsunuz..
Doğru mu?
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Sayın Bilal Dinçer; Taş derken kütle sahibi herhangi bir sıradan objeyi kast ediyorum.
En önemli özelliği belirli bir sabit kütleye sahip olması.
Kuvvet tanımınızı, bir varsayım olarak makul. Üzerinde düşünüp tartışılabilinir. Soruda düşündüğüm kuvvet vektörü olan bir büyüklük. Vurma, itme, çarpma gibi...
Tüm bunlarda tek boyut üzerindeki hareket olarak ele alıyorum.
2 boyutlu bir kuvvet, bir alanın başka bir alana uyguladığı kuvvet olabilir ki, bu konuda hiç fikrim yok. Düşünmedim daha önce..
Boyut kavramının yenilenmesi konusunda fikrinize katılıyorum. Bu yüzden sizin Pi ile ilgili sorunuzdaki yaklaşımı belirmiştim. ( https://www.fizikist.com/beyin-firtinasi/46310/ )
Ancak, sanal, holografik veya algısal evren varsayımlarıı üzerinden değil de net elimizde olan somut evren ve bundan elde ettiğimiz bilgilere göre bir sonuç aramamız ve üretmemiz daha verimli ve kolay olur bence...
Taşın kırılmasını zihnimin bir algısı olarak değil de tamamen basit ve net gözlemlenebilir bir fenomen olarak görmeyi tercih ediyorum. (Yani Matrix içindeki fiziği tüm neden ve sonuçlarıyla gerçek ve geçerli olarak kabul ediyorum.
Bunları anladıktan sonra, bir matrixde miyiz, değil miyiz? Ayrı bir konu olarak ele alabiliriz.)
yunus-ilik5290
sistemin ortak noktası hareket ve hareketlerin bileşke doğrultusundanda kuvvet oluşuyor
yunus-ilik5290
Taşa vurunca bileşke kuvvetle bağlarını kırıyoruz . Ana vurulan yerde en yüksek kuvvet yönü oluştuğundan titreşim dağılamadan taş kırılıyor yani hareket titreşimle sisteme yine hareket olarak yayılıp ısınma durumlarınada neden oluyor.
Gerişen telde möleküler bağlar geriliyor ve tel serbest kalana kadar bağlardaki bu gerilim kuvvet olarak telde kalıyor
yunus-ilik5290
O nedenle atmosferde deyilde uzayda taşı fırlattığımızda kütlesine bileşke bir hareket yönü vermiş oluyoruz. Çekiçle vurup hareket verdiğimizde ise hareketin bir kısmı titreşim olarak taşa dağılıyor ve bunu ısınarak belki atıyordur . yani bir kayıp durumu
Taşı fırlatınca ise ona bir hareket yönünden başka taşın atom, möleküllerinde veya taşın bütününde hareket yönünden başka üzerinde herhangi bir ek enerji taşımadığını düşünüyorum. berilen kuvvet hareket olarak uzayda iş yapıyor. ve verilen kuvvet onu oluşturan kütlenin uzaydaki hızıdır. Bunu üzerinde başka bir enerji olarak taşıması gerekmiyor bence.
yunus-ilik5290
başka bir cisme çarpınca bu hızı aktarıyor zaten. verilen kuvvet toplam kütlesine olduğundan toplam hız aktarımınada momentum deniyor bence
yunus-ilik5290
Eğer taşa bişeyle vurup taşın içindeki titreşimlerle ilerlemiş olsaydı titreşimler taşın bir ucundan arka ucuna sürekli dalgalanacağından taş pek yol alamazdı.
Tel gerildiğindeki tel üzerinde tel serbest bırakılana kadar kalan kuvvet möleküllerdeki elektronları protona bağlayan fotonlar çokluğunun oluşturduğu elektromanyetik alanın gerilmesindedir. benzetirsek iki mıknatısı birbirinden ayırırken uzayan alan kuvvetleri gibi. Bırakılınca mıknatıslar tekrar yapışır.
yunus-ilik5290
mıknatısın manyetik alanının ıyice zayıfladığı uzaklıktada alan ona yeterli etki edip çekemiyor tıpki elektronun koparılması gibi
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Uzay da sabit duran taşa çekiçle vurduğunuzda, taş veya parçalanmışsa parçaları niye hareket ediyor?
Mesela taş kırılmamış ise tam olarak dediğiniz yapıyor çünkü; "Eğer taşa bişeyle vurup taşın içindeki titreşimlerle ilerlemiş olsaydı titreşimler taşın bir ucundan arka ucuna sürekli dalgalanacağından..." kısmı
yunus-ilik5290
çekiçle vurulduğunda hareket titreşim olarak taşa yayılıyor zaten bu titreşim belirli kuvveti aşıp taş bu kuvveti atamadığından hareket ediyor. bunu güzel açıkladınız kitabınızda daha derin şekilde. taş aldığı titreşim hareketiyle taşa yayılan hareket dağılan parçalarla devam ediyor. Mesela taşa çok küçük bir vuruş yapılsa taşta biraz büyük olsa hareket etmeden titreşimler taşda yayılıp durur tıpki mavadaki möleküllerin titreşmesi gibi. ama taş katı olduğundan titreşimler içinde çok hızlı yayılır , havadan hızlı ve az yoğun ortamda bu titreşimleri hızlı aktaramadığından ve verilen hareket bileşkesi olan hızlar toplamı kuvvete taşın kütlesini hareket ettirebilecek düzeyde olmalı.
yunus-ilik5290
Taş tam küresel olsa ve ona çok düzgün bir şekilde vurulup dağılması sağlansa içindeki titreşimler vuruş noktasından başlayıp yayılıp havaya hareketi o hızda aktaramayacağından çoğu taşın içinde yansıyıp taşa vurulan çok kısa sürede en az enerji yani hareket kaybıyla taş patlarken titreşim taşa yayılırken parçalar tam vuruş yönünde dağılmayacaktır. çünkü taşa vuruş noktasından başlayan hareket dağılımı möleküller bağları kırarken taştaki dalga yansımaları taşı vuruş yönünde ama farklı açılarda dağıtacaktır.
Ses dalgalarıyla aynı durum ses dalgaları ses tellerinin titreştirdiği hava mölekülleridir. ama bulunulan hava ortamı ortamda hemen hemen homojen olduğundan möleküller titreşimle
yer değiştirmeden hareketi öbür moleküle aktarıyor. tıpki iki topu tik tak birbirine vurma olayı özgün iki top bilirsin tik tak şeklinde özgün olduklarından hareketi iletme hızları aynı ve hemen hareketi ona aktarıyor ve kendi duruyor bilirsin.
Ses hızını aşan uçak demek havanın sesin hareketlendirdiği möleküllerinin o hareketi yayma hızından daha hızlı olması demek ve uçağın önüne yığılan hava titreşim yani möleküler titreşim yayılımı sonunda hava möleküllerini büyük bir hızla hareket ettirerek ses patlamasına neden oluyor.
uçak suda aynı hızda gidebilseydi suyun mölekülleri daha yoğun ve yakın olduğundan hareket titrelşimi havadan daha hızlıdır. uçak dahada hızlı gitmesi gerekirdi
katılarda ise yoğunluk dahada fazla olduğundan hareket titreşimi çok çok daha hızlıdır . uçak sanırım o hıza ulaşamaz bugunki teknolojiyle.
yunus-ilik5290
Tabii suda ve katıda vede havada yer değiştirmeden titreşimin yayılması tıpki katılarda olduğu gibi möleküllerin alanda oluşturdukları yoğunluğun değişimine dirençtir. ama sesten hızlı uçağın havayı titreştirmesi önde dalga yığılmasına neden oluyor. dopler olayı gibi ama titreşim birikimi artınca artık Titreşimler üst üste gelmeye başlıyor ve hareket kuvveti büyüyüp havayı patlatıp yararak mölekülleri fırlatarak gidiş yönünde yığılan dalgalar havada bir nevi kısa süreli enerjiyi, hızı boşaltacak koridor açıyor.
yunus-ilik5290
Madde ve enerjiler uzay alanının evrilmesi ile yoğuşup farklı düzenlerde organize olmuş alan etkileşimleri olarak gözüküyor ve tam bir dengelenim sözkonusu olamadığından ve doğduğu uzaydanda anlayamadığımız bir etkileşimde olduğu vede çokluğun etkileşiminde organize olduğu anlaşılıyor bana. her şey kendini oluşturanların organize etkileşimi ve bulunduğu alandaki etkileşimiyle dinamik kalıyor , kaostaki düzenlenmede böyle oluyor çokluğun etkileşimi ve evrimleşen alanlar olan enerji ve maddenin oluşturduğu alan düzeninde kaos yeniden düzen oluyor.
yunus-ilik5290
Madde ve enerji uzay alanının yoğuşup değişip dönüşmesinden kısmen farklı madde ve enerji alanları oluşturuyor. çokluğuğun ve farklılığın oluşturduğu kaotik etkileşimlerle dinamizm devam ediyor.
Dikkatimi çeken ne tür madde ve enerji olursa olsun temel benzer durum hareket. Bence Einstein'in ivmelenmeyi kütle çekimi gibi görmesinin ve doğrunun tamamı gibi algılanmasının altında hareketin tüm sistem için benzer olması yatıyor.
Aklıma şöyle bir fikirde var uzay , vakum yada daha derin alan hareket etmeden anlayamadığımız bir şekilde dalgasal olarak çok çok hızlı bir etkileşim içinde olabilirmi.
yunus-ilik5290
Yani hareket etmeden uzay titreşimsel olarak çok hızlı bir etkileşimde olabilirmi acaba?
yunus-ilik5290
Evren dediğimiz hareketler dalgası bu hareketlerin yavaşladığı yerlerde zamanı yavaş hızlandığı yerlerdede hızlı ölçüyoruz. Uzaysal olarak ileriyo doğru akan bir zaman akışı olmadığını, evrendeki hareketler devamlılığı geçmişi, devam eden hareketler şimdiyi ve devamıda gelecek dediğimiz ama evrenin içinde olan uzaysal olarak bir akışın olmadığı durum olarak görünüyor. Bu durumda uzayın tam olarak yaşı veya uzayın yaşı anlamlı bir soru olarak görünmüyor. enerji ,madde oluşum evrimindeki zamanı bilebiliriz ama uzaysal olarak olası deyil. uzayın zamansız varlığıda olabilir. içinde farklılaşmış enerji ve hızlar yoksa . yani hiçliğin ne olduğunu bilemeyiz gibi duruyor.
Burtay hocam seni eleştirmek benim yapabileceğim bişey deyil ama eleştiri olmadan gelişim gecikiyor. Burda hepimiz bir arkadaş ortamıyız. ve çok çok şeyler öğrendim burda. Kendimce eleştirimi yapayım. Zaman dalgası düşüncen sorunlu gibi. alandaki her şeyin işin içinde olmadığı ayriyetten bir zaman dalgası biraz sorunlu. mesela bu dalga zamana tabimi? Eleştriyorum ama anlayamamış olmamıda biliyorum.
yunus-ilik5290
Evren dediğimiz hareketler dalgası bu hareketlerin yavaşladığı yerlerde zamanı yavaş hızlandığı yerlerdede hızlı ölçüyoruz. Uzaysal olarak ileriyo doğru akan bir zaman akışı olmadığını, evrendeki hareketler devamlılığı geçmişi, devam eden hareketler şimdiyi ve devamıda gelecek dediğimiz ama evrenin içinde olan uzaysal olarak bir akışın olmadığı durum olarak görünüyor. Bu durumda uzayın tam olarak yaşı veya uzayın yaşı anlamlı bir soru olarak görünmüyor. enerji ,madde oluşum evrimindeki zamanı bilebiliriz ama uzaysal olarak olası deyil. uzayın zamansız varlığıda olabilir. içinde farklılaşmış enerji ve hızlar yoksa . yani hiçliğin ne olduğunu bilemeyiz gibi duruyor.
Burtay hocam seni eleştirmek benim yapabileceğim bişey deyil ama eleştiri olmadan gelişim gecikiyor. Burda hepimiz bir arkadaş ortamıyız. ve çok çok şeyler öğrendim burda. Kendimce eleştirimi yapayım. Zaman dalgası düşüncen sorunlu gibi. alandaki her şeyin işin içinde olmadığı ayriyetten bir zaman dalgası biraz sorunlu. mesela bu dalga zamana tabimi? Eleştriyorum ama anlayamamış olmamıda biliyorum. O dalgalar var olabilir ama zaman ondan ibaret olurmu?
Evren uzay alanında farklı yoğunluklarda ve enerji düzeylerinde kısmi farklılıkların olduğu temelde bir benzerlik evrimi olarak görünüyor. Yeterince yüksek enerjilerde herşey birbirine dönüşebilir görünüyor. Belkide evren hep ilkel yıldız, yanı yıldız gibi yoğuşmaların olduğu uzay alanında evrildi ve uzay neyin nesidir bilemeyiz. Uzay için yaşı sorusuda anlamsız olabilir.
yunus-ilik5290
Alanlar enerjilerini alanı oluşturan aynı hızda aktaramadığından varlanıp hareket ediyor gibi. Yoksa ZAMAN DALGALARI uzay alanında hareket etmeden çok çok hızlı bir uzaysal etkileşimmidir? Mesela dolanıklık öyle bişeymidir?
yunus-ilik5290
Yoksa ZAMAN DALGALARI uzay alanında hareket etmeden çok çok hızlı bir uzaysal etkileşimmidir? Mesela dolanıklık öyle bişeymidir?