burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Küre yüzeyindeki birbirine paralel iki çizgiyi nasıl kesiştireceğiz? Küre yüzeyi açısından her yer düz...
"Paralel Uzay/Zaman çizgileri" derken, neyi kast ettiğiniz anlamadım.
Eğer benim varsayımsal Zaman dalgaları ise, birbirlerine paraleller. (Ağacın yıl halkaları gibi...)
Ama bunlar, 3 uzamsal boyut ile "dik olarak kesişmeye başlıyor." (Kesişim sonucu hareket ile bu açıda 45 dereceye dönüşüyor. Bu açı (zamanın) sürekliliğinden dolayı korunuyor.
Genişleme ile Zaman vektörleri zıt ama paraleller. Bu yüzden bu vektörler tek yönlü.
(Elimden geldiğince cevaplamaya çalıştım, uzay-zaman çizgilerinin paralelliğini ama ... Belki bir sonra yazacağınız ile?...)
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
https://advances.sciencemag.org/content/5/7/eaaw2563
Sayın Morgan, linki inceliyorum. Dün paragrafı cevapla tıkladığım anda çıktı. Soru için teşekkür ederim.
Açıkçası, anlatımı ve sonuçları olarak beni aştı. Keşke rahatça kavrayacak düzeyde bir fizikçi olsaydım... Hem orijinalini, hem gogle tercümesini defalarca okudum...
Sonuç olarak, deney hakkında bir fikir edindim sayılır...
Öncelikle, bildiğim kadarıyla, (hata ve eksiklerimin bilgi sahibi olan arkadaşlarca düzeltilmesini de rica ediyorum) bir derleme yapacağım ki konuyu takip eden ama bu konuyla karşılaşmamış arkadaşlar da bilgi-fikir paylaşımı yapabilsin.
Dolanıklık kavramının temelinde, tamamlayıcılık var. Yani sistem toplamı sıfır (=nötr) olacak şekilde parçalar olduğu zaman ancak dolanıklık söz konusu. Yani , + ve eksi yük veya yukarı, aşağı spin gibi birbirini (sıfıra) tamamlayan özelliklerdeki parçacıkların dolanıklığı söz konusu.
Foton + /- elektrik yükü taşımadığı ve spini olmadığı için, onun için dolanıklık ancak faz farkıyla mümkün oluyor. (Yani benzetme olarak; bir foton 90 derece titreşim yaparken, diğer foton aynı frekans ve dalga boyunda olmak üzere 45 veya 135 derece de titreşim yapması gibi...)
Bell eşitsizliği, belirlenimci (kısaca kuantum belirsizliğine karşı ileri sürülen tüm veriler elde olursa, parçacığın durumu ve konumu hakkında daha fazla bilgi sahibi olunabilir yaklaşımı) gizli değişkenlere (eğer sistem içinde-alanında -yerelsel- tüm değişken verileri yeterli değil ise bu sefer sistemi etkileyen yerel saptanamayan diğer değişkenler) karşı, kuantum mekainiğini avantajlı duruma geçiren bir yaklaşım.
Anladığım kadarıyla bir parçacığın dalga fonksiyonunun istatistiksel olarak verilerin dağılımının, dolanık ilen diğer parçacığın verileri ile eşleşerek, sistemi tamamladığı nötrlediği yönünde.
Yani gizli değişkenlere ve yerelliğe gerek kalmıyor. Böylece bir parçacığın durumunun (istatistiksel) saptanması, aradaki mesafeye karşı diğer parçacığın da bilgisini (gene istatistiksel-olasılık olarak) sağlıyor.
Deneyde fotonlardan biri direk incelenirken, diğeri rasgele faz değişimi geçirecek şekilde filtreden geçirilmiş ve 45'er derece açılarla, ölçümlemesi gibi gözüküyor.
Sonucu tam anlayamış olsamda, fotonlar arasında "bell eşitsizliğinin" saptandığını ve olasılık sonuçlarının birbiriyle (hata payı ile) tamamlayıcı olduğunu anlıyorum.
Eğer yorumlamak gerekirse, gizli değişkenler sadece sistem içinde (yerel) olmak zorunda değil. Daha önce paylaştığım sudoku sistem önreğinde olduğu gibi. Bizim için kapalı gözüken bir sistem, bir başka sistemin alt birimi olduğu için, ikisini de barındıran aynı üst sistem altındaki diğer alt sistemdeki değişiklikten etkilenebilir.
Yani kümeler diagramı ile anlatırsam; birbiri ile kesişmeyen A ve B kümeleri, eğer C kümesinin alt elemanları ise, B kümesinde gerçekleşecek bir değişiklik , arada bir yerel bağlantı olmamasına rağmen C sistemindeki yeni denge düzenlemeleri nedeniyle A kümesindeki bir elemanı etkileyecektir.
Deney sırasındaki fotonların da benzer bir etkileşim içinde olduğunu "düşünmek istiyorum." Ama kesin ve net bir fikrim yok...(Henüz. Dilerim olur.)
morgan4658
Fotograf denilen, bir triggering, yani kagitta yazildigi gibi "40,000" "foton"un tetiklenmesinin ustuste binmesi, tek bir bifotunun karsilastirilmasi degil.
Ama merak ettigim, nicin Baryum kristali kullanilmis, potasyum kristalden farki ne?
Afshar deneylerinden farki, kameranin "hassasligi".
Grafikler yerine bir "illustrasyon" yapilmis.
Deneyde anlamadigim, simultanenin nasil ayarlandigi, splitterin ayriminda fotonlarin hicbir sekilde enerji farklarina sahip olup olmadiklari.Ilk olcumde dolanikligin "aslinda" kirilip kirilmadigi.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
O teknik ayrıntıları ben de anlamadım. Deney esasında hologram teknolojisi için çığır açabilir. Biliyorsunuzudur, hologramın bir parçası bütünün bilgisini taşıyor.
Mesela (banka kartları üzerindeki gibi) dünyanının hologramı , 10 cm^2 diyelim. Bunun 1 mm^2 lik alanı 3 boyutluya çevrilse, gene tüm dünya görüntüsü çıkıyor (muş). Sadece çözünürlüğü aynı oranda düşüyor (muş).
Belki detay (yoğun) bilginin depolanmasında ve aktarılmasında işe yarayacak(?). eğer dolanıklık ilk ölçümde kırılırsa, o zaman yarallikten söz edilebilinir mi? Sizce..?
morgan4658
Cozunurlugun dusmemesi icin vektorel sistemin yeterli olmasi gerekir ( flash programlamadaki gibi pixelin kullanilmamasi ). Ancak 3 boyutta tum bilginin ( makro olcekte ) hazirlanmasi icin deneyin kuantum programlama ile yapilmasi gerekir ki ( sonsuz sayida dolanikligin her olasilikta bilgi toplamasi ve bir yandan tepkiye girdigi an yeni dolanikligin da teyidi ve kontrolu ) , ne kadar mumkun olabilir.
Belki buyuk resme bakmiyorum.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Resimi benden daha geniş bir açıda gördüğünüz kesin en azından.
(Bu arada F klavye hatalarım için özür dilerim. "Yerellikten söz edilebilinir mi" olacaktı.
morgan4658
Bence de yerellik uygun bir analiz olurdu, ancak kisisel olarak, henuz deneyin cok fazla guvenilir olmadigi.Kesinlikle resmi olarak tasdiklenmesi gerekir.Nicin birbirinden ayri iki kamera ile, faz farklari anlarinda cekilmiyor da tek bir kamera kullaniliyor?