rick-sanchez2523
1 milyar veya daha fazla santigrat derecede bir sıcaklığımız olsun bu sıcaklıkta neler gerçekleşir madde ve enerjideki durumlar nelerdir fizik yasalarına ne olur?
morgan4658
OMG parcacigi ki sonucta bir proton, 51j luk bir enerjiye sahipti.bunun sicaklik karsiligi 51 trilyon trilyon derece.Buna ek olarak , bunun bir limit oldugunu sanmiyorum.Bir parcaciga verilecek ust limit ( mutlak soguklugun tersi) oldugunu sanmiyorum.
faruk-arslan8080
0 Kelvin i tercih ederim
Fiziğin başladığı yer )))
rick-sanchez2523
Peki 0 kelvinin altında neler gerçekleşiyor maddeye ne oluyor?
kemal-gocmen9045
Moleküler ve entropi düzeyinde yavaşlama olduğunu biliyorum.
faruk-arslan8080
Altı yok.
Bildiğimiz herşey için 0 (Sıfır) entropi.
Altında olabilecekler yer çekimine karşı koyma, soğrulan atomlarının karanlık enerji gibi davranmaları şeklinde şeyler.
0 Kelvin, –273,15 °Celsius, -459,67 °Fahrenhayt, bir maddenin sahip olabileceği veya maddeye kazandırabileceğimiz en düşük sıcaklıktır. Maddeyi oluşturan atomların en hareketsiz halidir. Yani mutlak sıfır noktasında madde tamamen hareketsiz hale gelir (sıfır entropi).
Düşündüğünüzde aslında sıcaklık, bir maddenin (katı, sıvı, gaz ya da her ne ise) içerisindeki atomların ne kadar hareket halinde olduğudur. Öyleyse, sisteme daha fazla enerji verdikçe atomlar daha çok hareket halinde olur, böylelikle daha da düzensizleşirler ve sonuç Artık elinizde (daha) yüksek entropi var.
Bir madde soğutulduğunda atomlarının hareketi yavaşlar. Gazda hızları düşer; katıda titreşimleri azalır. Sıcaklık ne kadar düşerse, atomların hareketi de o kadar yavaşlar. -273.15te ise hareket sıfırlanır.
Evren’de saptanan en soğuk bölge, Bumerang nebulasında mutlak sıfırın yalnızca bir derece üstünde olan karanlık bir gaz bulutudur. Bu nebulanın dışında, bütün uzayda ortam sıcaklığı görece ılık; 2,7 kelvindir.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
O zaman fark ne? :-)
Bir atom yığını maddeyi sürekli soğuttuğunuzda, atom hareketleri yavaşlıyor.
Tamam...
Peki sürekli ısıttığınızda? Eğer kapalı bir sistem ise, (sonuçta evrendeki tek kapalı sistem evrenin kendisi), parçacıkların hepsi o kadar yüksek hareketliliğe sahip oluyor ki, atomlar bile parçalanıyor.
Ama ısı vermeye devam ettiğiniz bir noktada, artık parçacıkların titreşimleri-hareketleri diğer parçacıkların hareket istekleri ile engellenir-sınırlanır olacak. Yani hiç bir parçacık hareket edemeyecek.
Yerel kapalı sistemlerde (insan eli ile yapılan kapalı sistemlerde) bu gözlemleniyor. Böylece süper ısıtılmış olma ile süper soğutulmuş olma arasında fark kalmıyor...
morgan4658
Super isitilma icin bir deger var mi Burtay Bey? Sifir kelvinin tersi gibi .
faruk-arslan8080
Arada ince bir cizgi var. Sıcaklığın çok yükseltilmesinin pek bir anlamı yok.
faruk-arslan8080
Arada ince bir cizgi var.
Sıcaklığın çok yükseltilmesinin pek bir anlamı yok.
faruk-arslan8080
Arada ince bir cizgi var.
Sıcaklığın çok yükseltilmesinin pek bir anlamı yok.
Ama..
Mutlak sıcaklığa yakın bir ortamda bunu denediginizde fiziği tekrar yazmaya muktedir olabilirsiniz.
Başa dönecek olursak, konuyu açan arkadaşın belirttiği "1 milyar veya daha fazla santigrat derecede bir sıcaklığın" elde edileceği ortamın sıcaklığı, elde edilecek sıcaklıktan daha önemli. Burası en önemli olan kısım. Suan bulunduğun ortamda sıcaklık ortalama 290-300Kelvin. Bunu 0 Kelvin de yapmak ile 300 Kelvinde yapmak 2 farklı gözlem sonucu doğurur.
Yıldız oluşumlarına bakarsanız yoğunlaşan gaz ve toz bulutlarının kendilerine gelen ışınları geri bırakmayarak 30 Kelvin(-243 C) sıcaklığa ulaşarak yıldız oluşumuna başladıkları görülür. Bir süre sonra merkezi binlerce Kelvin sıcaklığa erişir. Bu senaryoyu 300 Kelvin sıcaklıkta uygulayamazsınız. Buna imkan yok aradaki fark bu.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Süper ısıtma için üst sınır var mı bilmiyorum.
" Yıldız oluşumlarına bakarsanız yoğunlaşan gaz ve toz bulutlarının kendilerine gelen ışınları geri bırakmayarak 30 Kelvin(-243 C) sıcaklığa ulaşarak yıldız oluşumuna başladıkları görülür. Bir süre sonra merkezi binlerce Kelvin sıcaklığa erişir. Bu senaryoyu 300 Kelvin sıcaklıkta uygulayamazsınız. Buna imkan yok aradaki fark bu."
Bu bilgiden yola çıkarak, yıldız oluşumu için, bir araya gelen parçacıkların birbirlerini itemeyecek /aralarında fazla boşluk bırakamayacak kadar düşük titreşime sahip olması gerektiğini anlıyorum.
O zaman, boş-hiçlik olarak adlandırdığımız uzay boşluğu, şayet bir süper akışkan özelliğinde olsaydı, titreşimi düşen parçacıkların arasındaki mesafe daraldığı için, aralarındaki akışkan hızı artarken, basınç düşerdi.
Uzay boşluğunun basıncı da bu parçacıkları bir araya gelmeye zorlardı.
Oysa 300 kelvinde sahip oldukları titreşim düzeyi, bu yakınlaşmaya imkan vemiyor demektir.
Çok güzel bir tezatlık. Bilgi için teşekkür ederim.
optimus1009
Notron yıldızlarının çekirdeği 5milyar dereceymis.burda öyle diyor.
optimus1009
Notron yıldızlarının çekirdeği 5milyar dereceymis.burda öyle diyor.
optimus1009
Notron yıldızlarının çekirdeği 5milyar dereceymis.burda öyle diyor.
https://www.google.com/amp/s/rasyonalist.org/yazi/notron-yildizi-nedir/amp/#ampshare=https://rasyonalist.org/yazi/notron-yildizi-nedir/
optimus1009
Notron yıldızlarının çekirdeği 5milyar dereceymis.burda öyle diyor.
https://www.google.com/amp/s/rasyonalist.org/yazi/notron-yildizi-nedir/amp/#ampshare=https://rasyonalist.org/yazi/notron-yildizi-nedir/
faruk-arslan8080
Konuyu çok dağıtmak istemiyorum ama sizlere bir soru:
Gezegenler, yıldızlar, sistemler hatta karadelikler oluşum için gaz ve tozu (toz belli gazların kristal hali veya göktaşı gibi objeler) kullanıyorlarsa, misal dünya veya güneş bunlardan meydana geldiyse hatta ışıgın kaynağı bile bu bunlarken, uzayın boşluktan veya hiçlikten ibaret olduğunu nasıl düşünebiliyoruz?
faruk-arslan8080
Konuyu çok dağıtmak istemiyorum ama sizlere bir soru:
Gezegenler, yıldızlar, sistemler hatta karadelikler oluşum için gaz ve tozu (toz belli gazların kristal hali veya göktaşı gibi objeler) kullanıyorlarsa, misal dünya veya güneş bunlardan meydana geldiyse hatta ışıgın kaynağı bile bu bunlarken, uzayın boşluktan veya hiçlikten ibaret olduğunu nasıl düşünebiliyoruz? Burtay da bunu dillendirince sorma gereği hissettim.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Eeeeı... Aslında uzayın boşluk ya da hiçlik olduğunu düşünmüyorum. Sadece bizim tespitlerimize göre , alışkanlık gereği, öyle tanımlanıyor.
Bence,
Evrendeki arka plan ışımasını düşünürsek, evrenin bir enerji yoğunluğu var. Kütleye oranla çok düşük olsa da, bu enerji yoğunluğu evreni genişlemeye de zorluyor.
Hatta daha ileri giderek, evren dokusunun bir süper akışkan niteliğinde de olduğunu düşünüyorum. Yayılan tüm elektromanyetik ve kütleçekim dalgalarının da momentum enerjilerini düşünürsek, aslında evren enerji olarak oldukça dolu.
Ancak kütleli madde açısından neredeyse boş sayılabilir.
optimus1009
Faruk ne sordun anlamadım?uzayın derken malum karanlığı mı bahsediyorsun?uzay dokusu denen o bosluğu.
O ise,onun hiçlik veya bosluk olduğunu kimse söylemiyorki.Sende biliyorsundur kara enerji ve kara madde diyende var.
Uzay dokusundan önce ne vardı diyorsanda ısığın en saf halidir bence.bazıları buna sicim der ama bence sanal kütleli bir saf ısık yoğunluğu olabilir.burtayın dediği gibi bişey az çok.tabi deney ve gözlem olmadan kesin konusulmuyor.teorik.
Zaten bos, hiçlik olduğunu söyleyen bir bilim adamı bilmiyorum.