mzgnccn8702
Burtay atığın yazıyı incelemek biraz zamanımı alacak bir kaç saatlik iş değil, teşekkür ediyorum
omer-karanlik-profil5833
1- kütle hiçbir zaman ışık hızını aşamaz... solucan deliğinde olay 100 km lik mesafe bulunan 2 nokta arasının 10 km ye düşmesi...burada madde 100 km yi 10 sn de değil 10 km yi 10 sn de yol alıyor... farkı anlayalım önce...
2- karadelik ve solucan delikleri tamamen birbirlerinden farklı 2 şeydir...
solucan delikleri teorik olarak varlıkları mümkün olsa reelde oluşabileceklerini düşünmüyorum..
karadeliklerin içinde solucan delikleri düşüncesini de yanlış buluyorum... karadeliklerin çalışma prensibi ile solucan deliklerinin çalışma prensibi çok farklıdır... karadelik öğütücüdür... ve mevcut 3 boyutlu hiçbirşey olay ufkunu geçemez... solucan deliklerinde ise 3 boyut doğrudan içinden geçip tekrardan 3 boyut olarak diğer tarafta belirir...
yani karadeliklerde madde-enerji, enerji-enerji bağıntısı var iken solucan deliklerinde madde-madde, enerji-enerji bağıntısı vardır....
selen2342
Işık hızını aşmıyor aslında. Solucan delikleri yolun kestirmeye dönmesi gibi daha çok. Yol kısaldığından daha kısa sürmesi daha hızlı olduğu anlamına gelmiyor. Şu ana kadar ışık hızını geçebilen herhangi bir parçacık saptanamadı.
necmi-tufek7866
Ömer Bey,
Diyelim ki Andromeda galaksisinde yaşanabilir bir gezegen tespit ettik ve oraya gitmek istiyoruz. Aradaki mesafe yaklaşık 2.5 milyon ışık yılı. Şimdi bu mesafeyi nasıl kısaltacağız? Galaksileri birbirlerine yaklaştırmaktan söz ediyorsunuz. Aksi gibi Andromeda ve Samanyolu galaksileri zaten birbirlerine doğru hızla yaklaşıyorlar. Aradaki mesafeyi söylediğiniz gibi onda bir oranında kısaltsak daha 250.000 ışık yılı yolumuz kalacak. Hatta galaksileri birbirlerine değecek kadar yaklaştırsanız bile daha yüzlerce ışık yılı gidecek yolunuz olacak. Ama bu arada çevresel bir felakete yol açacağız. Yani iki büyük galaksi birbirlerine girecekler. Bu arada yerel galaksi kümesiyle olan kütle çekimsel bağları etkilenecek ve belki daha büyük felaketlere neden olacağız. Bence olayı bu şekilde izah etmek pek olası değil. Yani bilim adamları grafiklerle ve simülasyonlarla uzayın büküldüğünü gösteriyorlar ama aslında gerçekte olacak olan bu değil. Onu anlatmaya çalışıyorum. (Bir de evrenin en uzak diğer köşesiyle büküldüğü versiyonunu düşünmek çok korkunç çünkü milyarlarca galaksi çarpışmak, üst üste yığılmak zorunda kalacak.)
Uzayı bükerseniz içindeki her şeyi de birlikte taşımış olursunuz. Galaksileri birbirlerine yaklaştıracak kadar güç ne anlama gelir? O galaksilerden daha büyük bir güç gerekir. Her birinde yaklaşık 300 milyar yıldız var. Yani bir karadeliğin kağıdı katlar gibi uzayı büktüğünü gösteren temsili resimler ne derecede gerçekçi olabilir? Gerçekte anlatılmak istenen bu mudur?
Gerçekte olacak olan şudur;
Karadelik kendi içine çöker. Bu çökme mesafeyle ölçülse "sonsuz" sonuç verir. Yani karadelik yerine solucan deliği olsa içi boş olduğu için çökme yerine bir tarafa yönlenecek ve ulaşacağı mesafe sonsuz anlamında olacaktır. Eğer bu delik bir başka bölgeye yönlendirilip, irtibatlandırılabilirse içinden geçecek olan şeyler belki de hiç zaman harcamadan karşıya ulaşacaklar anlamına gelir. Bu arada geçiş yapan maddenin enerji haline gelip diğer tarafta tekrar maddeleşmesi kuantum bilgisayarla belki başarılabilir. ( 3 D yazıcı gibi ) Ama geçiş hiç zaman gerektirmezse o zaman madde deforme olmadan atlayabilir. İnsan boyutunda bir solucan deliğinin meydana gelmesi milyar sayıda yıldızın enerjisini harcamayı gerektirir. Yani bu solucan deliği teorilerinin gerçekleşme oranı çok düşüktür. (Ama imkansız değil.)
Ben böyle düşünebiliyorum şimdilik.
omer-karanlik-profil5833
@necmi hocam; koca galaksileri birbirlerine yaklaştırmaya gerek yok... onu yapan zaten karadelikler veya galaksilerin kütleçekimleri...
solucan delikleri; diyelim dünya ile andromeda galaksisinde ki İsis gezegenini birbirine bağlayan bir solucan deliği var...bu solucan deliği tüm galaksiyi değil sadece isis gezegeni ile dünyayı birbirine yaklaştırıyor... samanyolu ve andromeda daki diğer gezegenler ve yıldızların konumlarında hiçbir değişiklik yok... eğer dediğiniz gibi olsaydı diyelim 16 metre çapındaki bir solucan deliğine 1 trilyon yıldızlık andromeda galaksisinin sığmış olması lazım çünkü sizin deyiminizle solucan deliği galaksileri birbirlerine yaklaştırıyor...
daha önceki karadelik konularında sanırım hepimiz olay ufkundan içeriye 3 boyutluların giremeyeceği konusunda anlaşmıştık... çökme açıları (caº) hipotezimde karadelikler 90º nin üstünde çöküyor... zaten caº=90º olursa bu direk olay ufku oluyor.... caº=90º da mevcut 3 uzamsal boyut 2 boyuta düşüyor burada.... yani içeriye sadece 3 boyutun altındaki şeyler giriyor... eğer karadeliğin merkezinde solucan deliği var ise karşı tarafa çıkışta 1 veya 2 boyutun tekrardan 3 boyut olması lazım ki bu durum sadece BİG-BANG de oldu... boyutsuz enerji maddeleşti... bu yüzden karadelik merkezindeki solucan deliği fikri veya teorisi yanlış...
necmi-tufek7866
Ömer Bey,
Bence biraz daha dikkatli düşünelim. Konumları değişmeden iki gezegen nasıl yaklaşabilir? Eğer bu iki gezegen arasındaki gerçek mesafe değişmiyorsa o zaman solucan deliğinden geçenin ışıktan daha hızlı olması gerekmiyor mu? Yani benim söylediğim gibi bir sonuç çıkmıyor mu?
Solucan deliği hiç uzayı bükmeden İsis gezegenine bağlanabilir. Çökme olayı ışık hızını aştığı için gerçekleştiğine göre, sonsuz hız anlamına gelir. Karadelik yerine solucan deliği bu sonsuz çökme durumunu evrendeki başka bir noktaya bağlanmak için kullanabilir.
Ama uzayın büküldüğü tezini kabul edersek uzayın çevreyi de birlikte bükmeden, kimseye zarar vermeden nasıl bükülebileceğini ben düşünemiyorum.
Yukarıda bahsetmiştim. Karadeliğin içinde solucan deliği olmaz. Solucan deliği kütlesiz enerjiyle ancak yapılabilir ki içi boş olsun. Yani karadelik konusunda daha önceki yazışmalarımızda mutabıkız.
hic-kimseyle-tartismaz9132
Solucan deliği teorisi, "uzayın zaten bükümlü olduğunu" varsayarak üretilmiş bir yaklaşım.
Yataktan kalktığınız zamanki battaniyenin toplanmış hali gibi.
Battaniyenin bize düz gibi gözükmesinin nedeni, ışığın bu kıvrımları izleyerek gelebilmesi. (Fiber optik kablo içndeki foton gibi)
Yoksa solucan deliği ile kütleler hareket ettirilmiyor. Ve bizim istediğimiz yerde, istediğimiz yere ulaşan bir solucan deliği de tasarlanmıyor. Hepsi sonradan diziler için uydurulmuş fizik efsaneleri...
Başlangıçta sadece evrenin dokusundaki bükümden dolayı, bir olasılık olarak ele alınıyor.
Daha bir tane bile solucan deliğinin ne girişi, ne çıkışı hem saptanmış değil, hem de bu konuda şüpheli olarak ele alınmış tek bir nokta yapılan gözlemlerde ... (İşte şurada madde çıkışı var, burası solucan deliği olabilir diye)
hic-kimseyle-tartismaz9132
Solucan deliği teorisi, "uzayın zaten bükümlü olduğunu" varsayarak üretilmiş...
Yataktan kalktığınız zamanki battaniyenin toplanmış hali gibi.
Battaniyenin bize düz gibi gözükmesinin nedeni, ışığın bu kıvrımları izleyerek gelebilmesi. (Fiber optik kablo içindeki gibi)
Yoksa solucan deliği ile kütleler hareket ettirilmiyor. Ve bizim istediğimiz yerde, istediğimiz yere ulaşan bir solucan deliği de tasarlanamıyor. Hepsi sonradan diziler için uydurulmuş fizik efsaneleri...
Başlangıçta sadece evrenin dokusundaki bükümden dolayı, bir olasılık olarak ele alınıyor.
Daha bir tane bile solucan deliğinin ne girişi, ne çıkışı hem saptanmış değil. Hem de yapılan astronomi gözlemlerinde, bu konuda şüpheli olarak ele alınmış tek bir bölge bile bulunmuş değil . (İşte şurada madde çıkışı var, burası solucan deliği olabilir, diye)
necmi-tufek7866
Evet haklısınız. Tüm solucan deliği teorileri fantezi. Ama sadece bir tane teori yok. Pek çok teori var. Herkes gibi bizim yaptığımız da "acaba şöyle olsa ne olur?" gibisinden akıl yürütme çalışması. Yanlız benim düşündüğüm bazı şeyler yok değil.
Evrenin ilk zamanlarında enerjinin çok küçük alanda ve çok yoğun olduğu zamanda bu çeşit solucan deliği türünden anomaliler oluşmuş olabilir. İşte o zamandan kalma buruşukluklar ya da solucan yolları evrenin bu günkü yapısında etkili olmuş olabilir.Belki de hiç ummadığımız bir bölgede tabii gelecekte, uzay gemilerinin artık normal karşılandığı zamanlarda geminin biri tesadüfen bu yollardan birini keşfedebilir. Yani çok fanteziler çıkar bu konudan.
Ama yukarıda Ömer Bey'e bahsettiğim düşüncemi biraz daha derli toplu açayım isterim.
Karadelik malum, madde çökmesidir ve içinden geçmek imkansızdır. Çünkü madde kendi ağırlığını taşıyamadığından kendi içine çökmüştür. Bu çökme ışık hızını aşan bir çökmedir ve kendi içine doğru sonsuz bir çökme enerjisi barındırmaktadır. Bu önemli çünkü solucan deliği karadeliğin bütün özelliklerini taşır. Ama içi boş olduğu için kendi içine çökemeyeceğinden (eğer oluşursa) anında her hangi bir tarafa yönlenecektir. Benim düşündüğüm; eğer karadelikte bu çökme ışıktan daha hızlı olduğuna göre, yönlendiğinde acaba yine ışıktan daha hızlı olacak mıdır? Bence olabilir. Elbette evrenin içinde ışık hızı aşılamaz ama düşünmeye de engel olmaz. Anlatmak istediğim buydu.
akin-oslu8058
Yanlis bilgiymis bos hayallermis falanmis filanmis sadece hayal edin insansiniz yaraticiliginizin onune cikanlara siktirgit deyip gecin onun dusuncelerini kafanizda yok edin.Hayatinizi bir amaca baglayin, insanlara(sevgili, flort vs) ve esyalara (para, araba, ev almavs.) Degil. -Einstein
gorkem-seven5908
Arkadaşlar hiç bir parçacığın ışık hızını geçemeyeceğini ve solucan deliğinin ne olduğunu çok iyi biliyorum boşa açıklama yapmışsınız. (necminin saçmalıklarını okumuyorum bile)
Diyelim ki A B ve C roketleri uzayda arka arkaya gidiyor. Dışarıdaki bir gözlemciye göre hızları 0.9c
B roketindeki gözlemciye göre diğer roketlerin saati kendisiyle aynı.
Dış gözlemciye göre A roketinin saati Bden, B roketinin saati de C den daha ileridedir.
Einstein'in rölativitesine göre 3 rokette bulunan kişiler hiç bir şekilde kendisinin hareketli olduğunu ölememesi gerekir. Örneğin A roketinin saatinin görüntüsü B ye gecikmeli gideceği için önde bile olsa B den, B ile aynı görünür.
Fakat roketlerdeki kişiler diğer saatleri solucan deliği ile görürse, kendi saatinden farklı olduğunu anlayacak ve de hareketli olup olmadığını farkedebilecektir ki böyle bir deney Einsteinin temel görelilik kuramını ihmal eder.
gorkem-seven5908
Yani rölativiteden çıkarılan solucan deliği yine rölativiteyi ihmal ettiği için yanlış bir önerme olduğu anlaşılmış oldu.
necmi-tufek7866
Görkem Seven,
Yazılanların ne anlattığını anlamamış olduğunuz anlaşılıyor. Biz burada hızlanarak ışık hızının aşılabileceğini söylemiyoruz ki. Yani A B roketleri örneklerinizin konuyla bir ilgisi yok. (Çok klasik)
Saçma olarak nitelediğiniz benim düşüncem şu;
Karadelik, çökme hızı ışık hızını aştığı için karadelik olmuyor mu?
Daha açık söylersek; karadeliğin çökme enerjisi ışık hızından daha fazladır.
Elbette saçma olabilir ama benim düşünceme göre, karadelik eşiti olan solucan deliği kendi içine çökemediği için başka bir yöne doğru çöktüğünde hangi hızla çöker?
Ayrıca biz burada ders işlemiyoruz. Hepimizin kendi özgün düşünceleri ve fikirleri var. Saçma olması hiç önemli değil. Zamanında Einstein'a da saçma diyenler çoğunluktaydı.
Not: Burada bir katılımcıdan söz edecekseniz logoyu tam olarak yazın. Yarısını yada bir kısmını yazmak centilmenliğe aykırı olur sanırım. ( Asker arkadaşı olduğumuzu hiç sanmıyorum.) Saygısızlık böyle bir sitede yazan aklı başında insanların yapmaması gereken bir davranış şekli olmalı.
mzgnccn8702
Öncelikle genel görelilik, kütle çekiminin uzay zamanda tanımlanmasını sağlıyor. Bu teori olmasa uzaydaki hiçbir bükülme ya da kütle çekimi tanımlanamaz (Buna solucan delikleri de dahil). Solucan delikleri, Einstein in alan denklemlerinin çözümünü temsil eder(Temeli alan denklemlerine dayanıyor). Yani solucan delikleri genel göreliliğin varsayımları sonucu ortaya atılmış eşitlikler diyebiliriz. Bunlar matematiksel olarak ulaşılmış çözümler. Ortada somut bir delil yok. Eğer çürütmek istiyorsan yine matematiksel olarak bir ispat yapman gerek.
“Yani rölativiteden çıkarılan solucan deliği yine rölativiteyi ihmal ettiği için yanlış bir önerme olduğu anlaşılmış oldu.” Bu şekilde bir çürütme yöntemi yok.
kemal-bay-hickimse7261
Buradaki tek sorun; suyu içmenin tek yolunun bardak ile olduğunu düşünenler ile düşünmeyen insanların beyinlerinin farklı frekansta aynı dalga hareketi yapması gerektiğini düşünmektir sanırsam.
İhlal etmez çünkü görelilik tamamen evren içindeki yoğunlaşmış enerjiyi tanımlar ve bu maddenin bilinen evren içindeki sınırlarını tanımlar.Bilinen evrenin, içindeki herhangi bir hızdan daha hızlı harekete imkan tanıyacak şekilde esnemesi, büzülmesi ya da eğilmesi neden bu göreliliği ihlal etsin ki ? Kütle ışık hızını aşamaz, peki ya kütleyi oluşturan enerjinin zemin sağladığı evrenimiz bunu fizik kurallarını ihlal etmeden ya da esnetmeden yapamaz mı ?
necmi-tufek7866
Frekanslar konusunda çok haklısınız Kemal Bey. (Maalesef)
Kuantum fiziği görelilikten çıkmıştır ve birbirlerini ihlal etmezler. Aksine tamamlarlar. Yani bu iki fizik anlayışı diferansiyel denklemlerle birbirlerine bağlanmaya, çevrilmeye, uzlaştırılmaya çalışılır. Aynı şekilde görelilik denklemleri atomaltı parçacıklar dünyasında çözüm sağlayamadığı için daha başka kavramlar, denklemler gerekmiştir. Bu gün gelinen nokta hala yeterli düzeyde değildir. Yani solucan deliği gibi bir kavramı gerçeklik haline getirmek için halen çözülmesi gereken yüksek enerji hesap ve denklemleri gerekir. Ve elbette ki deney yapmak gerekir.
Ben biraz daha konuyu açmak açısından kullanılacak enerji hakkında fikrimi söyleyeyim.
Solucan deliği oluşturmak için çok küçük bir alanda çok yüksek enerji kullanmak gerekir. İnsanların kullandığı en büyük enerji nükleer enerjidir. Bu enerji kütlenin ancak %1kadarını enerjiye çevirebilir ve solucan deliği oluşturmak için kullanışlı değildir. Çünkü tamamen kütlesiz enerji gereklidir. Bunu sağlayacak olan da uzay gemisi Atılgan'ın kullandığı yakıt olan "Antimadde" dir. Antimadde-madde etkileşmesi kütlelerin tamamen enerjiye dönüşmesini sağlar ve çok büyük bir enerji ortaya çıkarır. Yani aslında yeterli miktarda antimadde kullanılabilirse (işte burada çok iyi hesaplama gerekir) solucan deliği oluşturulabilir.
Enerjinin kütlesiz olanı her zaman ışık hızındadır. (Higgs alanıyla etkileşmez.) Solucan deliği ise hem kütlesiz enerjiden meydana gelir hem de kütle çökmesi sağlayacak kadar büyük bir enerjidir. İşte bu enerji yönlendirildiği zaman evrenin uzay-zaman dokusuyla etkileşir mi, etkileşmez mi, denenmesi gereken olaylardır. Elbette olay burada bitmiyor. Bir de oluşan deliğin içinin durumu var. Deliğin içindeki basınç negatif olmak zorundadır. Evren dışı bir oluşumdur. Yani evrenin yasalarının dışında bir basınç sistemidir. Burada ışık hızı limiti yoktur. Çünkü uzay-zaman yoktur. Higgs alanı yoktur. İşte bu delikten geçecek olan bir parçacık ışık hızıyla sınırlı olmaz. Belki de hemen hiç zaman harcamadan deliğin bağlandığı çok uzak bir yere anında ulaşabilir. Ya da çok az zaman harcar. Elbette denemek gereken bir sistemdir ve şimdiden söylenenler gerçeği yansıtmıyor olabilir.
Düşüncenin sınırı yoktur. Bu gün saçma olan yarın kurtarıcı olabilir. Ben de böyle şeyler düşünüp hayal gücümü geliştiriyorum. Rahatsızlık veriyorsam okumak zorunda değilsiniz.