ea1339
Schrödingerin kedisi ve heinsberg belirsizlik ilkesini açıklayabilir misiniz
Teşekkürler...
ea1339
Dalga fonksiyonu çökene kadar kedi hem ölü hem canlıdır kısmını anlayamdım
ea1339
Dalga fonksiyonu çökene kadar kedi hem ölüdür hem canlıdır kısmını anlayamdım kedinin ölü veya canlı olması yalnızca bir olasılık değil mi neden dalga fonksiyonu çökene kadar bu olasılıklardan biri olmak zorunda
ea1339
Dalga fonksiyonu çökene kadar kedi hem ölü hem canlıdır kısmını anlayamadım daşga fonksiyonu çökene kadar kedinin ölü veya canlı olması bir olasılık kedi neden bu iki olasılığın ikisi de olmak zorunda
necmi-tufek7866
Öncelikle belirsizlik ilkesi başka bir şeyi anlatır. Schrödinger'in kedisinin durumu belirsizlik değil "dolanıklık" olayıdır. Belirsizliği daha sonra inceleriz. önce kedinin durumunu anlayalım.
Kedi bir kutunun içinde. Kutuya bitişik diğer kutuda ise kediyi öldürecek radyoaktif bir parçacık var. (Bunlar aslında varsayım şeylerdir, gerçek olmaması önemli değildir.) Bu iki kutu arasında bir kapak var. Bu kapak saniyenin çok küçük bir kesrinde açılıp kapanıyor. Bu arada kediyi öldürecek parçacığın kedinin kutusuna geçme ihtimali %50 olarak düşünülüyor. Yani kutuya bakmadığınız zaman kedinin ölü veya canlı olma ihtimali hep %50.
Şimdi burada güncel bir örnek verip konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabiliriz.
Arkadaşınız tatile gidecek ama Kıbrıs'a mı yoksa Antalya'ya mı gideceğine bir türlü karar veremedi. O arada bir kaç gün görüşemediniz ve arkadaşınızın tatile gitmiş olduğunu iş yerinden öğrendiniz. Siz arkadaşınızın nereye gittiğini bilmiyorsunuz ama iki ihtimal olduğunu biliyorsunuz. Arkadaşınızı arayıp nerede olduğunu öğrenene kadar bu iki ihtimal geçerli ve gerçektir. İşte dalga fonksiyonu diye geçen kavram bu dolanıklık durumudur.
Kutuyu açtığınız anda ihtimallerden biri gerçek olur, diğeri çöker. Kedi ya ölüdür ya da canlıdır. Ama bu dalga fonksiyonu sadece sizin için çökmüştür. Siz bu sonucu diğer arkadaşlarla paylaşana kadar onlar için hala çökmemiştir.
(Bu düşünce deneyidir. Gerçekte böyle bir deney yapılamaz. Ama dolanık durumu, dalga fonksiyonu olayını anlatabilmek ve anlayabilmek için düşünülmüş bir deneydir.)
necmi-tufek7866
Dalga fonksiyonu "olasılık dalgası" anlamındadır.
omer-karanlik-profil5833
Necmi Hocam;
Tatil örneğini verdiğinizde aklıma bir durum takıldı :)
şimdi siz arkadaşınızı arayana kadar kıbrıs mı antalya mı olduğunu bilmiyorsunuz...lakin arayınca mesela kıbrıs çıksın...peki başka bir tatil yerini soran kişinin alacağı cevap antalya olabilir mi_?
necmi-tufek7866
Bir olayla ilgili olasılık dalgası çöktüğünde artık o olayla ilgili diğer ihtimal (bu evren için) devre dışı olmuştur. Şahıs Kıbrıs'taysa aynı anda Antalya'da olamaz.
Ama sanıyorum sizin aklınıza takılan dalga fonksiyonunun çökmediği, evrenin her olasılık durumunda bölünüp tüm ihtimallerin yaşandığı çoklu evrenler durumudur. Eğer başka biri aradığında Antalya yanıtını alırsa o zaman bu durum ortaya çıkar. O durumda da Kıbrıs olasılığı devre dışı kalmıştır.
Yani her durumda tüm ihtimallerin de yaşanabildiği durum "olasılık" durumudur. Olasılık tek bir duruma çöktüğünde artık diğer ihtimallerin gerçekleşme şansı da kalmamıştır. Dalga çöktükten sonra bir başka ihtimal artık bu evrende olamaz. Başka bir evrende olursa da diğer evrenler için bir anlam taşımaz.
Bu durumu "bir parçacığın aynı anda iki yerde birden bulunabileceği" dalga fonksiyonu ile karıştırmamak gerekir. Aralarında bir fark vardır. Birisi tek bir parçacık için olasılık durumudur, diğeri çok fazla parçacık veya sistemler için olasılık durumudur. Tek bir parçacık için geçerli olan durumlar çoklu sistemler için düşünülmemelidir. Çünkü biri tersinebilir, diğeri tersinemez.
omer-karanlik-profil5833
@necmi hocam;
aslında sorduğum biraz da felsefik bir durum.... siz @esra hanımı arayıp kıbrısta olduğunu doğruladınız...sizin için antalya olasılığı çökmüş oldu....bu sefer ben @esra hanımı aradığımda antalya cevabını aldım...yanlış da olsa benim için kıbrıs olasılığı çökmüş antalya olasılığı sabitlenmiştir... bu arada ikimizde birbirimizden haberi yok bu arada :)
yani gözlemlediğimiz sistem, parçacık vs. kendisini gözlemleyenlere yalan söyleyebilir mi_?
necmi-tufek7866
Ömer Bey,
Zaten tüm yapılan çalışma sistemi kandırmak ve kesin yasaları yani "belirsizlik, dolanıklık" gibi durumları sarsabilmek içindir. Şimdiye kadar bu mümkün olmuş görünmüyor. Çünkü doğa asla yalan söylemez. Bulunan yasalaşmış genel durumlar hiç bir kandırmaca durumunu kabul etmiyor. Yani sistem ve parçacıklar yalan söylemez. Ama biz onların davranışlarını doğru şekilde kavramaz, farklı yorumlarsak biz kendimizi kandırmış oluruz.
Kuantum düzeyini doğru anlayabilirsek, her şeyin kendi mantığı içinde tutarlı ve olması gerektiği gibi davrandığını görürüz. Tüm olay, kuantum düzeyinde olanları büyük ölçekte değerlendirmeye çalışıp yanılmaktan ibarettir. Bu yüzden kuantum fiziği ortaya çıkmıştır zaten. Klasik fizikle çözüm olsaydı kuantum fiziğine ne gerek olacaktı?
ea1339
Yani kedinin ölü ya da sağ olması aynı olasılıkta iki ihtimaldir peki bu düşünce deneyini paradoks yapan şey nedir
origin1690
Schrödinger bu düşünce deneyini Kopenhag Yorumu’nun gerçek hayat denilen şeyle ne kadar tutarsız olduğunu vurgulamak için öne sürmüştür. Bu yorumla yola çıkılırsa kutuya bakıp sonucu görmediğimiz sürece içeride aynı olasılıkta iki ihtimalden ziyade, eşit miktarda hem ölü hem canlı kedi bulunmaktadır. Yani tartışmaya açık bir konu kimi için bir fizik kuralı kimi için paradoks.
origin1690
Tekrar okuyunca ''eşit miktarda hem ölü hem canlı kedi'' yanlış anlaşılabilir gibi geldi. Sonuca bakmadığımız sürece kutunun içinde aynı anda hem ölü hem diri kedi bulunduğunu söylemek daha doğru olacak. Bu tüm olasılıkların aynı anda yaşandığı bir süperpozisyon'dur.
necmi-tufek7866
Tabii ki olay bu kadar değil. Bizim incelediğimiz durum sadece işin bir kısmı.
Dolanıklık durumunda parçacığın spin durumu önceden belli değildir. Yani parçacık dalga fonksiyonu çöktüğü anda her hangi bir yöne spin tercihi yapabilir. Üstelik ona dolanık olan diğer parçacık da bu spine ters spin durumunda olmak zorundadır. Yani dalga fonksiyonu çökerken tercih yapılır.
Ama bu deneyde aynı durum söz konusu olamıyor gibi. Dalga fonksiyonu çöktüğü yani kutuya bakıldığı anda her iki tercihin de o anda seçilebilmesi mümkün değil. Çünkü kedi öldüyse artık olasılık durumu kalmamış demektir. Yani kedi için olasılık yoktur. O ya yaşıyordur ya da ölmüştür. Ama bizim için olasılık dalgası çökmemiş olduğundan kutuya bakmak zorundayız.
Sonuçta işin "püf" noktası bence şu; "Dalga fonksiyonu tek parçacıklar için farklıdır. Tek parçacık dalga fonksiyonu çöktüğünde istediği yönde tercih yapabilir. Ama çok parçacıklı bir sistem için aynı şey olmaz. Çok parçacıklı bir sistem tercihini daha önceden yapmış olmalıdır. Çökertilen dalga fonksiyonu o cismin değil bizzat gözlemcinin fonksiyonudur."
Schrödinger'in kedisi düşünce deneyi elbette çok özellikli bir deneydir. Biz sadece basit yönüyle bakmış oluyoruz.
Biz, kuantum düzeyinde bir gözlem yaptığımız zaman gözlemimiz değişikliklere neden olur. Gözlem olayı gözlenen şeyi değiştirir. Aslında bu vurgulanmak istenmektedir. Ama kendi ölçeğimizde gözlem yapmamız bir değişikliğe neden olmaz. (Yani kendi ölçeğimizde bir değişikliğe neden olmaz)
ea1339
Cevaplarınız için teşekkür ederim
ea1339
Peki kopenhag yorumunda bir parçacığın biz onu gözleyene kadar bütün durumları içeren bir süperpozisyon durumundadır çıkarımını nasıl yaptı neden böyle bir yorum getirdi yani bu fizikte belirsiz olan bir şeyi açıklıyor muydu yorumunu destekleyici neler vardı
necmi-tufek7866
İşte yukarıda da anlatmaya çalıştığım şey tam da budur.
Tek bir parçacık sağ spinli olabilir, sol spinli ya da bunların arasında kalan başka bir açıda spin sahibi olabilir. Elektrik yükü artı ya da eksi olabilir. Zamanda ileriye ya da geriye gidiyor olabilir. Ama tüm bu özellikler tersinebilir şeylerdir. Bakışım bozulmaz. "CPT" (İsterseniz bunu daha ayrıntılı inceleyebiliriz.)
Yani, dalga fonksiyonu çökmeden önce parçacık belirli bir durumda değildir. Çöktüğü anda bir tercih ortaya çıkar. O yüzden dalga fonksiyonu çökmeden önce tüm bu durumların hepsini birden temsil eder. Yapılan binlerce deney sonucunda hep farklı sonuç elde edilir. Yani bir parçacık durdurulmadığı zaman ne özellikte olduğu bilinemez. Çünkü gözlediğimizde (durdurduğumuzda) biz ona etki ederiz. Bu etki her seferinde farklı sonuç verir. Bu yüzden süperpozisyon durumu ister istemez kabul edilmek zorundadır. (Yani bir parçacığı durdurmazsanız onun hakkında hiç bir bilgi sahibi değilsinizdir.) Ve de bu yüzden Tanrının evreni yaratırken belli bir seçeneği var mıydı? Sorusu hep sorulagelmiştir.
Kedi deneyi de işte bu tercihin önceden bilinememesi özelliği göz önüne alınarak yapılmış bir düşünce deneyidir. Amaç dalga fonksiyonu çöktüğünde yapılan tercihin ne yönde olduğunun bilinememesi yüzünden kedinin ölü mü yoksa canlı mı olduğunun bir süperpozisyon durumu olup olmadığını ortaya çıkarmaktır.
Benim bu konuda yorumum şudur;
Süperpozisyon durumunda olan kedinin olasılık dalgası değildir. Gözlemcinin olasılık dalgasıdır. Çünkü kedi için bir tercih yapılıyorsa bunu yapan deney düzeneğidir. Gözlemci etkisinin kedinin durumuna hiç bir katkısı yoktur. Sadece bilemediği bir durumu (yani önceden belirlenmiş bir şeyi) öğrenmiş olacaktır.
Neden böyle düşünüyorum? Çünkü tek bir parçacık için geçerli olan süperpozisyon durumu büyük yani çok parçacıklı cisimler için geçerli değildir. Eğer tercih yapıldığında C"yük" P"parite" T"zaman" kavramlarının ters olması sonucu değiştirmiyorsa durum "süperpozisyondur" Ama çok parçacıklı bir cisim için bu mümkün değildir. Bakışım bozulur ve süperpozisyon durumu olmaz. Yani tercih daha önce belirlenmiş demektir. Kedinin durumu zaten belirlenmiştir. Biz gözlediğimizde değişebilir bir tercih durumunda değildir.
Daha önce de belirttiğim gibi; tek parçacıklar için (kuantum boyutu için) mümkün olan şeyleri büyük sistemlere uygulamaya kalkarsak sihirbazlık bekliyor oluruz.
necmi-tufek7866
Belirsizlik ilkesini de ortam müsait hale geldiği için açıklayabiliriz sanırım.
"Bir parçacığın hem hızı hem de konumu aynı anda belirlenemez, ölçülemez."
Bu ilke yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi tek parçacıklar için belirlenmiştir. Bu durum çoğunlukla ölçme sorunu olarak anlaşılırsa da sorun ölçü aletlerinin yeterliliği ya da yetersizliği değildir. Olayın mümkün olamamasıdır. Birini ölçmeye kalktığınızda diğer özelliği bulanıklaşmaya başlar. Birbirini perdeleyen şeylerdir.
Yukarıdaki bahiste de ölçmeden önce parçacığın durumunun bilinemeyeceğini söylemiştim. İşte bu kez de ölçsek bile iki özelliğini birden aynı andan bilemeyeceğimizi anlamış oluyoruz. Çünkü bunun bir anlamı yoktur.
ea1339
Bir parçacığın konumunu ve hızını aynı anda bilemememizin sebebi tam olarak nedir parçacığın aynı anda bir kaç yerde olabilmesinden dolayımı
necmi-tufek7866
Konum net olarak yüzde yüz biliniyorsa parçacık artık hareket etmiyordur. Çünkü durdurulmuş ve yok edilmiş demektir.
Dalga boyu biliniyorsa o zaman parçacık dalga boyunun kapsama alanındaki her yerde bulunabilir. Dalgasının genliğinin karesi alınarak konumu hesaplanır. Ama bunlar yaklaşık hesaplardır ve yüzde oranıyla gösterilirler. Yani parçacığın konumu %70 biliniyorsa hızı hakkında %30 bilgi edinebiliriz demektir. Hız %70 biliniyorsa da konum bilgisi %30 demektir. Birini ne kadar yüksek oranda biliyor isek diğer özelliğini aynı oranda bilemiyoruz demektir.
Kuantum ölçeğinde bu şekilde "ikilik" tabir edilen durumlar vardır. Bunlar birbirlerini bulanıklaştıran şeylerdir. Birini ne kadar kesin ölçerseniz diğer özellik aynı oranda bilinemez olur. Bu yüzden hesap yapılırken hep yaklaşık rakamlar kullanılır. Kuantum düzeyinde hiç bir özellik net bir rakamla temsil edilemez. Olasılık boyutudur desek yanılmış olmayız. Ve hiç bir olasılık %100 değildir. Bu yüzden de bir parçacığın hızı ve konumu aynı anda ölçülemez, bilinemez.