omer-karanlik-profil5833
@burtay hocam; zaten geormetrik...
uzay-zamanı sadece matemetik ile değilde ayrıca geometri ile de bakarsak ve hesaplamaları bu geometriye göre yaparsak çok daha verimli sonuçlar alabiliriz.
mesela benim çöküş açıları teorim, veyahut karadeliklerdeki ışığın çıkamaması durumu yada kütlenin neden ışık hızına ulaşamadığının KENDİMCE nedenini geometri sayesinde çözdüm :)
vide-supra1191
Küresel bir cisimde merkez, dışa nazaran ne kadar yoğun olursa olsun yakın mesafelerde kütle çekimi tam merkezden etki etmeyecektir. Tam merkez alınması muhtemelen hata payı yeterince düşük olan bir hesap için yeterli olduğundan dolayıdır fakat gerçek bir proje için çok daha karışık hesaplar kullanılması gerekir gibi geliyor bana.
Örneğin homojen bir demir bilyenin geometrik merkezi ile ağırlık merkezi aynı yerde olmaması gerekir çünkü mesafenin fonksiyonu olarak parçalara etki eden kütleçekim alanı ve dolayısıyla ağırlık değişecektir. Bu durumda cismin içi boş bir top olması bir şeyi değiştirmeyecek, sadece alan içerisinde kuvvetin etki farkını daha bariz olarak gösterecektir. Buna en iyi örnek karadeliğin olay ufkuna yaklaşan bir topun parçalarına etkiyen kuvvetin çok kısa mesafelerde belki de tonlarca değişeceği olacaktır. Ay ile dünya sistemi için bile bu merkezler aynı değildir. Yani dünyanın aya uyguladığı kütle çekim kuvvetinin merkezi(vektörel olarak topladığınızı ve tek bir noktayı hedef aldığınızı düşünün) ayın kütle merkezi ile aynı nokta değildir.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Tekrar merhaba...
Karadeliklerden ışığın çıkamaması ve çöküş açıları ile ilgili Karanlık Profil'in yaklaşımı bazı noktalardan ilham verici. Yine de daha genişletilmesi ve daha sert sorularla sorgulanması gerekiyor gibi...
Geometri, matematiğin uzun geçmişi olan ve derin bir konu. Aslında evrendeki bir çok nesne arasındaki ilişki hep matematiğin geometri yaklaşımı ile anlaşılıyor. Mesela, kuvvet ve vektörler gibi...
@Vide Supra, Kütlenin geomterik merkezi ile ağırlık merkezi arasındaki farkı vurgulamanız iyi oldu çünkü bu açıdan ele alamıştım.
Diğer yandan, karadeliğe yaklaşan, aynı cisme olan çekim kuvvetlerin, mesafe farkından dolayı farklı olması ve büyük kütleye düşen küçük kütlenin durumu, ben de şu kanıyı uyandırdı:
Kütle çekimi olarak tek bir nokta üzerinden ifade ettiğimiz değer, aslında ayrı ayrı tüm parçacıklardan kaynaklanan kuvvetlerin sinerjik (geometrik vektörlerinin) toplamı gibi...
Bu sayede en dıştaki parçacıkta, en içteki parçacıkta hesaba katılabiliyor.
Bu durum; bildiğimiz (daha çok Newtoncu) kütleçekim yaklaşımı ile olan açıklamasında eksiklik fikri veriyor.
Daha sonra bunu tamamlayan Einstein'ın yaklaşımı da hala açıklamada biraz dar (kapsamsız) gibi... (Bu bilgi eksiliğimden de kaynaklanıyor olabilir.)
Sanırım kütleler arası kütle çekimin, ilkelerini ve mekanizmasını tam kavradığımız zaman, bir çok soruya da "net cevap" üretebileceğiz.
muzaffer-erdem5978
Değerli arkadaşlar ;
Karadeliklerin bizim (Sıcak) Güneş sitemimizin tam asimetriği olarak çalıştığını düşünmenizi istesem bu sefer de benim anlattığım "Sıcak Güneş Sistemi "ni kabul etmediğiniz için "Soğuk Güneş Sistemi" hakkında düşünmeyi dahi aklınıza getirmeyeceğinizi biliyorum.
Soğuk Güneşlerde sistem soğuk güneşe doğru çalışmakta yani merkezinde bulunduğu galaksideki tüm objeler buna ışığı oluşturan kuarklar da (En küçük uzay parçacığı) dahil olmak üzere soğuk güneşe doğru akmaktalar , burada herhangi KÜTLE ÇEKİMİ aramak arayan arkadaşların yorumasının dışında pek bir işe yaramaz.
Zaten hiç olmayan Kütle çekimi kavramı burada tamamen anlamsızlaşmaktadır.
Soğuk güneş sistemlerinde her şey sistemin sıfır noktasında ki soğuk güneşe gider.
Saygılarımla.
Muzaffer Erdem