morgan-frei5424
Karanlik Profil, varliklari kanitlanan gluonlar , ve henuz kanitlanmayan gravitonlar da kutlesiz degiller mi ?
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
@Morgan Frei, yazdıklarınızın büyük bir kısmı zaten tartışılmayacak kadar geçerli . ancak soruya cevap sayılmaz gibi, evrenin limit hızına ivmelenmeleri gerekmiyor evet, tamam ama...
Eğer ortada bir kuvvet ve ihtiyacı yok ise, niye hareket ediyorlar o zaman? Onları oluşumlarından sonra bir anda bu hıza ulaşmalarını sağlayan ve durmalarını engelleyen şey ne?
Belki verdiğiniz cevap doğru ve yeterlidir. Bilemiyorum. Ama şüpheli geliyor bana...
Elimdeki bir kg demir de olsa, aynı hacimde balon da olsa, eğer onu ileri iten bir "neden" yok ise hareket etmezler. Evet, kütleliyi itmek için ivme vasıtasıyla kuvvet aktarmamaız gerekiyor.
Peki foton da, aynı soruyu değiştirip aynı şeyi diğer açıdan sıorarsak , "Niye durmuyorlar?"
@venivdi; açıkçası pek işime yaramadı çok yüzeysel kaldı. Ama yine de çok teşekkür ederim.
@ Vide Supra, yazıyı indiremedim. (Açıkçası ödemeye yapmaya da niyetim yok.:-(
Giriş, abstract kısmından anladığım "doğrusal alan denklemleri" ile sıfır kütleli parçacığın hareket yönüne dik düzlem üzerinde oluştuğunu gösteren bir çalışma. Yine anladığım kadarı ile (yapılan bazı atıflar linkinden) karadeliklerde kütlesini yitiren ve tekilleşen parçacıkların durumunu ele almış. (Enerjinin, uzay-zaman dokusuna etkisi gibi algıladım)
Sanırım kast edilen kütlesiz parçacık, fotondan ziyade bir tekil parça... Ama yazıyı indirdiyseniz, gmail adresime (isimsoyisim) yolayabilirseniz, okumak isterim.
Diğer yazdıklarınıza gelince, Evet haklısınız tüm katı madde %1'lik bir yekün tutuyor ve kalanı enerji...
Sizin foton kutunuzdan sonra, şu mutlak sıfır deneylerine biraz daha bakınca, aklıma bir düşünce deneyi geldi.
a) Gece elinizde ufak bir ışık kaynağını bir ipe bağlayıp
1) Önce salladığımız düşünelim.
2) Sonra hızını artıralım ve çember yaparak çevirdiğimizi düşünelim.
3) Daha sonra bu çemberleşme hızını artıralım.
4) Hızımız iyice artınca ipi, bir yarım kürenin yüzeyini sırayla (eski tüplü televizyonların, elektron tabancalarının ekranı taraması gibi) tarayacak şekilde hareket ettirdiğimizi düşünelim. (Aslında merkezde olduğumuz için tam küre olacak ya fark etmez)
Uzaktan bakan bir gözlemci her olası durumda "Ne görür?" " Ne saptar?"
:-)
b) Foton kutusuna gelince.
Aynı ışık kaynağını bir ipe değilde bir lastiğe bağladığımızı düşünelim. Ve ışık sadece lastik gerildiğinde yansın. (Lastiğin gene de bir uzama limiti olsun.)
1) Işık kaynağını doğrusal bir düzlemde sağa sola titreştirdiğimizde
2) Çember yapacak şekilde bir merkez ve bir düzlem üzerinde titreştirdiğimizde
3) Küre yapacak şekilde titreştirdiğimizde
"Uzaktaki gözlemci ne görür, ne saptar?" :-)
Sanırım mutlak sıfıra inince, kütleli parçacıkların (elektron bulutu gibi) dalgasal bir yapıya geçmelerinde bu ip ya da lastikle temsil edilen enerjinin düşmesi veya kaybolması neden oluyor.
Öyle ise sorum; Bu ip ya da lastik nereden geliyor? (Yani bu gerilime neden olan şey ne?)
Sorularım şahıslarınıza veya hatta herhangi bir kişiye değil. Anlamsız ve saçma da olabilirler, sadece aklımdan geçen sorular.
omer-karanlik-profil5833
@vide supra gluonları biliyorum ama onlar serbest halde evrende bulunmuyorlar ve bir ivmeleri söz konusu değil...2 kuark arasındaki yapıştırıcı gibi...zaten isim anlamıda orada geliyor...
graviton konusuna gelince ; graviton adlı ''teorik'' parçacıcığının olmadığını düşünenlerdenim...
diğer kuvvetlerin aksine kütle çekiminin etkileşimi uzay-zaman dokusunun kendi işleyişi ile ilgili olduğunu düşünüyorum...
morgan-frei5424
Burtay Bey, bence demistim, fotonlar enerji parcaciklari.Onlari enerji gibi dusundugunuz an, bir tepkiye ugradiklari an durmaz ama yok olurlar.Oldukca hipotezvari bile olmasa da, dusuncem bu enerjinin parcacik gibi davranmaya calismasi,ama olmayan bit kutleyi "yokolana kadar" yani bir tepkiye ugrayana kadar itmesine yolaciyor.Bir tur "bug" .Dedigim gibi dusuncem bu.
omer-karanlik-profil5833
@morgan frei;
hocam kusuruma bakma dalgınlığa denk geldim seni vide supra ile karıştırdım...vide supra ile başlayan yorumlarım sana :)
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
@Morgan Frei; düşüncenizin geçerliliğini değerlendirecek düzeyde ve yetkinlikte değilim ama gerekçelerinizi sorgulayarak. daha iyi anlayabileceğimi ve kendime belki de ders çıkartabileceğimi umuyorum.
"Bug" teriminden kastınız ne? Biraz daha açabilir misiniz?
Fotonu zaten enerji olarak ele alıyorum. Daha doğrusu bir boyut üzerinde titreşen enerji paketçiği... Bir engelle karşılaşınca, bu titreşiminde sakladığı enerjiyi aktararak varlığı son buluyor.
Bütün bunlar fotonun ölümsüzlüğünün sınırlı ve şartlara bağımlı olduğunu kanıtlıyor.
Ama bu davranışın-eğilimin kökenini neye bağladığınızı ve bunu hangi gerekçelere dayandırdığınızı anlamaya çalışıyorum? O yüzden ısrarla tekrarlıyorum .Kusuruma bakmayın.
morgan-frei5424
Istediginiz gibi israr edin, benim icin asla sorun olmaz Burtay Bey.
Simdi "sifir" herhangibir kutle, uzay boslugundaki herhangibir nokta olabilir, ama o noktada "enerji" de yoksa, o zaman sifir kutlenin pratik hayatta bizim icin degeri yoktur.
Ama foton yaratildigi anda "enerji" ile ise basliyor.E kutlemiz de yok, direk limitle ise basliyor "c"
herhangibir tepkimede iki sansi var. Ya enerjisini tamamen kaybeder ve yok olur ( cunku kutlesiz ve enerjisiz uzaydaki nokta ornegine doner) , ya da azicik bir enerji kirintisi bile kalmissa, "kutlesiz" ve "c" hizinda yoluna devam eder.
Bu yonelimin kaynagi, diger yonelimlerin kaynaklarindan farksiz.
Bir olusum, ya pozitif kutlelidir ve isik hizi altindaki seviyede kalir.
Ya sifir kutlelidir ve sansi yoktur, enerji sahibiyse yokolana kadar "c" de kalir.
Ya da bildigimiz olustugu anda isik hizinin ustundedir.(evet, asla gozlemleyemeyecegimiz takyonlara inaniyorum).
vide-supra1191
@burtay bey makaleyi bilgisayarım bozulduğundan dolayı ben de okuyamadım aslında. Elime geçen ilk fırsatta ücretsiz olarak indirip paylaşacağım.
http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/0550321385905255
https://arxiv.org/abs/1204.0744
https://www.google.com.tr/amp/s/profmattstrassler.com/2012/10/15/why-the-higgs-and-gravity-are-unrelated/amp/
Aslında bu konularda düşünülen şeyleri örneklerle konuşmak zorlama da olsa daha iyi olabilir. Burtay bey örneğinizi anlamaya çalışıyorum fakat değinmek istediğiniz noktayı tam yakalayamadım galiba. Ama okurken aklıma bir soru takıldı.
İki mükemmel yansıtıcı, kütlesiz ve paralel levhalar arasında bir fotonun sürekli yansıdığını düşünün. Ya da bir ışık süzmesi de olabilir tam paralel oldukları sürece. Bu sistemi çarpışma doğrultusunda hızlandırmaya başladığımızda sistemin harekete tepkisi olur mu? Sistemi bu sefer çarpışma doğrultusuna dik şekilde hızlandırırsak harekete nasıl yanıt verir?
vide-supra1191
@burtay bey makaleyi bilgisayarım bozulduğundan dolayı ben de okuyamadım aslında. Elime geçen ilk fırsatta ücretsiz olarak indirip paylaşacağım.
http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/0550321385905255
https://arxiv.org/abs/1204.0744
https://www.google.com.tr/amp/s/profmattstrassler.com/2012/10/15/why-the-higgs-and-gravity-are-unrelated/amp/
Aslında bu konularda düşünülen şeyleri örneklerle konuşmak zorlama da olsa daha iyi olabilir. Burtay bey örneğinizi anlamaya çalışıyorum fakat değinmek istediğiniz noktayı tam yakalayamadım galiba. Ama okurken aklıma bir soru takıldı.
İki mükemmel yansıtıcı, kütlesiz ve paralel levhalar arasında bir fotonun sürekli yansıdığını düşünün. Ya da bir ışık hüzmesi de olabilir tam paralel oldukları sürece. Bu sistemi çarpışma doğrultusunda hızlandırmaya başladığımızda sistemin harekete tepkisi olur mu? Sistemi bu sefer çarpışma doğrultusuna dik şekilde hızlandırırsak harekete nasıl yanıt verir?
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
@Morgan Frei ; teşekkür ederim
@ Vide Supra, linkler için teşekkürler. ( Daha açmadım bile ama bakacağım)
Verdiğim iki örnekte, titreşimin kendisine bir alan oluşturarak, nasıl katı kütleli gözükeceğini betimliyordu. Hareket yetience hızlı ise gördüğümüz şey aslında varolandan çok farklı olabilir anlamında.
Sorunuz da (bana da oluyor) "çarpışma doğrultusu" nun vektörü-yönü eksik kalmış.
Bence; Eğer fotonun hareket doğrultusunda ise, "foton için" bir şey değişmez ama sistem momentumu artar sanırım. 2 ayna arası mesafe kısalır. Fotonun frekansı artar (ama o aynı sürede yolu aldığını hesaplar). Hızlanmadan kaynaklanan ek enerji buraya depolanır.
Fotonun hareketine dik ise, işte bunu bilemiyorum. Sistem olarak enerjiyi depolamaları lazım ama
tam yansıma söz konusu ise aynalara hiç enerji aktarılmıyor demektir. Yani titreşmiyorlar gibi... Bilemiyorum.
vide-supra1191
Üzgünüz, bu içeriği görüntülerken bir hatayla karşılaştık. Kullanıcı iseniz, lütfen daha sonra tekrar deneyin. Yöneticiyseniz, daha fazla bilgi için Flarum günlük dosyalarınıza bakın.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
@Vide Supra, " Fakat foton hareketine....gerekmez mi?"
Bu paragrafınız bana, "spin" konusunu çağrıştırdı?
vide-supra1191
@Burtay Mutlu spin konusunda maalesef yeterli bilgim yok. Farkında olmadan benzer bilgilerden bahsetmiş olabilirim belki.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Hareket durumunda; "...tutarsız çünkü İlk durumda kütlesi var ise ikinci durumda da "aynı" kütlesi olması gerekmez mi şeklinde bir sorgunuz var.
Yani olması gerekenin, olandan farklı olabileceğini düşünüyorsunuz gibi geldi. O yüzden bağlantı kurdum.
Şöyle ki, bu sisteminiz iki ayna değilde aynı maddeden mükemmel bir küre içinde olsaydı (?)
Bana göre içindeki fotonun hareket vektörü ile kürenin hareket vektörleri üst üste olduğu zamanlardaki kütle değeri ile içindeki fotonun başka yönlere yaptığı titreşmelerde kütleleri farklı olmalı.
Yani titreşimin yönü ve harekete olan açısı, nesnenin kütlesini etkiliyor. Spin olarak bu duruşunu kast ettim. Duruş pozisyonu değişmediği sürece, kütle değişmez, pozisyon değişince, kütle değişir şeklinde...
vide-supra1191
Evet, bu örnek üzerinden konuşursak kütlenin fotonun yansıma/hareket yönüne bağımlı bir değişkenmiş gibi görünmesi olmaması gereken bir durum gibi görünüyor.
Mükemmel küre içerisindeki foton da bilemediğimiz kendi hareket olasılıkları içerisinde bir şekilde kürenin davranışını değiştirebiliyormuş gibi görünüyor.
Asıl düşünce deneyi aşırı miktarda fotonun bir kutuya kapatılmasıydı ve bu açıdan fotonların kutu ile olan etkileşimleri neredeyse sonsuz sayıda ve kutunun tüm yüzeyine eşit dağılacak şekildeydi. Kutu, aynı zamanda sonsuz titreşim doğrultusu barındırdığından dolayı kutuya etki eden kuvvet yönü ile kutunun kütlesi arasında bir ilişki kurmak anlamsız kalıyor. Bu açıdan iki ayna ve doğrultusu belirli bir foton üzerinden düşünmüştüm fakat sizin küre örneğiniz de fotonu schrodinger kedisi durumuna getirmiş olabilir.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Çok sayıda foton yerine tek bir fotonda olsa, eğer fotonun tarama hızı (frekansı) yüksek ise, çok sayıda fotonun yaptığı iş gibi, aynı zaman diliminde çok sayıda noktayı tarayarak, dışarıdan bir bütünmüş algılanırdı.
Çok sayıda foton bir arada ise, iki olasılık var. Ya uzayın tamamen boşluk olması-ki bu fikre katılmıyordum- ya da akışkan olması.
Eğer uzay-zaman dokusunun akışkan bir özelliği var ise, fotonların gruplaşarak, toplu ve aynı yönlü hareket eden gruplara bölüneceğini düşünüyorum. Çünkü başlangıçta 3-4 fotonun oluşturduğu düşük basınç alanı, diğer fotonlarıda aynı güzergaha sokacaktır.
Yine de tüm fotonların tek parça olması çok çok uzun zaman almalı. Çünkü çok fazla olasılık var. Bunlar ancak zamanla azalabilir.
Küre çünkü, küp biçiminde bir yapıda köşegenler arası hareket eden fotonun alacağı yol daha fazla olurdu.
Sizin örneğiniz bana her açıdan temel parçacığın durumunu hatırlatıyor.