omer-karanlik-profil5833
kütleli enerji formları neden ışık hızına ulaşamaz...
omer-karanlik-profil5833
bilinen denklemlerin aksine, kendi düşünceleriniz nelerdir_?
hic-kimseyle-tartismaz9132
Bir çoğumuz gibi yapılan önerileri eleştirme ve hatalarını bulma imkanım olsa da, yeni bir bakış açısı ya da yaklaşım üretme konusunda aynı düzeyde becerikli değilim.
Birileri bir şeyler yazsın, onu eleştirirken devam edelim. Çok daha kolay bu.
origin1690
Bu konu tekillikleri aklıma getiriyor ışık hızına ulaştığı an daima geleceğinde kalacağı için asla ulaşamıyor olabilir, belki de ulaşıyordur henüz bilmiyoruz.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Benim sorunuza direk cevabımı iyi biliyorsunuz. Terkarlamayacağım. Ama tartışma açılması için bazı düşüncelerimi paylaşacağım.
Aslında cevap belli, hızlanmak için enerji gerekir. Enerji artıkça, hızlanan nesnenin momentumu artar. Bu sefer hızlandırmaya devam etmek için daha çok enerji gerekir. Bu sefer momentumu daha çok artar. Bu kısır döngü, ışık hızı limit olmak üzere devam eder. Bu döngüyü, sonsuz enerji ihtiyacı olarak tanımlıyoruz.
Böylece ışık hızına eşit bir hızda olmamak ve altında kalmak şartıyla istediğiniz kadar hızlandırabilirsiniz. 100 trilyarda 1 oranlara kadar bile yaklaştırabilirsiniz. Ama eşitleyemezsiniz...
Aslında burada ilginç olan, nesnenin kültesi ne olursa olsun, herhangi bir kütleli nesneyi ışık hızına çıkarmak için gerekli enerji miktarının, her seferinde evrendeki tüm enerji miktarından fazla oluşu ve halen yetmeyişi.
Elinizdeki ister bir karadelik olsun, istese bir DNA kodu... Kütleli olsun yeterli. Sonuç hep aynı...
Buradan kütleli herhangi bir nesnenin, "bildiğimiz uzay-zamanda" ışık hızına çıkması için gerekli şartın, hız ve/veya enerji miktarı olmadığı sonucunu da çıkartabiliriz. Çünkü bu yolla imkansız. (İşte yeni soru; Işık hızına çıkmanın başka yolu mu var? :-)
omer-karanlik-profil5833
@burtay hocam;
foton ''c'' hızında gidiyor ama taşıdığı enerji sonsuz değil...
bence sorun kütlenin uzay-zamanda çökmesi...foton çökme yapmadığı için ''c'' hızında gidiyor...
çöken uzay-zamanda kütleyi bir nevi frenliyor gibi...
şöyle örnek verirsem 30cm derinliğindeki su içinde mi daha hızlı hareket ederiz yoksa 5 cm derinliğindeki suda mı_?
bilinenlerin aksine benim görüşüm kütleli bir enerji formu uzay-zamanda yaptığı çökmeden dolayı asla ışık hızına ulaşamaz...çünkü büktüğü uzay-zaman fren görevi görüyor...
omer-karanlik-profil5833
ve aynen burtay hocam ışık hızına çıkmanın tek şartı sonsuz enerji değil...gizem uzay-zaman dokusunun ta kendisinde yatıyor...
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Aslında 30 santim su ile 5 santim su içine batmış nesnelerin hızı neredeyse aynıdır.
Çünkü ikisi de tam anlamıyla suya batmışlardır. Ve karşılaşacakları direnç nerdeyse aynıdır. Ancak biri yarı batmış ya da hiç batmamış olursa karşılaşacakları direnç farklı olur.
"Neredeyse" dedim. Çünkü 30 santim batmış olanın karşılaştığı basınç biraz daha fazla olacaktır. Bu basınca nesnenin vereceği tepki de hesaba katılmalı. (Mesela basınçla biraz daha büzülebilir. Ya da sıvının özgül yoğunluğu basınçtan dolayı biraz daha fazla olabilir.)
Ama burada nesnenin dokuya batma düzeyine göre ciddi anlamda etkilenmesine sebep olabilecek başka bir olasılık var. Ya bu akışkan doku- sıvınız titreşiyorsa? Dalgalanıyorsa?
İçine batılan dokunun derinliği artıkça, nesneyi etkileyen dalgaların dalga boyları ve/veya hızları farklı olacaktır. Hatta belli bir noktadan sonra, dalgaların etkisi hiç hissedilmeye de bilir.
Bu da batan nesnenin titreşim frekansını ve nerede olduğuna göre hızını etkileyecektir.
Mesela varsayıma göre, (sizin özellikle kafayı taktığınızı bildiğim için:-) karadelikler uzay dokusuna o kadar batmışlardır ki, içerdikleri enerjiyi artık hiç bir dalga titreştirememektedir. Gene varsayıma göre, titreşmeyen (en az 3 uzamsal boyutta) enerji paketçiklerinin boyutu olmadığı için kütleleri olmaz. Dolayısıyla tekilleşirler.
Bu bağlamda fotonu, bu dokuya hiç batmadığı için dalgaların tepesinde sörf yapan enerji paketçiği olarak ele alabiliriz.
Ama en azından 1 boyut üzerinde titreştiği için (bilim dünyası 2 boyut diyor elektromanyetik dalgaların yapısına dayanarak ama bence 1 boyut olmalı. Çünkü elektromanyetik dalgalar üzerinde sörf yapmak için boyuta ihtiyaçları yok, bu hareketleri için enerji harcamıyorlar, enerji kaybıyla hızları etkilenmiyor. Sadece enerjilerini taşımak için "1 boyut'a ihtiyaçları var. (Hareket yönüne dik açıda) . Ki taşıdıkları enerjiyi, etkileşip aktarabilsinler ya da artırabilsinler.)
Maddeyi de kısmen veya tamamen batmış olarak ele alabiliriz. Ki dalgalardan etkilendikleri için titreşiyorlar. Eğer kısmen ya da tamamen batmış ise (Bu konuda şimdilik net bir fikrim yok, dalgaları ve yüzen nesnelerin durumlarını incelemedim. Ama yüzeyinde hemen altında imiş gibi geliyor. Çünkü kısmen batmış olsa, çok kararsız olması ve çabucak bozunması mümkün gibi... Burada sorun "yüzey" kavramı,;Ama neye göre? Bir fikrim yok.) onu titreştiren dalgaların hızından daha hızlı hareket ederse, dalgalar onu yakalayamaz. Böylece titreşemez. Titreşim olmayınca, kütleli varlığı da olmaz. Tekilleşir.
Bir diğer sorunda, bu nesnenin hızlanması durumunda uzay-zaman dokusunda Doppler etkisi oluşturması. Yani Ses hızının, uçaklara yaptığı gibi bir duvar oluşturması. Fark ses enerjisinin, havadaki moleküller tarafından taşınıyor olması. Oysa bizim nesnemiz hızlandıkça, kendi önündeki oluşturduğu engelleyici dalgayı da güçlendirecek. Çünkü hızlandıkça kat ettiği dalgaların enerji toplamaları da artacak. Yansıma yapacak.
(Yalnız Doppler etkisinden daha önce bahsetmemiştim. İlk çalışmamda vardı, sadece. Sonra görmezden geldim. Ama bugünlerde, hızlanana nesneler için onunda sistemin bir parçası olabileceğini düşünüyorum.)
Yani bir anlamda, hızlandıkça kendisine ördüğü duvar da engelleyici duvarda güçlenecek. Bunun bir denge noktası var ise, bu denge noktası aşılmaz sınırda olmalı.
morgan-frei5424
Burtay Bry ivmeli bir hareketle bir maddenin isik hizina cikmasindan bahsediyor.Foton hizlanmdan, direk c hizinda salinir yani dogar.Bu nedenle de bir enerji artisina gerek duymax
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
@Morgan Frei; doğru yazıyorsunuz da, sistemin azizliğinden yorum sıralaması değiştiği için biraz farklı algılanmış gibiyiz. Aslında son cevap benim ki idi... :-)
Ama sorgunuzdan sonra aklıma iki soru geldi. Bunları da konuyu ele alırken değerlendirmek gerekir gibi...
Basit mantıkla yola çıkarsak; Hız için kuvvet gerekir. Kuvvet içinde enerji.
Şimdi fotonun çeşitli ortamlarda enerji kaybedebildiğini de biliyoruz. Yani enerji, fotona zimmetli ve sürekli değil. Ayrıca Foton'un sürekli aynı hızda olması için bir enerji sarfı gerekiyor. Bu durumda fotonun kütlesiz olması önemli değil. Foton enerji alıp verebildiğine göre, momentumu da benzer bir iş (enerji depolama-aktarma) görüyor.
O zaman sorular; Foton niye C hızında doğuyor? Ve bu hızı, nasıl tüm enerji seviyelerinde koruyor? olmalı. (Gerçi cevaplarını kendimce yukarıda yazdım ama başka görüşler ve bilgilerde konuyu zenginleştirecektir.)
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
@Karanlık Profil, dün gece yattıktan sonra karadelikler konusuna bakıyordum. Kütlenin bilgisinin karadelik yüzey alanına iki boyutlu olarak yansıması -kaydedilmesi esnasında aklıma bir düşünce geldi. (Fikir henüz taze ve varsayımıma uygulamadım.)
Yukarıda tartıştığımız yaklaşıma göre, 1 veya 2 "uzamsal" boyutlu enerji öbekleri uzay-dokusuna batmıyor. Işık hızında harekette, üstelik istemsiz olarak, serbestler.
Üçüncü uzamsal boyut olunca işler değişiyor.
Bu durumda şöyle bir varsayıma ulaştım. Benzetme ile 2 boyutlu enerji alanları deniz yüzeyinde gezinen bir çarşaf gibiler. Bu iki boyuta "dik" bir boyut eklediğimizde, bu üçüncü uzamsal boyut , her durumda deniz dokusuna dik oluyor. Ve çarşafı (karadelik örneği gibi) 3 boyutlu bir şekil arz etmeye, zorluyor.
Yani kütlenin uzay-zaman dokusuyla etkileşimde olan kısmı, sadece tek bir boyut.
Eğer denizde dalga var ise bu batık kısım dirence sebep oluyor. Eğer kütle hızlandırılırsa, bu batık kısımın maruz kaldığı direnç artıyor.
Yorumunuz, önerileriniz ve (herkesin) eleştirileri ?
omer-karanlik-profil5833
@burtay hocam;
karadelik yüzeyi derken sanırım olay ufkunu kastediyorsunuz...
karadeliklerde olay ufkundan sonra bükülme (çökme) o kadar şiddetli ki derinlik boyutu ile en ve boy boyutlarından biri derinlik boyutuyla çakışıyor...
bu yüzden 3 boyutlu hiçbir cisim doğrudan olay ufkunu geçemez...olay ufkundan geçen sadece enerji olur...kütlenin oluşum bilgisi olay ufkunda kalır...(dediğiniz üzere) lakin enerji boyutsuz olduğundan doğrudan olay ufkunu geçerek tekilliğe doğru iner...
kütlenin dediğiniz gibi uzay-zaman dokusunda etkileşimde olduğu boyut derinlik boyutu ile zaman boyutudur...(zaman ın uzaysal boyut mu yoksa soyut boyut mu olduğu hala tartışılıyor)
boyumuz 1.80 olsun iki tane havuz var bunların derinliği 2 metre ile 4 metre olsun...
2 metre derinlikteki havuzun zemininde 4 metre dekine oranla daha hızlı hareket ederiz...çünkü üzerimize binen güç-kuvvet-basınç 4 metredekine oranla daha azdır...
işte ışıkta bu havuzun yüzeyindedir...yüzeyinde olduğu için de ''c'' hızıyla hareket eder...
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Teşekkür ederim. Ancak cevap düşündüğümden farklı ...
Kast ettiğim yüzey, karadelik olay ufku değil. Daha geniş çerçevesinde tüm uzay dokusunu ele alacak şekilde olmalı.
Burada beni kısıtlayan şey, 3 uzamsal boyutlu bakış ve algı alışkanlığım...
Uzayın herhangi bir yerinde yüzey nasıl olur?
Ya da başka bir deyişle, sudaki balık için yüzey neresidir? Neyi temsil eder? (Su dışındaki balığın öleceği bölgeyle olan sathı ele almadan,)
Çünkü uzay-zaman dokusu her yerde ve neredeyse tam homojen. Bu homojenlik içinde, bir nesne enerji yoğunluğuna göre batıyorsa, neye göre ve nasıl batıyor?
Bu bakışta çok ciddi eksiğim var. Biraz okumalıyım...
Aklınıza bir fikir gelirse paylaşırsanız, okurum. Sevinirim.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Galiba cevaba yaklaştım. Sanırım Necmi Bey'in ifade ettiği gibi; "hareket" , "ivme" anahtar.
morgan-frei5424
Bence ftonlar saf enerjili parcaciklari, bu "enerji parcaciklari" direk olarak enerji olarak doguyorlar.Kutleleri olmadigi icin bir ivmelenme hareketi olmuyor.Evrenin limit hizina erismek icin bir kuvvete,enerjiye,sahip olmasi gereken sonsuz kutle gereksinmelerine tabi olmuyorlar.
morgan-frei5424
Bence fotonlar saf enerjili parcaciklari, bu "enerji parcaciklari" direk olarak enerji olarak doguyorlar.Kutleleri olmadigi icin bir ivmelenme hareketi olmuyor.Evrenin limit hizina erismek icin ,hizlanmalarini saglayacak bir kuvvete ihtiyac duymuyorlar .enerji ile madde arasindaki cizgiler.
venividi7017
linkteki video ışık hızına ve bu konuya farklı bir açıdan bakmanızı sağlayabilir
https://www.youtube.com/results?search_query=speed+light+dont+abaout+light
venividi7017
Üzgünüz, bu içeriği görüntülerken bir hatayla karşılaştık. Kullanıcı iseniz, lütfen daha sonra tekrar deneyin. Yöneticiyseniz, daha fazla bilgi için Flarum günlük dosyalarınıza bakın.
vide-supra1191
Ya da başka tabirle parçacıklara kütlesini veren şey nedir olarak da sorabilirmişsiniz. Bu konuda yapılan çalışmaları anlamak bile başlı başına bir fizik eğitimi gerektirmekte ve benim bu soruya verebilecek bir cevabım yok. Kütleli enerji formu olarak ele aldığımız maddeyi ise bence aslında ışık hızında hareket eden kütlesiz parçacıklardan oluşan bir sistem olarak ele almamız gerekir. Bir atom içerisinde klasik anlamda kütleyi aradığımızda %1 lik paya sahip olan parçacıkların kendi kütlesini bulabiliyoruz sadece. Geriye kalan ise bildiğiniz gibi kısaca kinetik enerji ve bağ enerjisinin ışık hızının karesine bölünmüş kısmı. Bu potansiyel enerji yoğunluğu da foton kutusu gibi harekete ışık hızındaki etkileşimlerle, net kuvvet dengesinin bozulması sonucu '' eylemsizlik'' olarak yanıt veriyor.
Bu açıdan tüm hareket ve ivme ilişkisine cevap vermek gerçekten kolay gibi görünüyor fakat parçacık boyutunda kütlenin yorumu bununla nasıl birleştirilir bilmiyorum.
Bu arada kütlesi olmayan parçacıklar da kütleçekim kuvveti yayabilir ya da sizin tabirinizle çökebir. Tek bir fotonda olduğu gibi. http://inspirehep.net/record/61172
omer-karanlik-profil5833
@vide supra;
bildiğim kütlesiz tek parçacık foton var...
ama linke baktığımda o zaman bu olaya kütle çekimi diyemeyiz :)