emre-alkan9813
Işık Hızında Giden Bir Arabanın Farlarını Açarsak Ne Olur?
morgan-frei5424
https://www.fizikist.com/beyin-firtinasi/17891/
ozer-tamer9658
Işık hızında giden arabanın farları önünü aydınlatamaz. Karanlıkta gidiyor gibi olur...
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Bu aracı yapana ölene kadar her yıl nobel ödülü verilir. Hatta torunlarına bile her yıl verilir.
Eğer araç bir karadeliğe dönüşmezse (ki bence dönüşür ve o fardan çıkan fotonlarda bir yere kaçamaz),
Bu hızda giden araç kendisine göre bu hızda değildir. Tamamen farklı bir evrensel gerçekliktedir. Bizim evrenimizden tamamen soyutlanmıştır. Oranın fizik kurallarına göre far ışıkları, gene araçtan ışık hızında uzaklaşır.
Işık hızına çıkan bir nesnenin karadeliğe dönüşmesi en mantıklı açıklama bence... Sonsuz kütle ve enerji yoğunluğu ile başka bir olasılığı yok.
Burada sorun, kütle ile hız arasındaki (momentum) ilişkiyi nasıl tanımlamamız konusunda eksik bakış açısına sahip olmamız.
Momentum hakkında, 400 yıl evvel yerçekimi hakkında bildiklerimiz kadar bilgiye sahibiz.
Burada sorun, kime göre ışık hızında olduğu?
onur-gozen6936
Fotonlar da dahil olmak üzere evrenimizdeki her parçacık, "Higgs alanı" dediğimiz bir alan içerisinde hareket ederler. Bunu su içerisinde yüzmeye benzetebilirsiniz; ya da sert rüzgarlı bir havada, rüzgara karşı yürümeye. Nasıl ki su içerisinde veya rüzgara karşı ilerlemek zorsa, parçacıklar da Higgs alanından geçerken zorlanırlar ve bu onlara kütle kazandırır. Farklı parçacıklar Higgs alanıyla farklı şiddetlerde etkileşime geçerler. İşte bu sebeple bazı cisimler daha ağırdır, bazı diğerleri daha hafiftir. Fotonlar da Higgs alanından geçerler; ancak onunla hiç etkileşmezler, olduğu gibi içinden geçer giderler.
onur-gozen6936
Fotonlar da dahil olmak üzere evrenimizdeki her parçacık, "Higgs alanı" dediğimiz bir alan içerisinde hareket ederler. Bunu su içerisinde yüzmeye benzetebilirsiniz; ya da sert rüzgarlı bir havada, rüzgara karşı yürümeye. Nasıl ki su içerisinde veya rüzgara karşı ilerlemek zorsa, parçacıklar da Higgs alanından geçerken zorlanırlar ve bu onlara kütle kazandırır. Farklı parçacıklar Higgs alanıyla farklı şiddetlerde etkileşime geçerler. İşte bu sebeple bazı cisimler daha ağırdır, bazı diğerleri daha hafiftir. Fotonlar da Higgs alanından geçerler; ancak onunla hiç etkileşmezler, olduğu gibi içinden geçer giderler.
Bu ne anlama gelir? Fotonlar bu alanla etkileşmedikleri için, onların hızını kesecek hiçbir unsur yoktur. Bir diğer deyişle, serbest bir şekilde, hiçbir engele takılmaksızın uzayda hareket ederler. Dolayısıyla tek sınırları, halihazırda var olan sabit hızları gibi gözükmektedir. Bu hız fotonun, dolayısıyla herhangi bir diğer parçacığın da çıkabileceği en yüksek hızdır. Çünkü kütlesiz olup, hiçbir kütle kazandırıcı alanla etkileşmeden gidip de, daha yüksek bir hıza çıkmanız bu evren şartlarında mümkün değildir; mümkün olsaydı, fotonlar o hıza çıkabilirlerdi. Çünkü kütlesizden daha kütlesiz bir yapı var olamaz; dolayısıyla fotondan daha "hafif" olup da, daha hızlı gitmesini hayal edebileceğimiz bir parçacık var olamaz. Evren'imiz bu hızla sınırlanmıştır. Peki bu hız neden bu şekildedir ve saniyede 300.000 kilometre civarındadır? Bu, evrenimizin dokusuyla ilgili bir şey. Belirttiğimiz gibi, "evren bu şekilde olduğu için" böyle. Bir başka evrende, bu sınır tamamen başka bir sayı olabilirdi. Ancak şu anda var olduğumuz evrenden söz ediyorsak, sınırımız budur. Bu tür evrenimize has sabitlere "evrensel sabit" adı verilir.
onur-gozen6936
Fotonlar da dahil olmak üzere evrenimizdeki her parçacık, "Higgs alanı" dediğimiz bir alan içerisinde hareket ederler. Bunu su içerisinde yüzmeye benzetebilirsiniz; ya da sert rüzgarlı bir havada, rüzgara karşı yürümeye. Nasıl ki su içerisinde veya rüzgara karşı ilerlemek zorsa, parçacıklar da Higgs alanından geçerken zorlanırlar ve bu onlara kütle kazandırır. Farklı parçacıklar Higgs alanıyla farklı şiddetlerde etkileşime geçerler. İşte bu sebeple bazı cisimler daha ağırdır, bazı diğerleri daha hafiftir. Fotonlar da Higgs alanından geçerler; ancak onunla hiç etkileşmezler, olduğu gibi içinden geçer giderler.
Bu ne anlama gelir? Fotonlar bu alanla etkileşmedikleri için, onların hızını kesecek hiçbir unsur yoktur. Bir diğer deyişle, serbest bir şekilde, hiçbir engele takılmaksızın uzayda hareket ederler. Dolayısıyla tek sınırları, halihazırda var olan sabit hızları gibi gözükmektedir. Bu hız fotonun, dolayısıyla herhangi bir diğer parçacığın da çıkabileceği en yüksek hızdır. Çünkü kütlesiz olup, hiçbir kütle kazandırıcı alanla etkileşmeden gidip de, daha yüksek bir hıza çıkmanız bu evren şartlarında mümkün değildir; mümkün olsaydı, fotonlar o hıza çıkabilirlerdi. Çünkü kütlesizden daha kütlesiz bir yapı var olamaz; dolayısıyla fotondan daha "hafif" olup da, daha hızlı gitmesini hayal edebileceğimiz bir parçacık var olamaz. Evren'imiz bu hızla sınırlanmıştır. Peki bu hız neden bu şekildedir ve saniyede 300.000 kilometre civarındadır? Bu, evrenimizin dokusuyla ilgili bir şey. Belirttiğimiz gibi, "evren bu şekilde olduğu için" böyle. Bir başka evrende, bu sınır tamamen başka bir sayı olabilirdi. Ancak şu anda var olduğumuz evrenden söz ediyorsak, sınırımız budur. Bu tür evrenimize has sabitlere "evrensel sabit" adı verilir.
onur-gozen6936
Fotonlar da dahil olmak üzere evrenimizdeki her parçacık, "Higgs alanı" dediğimiz bir alan içerisinde hareket ederler. Bunu su içerisinde yüzmeye benzetebilirsiniz; ya da sert rüzgarlı bir havada, rüzgara karşı yürümeye. Nasıl ki su içerisinde veya rüzgara karşı ilerlemek zorsa, parçacıklar da Higgs alanından geçerken zorlanırlar ve bu onlara kütle kazandırır. Farklı parçacıklar Higgs alanıyla farklı şiddetlerde etkileşime geçerler. İşte bu sebeple bazı cisimler daha ağırdır, bazı diğerleri daha hafiftir. Fotonlar da Higgs alanından geçerler; ancak onunla hiç etkileşmezler, olduğu gibi içinden geçer giderler.
Bu ne anlama gelir? Fotonlar bu alanla etkileşmedikleri için, onların hızını kesecek hiçbir unsur yoktur. Bir diğer deyişle, serbest bir şekilde, hiçbir engele takılmaksızın uzayda hareket ederler. Dolayısıyla tek sınırları, halihazırda var olan sabit hızları gibi gözükmektedir. Bu hız fotonun, dolayısıyla herhangi bir diğer parçacığın da çıkabileceği en yüksek hızdır. Çünkü kütlesiz olup, hiçbir kütle kazandırıcı alanla etkileşmeden gidip de, daha yüksek bir hıza çıkmanız bu evren şartlarında mümkün değildir; mümkün olsaydı, fotonlar o hıza çıkabilirlerdi. Çünkü kütlesizden daha kütlesiz bir yapı var olamaz; dolayısıyla fotondan daha "hafif" olup da, daha hızlı gitmesini hayal edebileceğimiz bir parçacık var olamaz. Evren'imiz bu hızla sınırlanmıştır. Peki bu hız neden bu şekildedir ve saniyede 300.000 kilometre civarındadır? Bu, evrenimizin dokusuyla ilgili bir şey. Belirttiğimiz gibi, "evren bu şekilde olduğu için" böyle. Bir başka evrende, bu sınır tamamen başka bir sayı olabilirdi. Ancak şu anda var olduğumuz evrenden söz ediyorsak, sınırımız budur. Bu tür evrenimize has sabitlere "evrensel sabit" adı verilir.
mansur-kilic1724
Çok üzgünüm ama bir gerçek var'ki o da ışık maddeye çarpar, bu yüzden ışık hızında bir araç olabilmesi mümkün değil. Maddeye çarpmamak için daha yüksek frekanslarda foton veya partikül hızını konuşmamız gereklidir. Yinede olasılık kavramında sorunuza cevap vereyim, bir aracın ışık hızında gittiğini var sayarsak farlarını açtığında, ışık hızıyla gitmeyen normal araçta nasıl bir etkileşim oluyorsa yine aynısı olacaktır. Çünkü; Işığın çıkış kaynağı ışıkla aynı hızda olsa bile aracın farından çıkacak ışık normal ışık hızından en az iki kat daha fazla hızlı olacaktır.
necmi-tufek7866
Mansur Bey,
Işığın hızı her hal ve şartta sabittir, değişmez. O zaman, başka şeyler değişir demeliyiz.
Olayı şöyle tasvir edeyim;
Bir araçla hızlanıyorsunuz. Farlarınız da açık olsun. Işık hızının çok yakınına %99 dan daha yakına kadar aracınıza verdiğiniz güç (yakıt) aracı hızlandırmakta kullanılır. Bu arada sizin farlarınızdan çıkan ışık ile ortamdaki diğer ışıklar arasında fark olmaz. Hepsi kendi açılarından ışık hızındadırlar.
Ama, verdiğiniz güç bir yandan aracınızın eylemsizlik kütlesini arttırır. Yani artık aynı güçle, aynı hızı sağlayamaz olursunuz. Araç ağırlaşır. Siz daha çok güç verdikçe araç daha da ağırlaşır. Bu bir paradoksa yol açar. ne kadar güç harcarsanız harcayın, aracınızı daha fazla hızlandıramazsınız, aksine eylemsizlik kütlesini yani ağırlığını arttırırsınız. (Higgs viskozitesi)
Bu bir şeyi değiştirir. Sizin ışığınızın rengi artık kırmızıya kaymaktadır. Kütle arttıkça kırmızıya kayma artar. Hız değişmez ama dalga boyu uzamaya başlar. Bunun da bir limiti vardır. Enerji vermeye devam ederseniz kütle o kadar artar ki ışık artık kütleden uzaklaşamaz olur. Bükülmeye başlar. Son merhalede mecburen aracınızı karadelik yaparsınız ve ışık artık hiç yayımlanamaz.
Bu arada şiiriniz çok güzeldi. Bir hayat felsefesi, ancak bu kadar kısa, öz ve melodik bir tınıyla anlatılabilir. Sizi kutlarım.
morgan-frei5424
Necmi Bey,
yazdiklariniz cok aciklayici, ancak sonkisimda anlamadigim nokta su " Enerji vermeye devam ederseniz kütle o kadar artar ki ışık artık kütleden uzaklaşamaz olur.Bükülmeye başlar." Sormadan once, yanlis anlamis olmam ihtimaline karsi on sorum : Bukulmeye baslayan isik mi , kutle mi ? ( sanirim kutle ) Kutle nicin bukulur bu etapta ?
necmi-tufek7866
Kütle çekimi, başlarda ışığın enerjisini azaltır. Yani ışık kütleden uzaklaşmak için bayağı bir güç sarf eder. Bu yüzden dalga boyu uzar, kırmızıya kayar. Güç daha da artınca artık ışık doğrusal hareket yapamamaya başlar. Yani, çekim alanına doğru eğilmeye başlar. En sonunda da tamamen çekim alanının (karadeliğin) olay ufkuna hapsolur.
Kütle bu arada zaten kendi çekimi yüzünden küresel olarak sıkışmış durumdadır. (Daha önce bir bahiste karadeliği bir sicim olarak tanımlamıştık. Sanırım onunla karıştırdınız.) O da başka bir bakış açısı. Fiziğin güzelliği, bir olayı bir kaç şekilde açıklayabiliyor ve bunu matematiksel olarak mantıklı bir yapıya oturtabiliyor olmasıdır. Duruma göre işinize gelen fiziği kullanabilirsiniz. Hiç bir sakıncası yok. (Sicim fiziği hala tam olarak genel kabul görmedi)
morgan-frei5424
Kesinlikle, sicimdeki mantiktaki gibi , maddeyi de o anlamda buktum kafamda. Cevabiniz cok tatmin edici, tesekkur ederim. Son soru ( sozumu tutmam umidiyle ) , aracin karadelik olmasi , artik "eylemsizlik kutlesine" dayanamayip hareketini sonlandirmasi esnasinda mi olur ? (kisacasi kafamdaki soru, bahsi gecen aracin yani hareket halindeki bir maddenin karadelige donusmesi sirasinda, yuksek bir hizda yoluna devam edebilir mi, yoksa duragan mi olmasi gerekir? )
berk-yilmaz6642
Madde Higgs alanında hareket ederken zorlanır ve kütle kazanır. Foton ise Higgs alanıyla etkileşmediği için yavaşlamaz ve sabit hızda (yaklaşık 300.000 km/sn) hareket etmeye devam eder. Fotonun bu hızda hareket etmesinin sebebi, kütle kazandırıcı Higgs alanı ile etkileşmiyor olmasıdır. Maddeyi bu hıza çikarabilmeniz için Higgs alanı ile etkileşmemesi gerekmekte. Aksi takdirde hızlanıp ışık hızına yaklaştıkça; daha da hızlanabilmek için giderek artan bir kuvvet uygulamalısınız. Sonuçta ışık hızına çok yaklaştığınızda, kütlesi sonsuza yaklaşan cismi daha da hızlandırabilmek için, sonsuza yakın enerji gerekir. Bu sorunu ütopik bir teknoloji ile sağlamayı başarsanız bile bence karadelik oluşturmak yerine Higgs alanının dokusunu bozarsınız. Bu da evrenin tamamına yayılacak bir bozulmayı tetikler. Uzay-zaman dokusunun ve bildiğimiz anlamda 3 boyutlu evrenin sonuni getirirsiniz. Bilmediğimiz farklı fizik kuralları olan, farklı bir boyutsal uzayı olan, farklı bir Higgs alanına sahip yeni bir evrene geçişi tetiklersiniz ki bence bu insan eliyle yapılabilecek bişey değildir. Hatta ne kadar gelişmiş olursa olsun, hiçbir teknolojik medeniyetin bir cismi ya da parcacığı ışık hızına kadar hızlandıramayacağını düşünüyorum. Solucan deliği açabilirsiniz belki ama uzayda hızlanarak, maddesel formunu kaybetmeden, herhangi bir nesneyi ışık hızına çıkartamazsınız.
berk-yilmaz6642
Madde Higgs alanında hareket ederken zorlanır ve kütle kazanır. Foton ise Higgs alanıyla etkileşmediği için yavaşlamaz ve sabit hızda (yaklaşık 300.000 km/sn) hareket etmeye devam eder. Fotonun bu hızda hareket etmesinin sebebi, kütle kazandırıcı Higgs alanı ile etkileşmiyor olmasıdır. Maddeyi bu hıza çikarabilmeniz için Higgs alanı ile etkileşmemesi gerekmekte. Aksi takdirde hızlanıp ışık hızına yaklaştıkça; daha da hızlanabilmek için giderek artan bir kuvvet uygulamalısınız. Sonuçta ışık hızına çok yaklaştığınızda, kütlesi sonsuza yaklaşan cismi daha da hızlandırabilmek için, sonsuza yakın enerji gerekir. Bu sorunu ütopik bir teknoloji ile sağlamayı başarsanız bile bence karadelik oluşturmak yerine Higgs alanının dokusunu bozarsınız. Bu da evrenin tamamına yayılacak bir bozulmayı tetikler. Uzay-zaman dokusunun ve bildiğimiz anlamda 3 boyutlu evrenin sonuni getirirsiniz. Bilmediğimiz farklı fizik kuralları olan, farklı bir boyutsal uzayı olan, farklı bir Higgs alanına sahip yeni bir evrene geçişi tetiklersiniz ki bence bu insan eliyle yapılabilecek bişey değildir. Hatta ne kadar gelişmiş olursa olsun, hiçbir teknolojik medeniyetin bir cismi ya da parcacığı ışık hızına kadar hızlandıramayacağını düşünüyorum. Solucan deliği açabilirsiniz belki ama uzayda hızlanarak, maddesel formunu kaybetmeden, herhangi bir nesneyi ışık hızına çıkartamazsınız.
berk-yilmaz6642
Madde Higgs alanında hareket ederken zorlanır ve kütle kazanır. Foton ise Higgs alanıyla etkileşmediği için yavaşlamaz ve sabit hızda (yaklaşık 300.000 km/sn) hareket etmeye devam eder. Fotonun bu hızda hareket etmesinin sebebi, kütle kazandırıcı Higgs alanı ile etkileşmiyor olmasıdır. Maddeyi bu hıza çikarabilmeniz için Higgs alanı ile etkileşmemesi gerekmekte. Aksi takdirde hızlanıp ışık hızına yaklaştıkça; daha da hızlanabilmek için giderek artan bir kuvvet uygulamalısınız. Sonuçta ışık hızına çok yaklaştığınızda, kütlesi sonsuza yaklaşan cismi daha da hızlandırabilmek için, sonsuza yakın enerji gerekir. Bu sorunu ütopik bir teknoloji ile sağlamayı başarsanız bile bence karadelik oluşturmak yerine Higgs alanının dokusunu bozarsınız. Bu da evrenin tamamına yayılacak bir bozulmayı tetikler. Uzay-zaman dokusunun ve bildiğimiz anlamda 3 boyutlu evrenin sonuni getirirsiniz. Bilmediğimiz farklı fizik kuralları olan, farklı bir boyutsal uzayı olan, farklı bir Higgs alanına sahip yeni bir evrene geçişi tetiklersiniz ki bence bu insan eliyle yapılabilecek bişey değildir. Hatta ne kadar gelişmiş olursa olsun, hiçbir teknolojik medeniyetin bir cismi ya da parcacığı ışık hızına kadar hızlandıramayacağını düşünüyorum. Solucan deliği açabilirsiniz belki ama uzayda hızlanarak, maddesel formunu kaybetmeden, herhangi bir nesneyi ışık hızına çıkartamazsınız.
Bu açıdan bakıldığında soru mantıken hatalıdır.
berk-yilmaz6642
Madde Higgs alanında hareket ederken zorlanır ve kütle kazanır. Foton ise Higgs alanıyla etkileşmediği için yavaşlamaz ve sabit hızda (yaklaşık 300.000 km/sn) hareket etmeye devam eder. Fotonun bu hızda hareket etmesinin sebebi, kütle kazandırıcı Higgs alanı ile etkileşmiyor olmasıdır. Maddeyi bu hıza çikarabilmeniz için Higgs alanı ile etkileşmemesi gerekmekte. Aksi takdirde hızlanıp ışık hızına yaklaştıkça; daha da hızlanabilmek için giderek artan bir kuvvet uygulamalısınız. Sonuçta ışık hızına çok yaklaştığınızda, kütlesi sonsuza yaklaşan cismi daha da hızlandırabilmek için, sonsuza yakın enerji gerekir. Bu sorunu ütopik bir teknoloji ile sağlamayı başarsanız bile bence karadelik oluşturmak yerine Higgs alanının dokusunu bozarsınız. Bu da evrenin tamamına yayılacak bir bozulmayı tetikler. Uzay-zaman dokusunun ve bildiğimiz anlamda 3 boyutlu evrenin sonuni getirirsiniz. Bilmediğimiz farklı fizik kuralları olan, farklı bir boyutsal uzayı olan, farklı bir Higgs alanına sahip yeni bir evrene geçişi tetiklersiniz ki bence bu insan eliyle yapılabilecek bişey değildir. Hatta ne kadar gelişmiş olursa olsun, hiçbir teknolojik medeniyetin bir cismi ya da parcacığı ışık hızına kadar hızlandıramayacağını düşünüyorum. Solucan deliği açabilirsiniz belki ama uzayda hızlanarak, maddesel formunu kaybetmeden, herhangi bir nesneyi ışık hızına çıkartamazsınız.
Bu açıdan bakıldığında soru mantıken hatalıdır.
Ancak teorik düşünürsek, ışık hızında giden maddesel formunu kaybetmemiş herhangi bir cismin önündeki ışık kaynağı açılırsa bence şu olur;
necmi-tufek7866
Uzayda, herhangi bir etki altında olmayan bir cisim, kendi hızıyla düzgün ve doğrusal hareketine devam eder. En son ulaştığı hız neyse, o hızla yoluna devam eder.(Newton Hareket yasası)
Aracın karadelik olması durumu aslında biraz tartışılır. Yani, solucan deliği olma ihtimali de var... Hatırlarsanız, daha önce sırf enerjiden bir çekim alanında karadelik yerine, kontrollü bir solucan deliği oluşabilir diye tartışma yapmıştık. Onun gibi olabilir. Ama bizim örneğimizde küçük de olsa bir araba kütlesi var. Bu kadar küçük bir kütle bile "çekici" görevi yapıp, tüm enerji kütlesini kendi üzerine çekip karadelik oluşturabilir.
morgan-frei5424
veyahut bu hiza erisemeyip, kutlesinin artmasiyla birlikte , baslangic kara delikleri gibi nano bir karadelige donusebilir.
morgan-frei5424
yani bu hiza erisemeyip, kutlesinin artmasiyla birlikte , baslangic kara delikleri gibi nano bir karadelige donusebilir.