necmi-tufek7866
Aşarlar... Kuantum fiziği başka bir fiziktir ve Einstein'ın ışık hızı kuralı orada geçerli değildir. Çünkü tek parçacığın hem hızı hem de spini veya konumu (yeri) aynı anda bilinemez. Belirsizlik yasası vardır kuantum fiziğinde. Bu da o boyutun yasasıdır ve bu yüzden bir parçacığın hızı ve yeri veya spini aynı anda ölçülemez. Bu yüzden de biz ne söylesek yalan olur.
Bir parçacığın görelilik boyutuna çıkması demek, bileşik bir yapı olan "atom" halinde olması demektir ve o zaman da Einstein'ın yasasına göre ışık hızını aşamaz.
aydan-uyanik3279
Siz kuantum fiziginde olan birsey izafiyeti gecersiz yapmaz demistiniz tek parcaciklar isik hizini asiyor dediniz bu durumda kuantum fiziginde olan birsey tek parcacik isik hizini asiyor izafiyeti gecersiz yapmiyorsa ozaman neden isik hizi limiti asildi olarak kabul edilecekmis ispatlanirsa necmi arkadasim ?
aydan-uyanik3279
Tek parcaciklarda yani spinleri isik hizindan hizli olan parcaciklarda görelilik boyutuna çıkarsa, bileşik bir yapı olan "atom" halinde olması demektir ve o zaman da Einstein'ın yasasına göre ışık hızını aşamaz mi olur bu durumda necmi arkadasim ?
necmi-tufek7866
Bravo aydan uyanık... Yani bu işi bayağı öğrendiniz. O zaman biraz daha ısının.
İzafiyet teorisi büyük cisimler için şaşmaz yasalar öngörür. Ama bu yasalar atom altı parçacıklar için geçerli olmaz. Çünkü küçük parçacıklar çok gizemlidirler. Onların hiç bir şeyleri tam olarak ölçülemez. Bu yüzden kuantum fiziği olasılıklar fiziğidir. Yani, parçacık %50 şuradadır, % 30 buradadır gibi... Çünkü her ölçümde farklı bir sonuç verir parçacıklar. Bu yüzden pek çok sonucun ortalaması sonuç olarak kabul edilir.
Hani, labaratuarda ölçüldü, ışık hızı aşıldı gibi söylemler var ya; işte onlar bu şekilde varsayımlara dayalı sonuçlardır. Çünkü kuantum fiziği bir parçacığın ölçülmesine asla izin vermez. Sonuç alındı derlerse, bilin ki o sonuçlar kesin değil, yaklaşıktır. Belirsizlik yasası varken hiç kimse bir parçacığın hızını tam olarak ölçemez.
Zaten, bir kaç parçacık bir araya gelip bir proton, nötron veya atom gibi bir yapı oluşturmuşlarsa, artık yeri ve hızı ölçülebilir duruma gelir ve izafiyet yasalarına tabi olur, kuantum yasalarından ayrılırlar.
Artık kendi yargınızla kendiniz cevap verebilecek duruma geldiniz. Bundan sonrasını kendi aklınızla, fikrinizle çözebilirsiniz. Yalnız, linkini verdiğiniz videolar bilim falan değil. Bence onları da böyle inatla sorgulayın ki kandırılmayın.
Hoşçakalın...
aydan-uyanik3279
Tesekkurederim arkadasim bu senin sayende bilgilerini paylastin.
aydan-uyanik3279
Merhaba necmi arkadasim senin bir konu hakinda fikrini almak istedim Superluminal hareket isiktan hizliysa evrenimizdeki isik hizi sinirini asmismi olur aydinlatirsaniz sevinirimSuperluminal hareket isiktan hizliysa evrenimizdeki isik hizi sinirini asmismi olur aydinlatirsaniz sevinirim
aydan-uyanik3279
redditlinkedintumblrmail
Işık hızı bizim için bir engel mi veya ışık hızını geçebilir miyiz? Ya da bir gün teknolojimiz ışık hızına ulaşmamızı sağlayacak mı? Bu gibi sorular aklımızı karıştırıyorken 1970’li yıllarda ortaya atılan ve pek az kişinin bildiği bir hızı tanımlayalım.
Süperlüminal hareket; ışık hızından daha büyük hızlardaki hareketlerdir. Görelilik kuramına göre hiçbir şey ışıktan daha hızlı hareket edemez ancak, evren içerisindeki farklı yapılar açısından bu mümkünmüş gibi görünüyor. Peki, nasıl?
Astronomlar kuasarları anlama çabaları içerisindeyken yeni bir tür yapı keşfetmişlerdi. Blazarlar olarak adlandırılan bu nesneler bir yıldıza ve kuasara benzer özellikler göstermekteydi.
Blazarlar aktif galaktik çekirdeğe sahip dev eliptik galaksilerdir ve tıpkı kuasarlar gibi büyük kırmızıya kayma tayfına sahiptirler. Yüksek enerjili bir yapıya sahip olan blazarlar son derece değişkendir. Radyo astronomi gözlemleri ile bize doğru gelen jetlerine bakılarak ışınım güçlerinin çok değişken olduğu saptanmıştır. Işımaları bir günde %30 iken birkaç ay içerisinde %100’lük bir çarpan kadar değişim gösterebilir.
ag_blazar_free
Blazarlardaki jetler çift bir radyo kaynağıdır. Parlak aktif çekirdek etrafındaki zayıf radyo dalga salması bunun göstergesidir. Bu durum bazı kuasarlarda da gözlenen ışık hızından daha büyük hızlardaki hareketin, yani süperlüminal hareketin gözlemleriyle desteklenmektedir.
süper
Blazar jetleri, ışık hızına çok yakın ve gözlemciye karşı çok küçük bir açıyla ortaya çıkar. Yukarıdaki görsel ışık hızından daha hızlı hareketlerdeki basit bir açıklamayı göstermektedir. Kaynağın Dünya’ya olan bakış doğrultusu θ derecelik bir açı olsun. Kaynak hızın da v olduğunu varsayalım. İlk noktada kaynak bize v hızında θ derecelik açı yapan foton salsın. t süre boyunca hareketinden sonra 2. konumdan bir foton daha yayınladığını düşünelim. İki konum arasındaki gerçek uzaklık ∆t*v kadardır. İki foton arasındaki mesafe ise v*∆t*cos θ kadardır. Yani ilk foton v*∆t*cos θ kadar erken gelmektedir. Gökyüzünün iz düşüm hareketi başka bir deyişle yatay hareketi d kadar olduğundan iki fotonu aldığımız zaman periyodun da kaynağın ışık hızından d/ v*∆t*cos θ kat daha büyük bir hızla hareket ettiğini teorik olarak ispatlayabiliriz.
“Teorik” kısmını bir de örnek üzerinde anlatalım.
teorik
Kaynağın hızının 0.8 c olduğunu, bakış açımızın 30 derece olduğunu varsayalım. A noktasından bir foton salındığını ve bu fotonun 5 ışık günü boyunca seyahat ettiğini düşünelim. Daha sonra kaynağın ikinci konumu olan B noktasından bir foton daha saldığını varsayalım. İki konum arasındaki kaynağın yol aldığı gerçek uzaklık: 5*0.8=4 ışık günüdür. Bu nedenle kaynak 3.46 ışık gününde bakış doğrultusu boyunca bize doğru hareket eder. 1. foton 2. fotondan 5-3.46 =1.54 ışık günü öndedir. Yatay konumdaki hareketi (iz düşümü) 2 ışık günü olarak ele alırsak kaynağın ışık hızından 2/1.54= 1.3 kat daha büyük hızla hareket ediyor olduğu sonucuna varırız. Bu durum teorik ve geometrik olarak ispatlanabildiği gibi yapılan gözlemlerde de kanıtlara ulaşılmıştır.
M87 jetinde gözlenen süperluminal hareket
M87 jetinde gözlenen süperlüminal hareket
Hubble Uzay Teleskobu’nca 1999 yılına dek sağlanan fotoğraflarla M87’deki püskürmenin hızını ışık hızının beş veya altı kat üzerinde olduğu ölçülmüştür. Bu püskürme büyük bir ihtimalle süper büyük kütleli bir karadeliğin etkisiyle M87’nin çekirdeğinden 5000 ışık yılı uzaklığa fırlatılan maddeden oluşmaktadır.
Süperlüminal hareket kozmolojik mesafelere sahip kuasarlara karşı kanıt olarak alınmıştır. Birkaç astrofizikçi hala bu görüşünde iddialı olmasına rağmen, çoğu ışık hızından daha büyük hızların optik illüzyonlar ve özel görelilik teorisi ile bağdaşmayan bir fiziğe dahil olduğunu düşünmektedir.
necmi-tufek7866
Merhaba Aydan arkadaş;
Görüyorum ki hala aynı konuda araştırma içindesin. Aslında iyi yapıyorsun. İnsan şüphe ettiği şeyin üzerine gitmeli.
Benim kendi açımdan tatmin olduğum şeyler var. Işık hızı aslında hızla ilgili bir şey değil. Yani, bir cisim bizim evrenimizde ne kadar hızlanırsa hızlansın kütle sahibi olduğu müddetçe ışık hızına ulaşamaz.
Kütlesiz olanlar ise evrenin uygun gördüğü ve bizim ışık hızı dediğimiz bir hızda doğar ve o hızla ömürlerini geçirirler. Yani onların yapısı gereği sahip oldukları hız sonradan edinilen bir şey değildir. Kütlesiz oldukları için o hızdadırlar. Bu yüzden hız ve hızlanma kavramı onları kapsamaz. Yani biz onların hareketini "hız" olarak değerlendirirsek yanlış yaparız ve bence de yapılan bu yanlış daima insanları meşgul edecektir.
Ben neden rahat ve eminim onu açıklayayım;
Eğer, ışık için "hız" geçerli olsaydı ışığın çok güçlü ve enerjik türleri ışık hızını aşarlardı. Ama bakıyoruz ki hiç bir ışık türü ne daha fazla hızlanabiliyor, ne de daha yavaş gidebiliyor (boşlukta). Yani onların hızı sabittir ve biz bunu "hız" kavramıyla değerlendirirsek yanılırız. Onların ki "hız" değil "doğal bir durumdur"
Superluminal hareket konusu daha çok araştırma isteyen bir konu. Kuasarlar evrenin erken dönemlerine aittirler. Blazarlar daha da erken. Yani bize çok uzaktırlar. En az 10 milyar ışık yılı gibi bir uzaklıktan bahsediyoruz. Yani "geçmişten"... O ışıklar ve sinyaller yayınlandıklarında evrenin nasıl bir yapıda olduğunu bilemeyiz veya hesaplayamayız. Ama bence en azından "yanıldıkları veya yanlış değerlendirme yaptıkları"nı düşünebilirim.
Yani, olayı iyice çözümleyip ispatlamak onlara düşer. Spekülasyon yapmaya bayılıyorlar bazen.
aydan-uyanik3279
Merhaba necmi arkadasim cevabin icin tesekkurederim. Philadelphia deneyini biliyormusun bilmiyorum fakat Bununla ilgili bir sorum olacak şöyle yazıyordu philadelphia deneyi ile ilgili okuduğum bir yerde Philadelphia deneyi mümkündür Şöyle ki Atomun temel yapısının madde parçacıklarından değil elektromagnetik alanlardan oluştuğu bilinmektedir Böylece Çok karmaşık enerji alanlarının birbirini etkilemesi sonucunda bazı farklı fazların ortaya ortaya çıkması ve boyutlar arası değişimlerin yaşanması da olasıdır bu durumlarda madde Enerji boyutunun bir parçası olan zaman boyutu da çarpiklasir kısaca deney mümkündür. Dünyadaki bütün var oluşlar saat ve zamanı çerçevesinde oluşmaktadır güneş saati dünya saatineden farklıdır ve o da galaktik Saate göre ayarlıdır eğer zaman kilidi çok güçlü bir enerji alanı ile bozulacak olursa ortaya çeşitli zaman ve mekan dengesizlikleri çıkar biz bir zaman dizisi içinde yaşamaktayız dünyadaki her hareketimiz bilmediğimiz bir teknikle fotoğraflayıp uzaydaki albümde yerini alır bu sonsuz zaman dilimleri veya resimleri yaratılıştan beri mevcuttur içinde bulunduğumuz an bir balon gibi şişerek holografik bir görüntü oluşturur. Uss eldrige bulunduğu yerden 600 kilometre ötede bulunmasının nedeni geçmişinde orada bulunmasıdır. Demişler Hatta şu da yazıyordu jeneratörler korkunç bir hızla çalışıyor etrafa alışılmadık bir gürültü yayılıyordu birdenbire geminin üstünde koyu mavi renkte garip bir bulut örtüsü belirdi ve gemi ortadan kayboldu.
aydan-uyanik3279
Necmi arkadasim bu deney oldu yada olmadi diyelim bu okudugum kitaptta geminin ustunde neden koyu mavi renkte bir bulut ortusu beliriyor ? Birde philadelphia deneyinde isik hizi asiliyormu ? Philadelpiha deneyinde zamanda gecmise yolculuk falan ypilmiyor degilmi ? Aydinlatirsan sevinirim
necmi-tufek7866
Philadelphia deneyi diye bir şey yok. Tamamen uydurmadan ibarettir.
Aradan neredeyse yüz yıla yakın bir zaman geçmiş. Eğer öyle bir deney yapılmış ve kayda değer bir zaman değişimi olmuş olsaydı, bunu tekrarlamazlar mı sanıyorsunuz?
Amerikalılar kendi insanlarını bu tür; işte, Philadelphia deneyi, 51. bölge, uzaylılar bizim elimizde, onların teknolojileri bizde, süper kahramanlarımız var... gibi şeylerle kandırırlar. Güçlü olduklarını, kendi ülkelerinin her türlü tehlikeye karşı korunduğunu insanlarının bir şekilde inanmasını isterler. Düzenlerini korumak için yaparlar bunu.
Geçmişe gidilemez. Bunun hiç bir yolu yoktur bence.
aydan-uyanik3279
Necmi arkadasim iyi gunler 2011 yilinda soyle birsey paylasilmis internet ortaminda
Geçenlerde, İtalya'daki Gran Sasso ile Avrupa Çekirdeksel Araştırma Yéri CERN[1] arasında nötrinolarla ilgili deŋeyler yapan OPERA deŋey işbirliği[2] kamunuŋ da epey ilgisini çeken ve basına yansıyan[3][4] bir soŋuç sundu: yüksek erkli nötrinolarıŋ ışıkhızını geçtiği ölçüldü[5]. Nitekim, mevcut fizikte ışıkhızı aşılamıyor, çelişkilere néden oluyor. Ancak néyse ki "ağır" doğabiliciler bunuŋ yanılgılı bir çözümleme olduğunu gösterdiler[6].
Bu ne kadar dogru yüksek erkli nötrinolarıŋ ışıkhızını geçtiği ölçüldü mu gercekten ? Yuksek erkli notrinolar isik hizini asiyormu ? Arkadasim
necmi-tufek7866
Nötrinoların çok az bir kütlesi olduğu genel kabul görmüştür. Yapılan tüm ölçümlerde, yani patlayan süpernova gibi olaylarda ve güneşteki çeşitli patlamalarda dünyamıza gelen nötrinolar devamlı olarak ölçülmektedir. Her zaman ışıktan hemen sonra gelirler. Ve bu yüzden çok az bir kütleleri olduğu kabul edilmiştir.
Bazen ölçüm hataları yaparlar ve doğrusu anlaşılıncaya kadar bilimsel makale ve yayınlarda ışık hızından daha yüksek hızların ölçüldüğünü söylerler. Sonradan, yapılan ölçümlerin hatalı olduğu anlaşılır. Hatta, bazı durumlarda nötrinoların patlamanın ışığından daha önce yola çıktıkları bile anlaşılmıştır. Bu yüzden ışıktan hızlı geldikleri sanılır. Ama sonuçta hiç değişmeyen bir şekilde ışıktan biraz daha yavaş gittikleri ispatlanır.
Yüksek erkli dediğiniz "yüksek enerjili" anlamındaysa eğer, ışıktan daha hızlı olmaları hiç mümkün olmaz bence. Çünkü, yüksek enerji daha fazla kütlesel ağırlık anlamına gelir. Hızlandıracağı yerde yavaşlatır bence. Yani burada ters bir orantı vardır bana göre...
aydan-uyanik3279
Iyi aksamlar necmi arkadasim fizik profosoru taskin tunanin kitabinda soyle birsey okudum "Evrenimizde isik hizi degeri sinirli ve adeta kendi icine kapanik bir evrenin degismez bir karakteri olarak dusunuluyordu. Bu makul inandirici ve fizik olarak ispatlanmis yasa, bazi fizikcileri rahatlatan bir tembellige sevk ediyordu. Derken inanilmasi guc bir olay laboratuar deneylerinde fark edildi. Varligi uzerinde cok genis spekulasyonlar ve tartismalar yapilan acaip karakterli bir atom alti parcacik gorunur gibi oldu. Bu parcaciga hayalet parcacigi ismini verdiler. Latince olarak hayalete takyon denildigi icin bu isimde cok yakisti. Takyonlarin isiktan da hizli hareket etmeleri gerekiyordu. Bu gorusle fizik dunyasi alt ust oldu. Konuyu bu kez matematik olarak irdeleyen uzmanlar, Einstein'in denklemlerini kullanarak cok garip bir cozum urettiler. Denklemlerin cozumunde hicbir hareketlinin isik hizina erisemeyecegi gercegi ortaya cikiyorduysa da, isik hizindanda yuksek hizlarda nefis yorumlar getiren sonuclar mevcuttu. Eger bir hareketli isik hizi ile degil, isiktan da hizli hareket ederse kutle, uzunluk, enerji hatta zaman gibi fiziksel kemiyetler sanal hayali soyut ozellikler kazaniyordu. Takyon denilen soyuti ozelliklere sahip ve isik hizindan milyonlarca kez daha yuksek hizlara sahip bir parcacigin, elbette ki gunluk hayatimizda elimizin altinda bulunmasi beklenemez. Takyonlarin laboratuarda cabucak goze gorunmemesinin asil sebebi de budur ."Diye yazmislar kitaba
aydan-uyanik3279
Laboraturda atom alti parcacigin gorunur gibi olmasi bunun takyon oldugunu mu gosterir ? Necmi arkadasim
necmi-tufek7866
Aydan arkadaşım,
Öncelikle seni yanıltmışlar. "Laboratuarda görünür gibi oldu" diye bir şey yok.
Takyonların varlığı matematikseldir. Hiç bir zaman laboratuar deneylerinde tespit edilmemiştir, edilemez çünkü ışıktan çok daha hızlı bir şey bizim evrenimiz için görünebilir, tespit edilebilir bir şey değildir.
Sanıyorum daha önce yazışmıştık bu konuda. Takyon evreni ile ışık evreni birbirlerine geçemezler. Yani birbirleri için yokturlar, birinin bittiği yerde diğeri başlar, birinin başladığı yerde diğeri biter. Hiç bir ilişkileri olamaz bence.
necmi-tufek7866
Matematiksel derken;
Aslında denklemleri hiç sevmem. Bir hikayesi yoksa hiç bir şey ifade etmezler. Ama şöyle anlatabilirim;
"Matematik takyonların varlığını gösterebilir. Ama bunu sağlamak için (-) eksi değer kullanmak gerekir. Bizim evrenimizde eksi diye bir şey yoktur. Olmayan bir şeyi denklemde kullanırsanız çok farklı sonuçlar çıkar. Olay bu... Yani bir anlamı olmaz.
aydan-uyanik3279
Tesekkurederim necmi arkadasim evet haklisin yazmistin bana yanliz sitede yazmislardan okudugum soru cevap bolumunde soyle birsey yazmislar "Butun boyutlar ic ice hepsi birbiri ile baglantili o yuzden biz isiktan hizli parcaciklara bu evrende rastlayabiliyoruz." Diye yazilmis arkadasim sen takyon evreni ile isik evreni birbirlerine gecmez dedigin icin bu arkadasin yazdigini sana atiyim dedim. Yani takyonlar bizim evrenimize gecemezmi necmi arkadasim ?
aydan-uyanik3279
Birde sunu soracaktim atom alti parcacik dedektorlerde iz birakir o sayede varligini anlariz. Demisler dedektorlerde iz birakan Atom alti parcacigin isik hizini asmadigini nerden anliyorlar necmi arkadasim ?
necmi-tufek7866
Bir takyon parçacığın bizim evrenimize geçebilmesi için ışık hızının altına düşmesi gerekir. O zaman da biz onu bizim evrenimize ait bir parçacık olarak algılarız.
Yani mantık basit. Ya bu evrenin malısınızdır, ya da diğer evrenin. İkisinin birden vatandaşı olamazsınız. Takyon evrenine geçmek için takyon olmalısınız, ışık evrenine geçmek için ışık olmalısınız. Asla ikisi birden olamazsınız.
O yüzden ışıktan hızlı parçacıklara bizim evrenimizde rastlayamayız.
( Daha önce yazmıştım, sıkışan tek bir parçacık her türlü limiti aşabilir ama bunu evren farkına varmadan, çok kısa bir süre için yapar ve hemen "yasalar ihlal olmadan" tekrar normale döner. Bu istisna konu dışıdır ve genelleştirilemez.)
Işık hızını aşan bir parçacık arkasında mavi bir iz bırakır. Doğrudur, dedektörlerde bu tür izlere rastlanır. Ama onun da mantığı şudur;
"Daha önce yine bahsi geçmişti. Önemli olan (Boşlukta ışık hızının aşılmasıdır.) Ama ışığın içinde bulunduğu malzemeden etkilenip yavaşlaması mümkündür. Örneğin su da. Suyun içinde ışık çok fazla etkileneceği elektron olduğu için yavaşlar, ama bu ortamda bir elektron hiç etkilenmeden suyun içinden geçeceği için ışıktan daha hızlıymış gibi olur ve arkasında mavi bir iz bırakır."
Yani, yoğun bir ortamda ışığın geçebileceği zamandan daha çabuk geçebilen bir parçacık göreceli olarak ışık hızını aşmış gibi iz bırakabilir.
Ama temel konu, ışık hızı boşlukta sabittir ve aşılamaz...