ceren1274
Arkadaşlar bir şey sormak istiyorum.Şimdi yer çekimi mi yoksa yer ile göğün birbirini itmesi mi. Net bi cevap verirseniz sevinirim ne zamandır merak ediyorum ?
morgan-frei5424
Gok derken atmosfer mi? Neyse yercekimi degil , dogru olani kutle cekimidir.Her kutle birbirini ceker.
ceren1274
Yani şunu demek istiyorum yer çekimi diye bir şey varmıdır ? bu olayı açıklarmısınız. Ne zamandır yer çekimi denilen şey yer ile göğün itmesi olabilir mi. Bi de yer çekimi teoriyken herkes kabul ettiği için kanun olmuş galiba ama görmüyoruz o zaman nasıl kabul edebiliriz. Kafam çok karışık acil açıklayıcı cevap lazım :D
ceren1274
Yani şunu demek istiyorum yer çekimi diye bir şey varmıdır ? bu olayı açıklarmısınız. Ne zamandır yer çekimi denilen şey yer ile göğün itmesi olabilir mi. Bi de yer çekimi teoriyken herkes kabul ettiği için kanun olmuş galiba ama görmüyoruz o zaman nasıl kabul edebiliriz. Kafam çok karışık acil açıklayıcı cevap lazım :D
ceren1274
İşte kafamı allak bullak eden adam
morgan-frei5424
Kutle cekimini gelgitlerde, gezegenlerin yorunge izlemesinden gorebiliriz en basit halde.Her kutlenin cekim gucu vardir.Isik bile bu gucten etkilenir.kutlecekim gercekliktir.Teorilerle aciklanir.Kutlecekimin neden oldugu etkenler tartisilir.Ornegin gravitonlar (sanal parcaciklar) kutlecekimini iletirler( en azindan ongorulen) .Kisacasi kutlecekim buyuk pstlamadan sonra olusan 4 kuvvetten biridir.Kutlecekimine neyin neden oldugu ise tam kesin degildir ama tekrarliyorum, vardir.
canket-attila-atahan6017
Senin sorun felsefe talep eden bir soru olmuş. O zaman şöyle düşün bir de belki faydası olur, kütle çekiminde etkiyi yaratan bir merkez belirleyebiliyoruz.Kütlenin merkezi.Peki uzayın itmesinde neyi merkez alacaksın, kafasına göre mi itecek ki kafasına göre dediğimiz şey ne hikmetse sabit merkezi belirlenebilen ve kusursuz işleyen bir sisteme ayak uyduracak?? Böyle bir durumda uzay itmesi, kütle çekiminin henüz keşfedilmemiş bir dilde eş anlamlısı olurdu :))ben böyle düşünüyorum basitçe :)
ceren1274
teşekkür ederim sadece anlamadığım bir yer var onu da internetten bakayım şimdi :D
necmi-tufek7866
Ceren,
Ne zamandır merak ettiğinizi söylüyorsunuz ama elinizde pek çok imkan varken neden araştırmıyorsunuz? Bir insan ortaya bir fikir atıyorsa bunu açıklamak, bilimsel olarak ispatlamak zorundadır.
Şimdi, birisi ortaya çıkmış ve böyle bir iddiada bulunmuş. İddia eden kişi bunu açıklamak zorundadır. Eğer bilimsel veya tatmin edici bir açıklama yapmıyorsa iddiasının hiç bir değeri yoktur. O zaman şöyle yaparsınız; akıl hastanesine gidersiniz ve oradaki hastaları dinlersiniz. Bu sorduğunuz soruya benzer pek çok fikirler duyarsınız. O hastaların her biri kendi kafasında evrenin sırrını çözdüğünü söyler. Ama ispata gelince ortada hiç bir şey yoktur. Şimdi sizin mantığınızla bakarsak tüm o hastaların fikirlerini kafaya takıp üzerinde düşünmemiz mi gerekir?
Açın kütle çekim yasasını okuyun. Elinizde en azından internet var. Böyle saçma şeylerle de boşuna vakit ve enerji harcamayın. Bilgiyi kendiniz araştırırsanız o zaman özgüveniniz artar üstelik bu arada kendinizi eğitmiş olursunuz.
ceren1274
Haklısınız ama ben zaten çokca araştırdım sadece bulmak istediğim şeyi bulamadım yani açıklayamadığım için sonuca varamıyorum.
necmi-tufek7866
Pekala Ceren...
Önce "Yerçekimi" diye bir kelime kullanmayacaksınız. Ülkemizi geri bırakan sokuşturulmuş sözcüklerden biridir. Sorgulamayı engeller. Onun yerine "Kütleçekimi" sözcüğünü kullanacaksınız. Çünkü yasanın tam adı "Evrensel Kütle Çekim Teorisi"dir. Teori olması ispatlanmamış olduğunu göstermez. Sadece çekimi sağlayan şeylerin (gravitonların) deneysel olarak bulunup ispatlanamamış olduğunu gösterir. Ama teori bu gün bile dünya dışına giden roketlerin hesaplamalarında doğru sonuçlar verir. Yani, matematiksel olarak zaten ispatlanmış olduğunu görüyoruz.
Eğer doğru sözcüğü yani "kütleçekimi" kullanırsak "Yer çekmiyor, gök itiyor" gibi bir cümle zaten kurulamaz. Yani işin özünde resmen yanlış algı yaratıp onun üzerinden kafa karıştırıp spekülasyon yaratma durumu var.
"Kütleçekimi" sözcüğünü kullandığınızda hemen ilk soru gelir. "Kütle nedir" Arkasından "enerji" nin ne olduğunu öğrenmek zorunda kalırsınız. Yani önünüze bilimsel bilgiyi aramanızı sağlayan bir yol açılır.
Eğer kendi mantığınız ve aklınızla bir sonuca ulaşamıyorsanız veya kendi yargınıza güvenmiyorsanız çok üzgünüm ama ileride veya şimdi bile başkaları tarafından çok kolay yönlendirilirsiniz ve bir kişilik geliştiremezsiniz. Siz almak istemiyorsanız, hiç kimse size bir şey (akıl,yol) veremez, gösteremez. Yani aklınızı başkalarına kiraya vermiş gibi olursunuz.
Biraz gayret...
ceren1274
Teşekkür ederim
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Kütleçekiminin olmadığını havanın ittiğini kanıtlamak aslında kolay, eğer 30 katlı bina tepesinden atladığımızda atladığımız yer ile zemin arasındaki hava bizi yukarı iterse, bu iddia kanıtlanmış olur.
Şaka bir yana şu an kütle çekimi olarak adlandırdığımız ve varlığı kesin olan bir kuvvet var.
Bu kuvvetin kökeni hakkında bir çok iddia olsa bile, bunlardan ancak matematiksel olarak uygulanabilir olanlar geçerli ve doğru kabul edilmektedir.
Yani iddia ne kadar kuvvetli olursa olsun, matematiksel olarak uygulama alanı bulamıyorsa gerçekliği yoktur.
Mevcut kütleçekim teorisinin matematiksel tabanları çok sağlam, gerek klasik fizik kökenli Newton formülleri, gerek modern fizik kökenli Einstein formülleri bu konuda hemen hemen her tür hesabı yapmamıza olanak sağlıyor.
Öyleki hata payı neredeyse milyarda birden düşük.
Bu sayde uydular yerleştiriliyor, sıfır hata ile uydudan tespit edilen hedefler, askeri füzerlerce dünyanın öbür tarafından vurulabiliyor, Mars'ta istenilen noktaya dünyadan uydu indirilebiliniyor, vs.vs.
Bilim şüphecidir. Her ne kadar mevcut matematik bu kadar hassas hesaplamalara olanak sağlasa da, hala bulunanamış (o da çok küçük oluşundan) ayrıntıları olduğu sürece, kendisine %100 doğru, haklı sıfatını yapıştırmıyor oluşundan...
Bu çerçeve de, bilimin %100 doğru dediği bir şey, kesinlikle doğrudur. Çünkü tüm olasılıkları değerlendirmiştir.
Bazen bir konu için %100 doğru deyip, sonra hata yaptığını söyleyen bilimsel veriler de var. Ama bu o döneme kadar yapılan işlerin yanlış veya hatalı olmasından dolayı değil, yeni bir buluşla bakış açısının gelişmesi ve derinleşmesi sonucu konunun zenginleşmesi, yeni bir etkenin daha sisteme girmesi sonucu oluyor.
Örneğin; Einstein zamanına kadar, Newton formülleri %100 doğruydu. Einstein ile doğruluk payı azalmadı. Sadece alanı daraldı. Çünkü einstein işin içine yeni bakış açıları ile yeni sorgulanacak etkenler dahil etti.
Sonuçta her ikisi de, hatta daha basit ve yeterli olduğu için Newton hesapları, hala NASA tarafından kullanılmaktadır.
Bu güne kadar da bir hatalı sonuç üretmemiştir.
Şimdi yer ile gök birbirini iterse, bu bir itme kuvveti, nasıl bunu bir çekme kuvveti olarak tanımlayabilirsiniz ?
Ve nasıl bunu matematiksel bir temele oturtabilirsiniz?
Bilim bu fikre de açıktır. Yüzde yüz yanlış demez. Önce "sorgular", "anlamaya çalışır", "yanlışlar"; ondan sonra karar verir.
Bu çaba iddiada doğruluk payı olduğu için değildir. Bilimin yapısı ve temeli bunu gerektirdiği içindir. Her düşünceye açık olmak ve farklı bakışlar geliştirebilmek içindir.
hakan-k9304
Kütlesi Daha Ağır Olan Madde Hafif Olanı Çeker
hakan-k9304
Kütlesi Daha Ağır Olan Madde Hafif Olanı Çeker
hakan-k9304
Kütlesi Daha Ağır Olan Madde Hafif Olanı Çeker
hakan-k9304
Kütlesi Ağır Olan Hafif Olanı Çeker
hakan-k9304
Kütlesi Ağır Olan Hafif Olanı Çeker
hakan-k9304
Kütlesi Ağır Olan Hafif Olanı Çeker
Yani Dünya Senden Ağır Oldugu İçin Seni Çekiyor
hakan-k9304
Kütlesi Ağır Olan Hafif Olanı Çeker
Yani Dünya Senden Ağır Oldugu İçin Seni Çekiyor