caner-yuksel5446
Çukur aynanın merkezi değil ; merkezinin yani yarıçapının yarısına yani odak noktasına yerleştirilen noktasal ışık kaynağı olacaktı.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Öncelikle, ilginiz için teşekkür ederim. ama ufak bir yanlış anlama var gibi geldi bana...
Lazer ışının temelinde, bir maddenin uyarılması ile elektronların enerji yüklenmesi var diye biliyorum.
Kullanılan malzeme (Yakut kristalinde, votkaya kadar onlarca değişik malzeme kullanılmış) yoğun foton ile uyarılır. Hatta bazılarında iki tarafa tam ve yarı yansıtmalı aynalar da kullanılır ki, foton iki taraf arasında gidip gelirken elektronları uyarsın.
Uyarılan atom elektronları, yüklendikleri bu enerjiyi serbest bırakırlar.
Bunu yaparken, hepsinin yüklendiği ve foton salmaya zorlayan eşik, aynı olduğu için, aynı frekansta foton yayarlar. Yine bildiğim kadarı ile; tüm elektronların spinleri ve diğer bazı özellikleri aynı olduğu için, hepsi aynı yönlü foton ışıması yaparlar.
Sonuçta bu fotonlar birbirine paralel olur. Yarı geçirgen ayna tarafıdan çıkıp giderler.
Sizin anlatımınz daha çok araba farlarındaki gibi, odaktan çıkan ışığın paralellimsi yapısını andırıyor.
Aralarında kaynak ve yapı olarak ciddi fark var.
Kast ettiğim lazer ışınları, direk kaynaktan eşdeğerli olarak çıkan fotonların durumu ile alakalı.
Bu şekilde ele alıp değerlendirirseniz sanırım daha yol gösterici ve faydalanabileceğim bir bakış olabilir.
caner-yuksel5446
Bahsettiğiniz sistemin adı anlayabildiğim kadarıyla optik rezonatör , maser yada günümüz türkçesiyle lazer. Bu sistem tıpkı sizinde bahsettiğiniz gibi uyarılmış bir atomun üzerine foton düşürülmesi mantığına dayanır. Foton uyarılmış atomun üzerinde düştüğü zaman atom bu fotonla aynı yönde ve frekansda bir foton yani elektro manyetik dalga yayar. Fotonlar birbirine paralel ve eşit frekanslı olduğu için frekansın genliği artar. Bu sistem karşılıklı aynalar arasında cereyan ettirildiği zaman ise her seferinde bu fotona aynı karakteristikte bir foton eklenir nihayetinde başlangıca nazaran daha uzun bir dalga üretilir.Yani paralellik durumu her foton için farklıdır. Bu sistem daha çok televizyonlarda kuvvetlendirici ve araba teyiplerinde amfi olarak kullanılır. Bu sayede daha net bir görüntü ve daha pürüzsüz bir ses oluşur. Aynı sistem uydularda da sinyal kuvvetlendirici olarak kullanılır. Bu mantık ile daha güçlü lazerlerde oluşturulur ancak ışık hüzmesinin düz bir hal almasını ancak optik elemanlar sağlayabilir. Zira bir maddenin tek başına lazer gibi düz bir ışık yayması gözlemlenmiş bir durum değildir. Ayrıca elektronlar orbitallerdeki enerji seviyelerinde zıt spinli olarak yerleşir ve bu durumu değiştiren bir uygulamada henüz duymadım.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Öncelikle tekrar teşekkür ederim. :-)
Bu durumda açıklamanızdan bir kaç sonuç çıkartıyorum.
İlki birbirine paralel iki ışın demeti oluturma ihtimalimiz hiç yok gibi...
İkincisi; böyle bir ihtimal olmadığı çin, ilk -ana sorumun cevabı "hayır, böyle bir bilgi üretemeyiz" oluyor.
İki sorum var. İlki; eğer üretebilseydik, sizce işe yarar mıydı?
İkincisi; elektron yörüngelerine zıt spinli yerleşme olayı? Bu konuda hiç bilgim yok nerdeyse...
Aynı enerji seviyelerindeki elektronlar mı? Yoksa başka özellikler mi taşıyorlar?
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Öncelikle tekrar teşekkür ederim. :-)
Bu durumda açıklamanızdan bir kaç sonuç çıkartıyorum.
İlki birbirine paralel iki ışın demeti oluşturma ihtimalimiz hiç yok gibi...
İkincisi; böyle bir ihtimal olmadığı için, ilk -ana sorumun cevabı "hayır, böyle bir bilgi üretemeyiz" oluyor.
İki sorum var. İlki; eğer üretebilseydik, sizce işe yarar mıydı?
İkincisi; elektron yörüngelerine zıt spinli yerleşme olayı? Bu konuda hiç bilgim yok nerdeyse...
Aynı enerji seviyelerindeki elektronlar mı? Yoksa başka özellikler mi taşıyorlar?
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Bu soruyu yazarken alternatif öneri olarak aklıma geldi.
Ya iki nesneyi aynı yönlü ve hızla -birbirlerine paralel olarak uzay boşluğunda ivmelendirseydik?
Zamanla aralarındaki mesafenin artışı (evrenin genişlemesinden dolayı gerçekleşeceğini düşünüyorum) ile böyle bir bilgi üretebilir miydik?
kemal-bay-hickimse7261
Öngörebilirdik fakat bunu her noktadan yapsaydık ; tüm sonuçlar aynı mı olurdu ?
caner-yuksel5446
Evrenin genişlemesini , basit bir balonun şişmesi metaforu ile düşünmeye çalışırsak ; büyüme yönünde giden paralel ışınların birbirinden uzaklaşacağını düşünebiliriz . Balonun üzerine işaretlediğimiz iki noktanın balonun şişmesi ile birbirinden uzaklaşması gibi. Peki o zaman merkeze doğru giden ışıklar ne olur , birbirine yaklaşır mı ? Emin olduğum tek yer bu şişmenin basit bir kalıpla açıklanamayacağıdır. Soruya biraz heyecan katmak amacı ile ; sadece evrenmi genişler , acaba atomlarda bu genişlemeye şişmeye eşlik eder mi ? Yani atom yarıçapı artar mı ? Bigbang den bu yana kısa bir zihin simülasyon yapsak 1. saniyede var olan maddenin yoğunluğu ile şimdiki maddenin yoğunluğu aynı olamaz. Yeni araştırmalar bazı pulsar yıldızlarındaki bir çay kaşığı maddenin kütlesi ile everest dağının kütlesinin aynı olabileceğini söylüyor. Bizim atomlarımızın ise hacminin %99,99 boşluktan ibaret. Her şey bir kenara belkide tıpkı ışık hızının farklı ölçülemeyeceği gibi bu durumda da farklı bir sonuç elde ettirmeyecek gizli bir sır olabilir mi ?
Yani farklı ışık hızı gözlemleyemediğimiz gibi bu eğriliğide gözlemlemeyebiliriz belkiide. Işık hızının % 88 ine ıulaşan bir uzay gemisinin hacmi yarıya düşer ancak bu geminin içindeki hiç kimse bu küçülmeyi hissedemez . Çünkü gemideki cetvellerde küçülmüştür. Bunun gibi bir sorunda karşımıza çıkabilir zira ışıkla çalışıyoruz.
caner-yuksel5446
Mesela atomlarda tıpkı evren gibi şişiyor ve genişliyorsa bu şişme oranını ölçüp güzel bir parametre elde edebilir miyiz ve bu parametre ile de şişme miktarını bulabilirmiyiz. Cevap hayır . Çünkü ölçüm yapacağımız cetvelin içindeki atomlarda aynı oranda genişlemiştir. Eski yunan kaynaklarında böyle bir durum önerilmiştir. Ve boşluk sanılan uzay-zaman örtüsüde bu durumu güncelleyen esir olarak tanımlanmıştır.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Güzel ve tatmin edici bir açıklama.
En azından şimdilik.
Burada tek sorun ki aynı zamanda üzerinde düşünülmesi gereken şey, evrenin genişleme yönünün tersine hareket mümkün mü?
(Eğer öyle olursa, sanırım geçmişe yönelik zamanda yolculuk için kapıda açılır. Ancak evrenin tüm entropisini geriye çevrimek mümkün olmayacak. Entropi gene aynı şekilde sürecek.
Yani geçmişe yönelik zaman yolculuğu fiziksel olarak imkansız. Belki sadece gözlemci olarak)
Bana, evrenin genişleme yönünün zıttına hareket, olası gelmiyor. Biz genişlemeyi balon örneğindeki gibi 3 boyutlu bir hareketle betimlemeye çalışıyoruz. Ama gerçekte çok daha farklı olduğunu da biliyoruz.
Diğer konu, atomların da genişlemesinin ölçülemeyecek oluşu mantıklı. Ancak belli bir genişleme aşamasından sonra, enerji düzeyleri aynı kaldığı için, bozunmaları, dağılmaları gerekir diye düşünüyorum. Onları bir arada tutan kuvvetlerin de mesafeleri artacak çünkü.
Ancak sistem üzerindeki enerji miktarı artıyorsa bu mümkün olur gibi geliyor.
Oysa evrendeki enerji miktarı sabit. (Sanırım...?)
nedim-garip2805
tam benim şu anda durduğum noktasındayız