kemal-bay-hickimse7261
-- evrimağacı'nın bir makalesi yukardaki belirtmeyi unutmuşum . http://www.dusunenmakine.com/3-bolum-dinlenim-ve-aksiyon-potansiyelleri/ -- burada '' elektrik yükünün '' dengeleri hakkında bilgide var hatta bahsettiğin o dengeyi kurmak için sinir sisteminde mekanizmalar bile var '' sodyum-potasyum pompası , kalsiyum pompası , iyonik denge potansiyeli , difizyonlar , polarizasyonlar , depolarizasyonlar '' ve daha aklımın alamayacağı şey .
kemal-bay-hickimse7261
Nörotransmitterlerin fazlasının geri presinaptik nörona yollanmasında bile '' difizyon ve daha bir sürü mekanizma var ve bunlar '' elektron '' iletimi ile oluyor .Ve bu karşımdaki duvarda duruyorken aptal ben görememişim . En basitinden kalsiyum , demir , potasyum gibi molekülel yada atomların etkileşimini sağlayan çekirdekteki protonlar ve nötronlar değil elektronlardır .
kemal-bay-hickimse7261
Argümanları paylaşmamda ki amaç , genel olarak sinir sisteminin neredeyse her yerinde '' elektron iletimi '' ( dolayısıyla elektronun yoğun/ az yoğun , yüksek enerjili / az enerjili ) olduğu yere aktarımlarını gözler önüne sermek ve birçok güzel bilgiyide bu vesile ile sizle paylaşmaktan başka bir şey değil . @shibumi . Ayrıca evet ışıktan hızlı düşünce dalgalarına yada düşünce hızına sahip olmayabiliriz ( bilimsel olarakta evet kabul ederim ) fakat diğer yandan beynin böyle potansiyele sahip bir organ olmadığını düşünecek kadarda cesur ve aptal değilim , yani aptalım ama o kadar değil . Zaman ayırıp bilgilerinizi paylaştığınız için teşekkürler . @shibumi .
mackenzie5123
http://www.evrimagaci.org/fotograf/65/3310
Bu linkte görüleceği üzere nöronlardaki iletim hızı, ışık hızından daha yavaş. İzafiyet Teorisi açık şekilde "ışık hızı geçilemez" der ve evrendeki hız limiti olarak kabul eder.
mackenzie5123
http://www.evrimagaci.org/fotograf/65/3310
Bu linkte görüleceği üzere nöronlardaki iletim hızı, ışık hızından daha yavaş. Ayrıca, İzafiyet Teorisi açık şekilde "ışık hızı geçilemez" der ve evrendeki hız limiti olarak kabul eder.
kemal-bay-hickimse7261
@mackenzie , aynen .
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Konuların uzmanı değil ama okuyucusu olarak, bende bilgilerimden her zaman şüpheliyim. Her zaman yeni ve daha doğru bir tanım olabilir.
Bildiğim kadarı ile mesela tuzlu çözeltiye elektrik akımı verirseniz, tuz, Na ve Klor olarak ayrılır. Bunu yaparken, elektroliz sırasında ortama verilen elektronları kullanırlar. böylece birbirlerine ihtiyaçları kalmaz ve bileşik dağılır (NaCl) . Ancak doğal yapılarında bu elektron olmadığından ya da fazla olduğundan, (+/- 1 değer) bu elektron kısa zamanda ilgili atomdan ayrılır. Böylece son yörünge doğal haline döner. Bu durumda Na +1, Cl,-1 değere sahip bağımsız atomlar olarak sıvıda kalırlar. Bu durumu iyonlaşma olarak biliyorum.
Dolayısı ile hemen en güçlü kaynağa (anot ve katota) yönelirler.
Hücre içi negatif iyonlu olması ile hücre dışının pozitif olması konusunda bilgim yok. Fikir yürütebilirim sadece. Hatırladığım kadarı ile bu mekanizma, hücre zarı proteinlerinin çeşitli bileşiklere bağlanmasında rolü var. Gene hatırladığım kadarı ile sperm yumurtayı döllerken de benzer bir mekanizma ile yumurtaya tutunup, zardaki uygun protein molekülen tutunuyor. (Yumurta zarını her sperm aşamıyor, ancak uygun proteine sahip olanlar, zarla birleşebiliyor diye hatırlıyorum. Bir bakıma kilit ve şifre mekanizması...)
Ancak bu mekanizmanın uyarı iletimindeki rolünü hiç hatırlamıyorum. Hala da şüpheliyim.
@nobody Bilimsel konularda yazışırken, aynı fikirde olmak kadar saçma ve kısır bir durum olmaz. O zaman ne araştırma, ne doğrulama gereği kalır. Bu yüzden yazılarınızı, zevkle ve takdirle okuyorum. Diğer yandan kendimi cesur ve hatta "aptal olarak gözükmekten korkmayacak kadar cesur" görüyorum. (Kimin ne göreceğinin bir önemi yok, ben ne görüyorum? )
Bu yazışmalardan, diğer arkadaşların ziyadesiyle istifade ettiğini umuyorum. Ben de teşekkür ederim. (Yoğun gün başlıyor :-(
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Konuların uzmanı değil ama okuyucusu olarak, bende bilgilerimden her zaman şüpheliyim. Her zaman yeni ve daha doğru bir tanım olabilir.
Bildiğim kadarı ile mesela tuzlu çözeltiye elektrik akımı verirseniz, tuz; Na ve Cl olarak ayrılır. Bunu yaparken, elektroliz sırasında ortama verilen elektronlardan etkilenirler. Aralarındaki bağı kıran daha güçlü bir elektrik etkileşimi ile bileşik dağılır (Na ve Cl) . Ancak doğal yapılarında bu elektron eksik ya da fazla olduğundan, (+/- 1 değer) bu elektron kısa zamanda ilgili atomdan ayrılır/atoma döner. Böylece son yörünge doğal haline döner. Bu durumda Na +1, Cl,-1 değere sahip bağımsız atomlar olarak sıvıda kalırlar. Bu durumu iyonlaşma olarak biliyorum. (Hatam var ise bu noktada olmalı...)
Dolayısı ile hemen en güçlü kaynağa (anot ve katota) yönelirler.
Hücre içi negatif iyonlu olması ile hücre dışının pozitif olması konusunda bilgim yok. Fikir yürütebilirim sadece. Hatırladığım kadarı ile bu mekanizma, hücre zarı proteinlerinin çeşitli bileşiklere bağlanmasında rolü var. Gene hatırladığım kadarı ile sperm yumurtayı döllerken de benzer bir mekanizma ile yumurtaya tutunup, zardaki uygun protein molekülen tutunuyor. (Yumurta zarını her sperm aşamıyor, ancak uygun proteine sahip olanlar, zarla birleşebiliyor diye hatırlıyorum. Bir bakıma kilit ve şifre mekanizması...)
Ancak bu mekanizmanın uyarı iletimindeki rolünü hiç hatırlamıyorum. Hala da şüpheliyim.
@nobody Bilimsel konularda yazışırken, aynı fikirde olmak kadar saçma ve kısır bir durum olmaz. O zaman ne araştırma, ne doğrulama gereği kalır. Bu yüzden yazılarınızı, zevkle ve takdirle okuyorum. Diğer yandan kendimi cesur ve hatta "aptal olarak gözükmekten korkmayacak kadar cesur" görüyorum. (Kimin ne göreceğinin bir önemi yok, ben ne görüyorum? )
Bu yazışmalardan, diğer arkadaşların ziyadesiyle istifade ettiğini umuyorum. Ben de teşekkür ederim. (Yoğun gün başlıyor :-(
kemal-bay-hickimse7261
Aslına bakarsak çokta farklı düşünmüyoruz ama dediğiniz gibi her iki tarafta '' öğrenerek '' kazanıyor bu durumda . Bende teşekkür ederim size @shibumi . (:
dogukan-simsek3907
şişirilmiş balon :)
buse-ter9493
https://www.egitimdili.com/
buse-ter9493
https://www.egitimdili.com/
buse-ter9493
https://www.egitimdili.com/
buse-ter9493
https://www.egitimdili.com/
Bu sitede bende öyle okudum.