morgan4658
BB tetiklenmesi, sadece bulundugumuz evren icin ise varsayim cok, ancak genel bir evren ise orasi icin hayalgucu bile yetersiz kalir.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Karadelik tekilliği ile evrenin büyük patlama öncesi tekilliğinin tamamen aynı olduğu görüşünde değilim.
Çünkü karadelikler tüm tekilliği rağmen bir nokta değiller. Oysa teori de bu karadeliklerdeki de dahil tüm enerji tekil bir noktadan açığa çıkmış. Bu tutarlı değil. Şanki başka bir yerden, bu evrene enerji pompalanmış???(Alternatif evrenlerden)
Niye işi bu kadar karmaşık ve fantastik hale getirdiklerini anlamıyorum. Matematik her olasılık sorgusuna kendi diliyle cevap verir. Ama bu o olasılığı, gerçekleşmiş yapmaz.
Dikkatli olunması gereken üç nokta var.
1) Zaman yoktu. Zaman derken bildiğimiz şekli ile geçmiş-şimdi-gelecek kavramlarının ifadesi olan Zaman değil. Bunlar kavram ve evren öncesi ve sonrasını da sorgulamak mümkün.
Olmayan zaman, matematiksel olarak deklemlere dahil olmayan değişken.
Zaman, bir boyut olarak fizik için önemli bir değişkendir. Bu değişkensiz hesap yapmak neredeyse imkansız.
Yani elimizle tutulur olmasada, fiziksel bir etkisi ve sonuçları olan Zaman yoktu. Bu evreni biçimlendiren Zaman, Evrenin başlangıcı ile var oldu,
2) Önce bir genişleme oluyor ama bu göreceli küçük ve düşük hızda. Sonra 1/100 saniye veye daha kısa sürede, büyük bir şişme oluyor. Evrenin esas genişleme enerjisi burada ortaya çıkıyor.
Buradan çıkan sonuç, simetrinin ilk kırıldığı anda açığa çıkan enerji, daha sonra çevresindeki daha büyük simetriyi kırmış olmasıdır.
O zaman evren bir noktadan başlayan bir simetri kırılması ile başlamış olur ki bu bir patlama değil, yayılmadır. Bir etki ile simetri kırılmış ve yayılmıştır. Yayılma esnasında daha fazla enerji açığa çıkmıştır.
3) Bu da evrenin boyutsuz bir noktadan dağil, boyutsuz bir alandan başladığını gösterir. Tabii bu alan, hacimsel (küresel) bir yayılma alanı.
O zaman boyut kavramını sorgulamak gerekiyor. Bizim için boyut, en, boy, yükseklik gibi elle tutulur ölçümlerdir. Gene bu ölçümleri baz alarak yaptığımız konum-mevki paptamalırını/koordinatları da boyut kavramına sokuyoruz. Zaman bu yüzden boyut olarak (t) ile konum göstermede kullanılıyor.
Ama boyut nedir? Bütün bunlara temel olan şeydir. Bence, 1 enerji ünitesi/kuanta'nın bir yöndeki titreşim alanıdır. Eğer kuanta birbirine dik iki uzamsal boyut üzerinde titreşiyorsa, iki boyutlu, üç dik doğrultuda titreşiyorsa üç boyutlu olur.
Bu titreşim alanların üst üste ve yanyana olacak ekilde birbirlerine eklerseniz, bildiğimiz uzamsal boyutlara ve koordinatlara da kaynak olurlar.
Bu durumda, boyutsuzluk için, "sıkışma kavramını" kullanmaya gerek yok. Sadece titreşimin olmaması, boyutsuz olarak tanımlamaya yeterli.
Zaten titreşim yok ise ölçüm yapılabilecek bir veri de yok demektir.
Diğer yandan sıkışma kavramına bakarsanız o da sonunda, o kadar yoğun sıkışma yüzünden "titreşimsiz kalmayı" işaret ediyor.
Zaman da farklı bir yapıda olursa, boyut işlevi görüyor. Hatta "5nci boyut (bence) hız" bile kıvrık bir boyut olarak ortaya çıkıyor.
Bunlarla artık genişleyen evrendeki hareketli bir nesnenin tam olarak nerede olduğunu bulabilirsiniz...
Ne tetikledi? Bilmiyorum. Fikir de yürütmüyorum. Bana faydası yok...