ugur-yardim8971
Deniz suyu, neden içme suyuna dönüştürülüp tarımda, barajlarda, evlerde vs. kullanılmıyor?
ugur-yardim8971
Ülkemiz ele alındığında, 3 tarafı denizlerle çevrili olmasını avantaja neden çevirmiyoruz? Tuzlu deniz suyu neden içme suyu haline getirilip borularla kurak bölgelere aktarılmıyor? İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu gibi bölgelere, barajlara, göllere bu sular aktarılsa mesela.Bu tarz projeler gerçekleştirmek çok mu zor gerçekten?
morgan4658
Desalinasyon icin gereken enerjinin miktari yuzunden masrafi yuksek.Kuveyt gibi ulkelerin belki bu konuda sorunu yoktur,ama gereken enerji icin de sonuc olarak doganin kirletildigi kesin.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Sn. Morgan'ın belirttiği gibi "maliyet" ana sorun.
Bu tür bir teknolojiye geçiş, yağışlarla elde edilen 1 ton tatlı suyun maliyeti (kuyulardan çıkarma, baraj, bakım onarım, işçilik, nakliye) ni geçtiği anda yönelebilirler.
Ancak çıkan tuz ne olacak? Nasıl depolanacak?
Aslında çözüm daha kolay, 100 birim suyun yaklaşık 70 birimi tarım ve hayvancılıkta, 23-25 birimi Sanayi de, 7-5 birimi de kentlerde evlerde kullanılıyor.
Tarımı küçümsemeyin, 1 kilo dana etinin sorfanıza gelmesinin maliyeti 16 ton su,
Tüm tarım ürünlerinin, kentliye ulaşmasının ciddi bir enerji ve su maliyeti ile çevreye kirlilik katkısı var.
Eğer kentlerde tüketim azaltılırsa ki bunun ilk yolu, israfınz azaltılması çünkü tarımsal alanda üretilen ürünlerin yüzde 25-40 arası, depoalama, nakliye ve pazarlama stratejilerindeki aksak ve hatalardan dolayı ziyan oluyor.
Ayrıca kentlerde yaşayanların gıda israfı da bu kayba yüzde 10-25 arası ekliyor.
Aşırı ve gereksiz tüketim ile teşvik edilen yüksek maliyetli ürünler (hamburger köftesinden, lavabodan dökülen kızartma yağına kadar) her türlü tüketimin bir su maliyeti var.
Rakamların farklı yüzde aralıklarında olması ülkelerin ortalama hayat standartı ile bağlantılı. Yüksek refah seviyesi, bol enerji ve su tüketimi demek.
Bu yüzden en akılcı yol; su kaçaklarını azaltmak, kentlerde gıda israfını ve kaybını azaltmak.
Kentlerin düşen tarımsal-hayvansal gıda talebi ile tarımsal üretimde su tasarrufu sağlamak.
Tarımda sağlanacak %107luk bir tasarruf tüm yaşayanların günlük su ihtiyacını karşılar.
Damlayan bir musluk günde 35 litreye kadar çıkabilir. (Sıklığına göre damlama şartı ile) bu oyda 1 ton demek.
Bir ay 100 gram daha az et tüketimini kabul etse aynı kişi, 1,6 ton su kullanımını da gereksiz kılmış olacak... :-)
-------------000--------------
Zamanında sizin önerinize benzer olarak sosyal medya da şöyle bir öneri paylaşmıştım.
Madem su kaynakları azalıyor, denizlerden içteki kurumuş göllere su aktarılsın. Hem yeni deniz ürünleri yetiştirilir, hem de buharlaşma yolu ile bölgedeki hava nemini artırır. Bu nem bölgeyi besler. Maliyeti petrol boru hatları kadar olur.
Ama biriken tuz için net bir çözüm öneremedim.
Kimse de ciddiye almadı o dönem de... :-)
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Sn. Morgan'ın belirttiği gibi "maliyet" ana sorun.
Bu tür bir teknolojiye geçiş, yağışlarla elde edilen 1 ton tatlı suyun maliyeti (kuyulardan çıkarma, baraj, bakım onarım, işçilik, nakliye) ni geçtiği anda yönelebilirler.
Ancak çıkan tuz ne olacak? Nasıl depolanacak?
Aslında çözüm daha kolay, 100 birim suyun yaklaşık 70 birimi tarım ve hayvancılıkta, 23-25 birimi Sanayi de, 7-5 birimi de kentlerde evlerde kullanılıyor.
Tarımı küçümsemeyin, 1 kilo dana etinin sorfanıza gelmesinin maliyeti 16 ton su,
Tüm tarım ürünlerinin, kentliye ulaşmasının ciddi bir enerji ve su maliyeti ile çevreye kirlilik katkısı var.
Eğer kentlerde tüketim azaltılırsa ki bunun ilk yolu, israfınz azaltılması çünkü tarımsal alanda üretilen ürünlerin yüzde 25-40 arası, depoalama, nakliye ve pazarlama stratejilerindeki aksak ve hatalardan dolayı ziyan oluyor.
Ayrıca kentlerde yaşayanların gıda israfı da bu kayba yüzde 10-25 arası ekliyor.
Aşırı ve gereksiz tüketim ile teşvik edilen yüksek maliyetli ürünler (hamburger köftesinden, lavabodan dökülen kızartma yağına kadar) her türlü tüketimin bir su maliyeti var.
Rakamların farklı yüzde aralıklarında olması ülkelerin ortalama hayat standartı ile bağlantılı. Yüksek refah seviyesi, bol enerji ve su tüketimi demek.
Bu yüzden en akılcı yol; su kaçaklarını azaltmak, kentlerde gıda israfını ve kaybını azaltmak.
Kentlerin düşen tarımsal-hayvansal gıda talebi ile tarımsal üretimde su tasarrufu sağlamak.
Tarımda sağlanacak %10'luk bir tasarruf tüm yaşayanların günlük su ihtiyacını karşılar.
Damlayan bir musluk günde 35 litreye kadar çıkabilir. (Sıklığına göre damlama şartı ile) bu oyda 1 ton demek.
Bir ay 100 gram daha az et tüketimini kabul etse aynı kişi, 1,6 ton su kullanımını da gereksiz kılmış olacak... :-)
-------------000--------------
Zamanında sizin önerinize benzer olarak sosyal medya da şöyle bir öneri paylaşmıştım.
Madem su kaynakları azalıyor, denizlerden içteki kurumuş göllere su aktarılsın. Hem yeni deniz ürünleri yetiştirilir, hem de buharlaşma yolu ile bölgedeki hava nemini artırır. Bu nem bölgeyi besler. Maliyeti petrol boru hatları kadar olur.
Ama biriken tuz için net bir çözüm öneremedim.
Kimse de ciddiye almadı o dönem de... :-)
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Sn. Morgan'ın belirttiği gibi "maliyet" ana sorun.
Bu tür bir teknolojiye geçiş, yağışlarla elde edilen 1 ton tatlı suyun maliyeti (kuyulardan çıkarma, baraj, bakım onarım, işçilik, nakliye) ni geçtiği anda yönelebilirler.
Ancak çıkan tuz ne olacak? Nasıl depolanacak?
Aslında çözüm daha kolay, 100 birim suyun yaklaşık 70 birimi tarım ve hayvancılıkta, 23-25 birimi Sanayi de, 7-5 birimi de kentlerde evlerde kullanılıyor.
Tarımı küçümsemeyin, 1 kilo dana etinin sorfanıza gelmesinin maliyeti 16 ton su,
Tüm tarım ürünlerinin, kentliye ulaşmasının ciddi bir enerji ve su maliyeti ile çevreye kirlilik katkısı var.
Eğer kentlerde tüketim azaltılırsa ki bunun ilk yolu, israfınz azaltılması çünkü tarımsal alanda üretilen ürünlerin yüzde 25-40 arası, depoalama, nakliye ve pazarlama stratejilerindeki aksak ve hatalardan dolayı ziyan oluyor.
Ayrıca kentlerde yaşayanların gıda israfı da bu kayba yüzde 10-25 arası ekliyor.
Aşırı ve gereksiz tüketim ile teşvik edilen yüksek maliyetli ürünler (hamburger köftesinden, lavabodan dökülen kızartma yağına kadar) her türlü tüketimin bir su maliyeti var.
Rakamların farklı yüzde aralıklarında olması ülkelerin ortalama hayat standartı ile bağlantılı. Yüksek refah seviyesi, bol enerji ve su tüketimi demek.
Bu yüzden en akılcı yol; su kaçaklarını azaltmak, kentlerde gıda israfını ve kaybını azaltmak.
Kentlerin düşen tarımsal-hayvansal gıda talebi ile tarımsal üretimde su tasarrufu sağlamak.
Tarımda sağlanacak %10'luk bir tasarruf tüm yaşayanların günlük su ihtiyacını karşılar.
Damlayan bir musluk günde 35 litreye kadar çıkabilir. (Sıklığına göre damlama şartı ile) bu ay'da 1 ton demek.
Bir ay 100 gram daha az et tüketimini kabul etse aynı kişi, 1,6 ton su kullanımını da gereksiz kılmış olacak... :-)
-------------000--------------
Zamanında sizin önerinize benzer olarak sosyal medya da şöyle bir öneri paylaşmıştım.
Madem su kaynakları azalıyor, denizlerden içteki kurumuş göllere su aktarılsın. Hem yeni deniz ürünleri yetiştirilir, hem de buharlaşma yolu ile bölgedeki hava nemini artırır. Bu nem bölgeyi besler. Maliyeti petrol boru hatları kadar olur.
Ama biriken tuz için net bir çözüm öneremedim.
Kimse de ciddiye almadı o dönem de... :-)
morgan4658
"Madem su kaynakları azalıyor, denizlerden içteki kurumuş göllere su aktarılsın. Hem yeni deniz ürünleri yetiştirilir".Cok guzel fikirmis,ancak farkli turlerin mevcut tabiata zarar verme ihtimali olabilir belki de.Mesela bir yosun turunun cevre bitkileri yemesi gibi (ornek tabii ki )
bilgekaan9965
tuz içinde çok hakim olmadığım ama düşününce mantıklı olan bir önerim var sayın burtay ; ülkemizde düzenli olarak kar yağışı yüzünden tıkanan yollar var , yollara baya bir tuzlama bütçesi ayrılıyor diye biliyorum . yolları tuzlama için kullanılabilir diye düşünüyorum . Ama doğaya herhangi bir zararı olur mu bu tuzun ? veya olursa ne ölçüde olur onu bilemiyorum .