morgan4658
Schwarzschild capi
morgan4658
Schwarzschild capi sartinin mantigi nedir ? daha kucuk bir degerle olusamaz mi ?
morgan4658
*yaricapi diye duzeltebilirsiniz, sorun yok, soru yine ayni kapiya cikiyor
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Daha küçük bir değerle oluşamaz.
En küçük olası Schwarzschild yarıçapı, uzunluğu Planck uzunluğuna eşit olan en ufak kara delik varsayımına göre tanımlanmış 1 Planck parçacığının yaklaşık kütlesi, Planck kütlesidir.
Yani oluşabilecek en küçük karadelik, en yoğun, tekil halindeki enerji, 1 planck küplük bir alanı işgal ediyor ve kütlesi de yaklaşık 1 Planck kütlesi.
Planck kütlesi diğerlerine ölçekle kabul edilebilir ve kavranabilir bir büyüklüğe sahip olsa da...
Bunun anlamı planck ölçeklerinde, tekilleşmenin daha fazla olmayışıdır. Yani en üst sınırdır.
Bunun diğer anlamı ise, yaklaşık 21 mikro gram kütleyi karadeliğe çevirebildiğimizde, olası en küçük karadelik mümkün oluyor (planck ölçeğinde)...
Yani bununla oranlanırsa, daha büyük kütlelerin Schwarzschild y.çapı, aynı oranda artacaktır.
Buradan ilginç bir sonuçta çıkıyor. Tüm evrenin Schwarzschild y.çapını ele alırsak, kesinlikte söylendiği gibi hiçlik içinde bir nokta olamayacağı...
Evrendeki kütleçekim sabiti (G) ile Schwarzschild yarıçapı arasında da önemli bir ilişki var.
Kütleçekim Sabiti: (Planck uzunluğu)³/(Planck kütlesi) x (Planck zamanı)²
Sonuç: Maddeyi-enerjiyi daha fazla sıkıştıramazsınız.
morgan4658
Iyi de isin icine nicin relatif kutle dahil edilmiyor?
morgan4658
Kugelbiltzin hesapta olusabilmesi nasil aciklanir?
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Relatif kütle, bir yanılgıya yol açıyor bence... Sorunuzu yanlış anlamış da olabilirim.
(Iyi de isin icine nicin relatif kutle dahil edilmiyor?)
Kütle nasıl oluştu? enerji nasıl bir mekanizma ile yoğunlaştı.
Mevcut varsayımlar, su buharının ortam soğuması ile yoğunlaşması ile damlacıklara dönüşmesi gibi tarif ediyor.
Bence saçmalık.
Çünkü o zaman çok daha fazla enerji biriminin yoğunlaşması ve kütleye dönüşmesi gerekirdi.
Bu yüzden mevcut bilimsel varsayımlar üzerinden cevap veremiyorum.
Bana göre kütle, büyük patlama adlı etki sırasında titreşimlerinde "yıkıcı girişim" yapan bir grup kuantanın bir araya gelip oluşturdukları bir sistem. Bu sistemler daha sonra (büyük enflasyon sürecinde) Zaman ile etkileşime girip (zaman bana göre bir dalga ve aktardığı bir enerji değeri var.) düzenli titreşemeye ve spin kazanmaya başlıyorlar.
Bir bakıma deniz yüzeyindeki köpüklerin akıntı ile yol alırken, rüzgar ile ters yöne zorlanması gibi.
Bu iki etkinin arasında kalan ve direnç oluşturan sistemler, ilk parçacıkları oluşturuyor.
(Önemli bir kısmı dağılıyor çünkü bu iki kuvvet arasındaki duruşlarında bütünlüklerini koruyamıyorlar.)
Dalgasal Zaman tek yönlü ve sürekli akışı ile bu kuantaları açık durmaya zorluyor. Periodik olarak ve uyumlu olması nedeniyle, bu sabit.
Mevcut yaklaşımda, bunu Higgs alanı ile etkileşim olarak tanımlıyoruz.
Ancak kütle değerini esas belirleyen şey, bu kuantaların titreşim genlikleri. (Su da sapından çekiştirdiğiniz şemsiyenin kollarının açıklığına göre değişen direnç gibi)
İvmelenme sırasında nesneye ekstra enerji yükleniyor. (Yeni kuantalar). Bunlar var olanlar ile yapıcı girişim yapıp, titreşim genliklerini artırıyor. (Bu sefer Şemsiye kollarının uzatılması gibi...) Bu artan değeri relatif kütle olarak tanımlıyoruz. (Ya da düşük hızlarda, momentum)
Yoksa objenin ne madde miktarı artıyor, ne atom sayısı, ne de parçacık sayısı... Aksi halde, ya bu hız altında iken, ya da durduğunda yapısal bütünlüğünün bozulması lazım.
Çökmeye- tekilleşmeye başladığı zaman ise olayı tamamen, "sistemdeki enerji miktarı" açısından ele almak gerekiyor. Tekilleşeme, bu ünitelerin hiç bir titreşim yapamaması (ya da dışarıdan gözlemlenebilir titreşim olmaması- aralarında yıkıcı girişim yaparak) anlamına geliyor. Yoksa bir noktaya sıkışmak değil.
Bu yüzden bir alt sınırları var.
Zihin cimnastiği olarak: Her biri sadece 1 milim doğal titreşim yapan ve kenar uzunluğu 1 metre olan bir kübik alana, 1 cm çapında kaç top yerleştirebilirsiniz?
* Eğer hiç titreşim yapmasalardı, 100x100x100 = maksimum 1.000.000 adet sığardı.
* Eğer tek boyut üzerinde titreşim yapıyorlarsa (ileri-geri için +%10+%10) = 800.000 adet olurdu. (Hepsi doğal titreşim miktarını koruyor.)
* Ama eğer aralarında yıkıcı girişim yaparlarsa (faz farkı ile) (sadece 3 yüzeyde %10'luk titreşim alanına ihtiyaç olabilir)= 970.000 adet sığdırabilirsiniz. (Eğer hepsine %10 titreşim imkanı verilecekse tek boyut üzerinde)
Bence işte bu son kısmı tekilliği ifade ediyor.
O yüzden tüm sistemi kuanta olarak ele almak gerekiyor. Ve relatif kütle de bu şekilde sisteme dahil olmuş oluyor.
Schwarzschild hesaplaması sabit duran bir obje için. O yüzden dahil edilmiyor sanırım. Yoksa hareketli bir obje de,
Bunu ışık hızına yaklaşan bir objeye uygularsak bir süre sonra, onunda karadeliğe dönüşmesi bence kaçınılmaz.
Bu sanırım Kugelbiltz'in hesapta oluşmasını da açıklıyor.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Giriş sayfasında bu kuantaların 2 boyutlu titreşimini hayali canlandırmalarla , tekillik durumunda göstermeye çalıştım.
https://yenievrenebirbakis.blogspot.com/
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Giriş sayfasında bu kuantaların 2 boyutlu titreşimini hayali canlandırmalarda , tekillik durumunda göstermeye çalıştım. (Yıkıcı girişim ile tekillik)
https://yenievrenebirbakis.blogspot.com/
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Giriş sayfasında bu kuantaların 2 boyutlu titreşimini hayali canlandırmalarda , tekillik durumunda göstermeye çalıştım. (Yıkıcı girişim ile tekillik)
https://yenievrenebirbakis.blogspot.com/
(Yazıları okumanıza gerek yok, sadece canlandırmalara bakmanız yeterli)
morgan4658
"Bunu ışık hızına yaklaşan bir objeye uygularsak bir süre sonra, onunda karadeliğe dönüşmesi bence kaçınılmaz."
Dogru mu okudum? Benim de dusuncem bu sekilde.
Peki bu objenin kutle miktarinin onemi var mi sizce ?
Asil sorumu buna gore soracagim , konuyu acmamin ana nedeni idi.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Özel göreliliğe göre (ki doğruluğunu bence tartışmak bile gereksiz) hız artıkça, daha fazla ivmelendirmek için daha fazla enerji gerekiyor. Yani yüklenen enerjiyi hızlandırmak için daha fazla enerji, yüklemek gerekiyor.
Bu bir kısır döngü. İster yoğunlaşan kütle olsun, ister ışık-ısı-foton halindeki bir enerji yoğunlaşması, aynı kapıya çıkıyor. Sonuçta yoğunlaşan ve artan şey, enerji miktarı.
O yüzden, nötron da olsa, titanik gemisi de olsa, hızlanmaları için aynı işlemi yapıp, aynı kısır döngüye düşeceğiz. Sadece nötronda bu süreç daha uzayacak.
(Toplam- toplanan enerji miktarı, titaniğin durağan enerji miktarına gelene kadar kısmı için gerekli süre)...
Kütlenin önemi bu çerçeve de, sadece süreci süresini uzatması açısından önemli olabilir, bence. Onun dışında her şey, aynı....
morgan4658
Iste bu nedenle sordugum soruda, Quora dahileri cevaplarini dokturduler.
Sadece bir tanesinin verdigi linkte, gercek anlamda aciklama mevcut.
https://www.quora.com/Why-doesnt-a-single-particle-such-as-an-electron-turn-into-a-black-hole-when-we-try-to-accelerate-it-to-the-C-speed-since-it-is-said-to-be-super-massed-at-the-very-close-value-of-C
Diger yandan verilen linkte, her ne kadar bizim dusuncemiz desteklenmese de, momentumun kara delik olusumundaki etkinin olup olmadigi veya ne sekilde oldugunun bilinmedigi yaziyor ( http://www.physics.adelaide.edu.au/~dkoks/Faq/Relativity/BlackHoles/black_fast.html )
Aciklama kara delik olusumunda sadece durgun kutlenin onemi oldugu.Yani bir notron bu sonuca ulasamiyor.
Benim aslinda hepsinden de ote bir sorum olacakti, eger az cok fikrimiz dogru olabilseydi.
Yine de burada soracagim, once bir fikirlerimiz devam etsin.
morgan4658
Destroyer'in Amerikan versiyonu da bana fizige giris kitabi okumami tavsiye etti, :) olsun, yine de ellerine saglik ( kisinin diger sorulara yorumlari da oldukca gulunc )
morgan4658
ancak verilen cevaplar, Kugelblitz'i ihlal ediyor bir anlamda.Yogun enerjinin ayni alanda olmasinin bence bir onemi olmamali.
Elektron ornegini, bilinen en kucuk parcacik olmasi nedeniyle yazmistim.
morgan4658
isin ozu Schwarzschild y.capi icin "this is based on a particular static solution to the Einstein field equations of general relativity, and ignores momentum and angular momentum as well as the dynamics of spacetime itself."
Ama nicin hesaba katilmiyor, bunun cevabini bulamadim
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Sorgunuzda haklı bir gerekçe var.
(Sadece fikir yürütüyorum. Kafamda oluşan soruları yansıtıyorum, belki siz içlerinden işe yarar bir şey çıkartırsınız. Kendi kendime düşünüyorum ve notlar alıyorum.)
Eğer bir elektronu ışık hızına çok yaklaştırabilirseniz, karadeliğe dönüşeceğine eminim. Ama titreşiminin de sınırlanması şartıyla...
Küçük bir partikül içinde, titreşim yapan kuanta sayısı sınırlıdır. Bu da birbirleri ile girişim yapmalarının zor sokabilir.
Oysa büyük kütlelerde, çoğu kuanta arasında etkileşim kendi aralalarında oluyor ve birbirlerini sınırlıyorlar. Serbestçe titreşim yapabilen kuanta sayısı az. (Dış yüzeylere yakın belki)
Titreşimli toplar gibi düşünürsek.
1 metreküp içinde 1 milyon topluk alan vardı ama hepsi doğal titreşimde ancak 800 bin tanesi giriyordu. Birbirlerini sınırladıkları zaman ancak 970 bin giriyordu aynı alana. Bu da çökme sınırı gibi bir şey.
Ama aynı alana 1 metre titreşim çapı olan kaç top koyabiliriz ?
Hız artıkça, sisteme enerji yükleniyor, yani topların titreşim alanları genişliyor. Buna karşılık sayısı artmıyor. Aynı alana çok daha az top sığacak ve daha az yoğunlaşabilecekler.
(Bu kısmı sanırım elektron açısından... )
Fakat "Yogun enerjinin ayni alanda olmasinin bence bir onemi olmamali." kısmında sürümcemedeyim. Enerji yoğunluğundaki artış, önemli olmalı.
Bence, Einstein ilk yaklaşımında evrenin genişlediğini de göz ardı etmişti. Kanıtlanana kadar...
Onun döneminde madde ve enerji hala tamamen farklı iki objeydi, o birleştirmiş olsa da, yine de bizim kadar bunu kabullenmiş olacağını sanmıyorum. Bu yüzden momentumu ayrı olarak ele almış (göz ardı etmiş) olması muhtemel.
Şimdi olsaydı ikna ederdik bence...
Yaklaşımımda, hareketin, parçacığın titreşim genlikleri ile yakın bağlantısı olduğunu iddia ediyorum. Yani titreşim genliği ne kadar yükselirse, hız o kadar artıyor.
(Denizde paletlerin/pervanelerin çırpılma hızı ve genişliği gibi... Aslında daha çok yılanbalığının kıvrılma hızındaki artış gibi. Kıvrılma genliği artıkça, suyun basıncı artıyor ve düşük basınçlı alana itiyor. Kütle çekim kuvvetini de aynı şekilde, düşük basınç alanına itilme olarak ele alıyorum...)
Burada belirleyici olan gene Zaman (dalgasal).
Suda (bol miktarda) yüzen parçacık arasından geçecek şekilde düzenli ardışık dalgalar düşünelim. Dalganın bu parçacıklar arasından geçişinde, basınç düşecektir. Parçacıklar birbirine yaklaşacaktır. Kümelenecekler.
Diğer yandan bu parçacıklar arasındaki mesafe fazla ise, bu sefer dalganın enerjisi bu parçacıkları veya kümeleri birbirinden ayıracaktır. (Kara enerji için olan yaklaşım gibi)
Ya parçacıklar çok fazla titreşiyorsa?
Birbirleri ile yeterli sayıda yıkıcı girişim yapmadıkları sürece, birbirlerine toplu halde yaklaşamazlar. Yoğunlaşma olmaz. Çökme, kümelenme (tekilleşme) olmaz.
Sadece küçük bir grup bir parçacığı aşırı titreştirerek (hızını artırarak) bu dalgalara maruz bırakırsak? Sanırım sorgunuzun cevabı, bu soruda yatıyor ama ben de bilemiyorum şu an...
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Quora'da herkes ciddi değil. Tavsiyeleri ciddiye almayın. Sadece standart dışı düşünenlere ve sorgulayanlara alışık değiller.
Tek doğru düşünce tarzının, batı tarzı mantık olduğunu kabullenmiş çok kişi var.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Nötron örneği verirken, sorgunuzdaki bakış açılarındeğerlendirmediğim için, yeterli olmadığını düşünüyorum şimdi.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Nötron örneği verirken, sorgunuzdaki bakış açılarını değerlendirmediğim için, yeterli olmadığını düşünüyorum şimdi.