umit-toma9125
Günümüzde felsefe, sebep ve sonuç adına yeterli mi?
umit-toma9125
Soruyu biraz daha açayım. Bilim artık özgür değil mi? Gerek kapitalizmin baskısı, gerek dinsel öğrettiler, gerekse toplumsal algıları hesaba katarsak. Bilim ve felsefeye bakışınız nedir?
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Felsefe ile pozitif bilimin yollarını ayrılalı yaklaşık 300 yıl oldu. Bundan önce hemen hemen her bilimci aynı zamanda filozofdu. Hatta akademik unvan olan Ph.D “Doctor of Philosophy”dir.
Tabii buradaki felsefe, günümüzde kullanmaya alıştığımız kavramdan biraz farklı. Bilimi, bilgiyi sevme anlamında. Eski Yunan'da felsefe, "mantık kuralları ile bilgiden bilgi üretme" karşılığı idi...
Günümüzde ise boş konuşmaları mantıklı gerekçelere dayandırmaktan, özellikle sosyal- insan kaynaklı sorunları, konuları değerlendirmeye kadar geniş bir kavram ve karşılık alanı var.
300 yıl evvelki ayrılıştan sonra, felsefe sosyal bilimlerin bir dalı olarak kabul edilmiş.
Sosyal bilimlerdeki bilgi-veri kaynak esnekliği ve çeşitliliği yüzünden de, felsefe kavramı suistimal ediliyor.
Batı bilimi, antik Yunan'dan aldığını iddia ettiği felsefe kültürü ile gelişen bilm de, bugünkü bilimsel durumumuzu temsil ediyor.
Felsefenin temelinde, mantık çıkarımları, tümden gelim ve tümevarım şeklinde vardır. Neden-Sonuç ilişkisi daha sonra tez-antitez şeklinde de kullanılmıştır.
Bu mantığın temeli ise "1-0" şeklindeki ikili sistemdir. Yani batı biliminin temeli 2'li mantığa dayanır.
Oysa gerek binlerce yıllık (Janizim gibi 7'li sistem -Hint) bazı inanç sistemleri doğa olaylarına bakışlarında daha farklı mantık sistemleri de kullanmışlarıdır.
Kuantum fiziği ise bize evrenin 0 ve 1 arasında sonsuz olasılık üzerinden birinde karar verdiğini, bir belirsizlik olduğunu göstermiştir.
Bilimdeki felsefi yaklaşımda bundan etkilenmektedir. Tabii bu geçiş yani teorinin pratiğe uygulanması, aynı hızda değil. Bilim alıştığı ve geçmişte teknik sonuçlarından dolayı, verimliliğinden şüphe etmediği deney, gözlem ve inceleme ilkeleri çerçevesinde bu geçişi yapmaktadır.
Eh.. Haliyle bu da yavaş olmakta ve bazen günümüz (bilimsel) felsefesinin yetersiz kalmasına neden olmaktadır.
Bilim Özgür mü?
Hayır, değil... Bilim insan ihtiyaçlarına göre yönlendirilmektedir. Bu ihtiyaçlar üzerinden gelir sağlayan-sağlayacak kuruluşlarca tatbik edilmektedir. Çünkü bilim, özünde bağımsız olsa da, araştırma ve diğer giderler için ekonomik kaynağa ihtiyaç duymaktadır. Bu ekonomik kaynak ise ancak (günümüz şartlarında), kapitalist sistem ihtiyaçlarından kaynaklanmaktadır.
günümüz dinsel öğretilerin çoğu, insan hayatını biçimlendirmeye yönelik olduğu için, kapitalizm ile direk ve dolaylı şekillerde yoğun simbiyotik ilişki içindedir. Biri bilimi desteklerken, diğeri sınırlar. Böylece bilimsel merakı ve yönelimi; istenilen, arzu edilen orta bir yerde tutarlar.
Bilim aynı zamanda, toplum algısını kullanmada önemli bir araçtır. (Gerçek) Felsefeye dayalı bilimin ürettiği sonuçlar, doğa yasalarının geçerliliği olarak, tartışmasız güvenirliğe sahiptir. Bu güvenirlik ve kesinlik imajının topluma empoze edilip algı oluşturulduktan sonra, sisteme bilimsel destekler sunarak istediğiniz ürünü sokabilirsiniz.
morgan4658
Iskenderiye Kutuphansei muduru Erastosthenes gibi mesela. (kutuphane mudurune kiz vermezler simdi ama o donem farkli tabii ki )
Bu kisiler "polimath" olarak adlandirilirlar.mutlaka 1-2 pozitif bilim disinda felsefe,cografya ve bir sanat biliminde ogrenim gormuslerdir.
Bence bir bilim insaninin boyle bir birikime sahip olmasi gerekir.Gunumuzde bir parcacigin bulunmasi icin milyarlarca dolarlik chizalarla seneler gecen sureler sonunda, bilmemkac kisilik gruplarin nobel odulu oldigini gorunce, artik sanki buluslarin bir ilhamdan alinmasi imkansiz gibi.
Tabii ki artik elma kafamiza dusse kutlecekimini , evdeki kuvette suyun kaldirma kuvvetini somutlastiramayiz, ama dusunce deneyleri icin bence doga, hala bir ilham kaynagi olmalidir.
Gunumuzde artik 6.hissi guclu hekimlerin azaldigini goruyoruz.Protokoller belli, X kan testi, Y monitorleme, ve nihayet dusuk bir kisisel katki ile teshisin konulmasi.
morgan4658
Iskenderiye Kutuphansei muduru Erastosthenes gibi mesela. (kutuphane mudurune kiz vermezler simdi ama o donem farkli tabii ki )
Bu kisiler "polimath" olarak adlandirilirlar.mutlaka 1-2 pozitif bilim disinda felsefe,cografya ve bir sanat dalinda ogrenim gormuslerdir.
Bence bir bilim insaninin boyle bir birikime sahip olmasi gerekir.Gunumuzde bir parcacigin bulunmasi icin milyarlarca dolarlik cihazlarla seneler gecen sureler sonunda, bilmemkac kisilik gruplarin nobel odulu oldigini gorunce, artik sanki buluslarin bir ilhamdan alinmasi imkansiz gibi.
Tabii ki artik elma kafamiza dusse kutlecekimini , evdeki kuvette suyun kaldirma kuvvetini somutlastiramayiz, ama dusunce deneyleri icin bence doga, hala bir ilham kaynagi olmalidir.
Gunumuzde artik 6.hissi guclu hekimlerin azaldigini goruyoruz.Protokoller belli, X kan testi, Y monitorleme, ve nihayet dusuk bir kisisel katki ile teshisin konulmasi.
umit-toma9125
" kütüphane müdürüne kız vermezler şimdi" doğru söze ne denir :))
umit-toma9125
Bilimin başlangıç temellerini unutmayalım. Henüz bebekken başlar. Öğrenmek için yemeye çalışırız, dişleriz, sağa sola dikkatli bakar ve dinleriz. Hepimiz bu evrenden geçeriz. Yani doğuştan meraklı doğarız. Büyümeye başlayınca bu merak bir çoğumuz için yerini kabullenmeye bırakır. Elbette hala meraklılar ise keşfetmeye devam eder. Bugün pek konuşulmaz ama dinler bile bu merakla başlar. Eğer öyle olmasaydı bir çok din ortaya çıkmazdı. Bilimin temeli meraktır. Sanırım bu gün adına bilim dünyası dediğimiz çevre bu temeli unuttu. Bilim laboratuvarlar arasına hapsoldu. Bilimi öğrenmenin ön adımı ezberler üzerine kuruldu. Gözlem ve araştırmayı her ne kadar yaparsanız yapın, illa ki belli otoritelerin fikirleri arasına hapsoluyor keşfettikleriniz. Ama her şeye rağmen keşfetmek güzel.
umit-toma9125
Bu arada düşünce deneyi diyorsak iş orada değişir. Zira unutmayalım ki, ölçüm cihazlarının hepsi yine bizim yapımımız. Bir saat ancak kendini doğrular. Newton simya üzerine de çalışıyordu. Einstein'in oldukça çok uyuduğu bilinir. Ve bazı fikirlerin uyku halinde ortaya çıktığı bilinir. Keza tesla uzaylılardan veyahut bugün adını uzaylı verdiğimiz varlıklardan mesajlar almaya uğraşıyordu. Ve Wolf Messing en basit örneği. Belli ki sadece algıları değil maddeleri de etkiliyordu. Zira Moskova'da yaptığı net olarak budur. Zihin deneylerini pek hafife almayalım derim.
fizikadami9012
ümit bey tabikide sinir sistemi hakkındaki görüşlerinize ve düşüncelerinize açığım fazla bilginin zararı olmaz heleki tartışılabilirse
fizikadami9012
ayrıca bu sorunuzada kendi düşüncem ile cevap vereyim. 20. yüzyılda felsefik düşünceler çok yaygındı "Soruyu biraz daha açayım. Bilim artık özgür değil mi? Gerek kapitalizmin baskısı, gerek dinsel öğrettiler, gerekse toplumsal algıları hesaba katarsak. Bilim ve felsefeye bakışınız nedir?" burda dediğiniz örnek olarak sovyetler birliğinin bilim ateistliği düşüncesi verilebilir. yaptığı başarılı olsun olmasın bütün deneyleri halktan ve dünyadan uzak tutmaktaydı fakat nazi almanyasının baskısı sonucu belgeler artık açığa çıkarıldı. Dinsel öğretilere gelirsek, baskısı en yüksek olan etkenlerden biri idi. açıkçası dini şuan tartışacak bilgiye sahip deilim size yanlış bilgi vermek istemem.