morgan4658
Foton ve anti foton karsilastirmasi
morgan4658
Carpismalarda olusan foton ciftlerinin mantiken foton , anti foton dur.
Ancak bilinen fotonun karsit maddesinin de kendisi oldugu.
Bu "esitligin" spin, helicity ve ayn ortusmezligi ( kiralite ) acisindan yorumunu yapabilir misiniz ?
morgan4658
Carpismalarda olusan foton ciftleri mantiken foton ve anti foton dur.
Ancak bilinen fotonun karsit maddesinin de kendisi oldugu.
Bu "esitligin" spin, helicity ve ayna ortusmezligi ( kiralite ) acisindan yorumunu yapabilir misiniz ?
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Bence...
https://ibb.co/S3vWs50 ve https://ibb.co/h1jQc3q Bu adresteki gif'leri dikkatle incelerseniz, tüm sorularınıza cevap veriyor.
Açıklaması:
Evren'in ilk dönemlerinde daha küçük iken kütle çekimi henüz baskın iken, (İlk 5 milyar yıl), eşit miktarda olması gereken madde ve anti maddenin birbirini tamamen yok etmemiş olması şaşırtıcı.
Üstelik birbirlerini tamamen yok edecekleri için, milyarlarca yıl önceki enerji patlamalarının ardıl ışımalarını tespit ederken, 2mc^2 şiddetindeki bu enerji boşalımlarının fotonlarının tespit edilmemiş olması da ilginç. Oysa bir yerlerden, bize 13 -13,5 milyar yıl öncesinden gelen şiddetli fotonların gelmesi lazımdı. Üstelik bu fotonlar gama ışını radyasyonu yoğunluğu olarak da tespit edilmeliydi...
Ama yoklar ve büyüyen evrende anti maddeyi arıyoruz.
Bu nedenle bakış açımı değiştirdim. Ya foton gibi madde ve anti madde zaten parçacığın içinde ise?
Kütlenin kendisini yok etmesini önleyen şey, onun varlığını oluşturan ve sabit tutan Zaman Dalgaları ise?
Bütün parçacıkların titreşime sahip olduğunu biliyoruz. Üstelik bu titreşimlerin yapısına göre bir araya gelip daha üst sistemler oluşturduklarını.
Yani bir nötronun titreşimi, onu oluşturan farklı tür kuarkların titreşimlerini bir girişim sonucudur. Hem hepsinden farklıdır, hem de hepsini içerir.
Bu yapıyı titreşimlere ve Zaman dalgalarına duruşlarına göre, her bir alt parçacığın bir diğeri ile uyumlu olması sağlar. Zaman dalgaları, ve evrenin genişlemesi enerji birimleri üzerinde bir baskı oluşturur. Bu baskının sürekliliği, oluşan sistemlerin duruşlarını (spin) ve kütle özelliklerini sabitler.
Akıntılı suda ve rüzgarlı havada, demirli bir teknenin duruşu gibi. Tekneyi ne kadar döndürürseniz döndürün, aero ve hidro dinamik yapısına göre, sabit bir duruşa geçecektir. Aynı şartlar altında, ister yarım tur çevirin, ister bir tur fark etmez, maruz kaldığı kuvvetler ve yapısı, en uygun bileşke sonuçta onu sabitleyecektir.
(Ha! Foton gibi 0 spin ise, bir küre şeklinde diyebiliriz bu gemiye…)
Anti madde, elektrik yükleri olarak maddenin zıttı. Ve ayna görüntüsü gibi…
Bir titreşimi nötrlemek (yok etmek değil, nötrlemek, çünkü enerji yok edilemez) için yıkıcı girişim yapması lazım. Yani aynı özelliklerde (dalga boyu ve frekans) ama farklı faz da (180 derece) bir dalga ile girişim yaparsa, titreşim nötrlenir.
Bu benzetme olarak, birbirini tutan fermuar dişlerinin arasındaki girinti ve çıkıntıları (titreşimleri) düzleştirmek gibi bir şey. Fermuarın artık açılması gibi, parçacığın bir arada duran enerji üniteleri de (quantum), quanta olarak (foton) dağılırlar.
Madde ve anti madde'nin birbirlerini tamamen yok edici girişim yapabilmeleri için 180 derece (Pi) faz farkı olmalı. Bu amaçla madde titreşimini temsil eden canlandırmaya kartezyen koordinatlarını uyguladım ve ayna simetrisini alıp 90 derece eğim verdim.
Sonuçta https://ibb.co/3RCTGX1 canlandırması çıktı.
Her ikisi de aynı açıdan Zaman dalgalarına 45 derece ile maruz kaldıkları halde (bu açı rest-hareketsiz-sabit durumdaki kütlenin 3 uzamsal boyut üzerinde birden maruz kaldığı açı)
biri 45 derece ile maruz kalırken, diğeri 225 derece ile girişime katılıyordu. Aralarındaki faz farkı 180…
Yani, varsayımım faz farkı açısından doğru...
Yorum: Canlandırmalarda fotonun varsayımsal titreşimini kullandım. Yani foton bir Planck Zamanı aralığında, bu iki titreşimi birden yapıyor. Bu titreşimlerden bir tanesini polaritesine göre manyetik, diğerini elektrik alanı olarak tanımlıyoruz. Fotonu da malta haçı şeklinde.
Aynı mantığı kütleli parçacıklara da uygulayabiliriz. Biraz daha uğraştırıcı olsa da, sonuçta tüm sistemler dışarıya karşı nötr (0) olana kadar, (bir atomun doğal hali gibi, ya da bu da yeterli gelmez ise bir bileşik gibi) sistem kuruyorlar.
Bu arada diğer sorunuza da (4 nadir kuark) kısaca cevap verirsem, onlarda sadece içinde bulundukları sistemdeki bir parçalar, yani yap/boz’un bir parçası olarak sistemi tamamladıkları sürece varlar. Sistem dışında varlıklarını sürdüremiyorlar.
Alt yapılarındaki bağları bir arada tutacak kuvvetler eksik kaldığı veya doğru duruş sergileyemedikleri için, enerji ünitelerine dağılıyorlar. Bu yüzden mesela bazı parçacıklar ancak belli hızlarda iken var olabiliyorlar (çünkü Zaman ile yaptıkları açı farklı ve maruz kaldıkları kuvvetler farklı) bu hızları kaybedince, bir arada tutan bağlar üzerindeki baskı kalkıyor dağılıyorlar.
Ya da zorla duruşu değiştirilirse, maruz kaldıkları kuvvetlerin bileşkesi de değişeceği için, tamamen farklı yeni bir parçacık oluyorlar.
Bu yüzden, bence, parçacık çarpıştırıcılarında açığı çıkan temel parçacıkların hepsi (300 civarında idi en son, şimdi bilmiyorum) doğal değil. Bir kısmı sadece o şartların (hız, enerji miktarı, çarpışma açısı, belki içinde bulundukları manyetik alanın gücü gibi değişkinlere bağlı olarak ortaya çıkmış geçici oluşumlar.
morgan4658
Dediklerinizi sakin bir kafaa okuyacagim, su an yuzeysel bir hiz gezdirdim. Eger hataliysam gec saate suc atarim.
Helicity ile ilgili fikriniz var mi ?( gozden kacirmis olabilirin)
Bu arada fotonun spini 1 degil mi?
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Foton spin 1. Dikkatsiz yazdım. Kusuruma bakma. Diğer yandan duruş konusundaki ana fikri anlatıyor sanırım. https://ibb.co/y0CKxtQ
Sarmal konusunu gözden kaçırmadım. Ancak hakkında çok fazla birikimin yok. Bu yüzden uyumlu veya uyumsuz özelliklerini takdir edemeyeceğimden, değinmedim. Var olduğunu düşündüğüm durumu aktardım.
Ancak karşı taraf (şu anki durumda, Siz...) Bilgisine göre benden daha sağlıklı bir değerlendirme yapabilir.
Titreşimler arasında faz farkı olması demek, parçacığın her bir durumda iken farklı bir yönde spin ve momentum vektörü olacak (Yazıdaki son şekilde verilen madde ve anti madde titreşim canlandırmalarındaki 90 derecelik fark gibi) demektir. (Yani parçacık ikisini birden üzerinde taşıyor olmalı.)
Eğer bir fotondaki madde ve anti madde titreşimlerini birbirinden tamamen ayırırsak, buna benzer olmalı diye düşünüyorum.
https://ibb.co/8sZ1PYT
morgan4658
Aslinda sarmal hareketin sol-sag donuslu ve spinin -1 +1 olmasinin , karsit fotonun fotondan ayirmasi gerektigini dusunuyorum.
Sag donuslu parcaciklarla sol donuslu parcaciklarin enerji farklari oldugunu biliyoruz.
Ayrica bazi istisna durumlarinda 3 gamma isini da olusurken, coklu bu tur carpisma olusumlarinda neyin narsit, neyin karsit olmadigi da kafami karistiriyor.
morgan4658
Aslinda sarmal hareketin sol-sag donuslu ve spinin -1 +1 olmasinin , karsit fotonun fotondan ayirmasi gerektigini dusunuyorum.
Sag donuslu parcaciklarla sol donuslu parcaciklarin enerji farklari oldugunu biliyoruz.
Ayrica bazi istisna durumlarinda 3 gamma isini da olusurken, coklu bu tur carpisma olusumlarinda neyin karsit, neyin karsit olmadigi da kafami karistiriyor.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Silinen soruda verdiğim cevap içinde, bu konudaki fikrimi de belirttiğimi farkettim.
Tüm yazı, borunuza istinaden olan cevabım https://www.fizikist.com/beyin-firtinasi/40176/ linkinde
Ama içinden cımbızlarsam:
Dolanıklık kavramının temelinde, tamamlayıcılık var. Yani sistem toplamı sıfır (=nötr) olacak şekilde parçalar olduğu zaman ancak dolanıklık söz konusu. Yani , + ve eksi yük veya yukarı, aşağı spin gibi birbirini (sıfıra) tamamlayan özelliklerdeki parçacıkların dolanıklığı söz konusu.
Foton + /- elektrik yükü taşımadığı ve spini olmadığı için, onun için dolanıklık ancak faz farkıyla mümkün oluyor. (Yani benzetme olarak; bir foton 90 derece titreşim yaparken, diğer foton aynı frekans ve dalga boyunda olmak üzere 45 veya 135 derece de titreşim yapması gibi...)
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Silinen soruda verdiğim cevap içinde, bu konudaki fikrimi de belirttiğimi farkettim.
Tüm yazı, son sorunuza istinaden olan cevabım https://www.fizikist.com/beyin-firtinasi/40176/ linkinde (Soru silinince oraya aktarmıştım)
Ama içinden cımbızlarsam:
Dolanıklık kavramının temelinde, tamamlayıcılık var. Yani sistem toplamı sıfır (=nötr) olacak şekilde parçalar olduğu zaman ancak dolanıklık söz konusu. Yani , + ve eksi yük veya yukarı, aşağı spin gibi birbirini (sıfıra) tamamlayan özelliklerdeki parçacıkların dolanıklığı söz konusu.
Foton + /- elektrik yükü taşımadığı ve spini olmadığı için, onun için dolanıklık ancak faz farkıyla mümkün oluyor. (Yani benzetme olarak; bir foton 90 derece titreşim yaparken, diğer foton aynı frekans ve dalga boyunda olmak üzere 45 veya 135 derece de titreşim yapması gibi...)
morgan4658
Ancak dolaniklik dediginizle sinirli degil.Mesela bir elektronla bir foton da dolanik olabilir.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Merhaba...
Dolanık fotonlar arasındaki tamamlayıcılık için, faz farkını ele aldım.
Foton elektron çifti olayını bilmiyorum. Ama aynı yaklaşım altında, aynı kabın içine konup biraz çalkaladıktan sonra beraber fırlatılmış bir çakıl tanesi ile kum tanesinin ilişkisi gibi algıladım.
Çalkalama esnasında (bir çok olasılık içinden) ikisi için en uygun pozisyonu aldıktan sonra,fırlatılınca ikisinden birinin ölçümü, digeri hakkında fikir verecektir... gibi...Tabii benim ki uç düzeyde bir varsayım.
Dolanıklığı, aynı enerji seviyesi üzerinde "konum alma" olarak (1 yörünge üzerindeki zıt spinli 2 elektronun olması gibi) canlandırıyorum hayal gücümde... Kum çakıl örneğinde olasılık sonuç sıfır (nötr) çıkmaz. Çakıl lehine olur.
Foton-elektron çiftinde de "sanırım" elektron lehine ölçüm olur.
morgan4658
Bilmiyorum, lehinde olmakla kastinizin.
Aslinda dusunurken Sade orneklerde de odaklanabiliriz.
Bir helyum atomunun iki elektronu vardir ve bu ikisi de dolanik.
Makro duzeyde mesela, durgun suya atilan tasin olusturdugu dalgalar da ( bence) dolanik.
Muhtemelen kutlecekim dalgalari da.
Ve klasik fonon ( aslinda nicin fononlarla ugrasmiyoruz hala bu platformda?)
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Bohm Mekaniğinden anladığım kadarıyla (o da eğer doğru anladıysam) aynı dalga sırası üzerinde bulunan tamamlayıcı parçacıklar dolanık oluyorlar. Daha sonra ayrılmış olsalar bile bu durum değişmiyor. Ama Bell eşitsizliği buna gerek olmadığını söylüyor. Bilemiyorum.
Bence tamamen varsayımsal olarak, evrende elektromanyetik veya kütle çekim gibi farklı dalgalar yok. Tek bir dalga türü var, bizler yaptığı işe göre onu tanımlıyoruz.
Sörfçü foton varsamını buna dayandırdım bu yüzden...
Kütle çekim dalgaları, uzay-zaman dokusundaki bükümü iletirken, elektromanyetik dalga fotonu taşıyor gibi...
Bu yüzden, durgun suya atılan taşın dalgaları da dolanık fikrinize katılıyorum. Hatta hiç aklıma gelmemişti ama çok iyi bir bakış açısı...
Eğer dalgalar dolanık olursa, etki ettikleri parçacıklarda buna uymak zorunda kalırlar.