murat-can-akdeniz5229
evrenin dışı diye bir kavram var mıdır? evrende her hangi bir nokta belirleyip oraya sonuna kadar gitsek evrenin dışına çıkıp arkamıza baksak ne ile karşılaşırız. evrenin dışı var mıdır?
ahmet-yilmaz2230
Evren, varlıklarının bütününe denir. Evren'in dışı hiçliktir. Varlıklar Evren'nin dışına çıkamazlar sadece Evren'i genişletirler. Biz de bir varlık olduğumuz için Evren'in dışına çıkıp arkamıza bakamayız. Evren'in sınırına varsak bile dışına çıkamayız, yalnızca O'nu genişletebiliriz.
ahmet-yilmaz2230
Evren, varlıkların bütününe denir. Evren'in dışı hiçliktir. Varlıklar Evren'nin dışına çıkamazlar sadece Evren'i genişletirler. Biz de bir varlık olduğumuz için Evren'in dışına çıkıp arkamıza bakamayız. Evren'in sınırına varsak bile dışına çıkamayız, yalnızca O'nu genişletebiliriz.
ahmet-yilmaz2230
Evren, varlıkların bütününe denir. Evrenin dışı hiçliktir. Varlıklar evrenin dışına çıkamazlar sadece onu genişletirler. Biz de bir varlık olduğumuz için evrenin dışına çıkıp arkamıza bakamayız. Evrenin sınırına varsak bile dışına çıkamayız, yalnızca onu genişletebiliriz.
ahmet-yilmaz2230
Evren, varlıkların bütününe denir. Evrenin dışı hiçliktir, yani yokluktur. Varlıklar evrenin dışına çıkamazlar sadece onu genişletirler. Biz de bir varlık olduğumuz için evrenin dışına çıkıp arkamıza bakamayız. Evrenin sınırına varsak bile dışına çıkamayız, yalnızca onu genişletebiliriz.
rick-sanchez2523
evrenin dışı varmı? yokmu? belli değildir şu anki fizikle bunu bilemeyiz en azından teoriler bir sonuç vermiyor(evren düz ise dışı olmaz sonsuz olur küresel olursada dışı olabilir ve orada ne olduğunu öğrenemeyebiliriz ama hesaplamalar düz olduğunu gösteriyor)
yokluk ve hiçlik aynı kavramlar değildir.
dediğiniz şeyler hiper uzay veya üst boyut kavramlarıyla açıklanmaya çalışılıyor
eğer evrenin dışı var ise ve bu dış ortam sonsuz büyüklükte ise teorik olarak sonsuz sayıda evren olmalıdır
özetle:cevabı bilinmiyor
ahmet-yilmaz2230
Hiçlik, yokluk eşanlamlı sözcüklerdir. Hiçlik Farsça kökenli, yokluk Türkçe kökenlidir. Yine de "Evrenin dışı hiçliktir, yani yokluktur." cümlemi "Evrenin dışı yokluktur." olarak değiştiriyorum.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Nasıl olsa her cevap atmasyon..Ben de ekleyeyim...:-)
Evren'in dışında gene bir enerji denizi alanı vardır. Tek farkı bu alandaki enerji birimleri, tekillik pozisyonunda yani hiç titreşmiyor.
Ancak büyük patlama etkisinin, ulaştığı alanlarda, Zaman devreye girdiği için, kaynaşma başlıyor ve uzay-zaman şekliyle bildiğimiz evrene dönüşüyor.
Buraya hiç bri zaman ulaşamayız. Çünkü ışık hızı sınırı var. Ayrıca, bu evrenin dışına çıkma imkanı olur ise, Zaman olmadığı için maddenin kütle bütünlüğünü koruması-sürdürmesi de imkansız olacaktır.
Diğer yandan eğer evrenimiz, enerji denizindeki bir etki ile oluşmuş bir alan ise, çoklu evrenlerde olası olmaktadır.
Bu durumda belki diğer büyük patlamaların yayılan etki dalgaları, bu (zamansız) alanda girişim yaptığında yeni evrenler doğuyor bile olabilir.
Bu şekilde, evren düz (enerji içeriği) olur, ama yayılan etki bir merkezden kaynaklandığı için küre gibi 3+1 boyutlu bir eğimli alan olur. ("+1" aynı zamanda çap'ı temsil eder.)
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
https://d2o7bfz2il9cb7.cloudfront.net/main-qimg-d74031c02b1eca3bd294e1bd697daca2-c
zeki5895
Şayet, gözlemleyip algıladığımız ve üzerine var olma anlamı (materyal) yüklediğimiz varlık (madde) var ise ve o varlığın Hiçlikte bir hacmi ve hacmine bağlı da bir çapı olacaktır. O zaman elimize bir ölçü çubuğu aldığımızda o ölçü çubuğunu sonsuza kadar uzatabiliriz. Bir sorun olmayacaktır.
Ancak biz, yegâne gerçekliğin madde de (materyal) olmadığı, düşüncenin (idealin) salt ve gerçek olduğu bir evreni (“Büyük Oluşum”) önermekteyiz.
"SALT VE GERÇEK OLAN TEK ŞEY DÜŞÜNCEDİR."
zeki5895
Şayet, gözlemleyip algıladığımız ve üzerine var olma anlamı (materyal) yüklediğimiz varlık (madde) var ise ve o varlığın Hiçlikte bir hacmi ve hacmine bağlı da bir çapı olacaktır. O zaman elimize bir ölçü çubuğu aldığımızda o ölçü çubuğunu sonsuza kadar uzatabiliriz. Bir sorun olmayacaktır.
Ancak biz, yegâne gerçekliğin madde de (materyal) olmadığı, düşüncenin (idealin) salt ve gerçek olduğu bir evreni (“Büyük Oluşum”) önermekteyiz.
"SALT VE GERÇEK OLAN TEK ŞEY DÜŞÜNCEDİR."
zeki5895
Şayet, gözlemleyip algıladığımız ve üzerine var olma anlamı (materyal) yüklediğimiz varlık (madde) var ise ve o varlığın Hiçlikte bir hacmi ve hacmine bağlı da bir çapı olacaktır. O zaman elimize bir ölçü çubuğu aldığımızda o ölçü çubuğunu sonsuza kadar uzatabiliriz. Burada bir sorun olmayacaktır.
Ancak biz, yegâne gerçekliğin madde de (materyal) olmadığı, düşüncenin (idealin) salt ve gerçek olduğu bir evreni (“Büyük Oluşum”) önermekteyiz.
"SALT VE GERÇEK OLAN TEK ŞEY DÜŞÜNCEDİR."
zeki5895
Şayet, gözlemleyip algıladığımız ve üzerine var olma anlamı (materyal) yüklediğimiz varlık (madde) var ise, o varlığın Hiçlikte bir hacmi ve hacmine bağlı da bir çapı olacaktır. O zaman elimize bir ölçü çubuğu aldığımızda o ölçü çubuğunu sonsuza kadar uzatabiliriz. Burada bir sorun olmayacaktır.
Ancak biz, yegâne gerçekliğin madde de (materyal) olmadığı, düşüncenin (idealin) salt ve gerçek olduğu bir evreni (“Büyük Oluşum”) önermekteyiz.
"SALT VE GERÇEK OLAN TEK ŞEY DÜŞÜNCEDİR."
zeki5895
Şayet, gözlemleyip algıladığımız ve üzerine var olma anlamı (materyal) yüklediğimiz varlık (madde) var ise, o varlığın Hiçlikte bir hacmi ve hacmine bağlı da bir çapı olacaktır. O zaman elimize bir ölçü çubuğu aldığımızda o ölçü çubuğunu sonsuza kadar uzatabiliriz. Burada bir sorun olmayacaktır.
Ancak biz, yegâne gerçekliğin madde de (materyal) olmadığı, düşüncenin (idealin) salt ve gerçek olduğu bir evreni (“Büyük Oluşum”) önermekteyiz.
"SALT VE GERÇEK OLAN TEK ŞEY DÜŞÜNCEDİR."
vide-supra1191
Gide gide bir ırmağa varırsan
Irmakta yüzün görürsen
Dönüp de ardına bakarsan
Binlercesin!
Cevabın, vardığın yerde yüzünü görüp göremeyeceğine göre değişeceğini düşünüyorum:) Yani seni sen, evreni de evren yapan sınırı geçtiğini ve üstelik bir şekilde arkana bakabildiğini düşünürsek neyi görebileceğini düşünmenin pek de önemli olmayacağı bir noktaya gelmiş olman olası gibi.
emre-sarikaya8832
Evrenin sınırını oluşturan varsayimsal bir duvar düşünelim .bu duvara ulaşabilirmiyiz .ışık hızına yakın hızla genisleyen evren yuzunden önce varsayimsal bu sınır duvarini yakalamamız gerekir.o halde biraz hizlanalim varsayimsal aracımızın gazına biraz daha basalım ışık hızına ulaşamıyoruz ama duvardan biraz daha hızlı gitmeyi basriyoruz (((((evren ışık hızında genislemedigi icin belki başka açık bı kapı vardir henüz farketmemis olabiliriz yani üst bı evren e geçmek))))elimizdeki bilime şimdilik çok hassas ve uzak kalan parantez içi olasiligi göz ardı edersek içindekilere göre duvara ulaşmasına diyelimki üç saniye kalsin.yinede o duvara ulaşamayız ulassak yinede gecemeyiz ...zamanimiz buna yetecek kadar uzun değil.bizim üç saniyemizde güneşlerin kimi doğar kimi ölür Samanyolu andromedayla çoktan birlesmis dünya ve güneş yok olmuştur.bizim üç saniyemiz dolmak üzere iken kıyamet kopmuştur.bu problem çözülmez gibi durmuyor çünkü küçük bir kaçış payı var buda evrenin genişleme hızı ile ışık hızı arasındaki küçük fark ..ha bide duvarı geçmek uzere olduğunuz son üç saniyede (aracın içindeki zaman) arkanıza baktiginizi hayal edin..farklı olarak diyelimki arkadaşınız ışık hızına bir saniyede çıkan bir arac edinmiş (galeriden ikinci el )sizde inanmadiniz .ozaman al ilk denemeyi sen yap dedi bindiniz ikinizin kolunda saniyenin 1000 /1 ölçüm yapan saatleriniz aracın çalışıp hizlanmasiyla 1 saniyeden geri saymaya başladı..arkadasiniz milyon yıl beklese bile arkadaşınızla aynı anda geri sayan saatiniz 0 zamana ulaşamadan kıyamet kopar..yani ışık hızına ulaşacak kadar enerji olsa teknoloji oosa bile buna yetecek zaman yoktur.cinku zamanın olmadığı yerde bilgi yoktur . Bilinc bilgi taşıdığı için varlık buluyorsa etki alanı da zamanı yaratır. Pek çok açıdan Işık hızına çıkamayız yaklaşmak ise çok zaman gerektiyor..bilgiyi transfer etmek kuantum dolaniklik belki işe yarar.bu evren TV bizde içindekiler istek dışına cikmak için elektronik devrelerin içinde bizi var eden ekektirik akımınin çekiminden kurtulmamız gerek ama ondanda önce dış dünyada kendimizi nasıl var edebiliriz bilgisini edinmemiz gerekir.once bilgi .bilgi zamanın önüne geçebilir.yani ışığı geçebilecek bir şey varsa o da bilgidir.insan ve cin toplulukları siz evrenin sınırlarından kurtulup dışına kacamassiniz gidemessiniz aslada gidemeyecek siniz. Ancak çok büyük bir güç ve bilgi sahibi olunmasi haricinde imkansız değil.....bu söz rahman suresi 33veya 31 de geçer..yani bilimsel olarak aslında çok tutarlı.cunku evren ışık hızı ile genislemiyor.aslina bakarsanız arada küçük bir kaçış yada kurtuluş payı bırakılmış gibi.yani devenin iğne deliğinden geçmesi yada sahibinin gölgesini geçmesi gibi..sözün sahibi bizgogu genusletmekteyiz de diyorsa üstüne üstlük başka konu aralarında göklerin 7 kat olduğunu bazi yerde gökler ve yer de yaşayanlar olduğunu bilgisini veriyorsa.bu arada bizim yerde yaşadığımızı bize enyakin göğü de yıldızlarla süslediği ni bildiriyorsa.ne diyebiliriz.bence yalanı yok gayet tutarlı.tutarli olan her şey kanitlanmasa bile bilimsel sayılır.cunku istatislik bir bilim dalıdır.butun bu verilere dayanarak diyebilirim ki evrenin sinirlari ötesinde başka üst evrenler ve oralarda da bilincler vardır ve gerekli satlar elde edilirse kıl payı bir hassasiyetle bir üst evrene sıçrama yapılabilir ancak buda bedensel değil bilinç şeklinde farklı bir varlığa burunmeyi gerektirebilir biz yaparmiyiz basarirmiyiz evet dersem istatislik verileri hiçe sayıp bilimden uzaklasmis hayir dersem istatislik verileri dikkate aldığım için bilime daha uygun davranmış olurum..