emre-bebek2605
bizlerin dünyaya gelmesi anne babamızın çiftleşmesi sonucunda milyonlarca sperm hücresinden herhangi bir spermin(yani bu biz oluyoruz) yumurtaya girmesi ile yani tesadüfi bir sekilde mi meydana gelir
destroyer6419
evet tesadufi
hic-kimseyle-tartismaz9132
Tamamen tesadüf değil.
Her yumurta üzerinde, sadece belli kimyasallara tepki verecek şekilde şifreli kilitler var.
Spermlerin başındada bu kimyasallar için uygun protein kodları var.
Bu yüzden, tüm spermazoitler yumurtanın kapı şifresine sahip değil. Ancak düşük bir yüzdesi.
Uygun protein kodu ile yumurta hücresi zarına giren spermden sonra, yumurta zarı tamamen kapanır. Başka hiç bir sperm giremez, anahtar şifresi çalışmaz.
Amaç, gereğinden fazla kromozomum hücre içine alınıp, bölünme esnasında beklenmeyen kodlamalara neden olmamaktır.
destroyer6419
yani diyorsun ki hangi spermin yumurtayi dolleyecegi onceden belli
hic-kimseyle-tartismaz9132
Kısmen evet.Kısmen hayır.
Serbest bırakılan spermlerin bir kısmı, zaten hasarlıdır. çift kuyruk, çift baş, vb.
Bunların çoğu, geride kalıp, olası yabancı genleri taşıyan rakipleri için birleşip duvar örerler. Kimyasal salgılayıp, yabancı (dişinin ikinci bir çiftleşme ihtimaline karşı önlem) spermleri öldürecek proteinler salgılarlar. Bu tür kayıplar, yaklaşık %40 civarı diye hatırlıyorum. Gen'in devamı için fedakarlık.
Sağlıklı olanların hepsi genede yumurtaya ulaşamaz. Belki yüzde 4-5 civarı. Onlarda kuyruklarında en fazla enerji birimi içerenler (mitokondriler). Ama yavruya geçen mitokondriler sadece dişiden gelir. Çünkü yumurta hücresi sperma dan binlerce kat büyüktür.
Yumurtanın dış kabuğunda, çeşitli proteinler bulunur. Bunların bir kısmı, rna'lar vasıtasıyla merkezden taşınan bilgilere göre protein oluşturur. Çünkü her yumurta hücresi, tıptıp birbirinin aynı değildir. Çekinik gen veya baskın genler farklı olabilir.
Kabul edilecek spermanın,bu nedenle mümkün olduğunca, tamamlayıcı genleri taşıyor olması tercih ediliyor. Bu yüzden, yumurta zarındaki protein kodları buna göre oluşuyor.
Bilgim hatalı olabilir ama ulaşabilenlerin %20-30 civarı ancak uygun protein molekülü başlık taşılor diye hatırlıyorum.
Bu çerçeveden bakarsan, doğal seçilim daha ilk adımda başlıyor.
Tüp bebek yönteminde, yumurtaya normalde ulaşamayacak kadar az enerjisi olan, ancak uygun kimyasal başlıkları olan spermler içinde bir şans oluyor.
Ancak yumurta hücresine direk aşılama da sakıncalar olabileceği düşünülüyor ve tartışılıyor diye biliyorum. Uygulanıp uygulanmadığın bilmiyorum. Ama döllenme sonrası, olası hatalı genler için tarama yapılması ve bu genlerin çıkartılıp, düzgün olanlarının konması gerekebilir.
Bu teknoloji ise yeni. Çin de bir kaç uygulama olmuş ama sonuçlar henüz bilim dünyasına kapalı...
hic-kimseyle-tartismaz9132
Sonuçta, 1 milyar taneden x (0,4x0,05x0,3) 6 milyonu yani 0.006'sı uygun aday.
destroyer6419
aynen sonucta olasiliksal ve deterministik degil. benim dedigim dogru
hic-kimseyle-tartismaz9132
Söylediğinin doğru olması çok mu önemli senin için?
İlk başta nedenlerini açıklamadan verdiğin bilgi "evet tesadüfi", 1 milyar olasılığın hepsini içeriyordu.
Oysa 1 milyar olasılık birden geçerli olmadığı için, cevabın doğru yönünde ama eksik idi.
O zaman, verdiğin cevapların doğru olmasını istiyorsan, kullanılabilinir nitelikte olmalarına dikkat etmelisin.
destroyer6419
Herhalde onemli benim icin. Yoksa senin dogru seyler soylemek gibi bir kaygin yok mu? soru evet hayir sorusuydu gereksiz bir suru sey yazdin onu diyorum
hic-kimseyle-tartismaz9132
Kime göre doğru?
Doğru olduğunu düşündüğüm şeyleri paylaşmayı tercih ederim. ama doğru olup olmadıkları konusunda ısrar etmem. Çünkü şu anki bilgilere veya bilgilerime göre doğrudurlar. Ama bunlar eksik olabilir ve tamamen yanlış bir yold ada olabilirim.
Bu yüzden doğru bildiğimi söylemek, ama kendi doğrumdan şüphe etmek, daha iyiye ulaşmak için bir araçtır.
Hem eksiğimi görürüm, hem de geliştiririm.
Eğer yazdıklarımın salt , tartışılmaz doğrular olduğunu düşünürsem veya inanırsam, yeni şeyleri nasıl kabullenip, öğrenebilirim ki? Onlara ihtiyacım kalmaz.
Bu tür bir yobaz olmaktansa, (yobazlık; kendi doğrusundan şaşmayan ve onu empoze eden anlamında kullanıyorum) , şüphe de olmayı tercih ederim.
Amaç ne? çünkü... "başkalarından iyi olmak ve kanıtlamak mı? " yoksa "kendimizi aşmak ve geliştirmek mi?"
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Konuyu orta yola bağlasak?
Doğru olduğunu düşündüğüm şeyi söylemek ile düşündüğümün doğru olduğunu söylemek, farklı şeyler bence...
Doğru olduğuna kesin inanırsam, artık sorgulamama ve araştırmama gerek kalmaz. Bu da öğrenmeye açık şüpheciliği yaralar.
Bence insan, doğruya ulaşmak için, kendi doğru düşüncesinden bile her an vaz geçmeye hazır olmalı.
destroyer6419
mutlak dogrular mutlak dogrulardir
teslanindedesi1543
Mutlak doğru diye bir şey yoktur, doğrular değişebilir. Bunun dışında ben de kısmen tesadüf, kısmen değil görüşüne katılıyorum. Tamamen tesadüf demek yanlış olur.
destroyer6419
Anlasilan mutlak dogrularin olmayisini mutlak dogru olarak kabul ediyorsun.