ahmet-yilmaz2230
Ruh ile akıl aynı şey midir?
esengul-ciftci7940
Bir doktor ''Zeka beynin bir fonksiyonudur. Akıl ise ruhun fonksiyonudur. '' demişti. Birebir aynı olmasa da bir fonksiyonudur denilebilir belki de..
aliriza-taktakoglu7696
Akıl düşüncelerimizde,hislerimizde ve algılarımızda olup biten,ruh ise bütün beden organizmamızı birarada tutan enerjidir bana göre.Akıl olmadan ruh olabilir ama ruh olmadan akıl olmaz bana göre.
En doğrusunu Allah bilir.
hknqq7789
İnsan, ilim sahibidir. Hem kendini, hem de diğer varlıkları bilir. Üstelik bildiğini de bilir. Bilgisi bilinçlidir. Bilgisayar disketinden farklıdır. Bir diskete de birçok bilgileri kaydetmek mümkündür, ama o disket kendisinde bulunan bilgilerin farkında değildir. Öğrenmek için herhangi bir arzusu da yoktur. İlmi istemek ve öğrenmeye çalışmak ise, maddenin özelliklerinden değildir.
İlimden mahrum atomlar, ne kadar mükemmel bir şekilde bir araya gelmiş olurlarsa olsunlar, ilim sıfatını kazanamazlar. Beyin de bu ilimsiz ve şuursuz atomlardan meydana gelmiştir. Bilgileri aktarır ve kaydeder, ama bu işi şuursuzca yapar. Bilgisayar disketinden farkı yoktur. O, ruh adlı varlığın emirlerini yerine getiren bir alettir sadece
hknqq7789
“İrade” gerçeği ise, başlı başına bir harikadır. Seçmek, karar vermek, ayırmak, istemek, reddetmek, bilgisiz bir et yığınının yapacağı işler değildir. En mükemmel uzuv olan beynin, irade sahibi olduğunu iddia eden adam gülünç olur. O, irade etmez, sadece ruhun istediğini yapar.
Milyarlarca hücreden yaratılan beyin, akılları hayrette bırakacak kadar harikulade bir bilgisayardır. Fakat her bilgisayar gibi, onu birinin programlaması gerekir. Beyin, ruhun ürettiği paket programları uygulamak, bedenin diğer parçalarına iletmek için kurulmuş bir santrale benzer. Yeni yollar, başka imkanlar, farklı işler peşinde koşacak iradeye sahip değildir.
hknqq7789
“o, rabbimin emrindendir, de.”
hknqq7789
“Bir kanun-u zîvücud-u haricî, yani hariçte müstakil bir varlığı bulunan bir kanun."
“Emir âleminden olup, beden ülkesini idare etmesi için kendisine müstakil bir varlık verilen bir kanun. Bedenden ayrılınca da varlığını devam ettirebilen lâtif bir cisim.”
hknqq7789
ruh, nurani, şuurlu, diri ve harici vücut sahibi bir varlıktır. Sonradan yaratılmıştır, ama ebedidir. Birdir, bölünmez, parçalara ayrılmaz. Tesirleriyle bedenin her yerinde bulunur, fakat mekânı yoktur. Bedenin içinde olmadığı gibi, dışında da değildir. Ona ne uzaktır, ne de yakın. Bütün işleri aynı anda idare eder, bir iş diğerine mani olmaz. O, tabiattaki kanunlara benzer. Eğer kanun şuurlu olsaydı ve harici vücut giyseydi ruh özelliği kazanırdı. Ruh, kendisinin ve diğer varlıkların farkındadır.
hknqq7789
Ruh, sahip olduğu maddi ve manevi cihazlarıyla işler yapar. Şuuruyla fark eder, aklıyla anlar, vicdanıyla tartar, karar verir, hayaliyle planlar yapar, hafızasıyla bilgi depolar, kalbiyle sever. Onun sayılamayacak kadar çok kabiliyeti vardır. Bunların bir kısmı da maddi uzuvlarla ortaya çıkar. Ruh, eliyle tutar, gözüyle görür, kulağıyla işitir, ayağıyla yürür... Bedende bulunduğu sürece bedene muhtaçtır. Faaliyetleri bedenle sınırlıdır.
hknqq7789
RUH; büyük patlamadan önce vardı, sonradan yaratıldı, ebedidir, evreni oluşturan terkip eden madde cinsinden değildir atom ve atom altı parçacıklardan değildir kütle çekime zamana hıza bağlı değildir latif nurani bir varlığa sahip olup evrendeki kayıtlara sabit değerlere bağlı değildir ışık hızının çok ötesine de geçebilir evrenin çapını aşması onun için kolaydır zamana kayıtlı değildir.
kutsal-bilge1490
hakanqq, yazdıklarınızın doğruluğu ya da yanlışlığı değil tepki alan.
Toplum, vazifelendirilmediği halde konuşanlardan ve yol göstermeye kalkanlardan zaten çok çekiyor. İman sahipleri bile bıktı, aralarından ayıklıyorlar ama bitmiyorlar.
"O" ki, kimi isterse istediği yola sevketmiş. Rehber olarak "kitabı"nı yeterli kılmış.
Bundan sonra birilerinin hadlerini aşıp, bir nebii edasıyla başka birilerine öğüt verme, yol gösterme, hatırlatıcı olma eylemleri, kibir ve küfr alametidir sadece...
Ayrıca burası fizik konularının tartışıldığı bir alan. Yanıtlarınız, bilimin "tekrarlanarak sınanabilir deneylere ve gözlemlere dayalı bilgi üretme" kapsamına girmiyorlar.
Bilim ile ilim arasındaki en önemli farklardan biri de bu...
Tepki alanda, kapsamları karıştırmış, belki de haddinizi aşmış olmanız.
kutsal-bilge1490
Akıl, genel olarak farklı bilgiler arasında benzerliklere ve tezatlara dayalı olarak bağlantılar kurarak, bilgi üretme kapasitesidir.
Zeka; bir olgu ile karşılaşıldığında sahip olunan bilgiye uyarlama ve olguyu-olguları bu bilgilere göre tanımlama becerisidir daha çok.
Bir çok farklı tanım da getirebilirsiniz. Ama akıl temel olarak, bilgiden bilgi üretme kapasitesidir.
Eğer bir bilgisayar programı, bilgiden bilgi, sorunlara çözüm üretebilseydi (yani yapay zeka) artık sadece zeki değil aynı zamanda akıllı da olurdu.
Ruh, varlığı kanıtlanmamış ve deneye tabi tutulamamış bir kavramı ifade etmektedir. Bu nedenle ne kadar arzu edilirse edilsin bilim konusuna girmiyor.
Diğer yandan keşke, sorunuz çerçevesinde mümkün olsaydı diye hayıflanıyorum.
Eğer farklı bilgilere dayanarak sorun çözme yeteneğini, akılı ruh sahibi olarak tanımlayabilseydik, o zaman çevremizdeki tüm canlıların ruh sahibi olduğunu kabul etmek ve onlara buna göre davranmak zorunda kalırdık. (Bu bir çok dini yaklaşımla da çelişiyor.)
Daha adil, empati ve şefkat ile... Hayvanlara bu kadar eziyet reva görülmezdi.
Bu nedenle sorunuzun en azından, ortak olarak kabul edilebilir bir cevabı yok.
Bilim, özellikle de fizik kapsamına da girmiyor.
kutsal-bilge1490
Akıl, genel olarak farklı bilgiler arasında benzerliklere ve tezatlara dayalı olarak bağlantılar kurarak, bilgi üretme kapasitesidir.
Zeka; bir olgu ile karşılaşıldığında sahip olunan bilgiye uyarlama ve olguyu-olguları bu bilgilere göre tanımlama becerisidir daha çok.
Bir çok farklı tanım da getirebilirsiniz. Ama akıl temel olarak, bilgiden bilgi üretme kapasitesidir.
Eğer bir bilgisayar programı, bilgiden bilgi, sorunlara çözüm üretebilseydi (yani yapay zeka) artık sadece zeki değil aynı zamanda akıllı da olurdu.
Ruh, varlığı kanıtlanmamış ve deneye tabi tutulamamış bir kavramı ifade etmektedir. Bu nedenle ne kadar arzu edilirse edilsin bilim konusuna girmiyor.
Diğer yandan keşke, sorunuz çerçevesinde mümkün olsaydı diye hayıflanıyorum.
Eğer farklı bilgilere dayanarak sorun çözme yeteneğini, akılı ruh sahibi olarak tanımlayabilseydik, o zaman çevremizdeki tüm canlıların ruh sahibi olduğunu kabul etmek ve onlara buna göre davranmak zorunda kalırdık. (Bu bir çok dini yaklaşımla da çelişiyor.)
Daha adil, empati ve şefkat ile... Hayvanlara bu kadar eziyet reva görülmezdi.
Bu nedenle sorunuzun en azından, ortak olarak kabul edilebilir bir cevabı yok.
Bilim, özellikle de fizik kapsamına da girmiyor.
hknqq7789
bende kendime eksi verdim. Dileyen okur.
hknqq7789
Kutsal Bilge nin ifade ettiği gibi RUH bilimsel özellikle fizik ve matematiksel olarak yok. Kafamızın içinde milyarlarca hücreden oluşan akıl hafıza zeka duyu vs. gibi olgular var. İnsanı insan eden milyarlarca his duygu sevgi aşk merhamet şevket ikram paylaşmak bildiği bilmek başkalarını bilmek farkındalık gibi olgular kafamızdaki et yığını gelişmiş bilgisayardan oluyor.
Bilimsel olmayan kaynaklara göre tüm canlıların derecesine göre ruhu vardır. İnsanlarda olduğu gibi hayvanların da hak ve hukuku vardır.(dileyen dinde hayvan hakları ile ilgili dokümanlara ulaşabilir) İsmi ADL göre ( sonsuz adalet sahibi ) bu evrende yerini bulmayan adalet başka evrenlerde mutlak yerini bulacaktır. Çünkü ruh sonradan yaratılmıştır, ama ebedidir. Birdir, bölünmez, parçalara ayrılmaz bu evrendeki kayıtlara(limitlere)bağlı değildir.
Ahmet Yılmaz sorunuz ruh ile ilgili olduğu için bilimsel bir soru değildir, ruh bilimsel bir kavram değildir, benim yazdıklarım da bilimsel değildir. Eziyet gören bir hayvanın başka bir evrende hakkını alacağı olgusu ne kadar bilim dışı geliyorsa ve yine mutlak adaletin ebedi yaşamın başka bir evrende olabileceği bilim dışı fizik dışı geliyorsa tüm astrofizik yayınlarında geçen hiçbir ispata dayanmayan 12 boyut paralel evrenler ve benzeri olgular ve teoriler dinin ta kendisidir.
hknqq7789
Kutsal Bilge nin ifade ettiği gibi RUH bilimsel özellikle fizik ve matematiksel olarak yok. Kafamızın içinde; milyarlarca hücreden oluşan akıl hafıza zeka duyu vs. gibi olgular var. İnsanı insan eden milyarlarca his duygu sevgi aşk merhamet şevket ikram paylaşmak bildiği bilmek başkalarını bilmek farkındalık gibi olgular kafamızdaki et yığını gelişmiş bilgisayardan oluyor.
hknqq7789
Bilimsel olmayan kaynaklara göre tüm canlıların derecesine göre ruhu vardır. İnsanlarda olduğu gibi hayvanların da hak ve hukuku vardır.(dileyen bilimsel olmayan kaynaklarda hayvan hakları ile ilgili dokümanlara ulaşabilir) İsmi ADL göre ( sonsuz adalet sahibi ) bu evrende yerini bulmayan adalet başka evrenlerde mutlak yerini bulacaktır. Çünkü ruh sonradan yaratılmıştır, ama ebedidir. Birdir, bölünmez, parçalara ayrılmaz bu evrendeki kayıtlara(limitlere)bağlı değildir.
hknqq7789
Ahmet Yılmaz sorunuz ruh ile ilgili olduğu için bilimsel bir soru değildir, ruh bilimsel bir kavram değildir, benim yazdıklarım da bilimsel değildir. Eziyet gören bir hayvanın hakkını başka bir evrende bulması ebedi yaşamın ve mutlak adaletin başka bir evrende olması bilimsel değildir. Fakat tüm popüler bilim ve astrofizikçiler hiçbir ispatı olmayan 12 boyut paralel evrenler vs gibi olgulardan bahsetmesi dinin ta kendisidir.
hknqq7789
Ahmet Yılmaz sorunuz ruh ile ilgili olduğu için bilimsel bir soru değildir, ruh bilimsel bir kavram değildir, benim yazdıklarım da bilimsel değildir. Eziyet gören bir hayvanın hakkını başka bir evrende bulması ebedi yaşamın ve mutlak adaletin başka bir evrende olması bilimsel değildir. Fakat tüm popüler bilim ve astrofizikçiler hiçbir ispatı olmayan 12 boyut paralel evrenler vs gibi olgulardan teorilerden bahsetmesi nebii edasıyla başka birilerine öğüt verme, yol gösterme, hatırlatıcı olmanın ta kendisidir.
ozcan-aytekin8215
Mevlana - "Düşüncendir varlığın; gerisi et kemik bir yığın." (beyinde bu yığına ait)