mehmet-yilmaz2420
Schödingerin kedisi düşünce deneyini çift yarık deneyine uyarlarsak ne olur ?
Hatırlarsak parçacık yarıklardan geçerken gözlemci etkisi ile tanecik hareketi yapar, gözlemci olmazsa dalga hareketiyapar
mehmet-yilmaz2420
Biz bir aygıt ile bu parçacık tanecik hareketi yaptığında kapalı kutudaki kediyi öldürecek bir sistem kurduğumuzu düşünelim. Kutuyu açıp kedi hayatta mı diye baktığımızda gözlem yapmış olacağız ve parçacık tanecik hareketi yapmış olur ve kedi ölmüş olacak, ancak bakmadığımız sürece hayatta mı kalacak? Ölü ise bu durumda tanecik hareketi yapmıştır, ama biz bunu olay sırasında gözlemlemedik, gözlemci etkimiz bu sırada yok, ve bir nevi sonradan yaptığımız bir gözlemle geçmişi değiştirdik, ama yaşıyorsa gözlemleyebildik demektir, bu da gözlemci etkisini yok eder, ilginç bir paradoks bence. Daha önce düşünülmüş bir şey midir acaba ?
necmi-tufek7866
Kavramları karıştırırsanız yanlış yolda, yanlış yargılara varırsınız.
Öncelikle; bir parçacık siz baktınız diye davranışını değiştirmez. "Gözlemci etkisi" bir düzenek sorunudur. Yani parçacığı görmek "tespit etmek" için bir düzenek kullanmanız gerekir. Genelde detektörler kullanılır. İşte bu kullanılan düzenek parçacığın sadece bir özelliğini tespit edebilir. Belirsizlik ilkesi yüzünden bir parçacığın iki özelliğini birden ölçemezsiniz. Yani, hem dalga hem de parçacık özelliğini aynı anda ölçemezsiniz. Böyle bir düzenek yapılamaz. İşte bu yüzden, kurduğunuz düzenek neyi tespit edecekse siz onu "görmüş" olursunuz.
Yani, çift yarık deneyinde parçacık aynı anda hem dalga olarak hem de parçacık olarak yarıklardan geçer. Bu durumda kedinin kurtulma şansı yoktur zaten. Sizin kediye bakmanızdan önce parçacık özelliği yüzünden kedi ölmüş olacaktır. Zaten "bakma" olayını "parçacığa bakma" olarak düşünmek gerekir. Kediye bakarak hiç bir şeyi değiştirmiş olmazsınız. Sadece sonucu görmüş olursunuz.
hic-kimseyle-tartismaz9132
Kedi ölmüş ama "anlamak için kutuyu açmanız gerekiyor" demektir bence... Yoksa o şüpheyle kalacaksınız.
sahin-ozden7575
Soruna kendin cevap vermişsin zaten. Gözlemlemediğin müddetçe tüm olasılıklar gerçekleşecektir.
batikan-muratgul5666
Buradaki asıl amaç gözlemlediğimiz sürece tüm olasılıkların gerçekleşmesi değil . Bu gerekli ve var olan tüm soruları yanıtlamaz . Bizim istediğimiz de bu noktada yani sorulara yani öldü mü yoksa yaşıyormu sorusunun ihtimalini düşünmek ve kaçırılan noktanın nerede olduğunu anlamak . Sorunda orada zaten . Doğru , düzenek neyi tespit edecekse biz onu görürüz ve parçacığın nasıl hareket ettiğini değiştiremeyiz . Bizim anlamak isteyeceğimiz püf nokta şurası ; Young deneyinde de olduğu gibi bir gözlemci düzenek yerleşince dalgadan parçacık veyahut parçacıktan dalga özelliğine geçmesidir . Bunun olasılığını en kötüsü ise neden olduğunu bulmak çok güçtür . Bizi sıkan nokta aslında burasıdır . O parçacığın nasıl hareket ettiğine etki eden faktör nedir ? fizik ve onun altdalları buradan türemiştir zaten . Kuantum fiziğinin de astro , klasik mekanik , parçacık vb çeşitli dalların ne ile ilgili olduğuna bağlıdır .
necmi-tufek7866
Batıkan Muratgül,
Kuantum fizikçilerinin olaya gizem ve anlaşılmaz nitelikler katan terimler kullanmalarına fazla takılmamak gerekir, bence her şey çok basit.
Bir parçacık dalga ve parçacık özellikleriyle birlikte vardır ve böyle olması gerekir. Bu iki özelliğin belirsizlik kavramıyla gizemli bir hale gelmesi sadece biz izleyiciler için anlaşılmaz olmaktadır. Madde açısından her şey olması gerektiği gibidir. Yani belirli kurallar ve yasalar çerçevesinde madde ve enerji kendi karakteri neyse o şekilde davranmaktadır. Bu kurallar da basittir ve sihirli değildir.
İşin içine insan faktörü girince "gözlemci etkisi" sorun haline geliyor. İnsan olmadığında ise parçacık bulunduğu ortam neyi gerektiriyorsa o şekilde davranır. Seçmek zorunda olduğu hiç bir şey yoktur. Doğal davranır ve nasıl olması gerekiyorsa öyle davranır. Yani sanki seçme özgürlüğü ve iradesi varmış gibi özellikler yüklenmemeli bir parçacığa. Bu yanlış kavramlar ortaya çıkarır ve sakıncalıdır.
Ortada bir problem varmış gibi olayları anlaşılmaz hale getiren biziz aslında.