burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Zaman'ın dalgasal özelliği olduğuna yönelik varsayımım ile Özel Görelilik- Zaman genişlemesi ilişkisine yönelik önerme...
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Zaman'ı EGD adını verdiğim, Evrenin genişlemesinden kaynaklanan ve içe yayılan dalgalarla tanımladım. Evrensel Genişleme Dalgaları'nın özelliklerini ise kesikli, bir Planck mesafesi dalga boyu olan ve 1 Periyodu "1 Planck Zamanı" olan dalgalar olarak tanımladım.
Önerimde Zaman'ın dalgasal yapısı ile özel göreliliği ele aldım.
Ayrıntılı açıklamaya aşağıdaki blog adresimden ulaşabilirsiniz. Maalesef fizikist sayfalarına resim ekleme imkanı olmadığından ve resimler konunun anlatımı için gerekli olduğundan, blogumun reklamını yapıyorum.
Önerme fizik bilginizle değerlendirebileceğiniz, sayıları ve verileri kontrol edebileceğiniz, önerinin içinde fiziğe aykırı, formül, sonuç veya kural olup olmadığını rahatçe değerlendirebileceğiniz basit bir mantıkla sunulmuştur. Formüller yerine yazılı anlatımla- uzun da olsa - izlenen yol ve sonuçları
belirtilmiştir.
Yani başkaları da deneyebilir, uygulayabilir ve yanlışlıklarını-hatalarını saptayabilir.
http://evreneyenibirbakis.blogspot.com.tr/p/zamann-dalga-ozellikleriyle-ozel.html
omer-karanlik-profil5833
serbest düşüş halindeki kütlenin hızının artışında kütleye herhangi bir enerji girişi yoktur...peki buradaki durumda zaman genleşmesinin sebebi hız mıdır yoksa kütle midir_? yoksa bu durumda zaman genleşmesi olmaz mı_?
kemal-bay-hickimse7261
En son burtay bey bu konu ilgili biraz konuşmutuk. Sanırsam şuan ki düşünceleriniz değişmiş gibi görünüyor.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
@ Ömer ( Karanlık Profil ) :-), Serbest düşüşte, kütleyi serbest düşmeye zorlayan şey ne? Hız bu zorlayıcı etkinin-kuvvetin bir sonucu sayılmaz mı?
Göreli hareket olmadan, zaman genleşmesinden söz etmek zor. (Hareketin-Hız'ın varsayımıma göre kapalıyken açılan bir boyut olması ile bağlantısı da olabilir. Bu varsayımda tamamen yanılıyor da... )
Güzel bir noktayı yakalamışsınız. Üzerinde çalışmak gerekecek. Daha çok dalgasal yapı ve özel görelilik ilişkisi üzerine eğildiğimden, şu an size net ve tam doğru cevap veremem.
@Kemal ( Bay Hiçkimse ), açıkçası düşüncelerimin ne kadar değiştiğini bilemiyorum. Hep aynıymışlar, sanki birazcık daha gelişmişler gibi geliyor. Aslında bu kişisel bir aldatmaca, insanlar hep tutarlı olduklarına inanırlar,bunu düşünürler. Ben de öyleyim. O yüzden sözünüze güveniyorum. Bir şeyler değişti ve daha da değişecektir. Değişimin en önemli kaynağı, doğru eleştiriler tabii ki. Sizin eleştirileriniz de katkıda olmuştur, bu değişime, diğerlerininki de...
(Değişenleri hatırlatma imkanınız olursa, kendimi incelemek isterim.)
Burada önemli olan, Zaman'ın dalgasal bir yapısı olması durumunda özel görelilik ile uyumlu olup olmayacağı idi. Özel görelilik sonuçları zaten hesaplanabilir ve var olduğu için kıyaslama yapmak kolay.
Şimdi bu konuda bir sorgulama temeli attım sanırım. Haklılık payı var mı, yok mu? (Bana göre şu an elbette bu pay var.) Bunu fizik yasa ve kurallarını bilenler değerlendirecek. Çok kolay göreceklerdir. Doğru düzgün hesaplama yapmayı bile unutmuşum.
Eğer tüm yanlışlarına rağmen özel göreliliği daha anlaşılır yapıyorsa, bu da başarıdır.
Yine de, birilerine özellikle gençlere; rezil olma, karizmayı çizdirme riskine rağmen, düşüncelerini ifade etme cesareti verdiğimi umuyorum.
batikan-muratgul5666
@Burtay Muslu ; evren big bang ( büyük patlamada) da sonsuz hızda genişlemiştir. Bunun nedeni sonsuz sıcaklık ve ısı değişimiyle beraber tıpkı bir kara delik gibi beyaz cüceye dönüşmesi. Ama bu tam tersi bir olaydır. Eğer biliyorsaniz; 10 üzeri 8 fotonda bir parçacık karşı parçacıga oranla 1 fazladır . Bu yüzden evren ani büzülmelere değil ani genişlemeye kanıtlık gösteriyor. Peki ne zaman bükülür dersen gluon- en küçükleri tel ve kuarkların pozitrona yani karşı parçacıgına oranla az oldugunda büzülür. Ani ısı kaybı ve onun yanında ani daralmaya , büzülmeye başlayacak . Hızı dalga fonksiyonlarıyla almamız nicel . Bunda sorun yok ancak felsefi düşüncede biraz sıkıntı var . Aksine düşündüğünüz güzel bir şey. Yapılan ve ortaya çıkan ısı , yalnızca sonsuz evreni genişletmek degil 1 nano nano ve nano milyara denk geliyor . Bu yüzden evren hız yada kütleyle değil , ısının açığa çıkardığı enerjiyi saptamak ve parçacık çoğaltmak için genişler. Bunun yalnızca genişleme oranının başka birşeye tekabul ettiğini söyleyebilirim
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
@Batıkan Muratgül, açıkçası anlatımınız "benim için" şu an "zor anlaşılır". Bağlantıları kurmada zorlanıyorum. Ama baş döndürücü... Sizden alabildiğim mertebede, bilgi ve fikirlerinizi almak isterim. Yazınızı genişletebilir misiniz?
(Not: Soyadımı "Muslu" olarak yazmanız rastlantı mı yoksa sülalemin lakabı hakkında bilginiz mi var? merak ettim bu arada)
batikan-muratgul5666
Öncelikle soyadinızla ilgili bilgim yok . Fiziğin en zor özelliği , anlaşılması ve anlatilması zordur . Zor anlatmamın ve açıklamamın sebebi beynin iki lobu arasindaki geçişleri sağlamaktır. Kendim zorlaştırıyorum , einsteindede tam bu vardı . Felsefi düşünürlüğü geliştirmek hepimizin yararına ...
venividi7017
''serbest düşüş halindeki kütlenin hızının artışında kütleye herhangi bir enerji girişi yoktur'' ne anlama geliyor atıyorum dünya'ya serbest düşen bir gök taşında hızı arttıkça kinetik enerji artışı gözlemlenmezmi ?
omer-karanlik-profil5833
@venividi;
benim sorduğum 2 uçlu bir soru... 2x kütleli bir cisim uzay-zamanda 100x kütleye doğru serbest düşüş durumunda...şimdi bu 2x kütleli cisim 100x e yaklaştığında serbest düşme hızı artacaktır...peki bu hızlanma için enerji nereden geliyor...ve bu durumda 2x kütleli cisim hareket halindeyken doğal olarak 2,2x veya 2,5x gibi bir göreceli kütleye sahip olacak...
işte düğüm burada; bu cisim serbest düşüş durumunda hızlanırken enerjiyi nereden buluyor ve hareket halinden dolayı kütlesi göreceli olarak artarken bu kütle artışının sebebi_?
ve bu durumda gerçekleşen zaman genleşmesinin harekete mi kütleye mi bağlı_?
venividi7017
Sorumun cevabı bu olmadığına eminim . Yine de bu enerji artışı için bir yerden enerji bulunması gerekmez cismin hızı, sahip olduğu enerji artarken bir yandan da sahip olduğu kütle çekimi yani negatif enerjisi artar ve totalde bir değişim yaşanmaz.
ve bu gerçekleşen zaman genleşmesi ikisine birden bağlı özel görelilik hıza genel görelilik kütleye olanını açıklar. Gerçi genel görelilik hızıda kapsar.
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Burada bir noktayı hatırlatmak lazım gibi...
1 kilogramlık bir nesneyi, 1 metreden bıraktığımızda, yere çarpınca 1kg kuvvet uyguluyor diyelim.
Aynı nesneyi 2 metreden bırakırsak yere çarptığında iki kilogram kuvvete sahip olacak.
Ya da iki kat hızla düşürebilrsek, gene 2 kilogram kuvvet ile çarpacak.
Bu 1 kilogramlık kütlenin, 2 kilogram olduğu anlamına gelmiyor. Momentumu katlanmış oluyor sadece.
Özel görelilikte ise aynı kütlenin, 2 kilogram (karşılığı enerji barındırıyor) olması için yaklaşık 0.8662 C hızında olması lazım. O durumda sahip olduğu momentum enerjisi, o anki kütlesine göre çok çok daha büyük.
Kuvvet: kütle x ivme (F=m.a) iken Momentum: kütle x hız (P=m.v) benzer olsalarda, aynı şey değiller. (Ömer bey'in sorusu da bu ortak noktaları yüzden düşünmeye zorladı.)
Önerimde de bu nedenle kuvvet konusuna fazla değinmeden, sadece "hız artışı ile dalgasal zaman" arası ilişkiyi ele almaya çalıştım.
Özel görelilik hareketin olduğu her hızda var ama anlamlı bir değer kazanması 0,5 C üstünde oluyor.
Sanırım ikisi arasında ufak bir karışıklık oldu... :-) Aralarında elbette bir bağlantı var. Ama zaman genişlemesini yaşayan düşen cisim, bunu "düşme esnasındaki hızından çok", "düştüğü cismin kütlesinden kaynaklanan zaman genişleme alanına" girmesinden yaşıyor.
(Ömer bey'in sorusunu ilk okuduğumda; düşen cismi ele alırken, "düşülen cismi bir karadelik veya eşdeğer kütle de bir nesne açısından gibi" düşündüydüm.)
(Bence önemli nokta, özel görelilikte zaman genişlemesinin, "kütle yoğunluğundan önce", "hıza bağımlı" olması. Bu da (bence) ancak, "hız"ın "kütle hareketsizken kapalı-kıvrık" bir boyut olmasından kaynaklanıyor.)
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
@ Ömer ve Veni Vidi, burada bir noktayı daha değerlendirmenizi rica ediyorum. (Farklı açılardan da ele aldığınız için değerlendirmelerinizi okumak zevkli...)
1 kilogramlık bir nesneyi, 1 metreden bıraktığımızda, yere çarpınca 1kilogram-kuvvet uyguluyor diyelim. Bu yerçekimi ivmesi altında;
Aynı nesneyi 2 metreden bırakırsak yere çarptığında 2 kilogram-kuvvete sahip olacak.
Ya da iki kat hızla düşürebilirsek, gene 2 kilogram kuvvet ile çarpacak.
Bu 1 kilogramlık kütlenin, artık 2 kilogram olduğu anlamına gelmiyor. Kuvveti katlanmış oluyor sadece.
Özel görelilikte ise aynı kütlenin, 2 kilogram (karşılığı enerji barındırıyor) olması için yaklaşık 0.8662 C hızında olması lazım. O durumda sahip olduğu momentum enerjisi kuvvet olarak, o anki kütlesine göre çok çok daha büyük. (Bir bakıma kütlenin dokularında potansiyelleşiyor gibi...)
Kuvvet: kütle x ivme (F=m.a) iken Momentum: kütle x hız (P=m.v) benzer olsalarda, aynı şey değiller. (Ömer bey'in sorusu da bu ortak noktaları yüzden düşünmeye zorladı.
Aynı kargaşayı, ben de yazarken yaşıyorum. Kuvveti, gücü, momentumu ve birimlerini karıştırıp duruyorum. Elma ile armuttan muz üretiyorum gibi oluyor.)
Önerimde de bu nedenle kuvvet ve momentum konularına değinmeden, sadece "hız artışı ile dalgasal zaman" arası ilişkiyi ele almaya çalıştım. Özel görelilik hareketin olduğu her hızda var ama anlamlı bir değer kazanması 0,5 C üstünde oluyor.
Sanırım ikisi arasında ufak bir karışıklık oldu... :-) Aralarında elbette bir bağlantı var. Ama zaman genişlemesini yaşayan düşen cisim, bunu "düşme esnasındaki hızından çok", "düştüğü cismin kütlesinden kaynaklanan zaman genişleme alanına" girmesinden yaşıyor.
(Ömer bey'in sorusunu ilk okuduğumda; düşen cismi ele alırken, "düşülen cismi bir karadelik veya eşdeğer kütle de bir nesne açısından gibi" düşündüydüm.)
Bence önemli nokta, özel görelilikte zaman genişlemesinin, "kütle yoğunluğundan önce", "hıza bağımlı" olması. Bu da (bence) ancak, "hız"ın "kütle hareketsizken kapalı-kıvrık" bir boyut olmasından kaynaklanıyor.
omer-karanlik-profil5833
@venividi; benim sorguladığım serbest düşüş durumundayken cismin hızını artması ve hızının artması dolayısıyla artan göreceli kütlesinin sebebi_?
daha önce @burtay bey ile konuştuğumuzda cisme kuvvet uygulayarak ivmelendirdiğimizde bizim cisme uyguladığımız kuvvet cisme geçici kütle artışı sağlıyordu... ama serbest düşüş durumunda cismi hızlandıran dışarıdan hiçbir enerji girişi yok ve dolayısıyla hızlanırken göreceli kütlesinin artmasının sebebi enerji olamaz...(burada başka birşeyler olmalı, yanılıyor da olabilirim)
hızın cisimler üzerinde bir yan etkisi vardır; o da hız artıkça göreceli kütlenin de artması
bu düşünceme göre zaman genleşmesinin sebebi hızın yüksekliğine bağlı kalarak göreceli kütlenin artması...
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Ömer Bey, bu şekilde değerlendirdiysek büyük ihtimalle bu konuda ben hatalıydım. Doğru ifade kullanmayarak sizi yanıltmış olabilirim.
(...@burtay bey ile konuştuğumuzda cisme kuvvet uygulayarak ivmelendirdiğimizde bizim cisme uyguladığımız kuvvet cisme geçici kütle artışı sağlıyordu.)
Bir cisme kuvvet uyguladığımızda, uyguladığımız kuvvetin enerjisi ile cismin momentumu ve kütlesi bir miktar artıyor. Aralarındaki benzerliklere rağmen, birbirinden farklı şeyleri karıştırıyoruz gibi geliyor. (Doğru bakış açısı için tekrarlamaya ve benzerlikleriyle, farklılıklarını kavramak için düşünmeye ihtiyacım var.)
venividi7017
Oraya fiziğim yetmedi şimdi bilgileri taze lise mezunu bir arkadaş yardımcı olsa fena olmaz.
Varsayımınıza gelince bu yeni bir şey değil ne kadar süreceğini bildiğimiz özgün bir olay bizden uzaklaşıyorsa kırmızıya kaymasıyla orantılı şekilde daha uzun sürdüğünü gözleriz. Özel görelilik bırakın zamanı, üstüne bastığımız katı zemine bile dalgasalmış muamelesi yapar hareket ettiğimiz yöndeki mesafelerin maviye kayıp kısalması gibi. konu uzay-zamanı tecrübe etme yöntemimizle ilgili.
necmi-tufek7866
Burtay Bey,
Kendi teoriniz, düşünceniz, varsayımınız olduğunu belirttiğiniz sürece istediğiniz blogun linkini verebilirsiniz. Benim karşı çıktığım şey; Bay Hiçkimse'yi de ikaz ettiğim gibi, gençlere, öğrencilere veya soru soran kişilere kendi blogunuzun linkini verip güncel ve geçerli fizik anlayışı budur diyerek foton sörfçüdür, zaman dalgaları vardır falan gibi asılsız şeylerin empoze edilmesidir.
Size yanlış yolda olduğunuzu söylemekten bıktım. Kavramları karıştırıyorsunuz, doğru veya yanlış olduğunu test etmeden bulduğunuz, gördüğünüz her bilgiye sarılıyorsunuz. Bence sakıncası yok, burada hep birlikte eğlenip vakit geçiriyorsunuz sonuçta.
Ama son olarak şunu söylemek isterim;
Özel Görelilik Teorisi her ne kadar adı görelilik olsa da aslında ışık hızının sabit olduğunu anlatır. Sabit ve değişmez olan ışık hızıdır. Diğer her şey görelidir.
Einstein on yıl sonra bu kez Genel Görelilik Teorisini ortaya attı. Çünkü ışığın değişmez hızını değiştirebilecek bir şey vardı. "Kütleçekimi" Bu teoriyle de evrenin tek sabitinin kütleçekim olduğunu anlattı. Evrenin efendisi kütleçekimidir. Geri kalan her şey görelidir.
Şimdi siz kalkmışsınız, EGD diyorsunuz, zaman dalgaları diyorsunuz. Yani en temel olarak EGD yi gösteriyorsunuz. Böyle bir şeyi ortaya atabilen bir kişi görelilik teorilerini hiç anlamamış demektir. Ondan sonra soruyorsunuz; "ışık hızının yüzde altmışı hızıyla giden bir kişi ışığı ne renk görür?" Işığın renginin hızla ne ilgisi var? Hızı sabit olan bir şeyin rengi değişiyorsa bunun nedeni hız değildir. Yani kavram kargaşası içinde boşa çabalıyorsunuz. İnsan bir durup düşünür. Yüz yıldan fazladır bilim insanlarının yüzlercesi, binlercesi bu sabitleri her yönden araştırıp test etmiştir. En küçük bir belirti bile olsa teorileri yerle bir ederler. Bu kadar araştırılan ve sarsılamayan teorileri siz kalkıp değiştirebileceğinizi sanıyorsanız, "hem de eften püften varsayımlarla" yani bu neyin öz güvenidir? neyin mantığıdır? İşte bunu anlamak mümkün değil.
Cevap hakkı doğduğu için araya girdim. Yoksa fiziğin olmadığı yerde benim ne işim var?
necmi-tufek7866
Burtay Bey,
Kendi teoriniz, düşünceniz, varsayımınız olduğunu belirttiğiniz sürece istediğiniz blogun linkini verebilirsiniz. Benim karşı çıktığım şey; Bay Hiçkimse'yi de ikaz ettiğim gibi, gençlere, öğrencilere veya soru soran kişilere kendi blogunuzun linkini verip güncel ve geçerli fizik anlayışı budur diyerek foton sörfçüdür, zaman dalgaları vardır falan gibi asılsız şeylerin empoze edilmesidir.
Size yanlış yolda olduğunuzu söylemekten bıktım. Kavramları karıştırıyorsunuz, doğru veya yanlış olduğunu test etmeden bulduğunuz, gördüğünüz her bilgiye sarılıyorsunuz. Bence sakıncası yok, burada hep birlikte eğlenip vakit geçiriyorsunuz sonuçta.
Ama son olarak şunu söylemek isterim;
Özel Görelilik Teorisi her ne kadar adı görelilik olsa da aslında ışık hızının sabit olduğunu anlatır. Sabit ve değişmez olan ışık hızıdır. Diğer her şey görelidir.
Einstein on yıl sonra bu kez Genel Görelilik Teorisini ortaya attı. Çünkü ışığın değişmez hızını değiştirebilecek bir şey vardı. "Kütleçekimi" Bu teoriyle de evrenin tek sabitinin kütleçekim olduğunu anlattı. Evrenin efendisi kütleçekimidir. Geri kalan her şey görelidir.
Şimdi siz kalkmışsınız, EGD diyorsunuz, zaman dalgaları diyorsunuz. Yani en temel olarak EGD yi gösteriyorsunuz. Böyle bir şeyi ortaya atabilen bir kişi görelilik teorilerini hiç anlamamış demektir. Ondan sonra soruyorsunuz; "ışık hızının yüzde altmışı hızıyla giden bir kişi ışığı ne renk görür?" Işığın renginin hızla ne ilgisi var? Hızı sabit olan bir şeyin rengi değişiyorsa bunun nedeni hız değildir. Yani kavram kargaşası içinde boşa çabalıyorsunuz. İnsan bir durup düşünür. Yüz yıldan fazladır bilim insanlarının yüzlercesi, binlercesi bu sabitleri her yönden araştırıp test etmiştir. En küçük bir belirti bile olsa teorileri yerle bir ederler. Bu kadar araştırılan ve sarsılamayan teorileri siz kalkıp değiştirebileceğinizi sanıyorsanız, "hem de eften püften varsayımlarla" yani bu neyin öz güvenidir? neyin mantığıdır? İşte bunu anlamak mümkün değil.
Cevap hakkı doğduğu için araya girdim. Yoksa fiziğin olmadığı yerde benim ne işim var?
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
Sayın Veni Vidi, Sayın Ömer Karanlık Profil...
Evet lise fiziği gerekiyor gibi...
Elimizdeki düşmeyle ilgili temel formüller
h=1/2gt2
v=gt
V2=2gh
Burada ilk göze çarpan şey, düşen cisim hareketi ivmeli bir hareket. Sabit hızlı bir hareket değil.
Oysa özel görelilik, sabit hızda giden nesneler (constant velocity) için düzenlenmiş.
Düşen cismin artan ivmeli hızda, göreliliği uygulamak zorunda olsaydık; her saniyeyi ayrı ayrı hesaplayıp, bunları toplamak lazım olurdu. Ama bu teorinin sahipleri de düşünmüş olmalı. Yayınlamadıklarına göre (Gauss yaklaşımları sanırım bu işi kolaylaştırırdı.) bir nedeni olmalı.
İkincisi düşen nesnenin hızı saatte mesela 1200 km olsa ne olur? Işık hızına oranla çok düşük bir hız olurdu. Görelilik bir işe yaramazdı...
Ömer bey'in karadeliğe düşen cisimlerin durumlarıyla ilgilendiğini biliyorum. (Kafayı takacak derecede) Karadeliklerin durumu ise özel-farklı. Ki o zaman yukarıda yazdıkları farklı bir anlam ifade etmeye başlıyor.
Bu nedenle konuyu, dünyaya düşüş değil, karadelikler gbi yoğun kütleli nesnelere düşüş açısından ele almak daha uygun olur gibi geliyor.
venividi7017
tabiki lise mezunu adama gene görelilik çözdürecek değilim sadece kuvvet birimi olarak kilogram kullanmasın, ikiye katladığınız kg ve 0.8662 c den gelen kütlenin ne ifade ettiğini yani şu paragrafı temize çeksin bence 10 numara iş olur bu tartışma adına
''1 kilogramlık bir nesneyi, 1 metreden bıraktığımızda, yere çarpınca 1kilogram-kuvvet uyguluyor diyelim. Bu yerçekimi ivmesi altında;
Aynı nesneyi 2 metreden bırakırsak yere çarptığında 2 kilogram-kuvvete sahip olacak.
Ya da iki kat hızla düşürebilirsek, gene 2 kilogram kuvvet ile çarpacak.
Bu 1 kilogramlık kütlenin, artık 2 kilogram olduğu anlamına gelmiyor. Kuvveti katlanmış oluyor sadece.
Özel görelilikte ise aynı kütlenin, 2 kilogram (karşılığı enerji barındırıyor) olması için yaklaşık 0.8662 C hızında olması lazım. O durumda sahip olduğu momentum enerjisi kuvvet olarak, o anki kütlesine göre çok çok daha büyük. (Bir bakıma kütlenin dokularında potansiyelleşiyor gibi...)''