aysen-karamahmut4809
Sonsuz hızda hareket eden bir tren durgun ve sonsuz kütlede bir dağa çarparsa ne olur?
onur-cem-dag8483
bazı atom altı parçacıklar ışıktan hızlı hareket ediyorlar ve onları gözlemlemek fotonları gözlemlemekten çok zor ayrıca nötrinolar cisimle etkileşmeden içinden geçebiliyorlar sonsuz hızda olan bir cisim için boyutsuzluk geçerli olabilir hiçbir şey ile etkileşim olmayan evren
omer-karanlik-profil5833
bu şu soruya benziyor zamanında sorulmuştu...
bir elmayı ışık hızında karadeliğe fırlatsak elma mı karadeliğe düşer yoksa karadelik mi elmaya düşer :)
onur-px5724
Tren dediğinden maddeyi anlıyorum. Sonsuz hız dediğinden bir halt anlamıyorum. Çıkabileceği maksimum hız ışık hızı olsaydı. O zaman madde olmazdı. Işık hızında ancak ışık olursun.
onur-px5724
Tren dediğinden maddeyi anlıyorum. Sonsuz hız dediğinden bir halt anlamıyorum. Çıkabileceği maksimum hız ışık hızı olsaydı. O zaman madde olmazdı. Işık hızında ancak ışık olursun.
onur-px5724
Tren dediğinden maddeyi anlıyorum. Sonsuz hız dediğinden bir halt anlamıyorum. Çıkabileceği maksimum hız ışık hızı olsaydı. O zaman madde olmazdı. Işık hızında ancak ışık olursun.
onur-px5724
Tren dediğinden maddeyi anlıyorum. Sonsuz hız dediğinden bir halt anlamıyorum. Çıkabileceği maksimum hız ışık hızı olsaydı. O zaman madde olmazdı. Işık hızında ancak ışık olursun.
Sonsuz kütle kavramından da aslında pek bir şey anlamıyorum.(Sadece insanın aklına karadelik geliyor). Karadelikler kütlesi olmayan ışığı ya içine çekecektir ya da bükecektir.
hic-kimseyle-tartismaz9132
Dam üstünde saksağan...
Ya bari ilginç soru soracağım diye, bilimsellikten dışarı çıkmasanız.
Bir fantezi sorusu daha...
Kimi ayakta uyuyorken yataktan nasıl kalkacağını soruyor, kimi de sonsuzluk kavramını bilmeden-anlamadan sorusunda kullanıyor.
Sorunun cevabı ; "bum" olur. Olmayacak bir şey olmuş olduğundan, herkes "uff" olur.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Doğada gözlemleyebildiğimiz ve anlayamadığımız konuları sorgulamak daha yapıcı...
Sorunun tek bir örneği bile varsa, cevaplanması gerekir.
Ama böyle ufak çocuklara anlatır gibi cevaplanmasıda pek uygun değil bence.
aysen-karamahmut4809
Lise öğrencisiyim ve bu soruyu bana fizik öğretmenin sordu, düşün ve gel dedi. Yardımcı olması nedeniyle bu platforma sordum. Saygısızlık gibi bir amacım yok.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Elbette...Saygısızlık olarak kimse algılamamıştır ya da düşünmemiştir.
Ama soru gerçekten kısıtlı fizik bilgisi ile sorulmuş.
Çünkü;
İlk önce fiziksel dünyamızda ve evrenimizde, "sonsuz hız" ya da "sonsuz kütle" diye bir şey yok.
Olamaz da. Evrenin fizik kuralları buna izin vermiyor ve bizlerde gözlemlemiyoruz bu yüzden.
İkincisi soruda kast edilen sonsuzluk; matemetiksel bir sonsuz kavramı içeriyor. Yani bir sayıya, devamlı yeni bir sayı eklenerek sürekli artması şeklinde...
Oysa fizikteki sonsuzluklar limitten sonra ortaya çıkar. Ve sürekli artmaları şartlara bağlı olduğu gibi bir döngüdür.
Şöyle ki, Bir nesneye ivme verip hızlandırdığımızda, onun momentumunu artırmış oluruz, Böylece nesnenin kütlesi de artmış olur. Yani hızlanan nesnenin kütle artışı, nesnenin fiziksel varlığını oluşturan maddeye daha fazla enerji eklemekten ibarettir. Madde de aslında enerjinin yoğunlaşarak kütle kazanmasından oluştuğu için, aslında bu çok doğal bir olgudur. Enerjiye, enerji ekliyoruz. Enerji miktarı artıyor.
Normalde bunun bir üst sınırı yok. Enerjiye, istediğiniz kadar enerji ekleyebilirsiniz. Ama evrenimizin dokusunun izin verdiği bir hız sınırı-limiti var. Işık hızı sınırı-limiti...
Bir nesneye ancak bu hıza erişinceye kadar, enerji ekleyebiliyoruz. Böylece hızlanıyor, hızlanması için sarf edilen enerji momentumuna aktarılıyor. Nesnenin kütle değeri artıyor.
Peki, daha fazla eklemek istersek ? İşte, o zaman döngüye düşüyor. Yani sonsuzlaşıyor.
Siz ne kadar iterseniz, kütlesi o kadar artıyor, ışık hızı limitine yaklaşıyor (ama asla ulaşamıyor, sadece daha da yaklaşıyor), bu sefer bu yeni (artmış) kütlesini itmek için daha çok enerji gerekiyor.
Yani kendi kendisini besleyen bir döngüye takılıyor. Biz ne kadar enerji verirsek verelim, bu döngü kırılmıyor. Evrenin fizik kuralları buna izin vermiyor.
İşte bu durumda iken; ışık hızına çıkmış kütlenin varsayımsal miktarına sonsuz diyoruz.
Çünkü bu döngü yüzünden, evrendeki tüm enerjiyi kullansakta, tüm kütle miktarını aşmış olsakta (bu ikiside imkansız konular), bu durumdaki miktarın yanına bile yaklaşmıyor.
Yemek yedikçe şişmanlayan bu sefer daha çok yemek ihtiyacı olan bir çocuk gibi... Sadece bizim çocukta sınır yok. Yedikçe şişmanlıyor, şişmanladıkça daha çok yemek zorunda kalıyor.
Şimdi sorunuzun neden, fizik için uygun bir soru olmadığın anlamışsınızdır sanırım.
Dağ "sonsuz kütlede" ise, ışık hızı sınırına ulaşmış bir kütle olmak zorunda. Bu da onun durgun olmadığını, tam tersi ışık hızıyla hareket ettiğini gösterir.
Ama gözlemcisi onu "durgun" olarak tanımlıyorsa, gözlemci de ışık hızında hareket ediyor olmak zorunda. Aynı referansa sahipler.
Sonsuz hızdaki tren, mümkün değil. En fazla ışık hızında kabul edebiliriz. Bu treni de dağa göre hareketsiz yapar. (Aynı referansa sahip olduklarından)
Yani kısaca; çarpışamazlar.
Sanırım Fizik öğretmenin de ne olacaığını değil, neyin olamayacağını sebepleri ile anlatman için bu soruyu sormuş.
Özel göreliliği kavraman için güzel bir soru olmuş.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Elbette...Saygısızlık olarak kimse algılamamıştır ya da düşünmemiştir.
Ama soru gerçekten kısıtlı fizik bilgisi kullanılarak sorulmuş. (Bilinçli bir tercih mi, değil mi bilemem...?)
Çünkü;
İlk önce fiziksel dünyamızda ve evrenimizde, "sonsuz hız" ya da "sonsuz kütle" diye bir şey yok.
Olamaz da. Evrenin fizik kuralları buna izin vermiyor ve bizlerde gözlemlemiyoruz bu yüzden.
İkincisi soruda kast edilen sonsuzluk; matemetiksel bir sonsuz kavramı içeriyor. Yani bir sayıya, devamlı yeni bir sayı eklenerek sürekli artması şeklinde...
Oysa fizikteki sonsuzluklar limitten sonra ortaya çıkar. Ve sürekli artmaları şartlara bağlı olduğu gibi bir döngüdür.
Şöyle ki, Bir nesneye ivme verip hızlandırdığımızda, onun momentumunu artırmış oluruz, Böylece nesnenin kütlesi de artmış olur. Yani hızlanan nesnenin kütle artışı, nesnenin fiziksel varlığını oluşturan maddeye daha fazla enerji eklemekten ibarettir. Madde de aslında enerjinin yoğunlaşarak kütle kazanmasından oluştuğu için, aslında bu çok doğal bir olgudur. Enerjiye, enerji ekliyoruz. Enerji miktarı artıyor.
Normalde bunun bir üst sınırı yok. Enerjiye, istediğiniz kadar enerji ekleyebilirsiniz. Ama evrenimizin dokusunun izin verdiği bir hız sınırı-limiti var. Işık hızı sınırı-limiti...
Bir nesneye ancak bu hıza erişinceye kadar, enerji ekleyebiliyoruz. Böylece hızlanıyor, hızlanması için sarf edilen enerji momentumuna aktarılıyor. Nesnenin kütle değeri artıyor.
Peki, daha fazla eklemek istersek ? İşte, o zaman döngüye düşüyor. Yani sonsuzlaşıyor.
Siz ne kadar iterseniz, kütlesi o kadar artıyor, ışık hızı limitine yaklaşıyor (ama asla ulaşamıyor, sadece daha da yaklaşıyor), bu sefer bu yeni (artmış) kütlesini itmek için daha çok enerji gerekiyor.
Yani kendi kendisini besleyen bir döngüye takılıyor. Biz ne kadar enerji verirsek verelim, bu döngü kırılmıyor. Evrenin fizik kuralları buna izin vermiyor.
İşte bu durumda iken; ışık hızına çıkmış kütlenin varsayımsal miktarına sonsuz diyoruz.
Çünkü bu döngü yüzünden, evrendeki tüm enerjiyi kullansakta, tüm kütle miktarını aşmış olsakta (bu ikiside imkansız konular), bu durumdaki miktarın yanına bile yaklaşmıyor.
Yemek yedikçe şişmanlayan bu sefer daha çok yemek ihtiyacı olan bir çocuk gibi... Sadece bizim çocukta sınır yok. Yedikçe şişmanlıyor, şişmanladıkça daha çok yemek zorunda kalıyor.
Şimdi sorunuzun neden, fizik için uygun bir soru olmadığın anlamışsınızdır sanırım.
Dağ "sonsuz kütlede" ise, ışık hızı sınırına ulaşmış bir kütle olmak zorunda. Bu da onun durgun olmadığını, tam tersi ışık hızıyla hareket ettiğini gösterir.
Ama gözlemcisi onu "durgun" olarak tanımlıyorsa, gözlemci de ışık hızında hareket ediyor olmak zorunda. Aynı referansa sahipler.
Sonsuz hızdaki tren, mümkün değil. En fazla ışık hızında kabul edebiliriz. Bu treni de dağa göre hareketsiz yapar. (Aynı referansa sahip olduklarından)
Yani kısaca; çarpışamazlar.
Sanırım Fizik öğretmenin de ne olacaığını değil, neyin olamayacağını sebepleri ile anlatman için bu soruyu sormuş.
Özel göreliliği kavraman için güzel bir soru olmuş.
aysen-karamahmut4809
Çok teşekkür ederim. Sanırım dediğiniz gibi neyin olamayacağını anlatmam için sormuştu. Cevabınız için müteşekkirim.