venividi7017
Kozmik mikrodalga arkaplan ışıması üzerine.
venividi7017
son yayılma yüzeyi ışık hızıyla uzaklaşıyorsa fotonları bize nasıl ulaşır ? 14 milyar yıl sonra bunu hala gözlemleyebiliyor olmamızın anlamı ''evren tek bir noktadan var oldu'' derken ki noktalardan, en azından gözlemlenebilen evrenimiz kadar olduğu olabilirmi ? Sanırım bazı yanlış algılarım mevcut her türlü fikir ve betimleme çok yararlı olacaktır.
kemal-bay-hickimse7261
Sorunun kendisi yerinde fakat soruyu sorma üslubunuz soruyu anlamsızlaştırmış.
Diğer yandan kozmik mikrodalga arka plan ışınının taşıyıcısı olan fotonlar için zaman 0'dır. Yani onlar için zaman hala başlangıç seviyesindedir t=0 diye biliyorum. Soruyu daha sıralı ve doğru kurarak sorarsanız belki bildiğim bir şeyler vardır.
venividi7017
O zaman müsade edin ne demek istediğimi anlayan biri çıkarsa o cevap versin. Ha çıkmasa da çok önemli değil.
venividi7017
Zaten ihtiyacım olan bu dediklerimi anlayacak birinin cevabı, yoksa google sorardım. Müsade edin biri çıkarsa o kendisi cevap versin. Ha çıkmasada çok önemli değil.
kemal-bay-hickimse7261
Anlıyorum.
omer-karanlik-profil5833
bizim gördüğümüz fotonlar 14 milyar önceki fotonlar (kozmik arka plan)
venividi7017
10 milyar yıl önceki gözlemcide aynı yönden gelen ışımayı görüyor şimdiki de. bu mesafe farkı nereden geliyor?
omer-karanlik-profil5833
@venividi;
http://www.kozmikanafor.com/cok-uzak-galaksilerin-gercek-uzakligi-nedir/
ışık yolunu sürdürürken aynı zamanda evren de genişlemeye devam ediyor....mesela keşfedilen en uzak galaksi 14.3 milyar ışık yılı uzaklıkta diyelim....ama aslında o galaksi şu an bizden 38 milyar ışık yılı uzaklıkta çünkü o galaksinin ışığının bize ulaşması ancak 14.1 milyar ışık yılı sürdü bu süre zarfında evren genişledi ve şu anki konumundan yolladığı fotonlar bize ulaştığında o galaksi 60 küsür milyar ışık yılı uzaklıkta olacak...
vide-supra1191
Cmb'nin büyük patlamadan yaklaşık olarak 378,000 yıl sonra, absorplama ve tekrar yayılma evresinden kurtulan fotonlar tarafından oluştuğu düşünüylüyor. Yani bu anda evrenin her noktasında dağınık halde bulunan fotonlar olası tüm doğrultularda yayılmaya başlıyor. Mesela tam şu anda cmb yi gözlemleyen bir cihaz bahsettiğin "son yayılma yüzeyi"nin de içerisinde aslında. Evren genişlediği için bu cihaza ulaşan fotonlar da sürekli daha uzun mesafeler kat etmek zorunda olduklarından 3000 kelvin sıcaklığından, 3 k sıcaklığına kadar kızıla kayıyorlar. (siyah cisim ışıması değerleri)
Benim anlamadığım ve kendi çapımda yorumladığım nokta ise neden bu fotonların sürekli gelmeye devam ettikleri aslında. Eğer evren bu ayrışma olarak adlandırılan andan itibaren genişlememiş olsaydı bu fotonlar bir fotoğraf makinesinin flaşı gibi anlık bir görüntü verebilecekti sadece. Fakat ne kadar zaman geçerse geçsin mutlaka yolda olan bir fotona rastlayabiliyor olmamız ise gözlemlenebilir evrenin sınırlarının da zamanla artmasıyla ve taradığı alana yeni fotonların girebilmesi ile mümkünmüş gibi geliyor.
hic-kimseyle-tartismaz9132
"Müsade edin biri çıkarsa o kendisi cevap versin. Ha çıkmasada çok önemli değil."
O zaman ne diye sordunuz? "Laf olsun, torba dolsun!" diye mi?
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
@Vide Supra,
"Fakat ne kadar zaman geçerse geçsin mutlaka yolda olan bir fotona rastlayabiliyor olmamız ise gözlemlenebilir evrenin sınırlarının da zamanla artmasıyla ve taradığı alana yeni fotonların girebilmesi ile mümkünmüş gibi geliyor. "
Biraz daha açabilir misiniz?
venividi7017
bu yazdığınla birlikte 3. boş entry. bilgiye ulaşmak için başka kaynaklar bulabilirim yinede laf salatası yapmaya lüzum yok anlamında.
Vide supra bilgi benim bildiğim kadarıylada doğru madde plazma halinden normal hale yani elektronlar protonlara tutunabildiği an fotonlara yer açılıyor ve bu ışınım meydana çıkıyor.
bu ışımanın ortaya çıktığı an evrenin çapı şuankinden çok çok küçük bana göre her noktadan her yöne bu ışımanın geçip bitmiş olması gerekiyor. hala nasıl gözlediğimizi anlamıyorum
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Bu sorunun cevabı, planck mesafesinin eskiden çok daha düşük bir aralığı temsil etmeyle çözümlenebileceğini düşünüyorum.
( Yani savımdaki; "dalgalara dayalı zaman kavramındaki iki dalga arası mesafe" belki de şu ankinden binlerce kez daha düşüktü. Yani kısaca, "özel görelilik"...)
1Planck mesafesi, bölünemez en küçük mesafe fizikte...
Peki, ya bu mesafe, mesela yarı yarıya olsaydı ve ışık hızı gene aynı (C) sabitinde olsaydı?
Zaman ve ışık hızı arasındaki ilişki nasıl olurdu?
(İç gözlemci olarak doğruluğunu ya da yanlışlığını kanıtlayamayacağımız bir varsayım. Ama düşünce deneyi ile sağlamasını yapabilirsiniz.)
Evrenin ilk zamanlarında ışık hızı sabiti (C), şu anki "C" ile aynı ise, en küçük mesafe birimlerinin farklı olması lazımdı. Aksi halde ilk fotonlar, büyük şişme ardından, 300-400 bin yılda sınırlara ulaşırdı. Yani bir flaş çakması gibi olurdu.
Ama genişleyen bir evrende, "Zaman"a göre yayılan fotonların hala yol alması için, fotonların hızının değil, zamanın akış hızının değişmesi gerekiyor. Yani, "zaman" göreceli olarak yavaşlamalı.
Somut bir kavram olması için, evrenin genişlemesinden kaynaklanan dalga aralıklarına bağladığım "Zaman olgusu", bu şekilde yavaşlayabilir.
Çünkü evren daha küçük iken, yayılan dalgaların hızı ve enerji yoğunluğu daha yüksek iken, ortam ( evren) genişledikçe) bu dalgaların enerji yoğunlukları ve hızları da düşecektir.
Yani "zamanın frekansı" değişecektir.
Benimki bir sav. Hem daha kapsamlı, hem de daha basit bir açıklama düşünemiyorum.
venividi7017
burtay bey, bu şekilde o zamanki zamanla şimdiki zaman arasındaki farkla ilgili bir cevabı olacağını düşünmüyorum evrenin yaşı 14 milyar yıl demek evrenin yaşı bize göre 14 milyar yıl demek. Gelen fotonun ne koşullarla buraya geldiğinin en azından şimdilik bir önemi olmamalı ki onlar zamanı tecrube etmez çok basit ve sade bir cevabı olmalı
vide-supra1191
Üzgünüz, bu içeriği görüntülerken bir hatayla karşılaştık. Kullanıcı iseniz, lütfen daha sonra tekrar deneyin. Yöneticiyseniz, daha fazla bilgi için Flarum günlük dosyalarınıza bakın.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Sayın Veni vidi, yazdığım kavrayışı açıklamakta zorlanıyorum, farkındayım ve bu açıdan haklısınız ama kast ettiğim biraz farklı...
Varsayımım açısından, evrenin oluşumundan bu yana 14 milyar yılda kaç adet dalga sırası geçilecek ise, o kadar dalga geçti, madde için. Foton için ise hiç geçmedi. Anlatımım farklı olsa da bu noktaya kadar, aynı şeyleri düşünüyoruz.
Farklı olan kısmı, evrenin ilk dönemlerindeki Planck mesafesi, "bir dış gözlemciye göre"günümüzdekinden daha küçük olması.
Bu durumda evren genişlerken, Planck mesafesi de genişliyor, Bir Planck zamanı, fotonun bu mesafeyi aldığı süre olduğu için, foton göreceli olarek daha hala cok daha az yol almış oluyor.
Benzetme: Akordion körüğü üstünde yol alan karınca gibi... Karınca aldığı yolu, kaç körük dilimi aştığına göre hesaplıyor. Her körük diliminde geçirdiği süreyi 1 zaman birimi olarak kabul ediyor.
Her 2 körük tepesi arasındaki mesafeyi de en kçük sabit birim olarak kabul ediyor. Bu arada akordion körüğüde genişliyor.
Göreceli olarak çok uzak mesafeye ulaştığında bile, aştığı körük dilimi sayısına göre aslında ilk konumundan daha yeni ayrılmış oluyor. (Bu örneğin geliştirilmeye ihtiyacı var.)
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Sayın Vide Supra,
Verdiğiniz linkler için teşekkür ederim. 2 temel sonuca ulaştım.
İlki, yüksek olasılıkla bu konuyu anlayamıyorum.
İkincisi, bu yüzden hala anlatımları ikna edici bulamıyorum.
Çünkü 13.7 milyon yıl evvel veya büyük patlamadan 380 bin yıl evvel, ilk atomlar oluştuğunda yayılan -emit edilen radyasyonun, (evren daha şu anki haline göre mini mini minnacık iken), ışık hızı sabiti dolayısıyla çoktan öbü uca ulaşmış olması gerekirdi.
Ancak evrendeki genişleme hızı, ışık hızına çok yakın veya belki de geçiyorsa, aynı kaynaktan yayınlanan iki foton arasındaki mesafe (kızıla kayma), bu şekilde artabilir.
Biliyoruz ki; Kaynağından ayrılan foton artık evren için bağımsız bir obje oluyor. Kaynağın hangi hızla, ayrılma noktasından uzaklaştığının bir önemi kalmıyor.
Önemli olan tek şey foton ile hedefi arasındaki mesafe. Bu mesafe, fotonun hızından bağımsız olarak artmalı ki, foton akıntıya karşı yüzen balık gibi milyonlarca yılda ancak "bir dirhem yüzde" yol alıp bu mesafeyi milyarlarca yılda ancak kapatsın.
Gene biliyoruz ki, ilk 5 milyar yıl evren yavaş hızda genişledi. Şu anki saniyede 70'li km'ler diye biliyorum ama o dönemlerde 40'lı kmlerde olduğunu okumuştum. Çünkü toplam madde kütleçekiminin, evrenin genişlemesini yavaşlattığı düşünülüyordu.
Aslında tam bilmiyorum. Sadece bu açıklama nedense kafama yatmıyor. Ya da büyük ihtimalle anlamıyorum...
Bence evrendeki kozmik radyasyonun çoktan silinmesi, en azından yoğunluğunun ciddi oranda kaybetmesi gerekirdi.
Aslında bu bir deneye tabii tutulabilir gibi..
Soğuk bir ortamda, bir merkezden/kaynaktan ani ısı bırakımı ve ortamın genişlemesi ile, genişleyen ortamın ısı dağılımı haritası izlenebilir. Isı tüm ortama hemen eşit (termodinamik) olarak yayılmak isteyeceği için, yeni açılan bölgelerdeki etkileşimi farklı olacaktır. Bu bir fikir verebilir bence...
Temel terodinamik kuralları içeren bir yazılım da belki yapar bu işi...
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Sayın Vide Supra,
Verdiğiniz linkler için teşekkür ederim. 2 temel sonuca ulaştım.
İlki, yüksek olasılıkla bu konuyu anlayamıyorum.
İkincisi, bu yüzden hala anlatımları ikna edici bulamıyorum.
Çünkü büyük patlamadan 380 bin yıl sonra, ilk atomlar oluştuğunda yayılan -emit edilen radyasyonun, (evren daha şu anki haline göre mini mini minnacık iken), ışık hızı sabiti dolayısıyla çoktan öbü uca ulaşmış olması gerekirdi bence.
Yani, mesela evrenin çapı 2 milyar ışık yılı ise, bir uçtan yayılan fotonun diğer uçtaki gözlemciye, evrenin genişlemesiyel araya katılan ek mesafelerde dahil olarak 3-5 milyar yıl da ulaşır olması gerekirdi.
Evet, aynı koordinattan bir sonraki foton hareket ettiğinde, artık gözlemciye göre daha uzakta olacak ve bu yüzden "öncekine oranla kızıla kaymış" olacak ama...
Ancak evrendeki genişleme hızı, ışık hızına çok yakın veya belki de geçiyorsa, aynı kaynaktan yayınlanan iki foton arasındaki mesafe (kızıla kayma), bu şekilde artabilir gibi geliyor bana...
Biliyoruz ki; Kaynağından ayrılan foton artık evren için bağımsız bir obje oluyor. Kaynağın hangi hızla, ayrılma noktasından uzaklaştığının bir önemi kalmıyor.
Önemli olan tek şey foton ile hedefi arasındaki mesafe. Bu mesafe, fotonun hızından bağımsız olarak artmalı ki, foton akıntıya karşı yüzen balık gibi milyonlarca yılda ancak "bir dirhem yüzde" yol alıp bu mesafeyi milyarlarca yılda ancak kapatsın.
Gene biliyoruz ki, ilk 5 milyar yıl evren yavaş hızda genişledi. Şu anki saniyede 70'li km'ler diye biliyorum ama o dönemlerde 40'lı kmlerde olduğunu okumuştum. Çünkü toplam madde kütleçekiminin, evrenin genişlemesini yavaşlattığı düşünülüyordu.
Aslında tam bilmiyorum. Sadece bu açıklama nedense kafama yatmıyor. Ya da büyük ihtimalle anlamıyorum... Bence evrendeki kozmik radyasyonun çoktan silinmesi, en azından yoğunluğunun ciddi oranda kaybetmesi gerekirdi bu şartlar altında.
Ancak tek sağlam olasılık bence, evrenin sadece mekan olarak değil, zaman olarakta genişlemesi ile daha fotonlar doğru dürüst hareket edemeden, evren dokusuyla homojen olarak dağılmış olmaları.
Aslında bu bir deneye tabii tutulabilir gibi...
Soğuk bir ortamda, bir merkezden/kaynaktan ani ısı bırakımı ve ortamın genişlemesi ile, genişleyen ortamın ısı dağılımı haritası izlenebilir. Isı tüm ortama hemen eşit (termodinamik) olarak yayılmak isteyeceği için, yeni açılan bölgelerdeki etkileşimi farklı olacaktır. Bu bir fikir verebilir bence...
Temel terodinamik kuralları içeren bir yazılım da belki yapar bu işi...
mehmet-ali8832
kozmik arkaplan ışıması ışımaya başladığında evrenin oluşumu üzerinden 300 bin yıl geçmişti. Bu süre içerisinde evren inanılmaz derecede büyümüştü. Dolayısıyla biz hala bu ışımayı tespit edebiliyoruz. Evrenin en uzak noktalarından gelen ışımalar ise hala bize ulaşmadı.