• Dünyanin sonun gelmesi icin bir sürü nedenler zinciri var.Stephen Hawking gun gecmiyorki yeni bir neden daha paylasmasin.Peki ya sizce dünyanin sonu nasil gelecek ?

Dünyanin sonun gelmesi icin bir sürü nedenler zinciri var.Stephen Hawking gun gecmiyorki yeni bir neden daha paylasmasin.Peki ya sizce dünyanin sonu nasil gelecek ?
Dünyanın sonu nasıl gelecek sorusu biraz narsisizm kokan bir soru. Bilinen evrendeki düşünebilen ve yıldızlara bakıp oradan yerler seçen bir tür için sorulması gereken soru evren ile ilgili olmalıdır. Çünkü varoluşumuz dünya gezegeni ile sınırlı kalmayacak. ( Elon Musk MARS yolculuğunun planlarını geçen ay yayımladı bile ). Bu noktada insanlığı ve dünyayı birbirinden ayırmayan bakış açısına katılmıyorum çünkü eminim ki dünya bizim ilk ve son evimiz olmayacak. Eminim ki yeni yuvalara, gezegenlere yerleşeceğiz ve zamanla soru; bulunduğumuz gezegenin nasıl yok olacağından, evreninin ve evrenin var oluşunun nedenleri hakkında sorduğumuz sorulara evrimleşecek. Bilmiyorum belkide ilk olarak insanın ne zaman öleceğim der, bu noktada da dünya ne zaman ölecek sorusu narsist bir soru olarak gözükmüyor fakat evren ne zaman yok olacak tarzı sorular soran bir ırk için dünya ne zaman yok olacak sorusu bencilce geliyor gibi. Şimdi saçmalamayı bırakıp soruya cevap verecek olursam; ben paramı yeterince yakında patlamış olan bir süpernovaya yatırıyorum.
bencilceden ziyade insanlik her ihtimali dusunmeli bence cunki hersey adeta pamuk ipligine bagli hersey olasiliklar silsilesi hersey cok komplike ve insanligin gelecek planlamasinda tabiki dogup buyudugu dunyanin kalan omrunu bilmesi ve buna gore hareket etmesi gerekir biraz bu acidan bak lutfen @Bay Hiçkimse
1-)Hiç bir canlı türü , yaşadığı gezegenin içinde bulunduğu güneş sisteminin dışında yaşama şansı olmama durumu çok yüksek bir ihtimal.(Merak eden arkadaşlara anlatabilirim) 2-)Sadece içinde bulunduğumuz GÜNEŞ SİSTEMİ değil tüm galaksilerde sanıldığı gibi kıyamet benzeri felaketlerin olma yüzdesi çok az %0.000001 , fakat 3000-5000 yılda bir yörüngelerimizin kesişeceği dev meteorların oluşturacağı hasarın medeniyetimize vereceği zararları tahmin edemiyorum. 3-)Güneş sisteminde bulunan gezegenlerde yaşam bulma olasılığımız olabilir.Çünkü böylesine büyük bir güneşi oluşturabilmek için mevcut bilindik gezegenlerden başka en az 25-30 tane daha gezegen ve onların dışında da başka asteroit yada meteor kuşakları olma ihtimali çok yüksek ve bu gezegenlerin içinde de yaşamamıza müsait gezegenler olabilir.
Bir gün Nasreddin Hocaya sormuşlar; - Kıyamet ne zaman kopacak? O da cevaplamış; -Büyük kıyamet mi, küçük kıyamet mi? Anlamamışlar. Hocam, o da nedir? demişler... Nasrettin Hoca; -Eğer hanım ölürse; küçük kıyamet, ben ölürsem büyük kıyamet kopar. Demiş... Bu çerçevede, dünyanın sonunu değerlendiriyorum. İnsanlığın sonunu soruyorsanız, çekirge sürüsü gibi üreyen ve tüketen bir ırkız. Bulunduğumuz yerde kaynaklar bitince, yeni kaynak arıyoruz. Şu an ki teknolojik bilgi birikimimiz hep bu eğilim sayesinde gelişti. Medeni olmak ise, doğayla 8evrenle) uyumlu ve dengeli yaşamaya dayanıyor. Bu konudaki sonuçlar, bizim için olumlu değil. Şu anki dünya çapındaki ekonomik, siyasi ve ekolojik sorunların sorumlu olduğu kuşaktan biri olarak, siz gençlere içine edilmiş, ağır borç yükü altında (doğaya) bir dünya bırakıyoruz. Bizim hatalarımızdan ders alıp, kaçınmadıkça, "ki insanlar sorunlar karşısında yeni şeyleri denemekten ziyade , eski denenmiş ve sonuç alınmış çözümlere yönelir zamanla ama sorunlar ve şartlar çoktan değiştiğinden çözümler etkisiz-yetersiz kalır, insanlığı pek iyi bir gelecek beklemiyor. İnsanoğlu, hatalarından acı ve zarar çekmedikçe ders almasını bilen bir yaratıkda değil maalesef. Hala çok ilkel güdülerin altında... ( Aslında bu gezegene ilk geldiğimizde, bu türün hemen çoğalmadan ve gelişmeden yok edilmesini önerdim. Çünkü teknolojik gelişim ile tüm galaksiyi tüketecekler dedim ama dinlemediler. Gözlem raporlarımız bizi doğruluyor. Şanslıyız ki, bu tür uzaya fazla açılamadan kendini yok etme potansiyeline sahip...)
Bir gün Nasreddin Hocaya sormuşlar; - Kıyamet ne zaman kopacak? O da cevaplamış; -Büyük kıyamet mi, küçük kıyamet mi? Anlamamışlar. Hocam, o da nedir? demişler... Nasrettin Hoca; -Eğer hanım ölürse; küçük kıyamet, ben ölürsem büyük kıyamet kopar. Demiş... Bu çerçevede, dünyanın sonunu değerlendiriyorum. İnsanlığın sonunu soruyorsanız, çekirge sürüsü gibi üreyen ve tüketen bir ırkız. Bulunduğumuz yerde kaynaklar bitince, yeni kaynak arıyoruz. Şu an ki teknolojik bilgi birikimimiz hep bu eğilim sayesinde gelişti. Başka gezegenlerin cazibesi de bu. Hele bir de yaşam barındıran bir yer bulursak, orası insanlığın Güney Amerikası, Afrikası, Asyası olacak artık... Medeni olmak ise, doğayla (evrenle) uyumlu ve dengeli yaşamaya dayanıyor. Bu konudaki sonuçlar, bizim için olumlu değil. Şu an dünya çapındaki "ekonomik, siyasi ve ekolojik" sorunların sorumlusu kuşaktan biri olarak; siz gençlere içine edilmiş, ağır borç yükü altında (doğaya) bir dünya bıraktığımızı düşünüyorum. Bizim hatalarımızdan ders alıp, kaçınmadıkça, "ki insanlar sorunlar karşısında yeni şeyleri geliştirmekten ziyade, eski denenmiş ve sonuç alınmış çözümlere yönelir, zamanla... Ama sorunlar ve şartlar çoktan değiştiğinden; çözümler etkisiz-yetersiz kalır", insanlığı pek iyi bir gelecek beklemiyor. İnsanoğlu, hatalarından acı ve zarar çekmedikçe, ders almasını bilen bir yaratıkta değil maalesef... Hala çok ilkel güdülerin altında... ( Aslında bu gezegene ilk geldiğimizde, bu türün hemen çoğalmadan ve gelişmeden yok edilmesini önerdim. Çünkü teknolojik gelişim ile tüm galaksiyi tüketecekler dedim ama dinlemediler. Gözlem raporlarımız bizi doğruluyor. Şanslıyız ki, bu tür uzaya fazla açılamadan kendini yok etme potansiyeline sahip...)
Doğa sürekli kendini yeniler.İnsan doğar ve insan ölür.Hava aşırı sıcak bir yüzdeyle seyrederse su toplar ve bunu tekrar yağmur şeklinde yeryüzüne bırakır...Dünyanın belirli bir yaşam kaynağı sınırı vardır.Bu sınırlarda döngülerle (Azot,Karbon,Su döngüleri gibi) sınırlıdır.Bu yüzden insanoğlu Dünyada kendi ipinin kurbanı olmayacak.(Savaşlarda kullanılması olası olan Nükleer silahlar hariç,öyle bir durumda da olacak en büyük felaket teknolojinin sıfırlanması olur)..Dünyanın sonu Evrenin sonuyla birlikte gelecektir.Karanlık enerjinin bitmesi,evrenin soğuması ve büzüşüp kendi içine çökmesi...
Sn . mimiuzay ; Güneşin ölmesini beklemeyin bence galaksi dağılmadan Güneşine bir şey olmaz.
her güneşin bir ömrü vardır ve bu güneşimiz için galaksimizden daha kısa bir ömre sahip olduğu kesin
Sn . mimiuzay ; Güneşler mutlak surette merkezinde bulundukları gök adanın gezegen sayısı + yörünge çapı + spiral auro kalınlığı ile doğru orantılı olarak oluşur , bu saydıklarımdan birinin değişimi mevcut güneşin durumunu etkiler. Ayrıca bizim güneşimize baktığımda aklıma gelen ilk şey mevcut gezegen sayısının bu güneş için yeterli olmadığıdır , kanaatimce en az 25-30 tane daha gezegenin olabileceğidir. Saygılarımla. Muzaffer Erdem
Muzaffer bey, sizin spiral auro dediğiniz şey, Uzay -zaman dokusunda hareket eden büyük kütlelerin etrafında yörünge de olan uydularının hareketidir. Güneşimiz etrafında da moloz halinde, belirttiğiniz (ortalama) gezegen sayısından daha fazla kütle bulunmaktadır. Bu çerçevede, konuyu tekrar ele alırsanız, fikriniz bizim için daha anlaşılır ve kavranabilir olacaktır bence.
Dünyanın sonunu düşünmenize gerek yok. Sadece ona iyi bakmanız gerekli. Çünkü yaşadığımız evren göz kapayıp açıncaya kadar yok olabilir zaten. Asıl soru yeni yaşanabilir yerler aramaktansa bunları bizim yapıp yapamayacağımız.
Dünyanın sonunu düşünmenize gerek yok. Sadece ona iyi bakmanız gerekli. Çünkü yaşadığımız evren göz kapayıp açıncaya kadar yok olabilir zaten. Asıl soru yeni yaşanabilir yerler aramaktansa bunları bizim yapıp yapamayacağımız.. Evrenimiz yok olsa bile paralel evrenlere gidebilecek teknolojiyi yaratabilirsek evimizin hiç bir zaman yok olmayacağını düşünebiliriz. Belki yeni güneş sistemleri ve evrenler bile yaratabiliriz. Belki bunların hiç olmamasını da sağlayabiliriz. Belkiler ama gerçek olabilirler..
Sn . Burtay Mutlu (shibumi_tr) ; Uzay-Zaman derken ne kastettiğinizi anlamadım ama , kastettiğiniz zaman ; bizim anılarımızı ve yapacağımız işleri katagorize etmek için tuttuğumuz çetele ise ilginç ,zira bunlar uzayda her hangi hesaplamada kullanılabilecek değerler değil , hatta her hangi formül yaparken bile formülün içinde nasıl kullanacağınız bile pek belli değil. Spiral auro ise anlattığınızın çok dışında , tek uzayın dışarıdan herhangi bir katalizor olmaksızın belli bir sıfır oluşturup onun etrafında giderek hem hızlanan hemde genişleyip kalınlaşarak önce merkezde bir güneş oluşturmak suretiyle sırasıyla aynı spiralin içinde kol kol farklı ara spiraller oluştururak gezegenlerin oluşturulduğu dönme eyleminden bahsediyorum. Bu dönüş esnasında hem sizlerin ısrarla bahsettiğiniz "BİG-BANG" ların aslında güneş olduğu gerçeğiyle karşılaştım , ayrıca diğer gezegenlerinde benzer oluşum süreçlerini takip ederek oluştuğunu fark ettim. -Ha siz ister aslında teoride bile bir sürü eksiği olan "BİG-BANG" da karar kılarsınız ister anlattığım şeyi gözden geçirirsiniz. Saygılarımla. Muzaffer Erdem
Muzaffer Bey, Yolunuz açık olsun. Sizin yolunuz benim için hiç uygun değil. Eksiklerine rağmen "büyük patlama" çok daha makul ve mantıklı sonuçlar üretiyor. Ciddi bir çoğunlukla aynı fikirdeyim. İyi günler dilerim ... Saygılar
Bir Yanıt Yaz...