burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Bu soruyu başka bir arkadaşta sormuştu ama oraya katılmak istemedim. Sorunun temel anlamını kaçırdılar çünkü. Ama ilgili soran arkadaştan dolayı değil, katılımcıların bilimden uzak yaklaşımından... (Bu bir eleştiridir.)
Bu açıdan soruyu tekrar açtığınız için teşekkürler.
Gelecek, geçmişi etkiler mi, biçimlendirebilir mi? Şu an ki bilgi ve uygulama düzeyine göre , Hayır. Geçmişi değiştiremiyoruz. (Gerçi tarihi, sö ylemlerledeğiştirip, saptırıyoruz insanlık olarak ama bu sayılmaz.)
Geleceğimizden, onların geçmişi (bizim dünümz ve bugünümüz) değiştiriliyor mu?
Sanmıyorum. Ama olsaydı da bunu saptayamazdık. Geçmiş zaman çizgimiz tek bir tane çünkü...
Teorik açıdan mümkün mü? Görüşler farklı bir kısmı, matematisel olarak tümden gelim ile mümkün görüyor. Fotonun çift yarık deneyinde, gözlemciyle dalgadan parcaçık hareketine geçmesini bu yönde kanıt olarak kabul ediyor. Bir kaç tane daha bu tür kanıtımsı deney daha vardı ama aklımda değiller.
Çünkü, entropinin geçmişe doğru harekette bile yönünü değiştirmemesi, devam etmesi nedeniyle bana mümkün gözükmüyor.
Bir fonksiyonun sadece köklerinden yol çıkarak, tekrar ana fonksiyonu bulmak gibi bir şey.
Oysa elimizde tek bir kök - gününüz veya geçmişimiz sonuç olarak - var ve bu kökü sağlayacak sonsuz sayıda fonksiyon olabilir.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Atom altı parçacıklar açısından zaman (?)
Atom altı kuantum düzeyi ile ilgili teknik bilgi düzeyim yetersiz. Deney, gözlem ve sonuçlarını net bir fikir üretecek kadar bilmiyorum.
Diğer yandan, zaman bir kavram ve scalar (Saliselerle yada Planck Zamanı ile tanımladığımız) bir büyüklük olarak ele alındığında soruya varsayımsal bir cevap üretemiyorum.
Kütleye, bir boyutmuş gibi etki etmesi ile somut ve bir hareketin sonucu oluşması (EGD dalgasının bir tam devri) ile hareketinin yönü olması sonucu, zamanın vektörel bir büyüklük olduğunu düşünüyorum.
Bu nedenle, "Zaman" Planck ölçeklerine kadar etkin olmalı diye düşünüyorum.
Ki bu sayede atom altı parçacıklar arasında, onları oluşturan, şekillendiren ve bir arada tutan kuvvetleri de aynı etkinin sağladığını düşünüyorum.
Kuantum dünyasında bir çok parçacık, kuvvet ve bu kuvvetleri yaşıyan parçacıklar var. O kadar zengin ve derin ki, aralarındaki ilişkileri ve bağlantıları kavrayıp tanımlamak (benim için) kolay değil...
-----------------------------------------------------0---------------------------------
(Ohh be !.. Necmi Bey'de yok müdahil... Rahat rahat körpe zihinlere farklı açılar aşılayabilirim artık. Geri dönmek zorunda bu yüzden...:-)
Diğer yandan aralarındaki mevcut ilişkilerin tanımını söylendiği gibi kabul etmek tuhaf geliyor.
Söz gelimi, Protonda bir quark, kuvvet parçacığı atıyor, etki-tepki ilkesi gereği momentum ve spin kazanıyor, diğeri onu yakalayıp özümsüyor, etki-tepki çerçevesi spin kazanıyor ve aralarında bağ oluşuyor böylece...
Aynı mantığı kütleler arası graviton değişimine uygulayarak kütle çekimini açıklamaya çalışıyorlar.
Cahilliğimden olabilir ama (bu noktada, "teknik bilgi düzeyinde" eksik yada yanlış paylaşımım var ise ki vardır, Lütfen düzeltin !) bir quark niye kuvvet parçacığı yollamaya çalışıyor? Potansiyel kazanmak için mi?
Oysa sonuca baktığımızda gördüğümüz, tüm parçacıklar, gerek kendi içlerinde, gerek dahil oldukları sistem de (kuark ise proton veya nötronda, proton veya nötron ise çekirdekte, çekirdek ve elektronlar ile atomda, atomlar ise moleküllerde, bileşiklerde) hep aynı eğilim ve sonuç hedef:
Minimum, en verimli enerji miktarı ile dışa karşı kararlı bir yapı sunmak. Yani varlığını etkilenmeye mümkün olduğunca kapatmak, sanki potansiyel etkilere karşı korumak. Buna nötr ve homojen olma eğilimi de diyorum. (Sanki canlılar ??? Ya da bu eğilim canlılığa da taşınmış...)
Hedeflenen sonuç ve eğilim ortak olduğuna göre, sebebi de ortak olmalı bence... Bu sebebin kuralları ve etkisi de ortak olmalı bu yüzden...
İşte "Zaman"'ın vektörel bir kuvvet olarak (EGD dalgaları ile taşınan kuvvet) bunu sağladığını düşünüyorum.
Her ne kadar spin için bir içsel dönme fikri kabul görse de, bence bu dalgaların taşıdığı kuvvete karşı korunan bir duruş açısı-şekli olmalı, Dalgaların yönü ve kuvvti değişmediği için parçacık ne kadar döndürülürse döndürülsün, minimum enerji ile kararlılığını koruyabileceği pozisyona geri dönüyor.
Spin sayılarıda bu kuvvetin etkileşim açılarının bileşke vektörlerinden, (trigonometri gibi ama sanırım sıraz daha karışık) doğuyor gibi...
Yani her parçacığın sahip olduğu enerji ve titreşim düzeyine göre, kendisine has bir duruşu var.
You Tube' ta Hakan Egne'nin (https://www.youtube.com/watch?v=6fyb-msKVp8) Süper Akışkan Evren üzerine hazırladığı müthiş bir çalışması var.
Bir farkımız, o spini genel kabul gören şekliyle içsel rotasyon olarak ele alırken, ben bir duruş olarak ele alıyorum.
Diğer farkımız, süper akışkanın kuantum düzeyinde parçaları bir araya getirmesi, atom temel parçacıkları oluşturması için, basit temel parçacıkların (quark vb) spin hareketlerini kullanmıştı.
Ben ise parçacıkların evrenin genişleme yönündeki hareketlerini ve EGD dalgalarının aksi istikametteki kuvvet etkisini kullanıyorum.
(Sonuç neredeyse aynı kapıya çıkıyor ama sistemler büyüdükçe, özellikle kütle çekimi açıklamada, kendi yaklaşımım daha uyumlu...)
Böyece iki parçacık arasındaki mesafe azaldıkça, düşen akışkan basıncı ile onları bir arada tutan dış basınç kuvveti daha yüksek oluyor.
(Oluşan sistem tek bir parçacık gibi tepki veriyor, yeni bir spin kazanıyor. Bu yeni üst parçacıklar, yeni kararlı sistemler için bir araya geliyor, .... böyle devam ediyor. Zaman'ı getiren dalgaların aktardığı kuvvet, sistem karşısında zayıf kalana kadar...)
İşte sonuç olarak; kuantum düseyindeki parçacıklar dünyasında Zaman'ın etkisi buna benzer bence...
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Gelecek, geçmişi etkiler mi, biçimlendirebilir mi? Şu an ki bilgi ve uygulama düzeyine göre; Hayır! Geçmişi değiştiremiyoruz. (Gerçi "tarihi", söylemlerle değiştirip, saptırıyoruz. Ama bu sayılmaz.)
Geleceğimizden, olanların geçmişi (bizim dünümüz ve bugünümüz) değiştiriliyor mu?
Sanmıyorum. Ama olsaydı da bunu saptayamazdık. Geçmiş zaman çizgimiz, "tek bir tane" çünkü, diğerleri çökmüş durumda ...
Teorik açıdan mümkün mü? Görüşler farklı. Bir kısmı, matematiksel olarak tümden gelim ile mümkün görüyorlar. Fotonun çift yarık deneyinde, gözlemciyle dalgadan parcaçık hareketine geçmesini bu yönde kanıt olarak kabul ediyorlar. Bir kaç tane daha, bu tür kanıtımsı deney daha vardı ama; aklımda değiller. Dikkat etmedim.
Çünkü, "entropinin" geçmişe doğru harekette bile "yönünü değiştirmemesi", devam etmesi nedeniyle; "geleceğin geçmişi etkilemesi" bana mümkün gözükmüyor.
Bir fonksiyonun köklerinden yol çıkarak, tekrar ana fonksiyonu bulmak gibi bir şey olurdu bu...
Oysa elimizde tek bir kök: "Bugün"ümüz ve "geçmiş"imiz, tek sonuç olarak - var.
Oysa, bu kökü sağlayacak sonsuz sayıda fonksiyon olabilir.