mahluk3915
Pauli Dışarlama İlkesi
mahluk3915
Yıldızların yakıtları bitip küçülmeye başladığında kendi içine çökmesi gerekirken Pauli Dışarlama İlkesi gereğince tekrar küçük bir yıldıza dönüşüyormuş. Fakat Pauli Dışarlama ilkesi aynı atomda aynı anda aynı kuantum seviyelerine sahip olamayacağını söyleyen bir şey. Nasıl oluyor da kütle çekimine karşı bir kuvvet oluşturuyor? Nasıl yıldızların kendi içerisine çökmesini engelliyor?
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Cevap veren yok. Benimde temel düzeyde bilgim var. Cevabım yeterli hatta tam doğru olmasa da geliştirilebilinir, düzeltilebilinir olacak. (Kuantum konusunda, kendine güven problerim var. :-)
Öncelikle sorunuzda eksik var: Elektron. "Fakat Pauli Dışarlama ilkesi atomda, -iki tane aynı spinli elektronun- aynı anda aynı kuantum seviyelerine sahip olamayacağını söyleyen bir şey. "
Bunu kısaca sorunuz açısından şöyle yorumluyorum, yakıtı biten yıldız içinde bol miktarda farklı elementler bulunur. Bunların buludurdukları elekron sayıları da çok fazla olacaktır.
Eğer aynı yörüngede , aynı kuantum (enerji) seviyelerinde, aynı spinli elektronlar olabilseydi, kütle çekimi ile içe çöken yıldız atomlarındaki elektronlar, çekirdeğe daha yakın yörüngelerde toplanabilirlerdi.
Bu hacimsel daralma ile yoğunluk artar, bu sefer dana güçlü kütle çekimi (azalan uzaklığın karesi nedeniyle) yıldız daha çok sıkışırdı. Sanırım karadelik oluşumunda var olan fazla madde yoğunluğu (yıldızın büyüklüğüne bağlı olarak) bunu sağlıyor.
Ama Pauli ilkesiyle açıklanan sebepten dolayı, elektronlar enerji yüklenip daha yüksek enerji seviyelerine çıkmak (çekirdeğe daha yakın, daha hızlı) isteseler bile aynı yörüngelere doluşamıyorlar.
Yani atomun belli bir kuvvet düzeyine kadar, daha fazla sıkışmasını engelliyorlar. (Daha fazla kuvvet için daha fazla kütle çekimi kuvveti=daha fazla madde lazım)
Benzetme ile elinizde 100 bin lastik top olsun (her biri bir atomu temsil etsin) , bunları bir kaba koyup baskı (presleyelim) altına alalım. 100 bin topun toplam direnç kuvveti, baskı kuvvetine eşit olduğu noktada sıkışma duracaktır.
Burada belirleyici olan şey, her bir topun ne kadar baskıya karşı durabileceğini belirten rakamdır.
Söz gelimi, top 1 kilogram kuvvet basınç ile çapında %10'luk daralma yapıyorsa; 100 bin top'a 100 ton kuvvet uyguladığımızda, toplam hacimleri en fazla %10 daralacaktır.
Daha fazla daratmak için daha çok kuvvet gerekecektir. Üstelik ilk daraltma enerjisi kadar tepki de birikmiş olacağından, 200 ton kuvvet uyguladığınıza belki de % 15 hacim daralması olacaktır. (?)
Daha fazla sıkıştırmak için geometrik oranda artan kuvvet (yıldızımızda kütle çekimi) gerekecektir.
Üstelik varlığını sürdüren maddeler olarak (karadeliklerdeki tekilleşmenin aksine) toplar , kaynaşsalar bile bir noktadan sonra istediğiniz kadar kuvvet uygulayın, sıkışmayacaklardır.
(İyi bir örnek olmadı ama aklıma şu an gelen bu lastik toplar...)
Eksik ve hatalarımı arkadaşlan düzeltir. Ama en azından temel ilke olarak atomun niye çökmeye karşı koyduğunu doğru anlatabilmiş olmayı umuyorum.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Cevap veren yok. Benimde temel düzeyde bilgim var. Cevabım yeterli hatta tam doğru olmasa da geliştirilebilinir, düzeltilebilinir olacak. (Kuantum konusunda, kendine güven problerim var. :-)
Öncelikle sorunuzda eksik var: Elektron. "Fakat Pauli Dışarlama ilkesi atomda -iki tane aynı spinli elektronun- aynı anda aynı kuantum seviyelerine sahip olamayacağını söyleyen bir şey. "
Bunu kısaca sorunuz açısından şöyle yorumluyorum, yakıtı biten yıldız içinde bol miktarda farklı elementler bulunur. Bunların buludurdukları elektron sayıları da çok fazla olacaktır.
Eğer aynı yörüngede , aynı kuantum (enerji) seviyelerinde, aynı spinli elektronlar olabilseydi, kütle çekimi ile içe çöken yıldız atomlarındaki elektronlar, çekirdeğe daha yakın yörüngelerde toplanabilirlerdi.
Bu hacimsel daralma ile yoğunluk artar, bu sefer dana güçlü kütle çekimi (azalan uzaklığın karesi nedeniyle) yıldız daha çok sıkışırdı. Sanırım karadelik oluşumunda var olan fazla madde yoğunluğu (yıldızın büyüklüğüne bağlı olarak sanırım "proton artı elektron=nötron" yoluyla) bunu sağlıyor.
Ama Pauli ilkesiyle açıklanan sebepten dolayı, elektronlar enerji yüklenip daha yüksek enerji seviyelerine çıkmak (çekirdeğe daha yakın, daha hızlı) isteseler bile aynı yörüngelere doluşamıyorlar.
Yani atomun belli bir kuvvet düzeyine kadar, daha fazla sıkışmasını engelliyorlar. (Daha fazla kuvvet için daha fazla kütle çekimi kuvveti=daha fazla madde lazım)
Benzetme ile elinizde 100 bin lastik top olsun (her biri bir atomu temsil etsin) , bunları bir kaba koyup baskı (presleyelim) altına alalım. 100 bin topun toplam direnç kuvveti, baskı kuvvetine eşit olduğu noktada sıkışma duracaktır.
Burada belirleyici olan şey, her bir topun ne kadar baskıya karşı durabileceğini belirten rakamdır.
Söz gelimi, top 1 kilogram kuvvet basınç ile çapında %10'luk daralma yapıyorsa; 100 bin top'a 100 ton kuvvet uyguladığımızda, toplam hacimleri en fazla %10 daralacaktır.
Daha fazla daratmak için daha çok kuvvet gerekecektir. Üstelik ilk daraltma enerjisi kadar tepki de birikmiş olacağından, 200 ton kuvvet uyguladığınıza belki de % 15 hacim daralması olacaktır. (?)
Daha fazla sıkıştırmak için geometrik oranda artan kuvvet (yıldızımızda kütle çekimi) gerekecektir.
Üstelik varlığını sürdüren maddeler olarak (karadeliklerdeki tekilleşmenin aksine) toplar , kaynaşsalar bile bir noktadan sonra istediğiniz kadar kuvvet uygulayın, sıkışmayacaklardır.
(İyi bir örnek olmadı ama aklıma şu an gelen bu lastik toplar...)
Eksik ve hatalarımı arkadaşlan düzeltir. Ama en azından temel ilke olarak atomun niye çökmeye karşı koyduğunu doğru anlatabilmiş olmayı umuyorum.
emir9851
Hidrostatik denge diye bir olay var ki,bu olay pauli dışarlama ilkesine uzak.Yıldızların içindeki sıcaklıktan dolayı yüksek bir basınç oluşur ve yıldızın ömründe,kendi içerisine çökmesini engeller
mahluk3915
Burtay Bey, çok teşekkürler anladım galiba.
Mr.Pysics, benim sormak istediğim sıcaklık yanı enerjisi biten yıldız nasıl kendi içine çökmeden kalabiliyor.
muzaffer-erdem5978
Sn . Mahluk , bey benim yazılarımı okursanız sanırım , konuya son derece farklı bir açıdan bakma şansınız olabilir.
kutsal-bilge1490
behn hepisına bakitm.mukemmmel und farkklilar.simdiyye kaddar kimssse gercege bu kader gut anletememıschti,heyeran kaldim.Sanki bilım dedikkleru gavur icadimi yenudenn yazzup duzetleycek kankim boyuk adem o.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Düzeltme ve özür: ..."elektronlar enerji yüklenip daha yüksek enerji seviyelerine çıkmak (çekirdeğe daha yakın,...)"...
Parantez içi kısım hatalı olmuş, özür dilerim: (çekirdeğe daha "uzak",...) olacaktı.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Düzeltme ve özür: ..."elektronlar enerji yüklenip daha yüksek enerji seviyelerine çıkmak (çekirdeğe daha yakın,...)"...
Parantez içi kısım hatalı olmuş, özür dilerim: (çekirdeğe daha "uzak",...) olacaktı.
Elektron'un çekirdeğe bağlanma-iyonlaşma enerjisiyle karıştırdım.