papaz-bey5984
Dünyanın merkezine doğru indiğimizde, yerçekimi artar mı azalır mı
hakan-k9304
-----
Artar
-----
vide-supra1191
Üzgünüz, bu içeriği görüntülerken bir hatayla karşılaştık. Kullanıcı iseniz, lütfen daha sonra tekrar deneyin. Yöneticiyseniz, daha fazla bilgi için Flarum günlük dosyalarınıza bakın.
emir9851
Sayın Vide Supra Ben artar diye biliyorum.Bunun mantığı nedir?
papaz-bey5984
Aklımı çelen şey kütleçekim in maddelere bağlı olması. Dünyanın merkezine indikçe bizi aşağıya çeken maddeler azalır, bu nedenle kütleçekim de azalır diye düşünüyorum ama emin olamadım
vide-supra1191
Kütleçekim kuvvetini dünyanı oluşturan tüm maddenin bileşke kuvveti olarak düşünmek gerek @Mr.Physics. Eğer dünya homojen madde dağılımına sahip olsaydı yolladığım grafik bu şekilde piklere sahip olmadan lineer grafik şeklinde olacaktı. Fakat değişken madde yoğunluğu sebebiyle dünyanın yarıçapının yarı kısmına kadar aslında kütle çekimi 11m/s2 değerine kadar çıkabilmektedir. Yani bu da dünyanın iç kısımlarının daha yoğun olduğunu gösteriyor aslında. Papaz bey'in de dediği gibi derinlere inildikçe aşağıya doğru olan kuvvet vektörünü sağlayacak daha az madde kalıyor olması bunun en önemli sebebi. Ya da dilerseniz newton denklemindeki gezeken kütlesinin sürekli azaldığını düşünebilirsiniz. Fakat 3bin km ye kadar azalmıyor hatta artıyor olmasının sebebi hem iç kısımların daha yoğun olması, hem de kütleçekiminin mesafenin karesi ile artıyor ya da azalıyor olması.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
@Vide Supra, dünyanın merkezinde ağırlığın sıfır olmasını, dünyanın kalan kütlesine her yönden eşit uzaklıkta olmasına mı bağlayacağız bu durumda?
Ama bu durumda iki nokta sorusu var.
1) Dünyanın merkezinde , kütlenin çekilmesinden dolayı oluşmuş bir boşluk olabilir mi? (Necmi bey, basınç, magma, sıvı ve yarı sıvı demir çekirdek etkenleri nedeniyle olmaz demişti ve mantıklıydı ama... Bu durumda merkezde bir boşluk oluşma eğilimi olmalı en azından.
O zaman kütle çekim bileşke kuvvetini, merkezden hesaplamamız kafa karıştırıcı değil mi?
2) 3000 metrede "g" artıyorsa, dünya kabuğu üstündeki maddenin kütle çekimi ihmal ediliyor veya karşılanıp hatta aşılıyor demektir. Bu noktada etki eden kütleçekim kuvvetlerin, vektörel etki yönlerini çizmeye kalksaydık nasıl bir şekil elde ederdik? (Hep parçacığın bu noktadaki nesneye olan kütleçekimi ayrı ayrı ele alınınca)...
Yoğunluk çerçevesinde ele alınınca makul gibi ama biraz daha genişletmeye ihtiyaç var gibi...
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Not: Şimdi gerçekten tatile yola çıkıyorum. Hemen dönemeyebilirim. :-) :- ) :-)
vide-supra1191
Burtay Bey yakın zamanda benzer çıkarımlarla karadeliklerin içinin boş olup olamayacağı fikri aklıma gelmişti fakat tekillik ya da enerjinin/maddenin durumu gibi konular bilinmediğinden dolayı hayal gücü ürünü olarak bir kenarda kaldı.
Dünya için yapılan simülasyonda her zaman bir pozitif ivme olduğu görülüyor. Yani bahsettiğiniz çekilme için en azından negatif bir kütleçekimi oluşması gerekirdi diye düşünüyorum. Ayrıca çok düşük kütleçekimi dahi olsa üst katmanların oluşturduğu tonlarca ağırlığın yarattığı basınç nedeni ile iç çekirdeğin katı olması gerektiği, dış çekirdeğin ise yeterli basınca sahip olmadığından dolayı sıvı fazla kaldığı düşünülüyor. Yani boşluk olabilmesi için basıncın bir şekilde karşılanması gerekirdi galiba.
3000 km de bir nokta için kuvvet grafiği çizseydik eğer, iki tane keskin parabolik grafik olurdu bence.(ya da 3 boyutlu olarak paraboloid) Biri yukarıdaki katmanların kütle çekimi ya da yer ile yapılan açının pozitif olduğu kuvvet vektörleri için, diğeri de aşağıdaki katmanların kuvvet vektörlerinin yer çizgisi ile yaptığı negatif açılardan oluşan vektörelerden oluşması beklenebilir. Bu durumda alt grafik çok keskin, yukarıdaki ise daha yayık ve düşük bir bileşke kuvveti gösterirdi galiba. Yani yüzeyden derinlere inmeye başlanılan andan itibaren üst kuvvet oluşuyor ve sürekli artıyor fakat asıl yoğun iç kısımların kütleçekimi, azalan r^2 nedeni ile daha büyük bir etkide bulunuyor gibi.
muzaffer-erdem5978
Dünyanın merkezine doğru indiğimizde, yer çekimi artar mı azalır mı ?
Diye soran Sn . Papaz Bey ;
Size kendi teorilerim ile cevap vereyim.
1-) Kütle çekimi asla ıspatlanamamış tumturaklı bir yalandır. Ve bu yalan asla pratikte uygulanamayan uydurmasyon formullerle , Kutsal ve ilahi batının ,asla ürettikleri teorilere itiraz edemeyen bizim durumumuzda yada dahada geri durumdaki halklara dayadığı söylemlerdir.
Bu gelişmiş ülke bilim adamları mutlaka bu türlü şeylerle kendilerine sağlanan olanakları ellerinde tutabilmek için sürekli bu türlü aslı astarı olmayan söylemlerle ,en üst düzey refah ortamlarını korurlar.
2-) Kütle çekimi değil aslında" KÜTLE İTİMİ " vardır.Çünkü uzay ortamda kendi etrafında dönen hiç bir cismin kütle çekimi olması mümkün değildir.Biz canlıların ve bizimle yaklaşık aynı oranlarda yapıya sahip cisimlerin sanki tabana yapışırcasına zeminden ayrılamayacak şekilde yaşamlarını yerde sürdürebilmesi ise , bizim kütlemiz ile üzerinde bulunduğumuz dönen kürenin oranının bizim uzaya savrulabilecek kadar büyük değerlerde olmamasıdır .
3-) Zeminde merkez noktaya yaklaştıkca ne olur ? sorunuza ise merkeze yaklaştığımız oranla bizim oranımız kayda değer şekilde dengelendikçe yer çekimi azalır , bu oran bizim lehimize artmaya başladığında ise çekim azalır, dahada yaklaştığımızda ise "KÜTLE İTİM GÜCÜ" tarafından savruluruz.
Ama asla sıfır noktasına gidemeyiz.
Saygılarımla.
Muzaffer Erdem
muzaffer-erdem5978
? yazılarım engelleniyor mu?
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
3000 kmdeki nesne için bu grafik, bir denge noktasını gösterirdi o zaman anladığım kadarıyla...
Bu nokta da, yerküredeki her bir temel kütle parçacığının, dünya dışındaki veya üstündeki nesneye uzaklığına göre "ayrı ayrı" kütle çekim kuvveti uyguladığı ama nesne tarafindan bunun bileşke kuvvet olarak algılandığı-tanımlandığı sonucunu çıkarttım, Kütle merkezi de, gücün uygulama başlangıç merkezi değil, tamamen zahiri-sanal bir bileşke noktası oluyor.
Bu koşullar her iki nesne içinde geçerli olduğundan, Newton hesapları bile yeterli oluyor.
Bu bana (varsayımıma- "kütle çekim kuvvet alanı; düşük basınç alanıdır" çerçevesinde) uyuyor.
(Ancak akışkan dinamiği açısından bu değişken basınç azalmasını nasıl ele alırım, Şaşırdım, Bilgim yetersiz kaldı...)
Diğer yandan kütle ile ilgili tüm yaklaşımlarımızı makro düzeyden, mikro düzeye çevirerek ele almamız gerekebileceğini de düşündürtüyor. (Özel ve genel görelililkler dahil...)
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Son yazdığımdan 9 saat sonra, verdiğiniz linkteki grafiklere bakmak ancak aklıma geldi. Göz önünde olması, hemen algılanması anlamına gelmiyor...:-(
Neyse, soruya devam... Kütle çekimim kuvvetinin, nesneyi merkeze doğru hareket etmesi ile nasıl etkiledği konusu tamam diyelim.
Ama bu durumda şu sorunun cevabı daha da önem kazanıyor: Büyük kütleye düşen nesneler, niye kütleçekimin kuvvetinin en güçlü olduğu yerlere değilde, en düşük olduğu noktaya; merkeze ulaşmaya çalışıyor?
(Hem dışta kalan maddenin artan kütle miktarı artıyor, hem de içte-merkez yönünde kütle miktarı azalıyor bir yandan...)
papaz-bey5984
Burtay kankim, bence bu dediğin dünyanın yüzeyi için geçerli
mehmet-ali8832
Dünyanın kütle yoğunluğu yerin yaklaşık 2500- 3000 km altından itibaren başlıyor. üstteki kütlenin yoğunluğu bu alt tabakaya göre daha az. Bu sebeple 3000 km'lere kadar artış devam ediyor. Kütle yoğunluğu bulunan bölgenin altına inmeye başladıkça yerçekimi etkisi azalıyor çünkü aşağı doğru indikçe, altta kalan kütle aşağı doğru, üstte kalan kütle de yukarı doğru çekme kuvveti uyguluyor. Yani aşağı doğru ilerledikçe altta kalan kütle azaldığı için yerçekimi de azalmış oluyor. Dünyanın merkezinde ise kütle çekimi sıfırdır. Çünkü bu noktadan sonra bütün kütle yukarıda kalıyor ve her yönden yukarı doğru kütle çekimi oluşuyor.
mehmet-ali8832
Düzeltme: dünyanın merkezinde tüm kütle yukarıda olduğu için zıt yönde kütle çekimi vardır. Çekim kuvveti her yöne eşit olduğundan, merkezde kütle çekimi yokmuş gibi bir etki vardır ama kütle çekimi sıfır değildir.
mehmet-ali8832
Düzeltme: dünyanın merkezinde tüm kütle yukarıda olduğu için zıt yönde kütle çekimi vardır. Çekim kuvveti her yöne eşit olduğundan, merkezde kütle çekimi yokmuş gibi bir etki vardır. Yani kütle çekimi sıfır değildir, sadece yönü farklıdır.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Sevgili Kanki...(??? )
Bu dış yüzey için değildir. Bilimsel olarak tespit edilmiş kesin bir durumdur. Bütün kütleler merkeze doğru gitme-ulaşma eğililmindedir. Ancak bu hepsi için fiziksel olarak mümkün olmadığından, yoğunluklarına göre diziliyorlar. Mesela, yer kabuğu mağma üstünde yüzer çünkü yoğunluğu daha düşüktür.
Merkeze doğru giden bir nesnenin durumunu gözlemlebilseydik, kütle çekim kuvvetinin az
almasının karşılığında, nesnenin artan ivmesi ile momentumunun arttığının görürdük. Tam sıfir noktasında hızı maksimum olurdu. Bu kütle çekim kuvveti ile momentum arası bir denge olduğunuda gösteriyor.
Benim çıkardığım sonuç, kütle çekimi kuvveti, tek yönlü çekme kuvveti değil. Sadece ve sadece (ivmeli) hareket var.
(Yani aralarında benzerlik yok. Kütle çekim kuvveti, "direk" hareket kaynaklı...)
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Sevgili Kanki...(??? )
Bu dış yüzey için değildir. Bilimsel olarak tespit edilmiş kesin bir durumdur. Bütün kütleler merkeze doğru gitme-ulaşma eğililmindedir. Ancak bu hepsi için fiziksel olarak mümkün olmadığından, yoğunluklarına göre diziliyorlar. Mesela, yer kabuğu mağma üstünde yüzer çünkü yoğunluğu daha düşüktür.
Merkeze doğru giden bir nesnenin durumunu gözlemlebilseydik, kütle çekim kuvvetinin azalmasının karşılığında, nesnenin artan ivmesi ile momentumunun arttığının görürdük. Tam sıfir noktasında hızı maksimum olurdu. (Yüzeye yaklaştıkça düşerdi.) Bu kütle çekim kuvveti ile momentum arası bir denge olduğunuda gösteriyor.
Benim çıkardığım sonuç, kütle çekimi kuvveti, tek yönlü çekme kuvveti filan değil (Farklı kutuplu mıknatıslar arası gibi...). Sadece ve sadece (ivmeli) hareket var.
(Yani aralarında benzerlik yok. Kütle çekim kuvveti, "direk" hareket kaynaklı...)
muzaffer-erdem5978
Sn . Papaz Bey ;
1-) Kütle çekimi emperyalist ülkelerde ki bilim adamlarının ," boş durmuyormuş da birşeyler yaıyormuş"
havası verebilmek için uydurulmuş,tumturuklu bir yalandır.Kütle şekimi değil ama "KÜTLE İTİMİ" vardır.
Uzay ortamda"çekim" yada" itim " kuvveti "GÖKADA SİSTEMİNİN" dönüşü ile alakalı olup, dışa dönüşlü
sistemlerde Kütle itimi , İçe dönüşlü sistemlerde ise Kütle çekimi görülür.
2-)Kütle çekimi ile birlikte anılan Yer çekimi ise sadece O kürede yaşayan canlı toplulukları ile onlarla
ortalama aynı cüsselerde ( 1m ile 1000m arası) nesnelerin üzerinde bulundukları küre ile aralarında ki
oranın çok büyük olması ile alakalı olarak aynılaşması durumudur.
Bu aynılaşma durumu kürenin merkezine inildikçe değişen kütle /nesne oranının değişmesi ile inilen her
metrede çekim gücü düşer , en nihayetinde nesne ve kütle oranları yaklaşık eşit olmaya başladığında
nesne mevcut çekim gücünden arınır , bu dengenin aşağıya doğru derinleşmesinde ise nesne üzerinde
bulunduğu kütlede duramaz kütle tarafından itilir.
Söz konusu kütlenin sıfır noktasına ise nesnenin ulaşması mümkün değildir.