kemal-bay-hickimse7261
Bir uzay gemisinde nasıl yapay yer çekimi oluşturulur ? Bu uygulama da yapılmış mıdır ya da ?
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Şu anda bildiğimiz tek yöntem ivmelendirmek. Sabit ivme ile sabit yer çekimi oluşturmak mümkün.
İki türlü ivmelendirme var. Ya uzay gemisinin hareket doğrultusunun ters yönüne doğru bir kütle çekimi oluşturulacak... Uzay gemisinin buna göre dizayn edilmesi ile özellikle uzun yolculuklar için ideal bu yöntem.
Ya da rotasyonal ivme ile (özellikle sabit uzay istasyonları gibi) kendi merkez ekseni etrafında döndürülerek oluşturulan ivme. Bu durumda uzay gemisinin bütün yanal yüzeyi zemin olacak. Geniş bir alan sağladığı için cazip.
Böylece sağlanan merkezkaç ivmesi, kütleçekimi gibi iş yapacaktır.
Bunlar şu anki teknolojimizle yapılabilen ve uygulanabilen çözümler. Ancak yapılan geminin sağlam olması ve bu ivmelendirmeye dayanacak-parçalanmayacak kadar sağlam olmasıda önemli ki bu da masraf-maliyet artırdığı için şimdilik her işte kullanılmıyor.
Bence şu an buna uygun teknolojimiz olmasa da bir diğer olasılık daha var. Fantastik Bilim -Kurgu olarak;
Özel bir frekans ve yoğunlukta elektromanyetik dalga oluşturabilirsek, bu dalganın fotonları ile kütleli "temel parçacıklar düzeyinde" tek yönlü itme sağlanabilir. Bu itme kuvvetinin toplamı, nesne tarafından kütleçekimi gibi algılanacaktır.
Eğer daha sonra foton içermeden sadece enerji aktarımı yapabilen dalgalar geliştirilebilinirse, (kütleçekim dalgaları gibi) çok yüksek frekansta olmaları şartıyla yapay yerçekimi oluşturulabilir.
omer-karanlik-profil5833
bir ara yine buna benzer bi soru sorulmuştu lakin linkini bulamadım...
o fırtınada çok ilginç fikirler vardı...basınçla sağlanabileceği yönünde...ya da burtay hocamın ifade ettiği gibi elektromanyetik kuvvetle bu sağlanabilir.
para-pig8230
merak uyandıran bir soru
muzaffer-erdem5978
Sn. Bay Hiçkimse ;
Yer çekimi : çekime uğrayan cisim ile çekimin merkezi olan cisim arasında ki oranın büyüklüğüne bağlıdır.
Yani çekime uğrayan cismin ağırlığının "1" birim aldığımızda , çekimi sağlayan cismin ağırlığının oranı nispetince artması ile artar .
Örnek olarak dünya ile ayın arasında ki yer çekimi bunun en güzel örneğini oluşturur.
Tabii burada yer çekiminin kullanılmasını istediğiniz mekanın içinde iseniz ,olması muhtemel yer çekiminin size pek bir faydası olmaz.
Yer çekiminde esas olan üzerinde sizi kendi bünyesi gibi algılamasını arzu ettiğiniz cismin sizinle olan oranın sizin aleyhinize çok büyük farklar içermesidir.
Çünkü oran olarak ne kadar küçük olursanız o cisim size kendisinden gibi tutuculuk gösterecektir.
Bunun tam tersini düşünecek olursak , çekim merkezi ile çekime maruz nesnenin oranları %1 ile % 99 arasında bir oranda ise yer çekimi yer itimi olarak tezahür edecektir.
Her ne kadar bilimsel camiada "KÜTLE ÇEKİMİ" diye bir terim dolaşıyorsa da o terim de tamamen uydurmadır.
Saygılarımla.
Muzaffer Erdem
emir9851
Burtay beyin dediğini ek olarak,şöyle bir bilgi duymuştum.Güneşten gelen ışınlar ülke büyüklüğünde bir alana 2-3 ton kuvvet uyguluyormuş(bilginin kaynağı:https://www.youtube.com/watch?v=BFQ5NIX6iyo).Fotonların her ne kadar bir kütlesi olmasa da momentumu yani bir çarpma şiddeti vardır.Bu itme kuvveti de oradan kaynaklanıyor.Aslında tüm Türkiye'ye düşen Güneş ışığını küçük bir alana toplayabilsek Burtay Beyin dediği gerçekleşebilir.
hakan-k9304
Uzay Gemisinin Merkezine Kütleli Bir Cisim Koyarak (Farketmez) Kütle Çekimi Oluşturabiliriz.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
:-) Sevgili @Hakan K , o kadar kütleçekimi uygulayacak (1 g için dünya kütlesi kadar olması lazım) kütleyi taşımak ve ivmelendirmek için gerekli enerjiyi nasıl bulacaksınız?
Yaklaşımınız ilke olarak doğru ama pratikte uygulanabilir değil.
muzaffer-erdem5978
Sn . Hakan K ;
Uzay gemisinin ortasına öylesine bir kütle koymanız gerekir ki, bu uzay çalışmalarında ,artık "UZAY HAFRİATCILIĞI" nın başlangıcı olur.
Düşünün ki Uydumuz olan AY dünyaya göre 6/1 yer tutuculuğa sahiptir , yani dünyda kine yakın bir yer tutuculuğu elde etmek için artık bir gezegeni sarıp sarmalayıp uzay aracınıza yerleştirmeniz gerekir.
Saygılarımla.
Muzaffer Erdem
muzaffer-celik4442
Bu terim genelde bilim kurgu eserlerde çokça kullanılır şu anki pratik uygulaması ancak kütle çekiminin "bazı etkilerini azaltmak" namına sınırlı sürede kullanılabilir ki o da birkaç saniye serbest düşmedir ... Öncelikle söylemek gereir ki yer çekimi [gravite-kütle çekimi] uzaktan etkiyen bir alan kuvvetidir.. yani iki cismin bir birlerine dokunmalarını değmelerini gerektirmez...
Newtonun evrensel çekim yasalarıyle formüle edilmiştir.. Bir uzay gemisinin içinde yer çekimi yaratan yer çekimi ışını jeneratörü gibi bir teknoloji de yok henüz..
Günlük hayatta biz yer çekimini "ağırlık olarak " hissederiz.. Kütle olarak biz yerin çekim alanında olduğumuz için vücudumuzdaki her bir molekül dünyanın bu alan kuvvetine maruz kalır yere doğru gitmeye çalışır fakat yere doğru gidemediğimiz için ayak tabanlarımızda bunu "ağırlık olarak hissederiz.. " eğer ki yerin merkezine doğru gider isek [ g alan şiddeti ivmesi ile serbest düşebilirsek] bu alan etkisinin bize uyguladığı "ağırlık" ortadan kalkar fakat yerin merkezine doğru hızlanıyor oluruz.. Bu zaten pratikte kısa süreli olarak uygulanıyor astronot eğitimlerinde "yerçekimsiz ortam" yaratmak için koca uçaklar nerde ise yere dik olarak [bir kaç saniye sanırım ] dalışa geçer ve bu durumda eğitimdeki astronotların serbest düşmesi sağlanır.. ( asansörün biraz hızlı inmesi sırasında ya da bindiğiniz arabanın yokuş aşağı aşırı hızlı gitmesi sırasında yaşadığımız his "düşme hissi" bundan kaynaklanır )
Uzay ortamındaki bir cisme ise "ağırlık " kazandırmanın en pratik yolu merkezkaç kuvveti yaratmaktır ama bu tabi ki bir alan kuvveti değildir .. sadece dairesel yörüngede döndürülen cisimler bu "ağırlığın" etkisinde olurlar.. yani Uzay gemisinin ya da belli bir bölümünün döndürülmesi gerekir ve ağırlaştırılması gereken şeyler ya da kişiler bu bölüme bir şekilde sabitlenmesi gerekir.. en azından teğet olarak sürtünme kuvveti ile bağlı olmalıdırlar..