dincer-aydin1008
Tanrı soyut olabilir mi?
dincer-aydin1008
Islam dinine göre bile tanrı nın bir görünümü, cinsiyeti sesi vb. olmaz. Peki tanrı (en azından islama göre) soyut mudur?
kemal-bay-hickimse7261
1-) Soyutu tanımlamak için somutu tanımlamak gerekir. Eğer elinizde herkes tarafından kabul görmüş bir " gerçek " tanımı var ise; işte o zaman tanrı soyut mu diye sorabilirsiniz. Ve bu soruyu sorarken bu tanrı ve şu tanrı gibisinden spesifik bir tutum içinde olursanız; o halde elde ettiğiniz cevaplar genelden çok özel cevaplar olacaktır.
2-) Gerçeği tanrı ile bağdaştıran bir bakış açısına göre bu sorunun bir önemi olmayacaktır çünkü tanrı, gerçeğin ta kendisidir. Bu bakış açısına sahip zihinler, kendi gerçeğini sorgulamak yerine diğer fenomenleri kendi " gerçeğini " referans alarak sorgular. Yani şuan ben gerçeği tanrı ile bağdaştıran ya da hakikati tanrı olarak tanımlayan bir zihin olsaydım bu soruyu görünce aklıma şu gelirdi; " Neyden bahsediyorsun, gerçek ve tek olan tanrıdır ve biz bu gerçeği, kendi gerçeğimize referans alıp diğer gerçeklikleri bunun üstüne kurarız. "
3-) Daha önce görmediğimiz, duymadığımız,koklamadığımız, tatmadığımız ve hissetmediğimiz bir şeyi deneyimlediğimizde o şeyi tanımlamak için bildiğimiz gerçekleri kullanırız. Mesela rüyalarımızı anlatırken, kelimelere dökemediğimiz şeyleri açıklamaya çalışırken ki durumları gibi. Bence aynı yaklaşım burada kullanılabilir. Bizim gerçeğimizden ve algımızdan üst seviyede olan o şeyi açıklamak için kendi gerçeklerimizi kullanırız. O kendini açıklamadıkça tabi. Fakat tek tanrılı 3 din de benim " o şey " dediğim şey, kendini farklı zamanlarda, farklı kültürlerde, farklı ahlak yasalarınca açıklamıştır. ( Şey sözcüğü, var olan tüm mesihler, tanrılar, ve fiziksel olarak gerçek olmayan şeyler yerine kullanılmıştır. Şey diyerek herhangi bir hakaret ya da ima vermek gibi bir amaç yok. ) (:
kemal-bay-hickimse7261
1-) Soyutu tanımlamak için somutu tanımlamak gerekir. Eğer elinizde herkes tarafından kabul görmüş bir " gerçek " tanımı var ise; işte o zaman tanrı soyut mu diye sorabilirsiniz. Ve bu soruyu sorarken bu tanrı ve şu tanrı gibisinden spesifik bir tutum içinde olursanız; o halde elde ettiğiniz cevaplar genelden çok özel cevaplar olacaktır.
2-) Gerçeği tanrı ile bağdaştıran bir bakış açısına göre bu sorunun bir önemi olmayacaktır çünkü tanrı, gerçeğin ta kendisidir. Bu bakış açısına sahip zihinler, kendi gerçeğini sorgulamak yerine diğer fenomenleri kendi " gerçeğini " referans alarak sorgular. Yani şuan ben gerçeği tanrı ile bağdaştıran ya da hakikati tanrı olarak tanımlayan bir zihin olsaydım bu soruyu görünce aklıma şu gelirdi; " Neyden bahsediyorsun, gerçek ve tek olan tanrıdır ve biz bu gerçeği, kendi gerçeğimize referans alıp diğer gerçeklikleri bunun üstüne kurarız. "
3-) Daha önce görmediğimiz, duymadığımız,koklamadığımız, tatmadığımız ve hissetmediğimiz bir şeyi deneyimlediğimizde o şeyi tanımlamak için bildiğimiz gerçekleri kullanırız. Mesela rüyalarımızı anlatırken, kelimelere dökemediğimiz şeyleri açıklamaya çalışırken ki durumları gibi. Bence aynı yaklaşım burada kullanılabilir. Bizim gerçeğimizden ve algımızdan üst seviyede olan o şeyi açıklamak için kendi gerçeklerimizi kullanırız. O kendini açıklamadıkça tabi. Fakat tek tanrılı 3 din de benim " o şey " dediğim şey, kendini farklı zamanlarda, farklı kültürlerde, farklı ahlak yasalarınca açıklamıştır. ( Şey sözcüğü, var olan tüm mesihler, tanrılar, ve fiziksel olarak gerçek olmayan şeyler yerine kullanılmıştır. Şey diyerek herhangi bir hakaret ya da ima vermek gibi bir amaç yok. ) (:
kemal-bay-hickimse7261
1-) Soyutu tanımlamak için somutu tanımlamak gerekir. Eğer elinizde herkes tarafından kabul görmüş bir " gerçek " tanımı var ise; işte o zaman tanrı soyut mu diye sorabilirsiniz. Ve bu soruyu sorarken bu tanrı ve şu tanrı gibisinden spesifik bir tutum içinde olursanız; o halde elde ettiğiniz cevaplar genelden çok özel cevaplar olacaktır.
2-) Gerçeği tanrı ile bağdaştıran bir bakış açısına göre bu sorunun bir önemi olmayacaktır çünkü tanrı, gerçeğin ta kendisidir. Bu bakış açısına sahip zihinler, kendi gerçeğini sorgulamak yerine diğer fenomenleri kendi " gerçeğini " referans alarak sorgular. Yani şuan ben gerçeği tanrı ile bağdaştıran ya da hakikati tanrı olarak tanımlayan bir zihin olsaydım bu soruyu görünce aklıma şu gelirdi; " Neyden bahsediyorsun, gerçek ve tek olan tanrıdır ve biz bu gerçeği, kendi gerçeğimize referans alıp diğer gerçeklikleri bunun üstüne kurarız. "
3-) Daha önce görmediğimiz, duymadığımız,koklamadığımız, tatmadığımız ve hissetmediğimiz bir şeyi deneyimlediğimizde o şeyi tanımlamak için bildiğimiz gerçekleri kullanırız. Mesela rüyalarımızı anlatırken, kelimelere dökemediğimiz şeyleri açıklamaya çalışırken ki durumları gibi. Bence aynı yaklaşım burada kullanılabilir. Bizim gerçeğimizden ve algımızdan üst seviyede olan o şeyi açıklamak için kendi gerçeklerimizi kullanırız. O kendini açıklamadıkça tabi. Fakat tek tanrılı 3 din de benim " o şey " dediğim şey, kendini farklı zamanlarda, farklı kültürlerde, farklı ahlak yasalarınca açıklamıştır. ( Şey sözcüğü, var olan tüm mesihler, tanrılar, ve fiziksel olarak gerçek olmayan şeyler yerine kullanılmıştır. Şey diyerek herhangi bir hakaret ya da ima vermek gibi bir amaç yok. ) (:
kemal-bay-hickimse7261
1-) Soyutu tanımlamak için somutu tanımlamak gerekir. Eğer elinizde herkes tarafından kabul görmüş bir " gerçek " tanımı var ise; işte o zaman tanrı soyut mu diye sorabilirsiniz. Ve bu soruyu sorarken bu tanrı ve şu tanrı gibisinden spesifik bir tutum içinde olursanız; o halde elde ettiğiniz cevaplar genelden çok özel cevaplar olacaktır.
2-) Gerçeği tanrı ile bağdaştıran bir bakış açısına göre bu sorunun bir önemi olmayacaktır çünkü tanrı, gerçeğin ta kendisidir. Bu bakış açısına sahip zihinler, kendi gerçeğini sorgulamak yerine diğer fenomenleri kendi " gerçeğini " referans alarak sorgular. Yani şuan ben gerçeği tanrı ile bağdaştıran ya da hakikati tanrı olarak tanımlayan bir zihin olsaydım bu soruyu görünce aklıma şu gelirdi; " Neyden bahsediyorsun, gerçek ve tek olan tanrıdır ve biz bu gerçeği, kendi gerçeğimize referans alıp diğer gerçeklikleri bunun üstüne kurarız. "
3-) Daha önce görmediğimiz, duymadığımız,koklamadığımız, tatmadığımız ve hissetmediğimiz bir şeyi deneyimlediğimizde o şeyi tanımlamak için bildiğimiz gerçekleri kullanırız. Mesela rüyalarımızı anlatırken, kelimelere dökemediğimiz şeyleri açıklamaya çalışırken ki durumları gibi. Bence aynı yaklaşım burada kullanılabilir. Bizim gerçeğimizden ve algımızdan üst seviyede olan o şeyi açıklamak için kendi gerçeklerimizi kullanırız. O kendini açıklamadıkça tabi. Fakat tek tanrılı 3 din de benim " o şey " dediğim şey, kendini farklı zamanlarda, farklı kültürlerde, farklı ahlak yasalarınca açıklamıştır. ( Şey sözcüğü, var olan tüm mesihler, tanrılar, ve fiziksel olarak gerçek olmayan şeyler yerine kullanılmıştır. Şey diyerek herhangi bir hakaret ya da ima vermek gibi bir amaç yok. ) (:
kemal-bay-hickimse7261
1-) Soyutu tanımlamak için somutu tanımlamak gerekir. Eğer elinizde herkes tarafından kabul görmüş bir " gerçek " tanımı var ise; işte o zaman tanrı soyut mu diye sorabilirsiniz. Ve bu soruyu sorarken bu tanrı ve şu tanrı gibisinden spesifik bir tutum içinde olursanız; o halde elde ettiğiniz cevaplar genelden çok özel cevaplar olacaktır.
2-) Gerçeği tanrı ile bağdaştıran bir bakış açısına göre bu sorunun bir önemi olmayacaktır çünkü tanrı, gerçeğin ta kendisidir. Bu bakış açısına sahip zihinler, kendi gerçeğini sorgulamak yerine diğer fenomenleri kendi " gerçeğini " referans alarak sorgular. Yani şuan ben gerçeği tanrı ile bağdaştıran ya da hakikati tanrı olarak tanımlayan bir zihin olsaydım bu soruyu görünce aklıma şu gelirdi; " Neyden bahsediyorsun, gerçek ve tek olan tanrıdır ve biz bu gerçeği, kendi gerçeğimize referans alıp diğer gerçeklikleri bunun üstüne kurarız. "
3-) Daha önce görmediğimiz, duymadığımız,koklamadığımız, tatmadığımız ve hissetmediğimiz bir şeyi deneyimlediğimizde o şeyi tanımlamak için bildiğimiz gerçekleri kullanırız. Mesela rüyalarımızı anlatırken, kelimelere dökemediğimiz şeyleri açıklamaya çalışırken ki durumları gibi. Bence aynı yaklaşım burada kullanılabilir. Bizim gerçeğimizden ve algımızdan üst seviyede olan o şeyi açıklamak için kendi gerçeklerimizi kullanırız. O kendini açıklamadıkça tabi. Fakat tek tanrılı 3 din de benim " o şey " dediğim şey, kendini farklı zamanlarda, farklı kültürlerde, farklı ahlak yasalarınca açıklamıştır. ( Şey sözcüğü, var olan tüm mesihler, tanrılar, ve fiziksel olarak gerçek olmayan şeyler yerine kullanılmıştır. Şey diyerek herhangi bir hakaret ya da ima vermek gibi bir amaç yok. ) (:
hasan-er5197
Tanrı fiziksel olarak görülemez, hissedilemez, duyulamaz. Tanrının varlığı sadece ruhsal olarak vardır. Belki de tanrı başka boyuttadır. O boyuttan o bizi görebiliyor ama biz onu göremiyoruz. Onun varlığını anlamaya beynimiz boyutsal olarak yetmiyor da olabilir.
kemal-bay-hickimse7261
1-) Soyutu tanımlamak için somutu tanımlamak gerekir. Eğer elinizde herkes tarafından kabul görmüş bir " gerçek " tanımı var ise; işte o zaman tanrı soyut mu diye sorabilirsiniz. Ve bu soruyu sorarken bu tanrı ve şu tanrı gibisinden spesifik bir tutum içinde olursanız; o halde elde ettiğiniz cevaplar genelden çok özel cevaplar olacaktır.
2-) Gerçeği tanrı ile bağdaştıran bir bakış açısına göre bu sorunun bir önemi olmayacaktır çünkü tanrı, gerçeğin ta kendisidir. Bu bakış açısına sahip zihinler, kendi gerçeğini sorgulamak yerine diğer fenomenleri kendi " gerçeğini " referans alarak sorgular. Yani şuan ben gerçeği tanrı ile bağdaştıran ya da hakikati tanrı olarak tanımlayan bir zihin olsaydım bu soruyu görünce aklıma şu gelirdi; " Neyden bahsediyorsun, gerçek ve tek olan tanrıdır ve biz bu gerçeği, kendi gerçeğimize referans alıp diğer gerçeklikleri bunun üstüne kurarız. "
3-) Daha önce görmediğimiz, duymadığımız,koklamadığımız, tatmadığımız ve hissetmediğimiz bir şeyi deneyimlediğimizde o şeyi tanımlamak için bildiğimiz gerçekleri kullanırız. Mesela rüyalarımızı anlatırken, kelimelere dökemediğimiz şeyleri açıklamaya çalışırken ki durumları gibi. Bence aynı yaklaşım burada kullanılabilir. Bizim gerçeğimizden ve algımızdan üst seviyede olan o şeyi açıklamak için kendi gerçeklerimizi kullanırız. O kendini açıklamadıkça tabi. Fakat tek tanrılı 3 din de benim " o şey " dediğim şey, kendini farklı zamanlarda, farklı kültürlerde, farklı ahlak yasalarınca açıklamıştır. ( Şey sözcüğü, var olan tüm mesihler, tanrılar, ve fiziksel olarak gerçek olmayan şeyler yerine kullanılmıştır. Şey diyerek herhangi bir hakaret ya da ima vermek gibi bir amaç yok. ) (:
kemal-bay-hickimse7261
1-) Soyutu tanımlamak için somutu tanımlamak gerekir. Eğer elinizde herkes tarafından kabul görmüş bir " gerçek " tanımı var ise; işte o zaman tanrı soyut mu diye sorabilirsiniz. Ve bu soruyu sorarken bu tanrı ve şu tanrı gibisinden spesifik bir tutum içinde olursanız; o halde elde ettiğiniz cevaplar genelden çok özel cevaplar olacaktır.
2-) Gerçeği tanrı ile bağdaştıran bir bakış açısına göre bu sorunun bir önemi olmayacaktır çünkü tanrı, gerçeğin ta kendisidir. Bu bakış açısına sahip zihinler, kendi gerçeğini sorgulamak yerine diğer fenomenleri kendi " gerçeğini " referans alarak sorgular. Yani şuan ben gerçeği tanrı ile bağdaştıran ya da hakikati tanrı olarak tanımlayan bir zihin olsaydım bu soruyu görünce aklıma şu gelirdi; " Neyden bahsediyorsun, gerçek ve tek olan tanrıdır ve biz bu gerçeği, kendi gerçeğimize referans alıp diğer gerçeklikleri bunun üstüne kurarız. "
kemal-bay-hickimse7261
3-) Daha önce görmediğimiz, duymadığımız,koklamadığımız, tatmadığımız ve hissetmediğimiz bir şeyi deneyimlediğimizde o şeyi tanımlamak için bildiğimiz gerçekleri kullanırız. Mesela rüyalarımızı anlatırken, kelimelere dökemediğimiz şeyleri açıklamaya çalışırken ki durumları gibi. Bence aynı yaklaşım burada kullanılabilir. Bizim gerçeğimizden ve algımızdan üst seviyede olan o şeyi açıklamak için kendi gerçeklerimizi kullanırız. O kendini açıklamadıkça tabi. Fakat tek tanrılı 3 din de benim " o şey " dediğim şey, kendini farklı zamanlarda, farklı kültürlerde, farklı ahlak yasalarınca açıklamıştır. ( Şey sözcüğü, var olan tüm mesihler, tanrılar, ve fiziksel olarak gerçek olmayan şeyler yerine kullanılmıştır. Şey diyerek herhangi bir hakaret ya da ima vermek gibi bir amaç yok. ) (:
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Soyut kısmı, insanın varoluşu dahil ister dinsel açıdan, ister bilimsel açıdan konuyu ele alınca; Neden ve sonuç ilişkileri zincirini takip edip, sonuçlardan nedene ulaştıkça, en sonunda "tüm nedenlerin" tek bir merkezde toplandığını ve ötesine geçemediğimizi görüyoruz.
Soyut kısmı bu durumu kavrayışımızdaki eksiklikten kaynaklanıyor.
Ama bana göre Tanrı çok somut ve nettir. Bu sadece soyut bir bakış açısı lsa da, O'nu her yerde, hatta şahdamarımdan bile yakın olarak farkedebiliyorum.
Açıklama: 100 katlı gökdelenin yapısı içinde bir molekül olsanız, bina sizin için nedir? Nerededir? Somut mudur, soyut mu?
Bence o molekülün durumundayız.
hakan-k9304
Tanrı İle Yaratıcı yı Karıştımayın
Yaratıcı = Yaratandır.
Tanrı = Üstün Varlıkdır.
Yada Bazılarına Göre En Üstün Varlıkdır.
Bazı Film Ve Ya Dizilerde Yaratıcı Ve ya Tanrı Olan Karakterler Görebilirsiniz.
Örnek : Doctor Who ((Modern Seri) 4. Sezon Doktor)
Kendisinin Kesinlikle Tanrı Oldugunu Söyleyebiliriz.,
Hatta Evreni Yaratan Kişidir Kendisi.
İnsanları Koruyan Yaratan Kişidir.
Kendisi İnsan Görünümündedir.
Ve Uzayda Ve Zamanda İstediği Yere Gidebilen T.A.R.D.I.S.( Time And Relative Dimensions In Space) Adlı Makinesi Vardır.
Ve Kendisi Soyut Bir Tanrıdır.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Tanrı Türkçe'de (Tengri), Arapçadaki Allah (C.C)'ın karşılığıdır. Yaratıcı anlamındadır.
Ancak kendi terimlerini üstün kılmak isteyen Araplar, El İlah (İlahların İlahı) kavramını diğerlerinden üstün ve farklı tutma yoluna gitmiştir.
Oysa bir çok Şaman (doğa dini) öğretisinde, diğer ilahların- tanrıların çoğu farklı bir kişilik veya varlık olmayıp, aynı Tanrı'nın farklı özelliklerini anlatmaktadır.
Daha sonra Uzak Doğunun ve Hindistanın, yeryüzündeki bir çok iblisi ve tanrısı Şamanist yaklaşıma katılmıştır.
Türkçe'deki Tanrı kavramı ile Yaratıcı kavramı arasında fark yoktur. Bu anlamda kullanıyorum.
(Hristiyanlıkta bu ayrım vardır. ama bunun ana nedeni hristiyanlığın yayılması için yayılma alanlarında çok tanrılı dinlerle ortak özdeş bakış açıları gelitşirmeleri olmuştur. Mesela İskandinav tanrıları Odin yaratıcı iken, diğerleri onun yardımcısı ve çocukları olmuştur. İsa ve havarileri gibi... Bu şekilde bu din yayılışında kolayca kabul görmüştür. (Zeus ve Herkül ve diğerleri gibi...)
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Sayın Hakan K,
Türkçe kökenli Şamanist (Tengri) Tanrı kavramı ile Batı kökenli çok Tanrılı dinlerin Tanrı kavramlarını karıştırıyorsunuz...
Türkçe'de Tanrı tek bir varlığı kast eder, O da Yaratıcıdır. Doğa dini olduğu için, doğadaki her kuvveti temsil eden kavram, aynı varlığın farklı bir yüzüdür.
Hristiyanlık gibi Pagan kültürlerde yayılan dinlerde bu çok tanrılı yapıya ayak uydurmuştur. Odin-Thor, Zeus-Herkül yerini; The God-The Jesus almıştır. Böylece Hz. İsa'yı Tanrılık mevkisine çıkarmışlardır. Diğer tanrıları da havari yapmışlardır.
Bu yüzden Türkçe Tanrı kavramı ile batı dünyasının Tanrı kavramı aynı değildir.
Hatta Arapların El İlah (İlahların İlahı); Allah (C.C.) kavramı bile, bizim Tanrı kavramımızdan biraz farklıdır. (Arapların putperest geçmişinden dolayı...)
Sizin Doktor Kim hiç bir şeydir. BBC'nin uzatmalı bir dizi karakteri olması dışında. Ama çok önemli bir yanı vardır. İngiliz kültürü ile bilimsel bakışın buluşmasında önemli rolü olmuştur. Doctor Who seyretmemiş, bölümleri arkadaşlarıyla değerlendirmemiş İngiliz çocuğu azdır sanırım.
muzaffer-erdem5978
-Yaşamın mutlak olan yüzü , adı olan her şeyin kütlesi ve ağırlığının olması gerekliliğidir.
Eğer bu anlatılanların dışında kütle ve ağırlığı ölçülemeyen , ve isim sahibi bir şey varsa onada "YOK" denir.
Kutsal kitaplarda tarif edilen ; Yaratıcı , Allah , yada adına tüm dünya dillerinde her denirse , aynı kutsal kitaplarda asla O'nu göremezsiniz demiyor.
Sadece sıfatları hakkında bilgi veriyor , onlarda sırasıyla;
1-) Zamandan ,
2-) Mekandan,
3-) Vücüttan münezeh.
diye tarif edilir,
Tabii bu tarife göre de Yaratıcının Malum dindarların tarif ettiği gibi bir "ADEM BABA" yaratması da
mümkün olmaz.
Çünkü" Adem Baba" yaratabilmek için Yaratıcının önce bir atölyeye , sonra belli bir zaman dilimine ve en önemlisi de o yaratacağı nesneye ağız burun yapacak bir vücuda sahip olması gerekir.
Ama verilen tarife göre bu mümkün değildir.
Yani değerli arkadaşlar, böylesine muazzam bir sistemi oluşturan bu mutlak kudret sahibine neden ve hangi gerekçe ile bu sıfatlar yüklenir o da ayrı tartışma konusudur.
Bu arada İslam dininin kutsal kitabı olan "KURANI KERİM"de ise insanlara bir tekil ağızdan birde çoğul ağızdan hitap edilir.
Tüm bunların ışığında akıllı insanlara her hangi bir izah yapılmasına gerek olmadığı kanaatindeyim.
Saygılarımla.
Muzaffer Erdem
muzaffer-erdem5978
Tanrı - İlah - Allah - Yaratıcı
adı hangi dilde ne olursa olsun,
mutlaka ve mutlaka görünüyor olması gerekir.
Görünmeyen şey olmayan şeydir.
Yada her ikisi birdendir.
Hem vardır hem de yoktur.
ve
insan oğlu hem olanı görür hemde olmayanı görür.
Yaratılışın sebebi daha muhteşem bir yaratılmadır,
bunun için kainatta ki tüm varlıklar taklitkardır (homopati)
ve sonsuza dek süren bu devinimde
en mükemmel yaratılmışa kadar devam edecek bir sürecin bir yerlerındeyiz.
Şöyle bir bakacak olursak kendi çağdaşımız olan dünya ehline;
demek ki daha bayağı var o mükemmel yaratılmışa ,
Bu da demektir ki kıyamete epeyce var.
muzaffer-erdem5978
Bu yazıya cevaben yazdığım yazılar her nedense iletişim engeline takılıyor.Cevap kabul edilmiyor mu?