kemal-bay-hickimse7261
Algı gerçeklik midir ? Yoksa gerçeklik dediğimiz şey; dünyanın 3 boyutlu yansımasının beynimizde yorumlanması sonucu ortaya çıkan gerçekliğin çarpıklığı mıdır ?
kemal-bay-hickimse7261
5 duyu organımız ile deneyimlediğimiz dünya aslında gerçekte bizim onu gördüğümüz gibi midir ? Yoksa dünya ve " gerçek " dediğimiz olgu aslında bizim ona baktığımız gibi midir ? Algı, fiziksel gerçeklik ve beyin arasında ki nöropsikolojik bir filtre midir ? Diğer taraftan her canlının umwelti farklı ise o halde her canlının gerçeklik algısı farklıdır.
Dünyayı ve evreni deneyimleme yollarımız ve duyularımız arttıkça; gerçekliğimizin spektrumu ve algımızın potansiyeli artacağına göre neden " elimizdeki gerçeğe " adeta taparız ?
yunus-ilik5290
zamanımızı örerken oluşturduğumuz nöron ağlarının alışkanlığı, enerjisini koruma , zamanı doldurma diyebiliriz. senin bu konuma erişebilmenin ördüğü zaman ve yeni ağ bağlantıları oluşturma enerjisi, evrim zamanı. inanma duyu ağlarının enerji desteğinin korunması. madde, enerji ,zaman kaotik hız ve etkilerinin toplumsal etkileşimi.
yunus-ilik5290
algı gerçekliğin küçücük bileşeni olmalıdır.bu bileşenlerin doğruya yakın bağlantılara eklenmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. duyularla parçalar halinde aldıklarımızın durumla uyumlu, ancak zihnimizde eski bildiklerimiz etkisinde birleştirilmesi çarpıtma olabilir.
yunus-ilik5290
bizler evrenin enerjisinde, evrenin tarlasında evrimleşen oluşumlar olarak yapımız onun küçük kısmını algılamaya uyumludur. onu anlama istekleri ve toplumun çoğunluk enerjisinden faydalanma istekleri, sağ kalma korkusu çarpıtmalara yol açabilir.mesela kuantum dolanıklığı inandığı cinlere bağlayanlar olabilir, bu çarpıtmadır yani
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Bilmiyorum. Üstelik her iki durumu da veya aksini da, ispatlama imkanımız yok.
İspatlama imkanı yok ise, bence değersizdir. Çünkü hayatımızı etkileyecek bir yanı yok.
yunus-ilik5290
Beynimizde tüm olanlar enerji meselesidir bizler beden kimyamızın beden canlılığın kimyasının benzetmesiyle tatlı tuzlu vb duyu isimlendirmeleri geliştiririz bunlar bedenin ihtiyaçlarını bedenin tanımasındaki evrimsel süreçtir yapılan tanımlar doğa için önemli olmamalıdır ama kimyasal etkileri farklıdır. Beyin bedende çarpıtma olsana nöronun ilgilendiği enerji meselesidir.
yunus-ilik5290
Evren'in enerji alanında evrimleşen organize evren alanları olarak onun etkileşimi dışında nasıl bir etkileşim olabilirki diye düşünürüm. Yani duyu organlarımızı enerjiyle etkinleştiiren uyaranlar gerçekliğin küçücükte olsa bir alanı ,enerjisi , uyaranı olmalıdır. Bizler mekanik bedenimiz ile elektrik-elektromanyetik ve tabii zamanın kaotik etkileşiminde temel olarak şekilleniyoruz . İnsanlar Evren'in Evrim'inde oluşan kuvvetler ve bununyanında tüm bileşenlerin etkileşimine Tanrı diyebilir, duyularla algıladıkları zihin işleyişi etkilerine maruz kaldıklarından yanlış yerlere eklenebilir ve hatta hiç bağlantı kurulmayacağından hiç farkedilmeyebilir bile
yunus-ilik5290
Evren'in enerji alanında şekillenen bizler Evren'in enerji etkileşimi dışında başka neyle etkileşimde bulunabilirizki? Gerçekliğin enkazından küçük bir kısmına , Evrim'imizin ulaşabildiği kadarıyla etkileşimde olmalıyız gibi gözükmektedir. ancak bizler mekanik madde ortamı ve elektrik- elektromanyetik işleyişimizin zamandaki kaotik etkilerinde evrilmekte , var olmaktayız.
yunus-ilik5290
Algı duyu yollarıyla alınıp beyinde tekrar birleştirilirsen beyin işleyişimiz, öğrendiklerimizin etkileşimindedir olduğundan birleştirilip anlamlandırmak hatalı olabilir. Yanlış öğrenimlere bağlayabiliriz.Hatta durum hakkında beyinde bilgi, bağlantı ağı yoksa hiç farkına varamayabilirizde. Evrimleşen Evren'de oluşan kuvvetler ve Evren'i oluşturanların enerji etkileşimler Vederson'un hız farklarının oluşturdukları kaotik etkiler, kaotik düzenlenmeye ve bu etkilerle Evren'de oluşumları ne var ediyor kendi kendinedir diye Tanrı savunulabilir ama Tanrı nasıl varlandıya saçma sapan cevaplar.
yunus-ilik5290
Evren'in enerji alanında evrimleşen bizler onun etkileri dışında başka nasıl duyu yollarıyla uyarılabilirizki? Duyu yollarıyla aldıklarımız küçükte olsa Evrim'imizin olanaklarında Evren'in gerçekliğini içermelidir. Ancak bizler mekanik yani madde yapımızın elektrik-elektromanyetik zamanlamasında bilinci oluştururken ve farklı duyulardan durumu parçalar halinde alıp beyinde tekrar birleştirirken bildiğimiz. vesandıklarımızın nöron ağları etkilerine maruz kalırlar ve bütünleştirme hatalı olabilir. Yani gerçekliğin küçük bir kısmıyla etkileşirken Onuda çarpıtabiliyoruz. desem.
kemal-bay-hickimse7261
Aslına bakarsanız hayatınıza etkisi yok evet. Algı her şeydir. Sadece hayatınızın değil. Algı, olayların yeniden tanımlanması demektir. Algı; bir şeylerin olduğu gibi olmasını değil, bir şeylerin bizim düşündüğümüz gibi olduğunu söyler.
Bu yüzdendir @Burtay bey ikimiz aynı dilde aynı makaleyi okusak bile, siz ve ben çok farklı anlamlar çıkaracağız. Makale ne kadar duru ve açık olursa olsun bu değişmez.
Bu yüzdendir herkesin farklı bir fikri vardır. Ne kadar benzer olursa olsun farklıdır çünkü dünyayı farklı algılıyordur. Farklıdır çünkü fiziksel dünyayı deneyimleyen beyin o kişiye bir
kemal-bay-hickimse7261
Aslına bakarsanız hayatınıza etkisi yok evet. Algı her şeydir. Sadece hayatınızın değil. Algı, olayların yeniden tanımlanması demektir. Algı; bir şeylerin olduğu gibi olmasını değil, bir şeylerin bizim düşündüğümüz gibi olduğunu söyler.
Bu yüzdendir @Burtay bey ikimiz aynı dilde aynı makaleyi okusak bile, siz ve ben çok farklı anlamlar çıkaracağız. Makale ne kadar duru ve açık olursa olsun bu değişmez.
Bu yüzdendir herkesin farklı bir fikri vardır. Ne kadar benzer olursa olsun farklıdır çünkü dünyayı farklı algılıyordur. Farklıdır çünkü fiziksel dünyayı deneyimleyen beyin o kişiye bir " yorum " verir.
yunus-ilik5290
Kendimizde bile aynı algı durumunu yekrarlayamayıp benzeştirebiliriz gibi görünmekte
yunus-ilik5290
Kendimizde bile aynı algıyı oluşturamaz, benzeştirebiliriz gibi görünmektedir
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Sayın Bay Hiç Kimsei haklısınız.
Ek olarak; o makaleyi tekrar okuyup her seferinde not alsak. Her seferinde farklı yorumlayacağız. (Bırakın birbirimizi, bir önceki kendimizle bile aynı değiliz...) :-)
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Sayın Bay Hiç Kimse haklısınız.
Ek olarak; o makaleyi tekrar okuyup her seferinde not alsak. Her seferinde farklı yorumlayacağız. (Bırakın birbirimizi, bir önceki kendimizle bile aynı değiliz...) :-)
burtay-mutlu-shibumi-tr6061
https://uzelgi.wordpress.com/2010/05/04/kuantum-mistisizmi-holografik-evren/
Alıntı
"1960′larda ise Pribram, bilginin beynin nöronlarında veya küçük nöron gruplarında depolanmadığını ve kodlanmadığını ispatladı. Pribram, sinir ağı içindeki bütün beyni dolaşan impulsların bazı lazere benzer demetler ve şekiller oluşturduğunu ve bu toplu dolaşım arasındaki etkileşimin beyinde beş duyunun aktardıklarını şekillendirdiğini gösterdi. Başka bi ifadeyle zihnin kendisinin bir hologram olduğunu söyledi. Pribram’ın bir diğer araştırması da beynin veri kapasitesiyle ilgiliydi. Beynin nasıl olupta bu kadar veriyi depolayabildiğini merak ediyordu. Ona göre ilk bakışta beyin bu kadar veriyi depolamak için yetersiz olmalıydı. Araştırmasının ileri aşamalarında sıradan bir insanın beyninin, ortalama bir insan ömrü süresinde 10 milyar bit’e yakın veri depolayabildiğini ortaya koydu. Bu rakam oldukça büyüktü."