burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Bir soru daha, parçacıkların özellikle temel parçacıkların enerji seviyeleri artışı veya azalışında, parçacıkta oluşan temel değişimler nedir?
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Örneğin fotona enerji kazandırdığımızda ya da her hangi bir kütlenin ivmelenip momentum kazanması ile enerji yüklenmesinde veya nükller reaksiyonlar ile fırlatılan farklı parçacıklarda bu nesnelerde ne değişiyor?
Şimdiye kadar, (temel parçacıklar + foton bazında) bir tür sicimin enerji artışı ile titreşim alanını ve titreşim frekansını değiştirdiğini düşündüm. Yani örnek benzetme ile; eskiden 1 santim içinde gidip geliyorsa, şimdi 1.5 santim içinde titreşiyordu. Ya da saniyede 100 kez değil, 150 kez titreşiyordu. Bazen ikisi birden. Enerji yüklenen parçacık, enerjisini aktarınca orijinal haline dönüyordu.
Ama bu bakışın üstüne düşünce geliştirmedim. Bilgi de edinmedim.
Oysa nesneler arasında kuvvet taşıyan parçacıkların bu kuvveti, nasıl aldıkları, taşıdıkları ve aktardıkları önemli...
Bu konuda her türlü katkıya ihtiyacım var.
necmi-tufek7866
Merhaba Burtay Bey,
Aslında bu soruyu en iyi sizin yanıtlamanız gerekiyordu. Çünkü evrendeki tüm enerji değişimleri çok iyi bildiğiniz gibi elektromanyetik etkileşmeler ile sağlanır. Onun da en küçük enerji birimi fotondur. Mantıken, fotondan daha küçük enerji paketi olamaz.
Foton enerji kazandığında ne değişir?
Bir etkileşme yapmadığı müddetçe kazandığı enerjiyi taşır. (Kozmik ışınlar gibi) Yani çok fazla enerji yüklenebilir. (Oldukça ağır maddesel parçacıklar üretecek kadar enerji yüklenebilir)
Ama bu durumu anlamak için tersini düşünmek belki bizi daha iyi aydınlatabilir.
Bildiğiniz gibi, kozmik mikrodalga art alan radyasyonu hakkında sağlam bilgiler ve gözlemler var. Onlar bu durumun tersini gösteriyorlar. Yani, foton enerji kaybettiğinde ne olur? sorusunu yanıtlıyorlar. Büyük patlama sonrası, sıcaklık 3.000 dereceye düştükten sonra serbest kaldıkları ve o zamandan bu yana evren en az 1.000 kez ikiye katlandığı için sıcaklıklarının 3 kelvin civarında olduğu kabul ediliyor ve gözlemleniyor. (Bu bize ayrıca evrenin kapalı bir sistem olduğunu da kanıtlıyor.)
Yani, evren şimdiki durumundan bin kez daha küçük olsa fotonlar bin kat daha enerjik olacaklar ama yine de "foton" olarak kalacaklar demektir. Bu arada değişen sadece dalga boyları olur sanırım. (Dalga boyu hareket sağlanamayacak kadar sıkışık bir ortama gelindiğinde ise her halde katılaşır, maddeleşir sanırım) Ya da sıcaklık o kadar artar ki sıkışma (çökme) enerjisine karşı koyar, genleşir.
Not: Frekans konusu titreşme durumu değildir bence. Ardışık fotonların sıklık derecesidir sanırım. Ama "spin" anlamında söylüyorsanız, spin değişmez diye biliyorum.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Necmi Bey Teşekkür ederim. En uzun yanıtı verebilirim ama en iyi veya doğru olacağından şüpheliyim. Arkadaşlarımın görüşleri değerli...
Frekans konusundaki tereddütünüzü sanırım anlıyorum.
Siz elektromanyetik dalgayı tek/bütün olarak ele alıyorsunuz. Çünkü bilimin şu an üzerinde hem fikir olduğu ve tereddüt etmeden hesaplarla doğrulattığı yaklaşım bu...
Ben ise bir varsayıma dayanarak iki parçaclı bir sistem olarak ele alıyorum. Elektromanyetik dalga ve taşınan-sörf yapan foton)
Elektromanyetik dalga açısından bakınca, frekans için sizin ifadeniz doğru. Dalganın tekrar sıklığı, doğrudur.
Ben ise o frekanstan farklı olarak (spin değil, ona bakışım farklı) Fotonun kendi içindeki ikinci bir titreşimi kast ediyorum.
Yani foton taşınırken, ayrıca hareket yönüne dik olacak şekilde ikinci bir titreşim yapıyor. O momentum enerjisini de burada saklıyor. Böylece hareketinden bağımsız bir enerji taşıma kapasitesi oluyor. http://bit.ly/2qZvifo (adresinde elektromanyetik dalga üzerindeki fotonu tasvir ediyorum. Bir yandan elektromanyetik dalga ile ilerliyor. Bir yandan da titreşiyor.)
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Necmi Bey Teşekkür ederim. En uzun yanıtı verebilirim ama en iyi veya doğru olacağından şüpheliyim. Arkadaşlarımın görüşleri değerli...
Frekans konusundaki tereddütünüzü sanırım anlıyorum.
Siz elektromanyetik dalgayı tek/bütün olarak ele alıyorsunuz. Çünkü bilimin şu an üzerinde hem fikir olduğu ve tereddüt etmeden hesaplarla doğrulattığı yaklaşım bu...
Ben ise bir varsayıma dayanarak iki parçaclı bir sistem olarak ele alıyorum. Elektromanyetik dalga ve taşınan-sörf yapan foton)
Elektromanyetik dalga açısından bakınca, frekans için sizin ifadeniz doğru. Dalganın tekrar sıklığı, doğrudur.
Ben ise o frekanstan farklı olarak (spin değil, ona bakışım farklı) Fotonun kendi içindeki ikinci bir titreşimi kast ediyorum.
Yani foton taşınırken, ayrıca hareket yönüne dik olacak şekilde ikinci bir titreşim yapıyor. O momentum enerjisini de burada saklıyor. Böylece hareketinden bağımsız bir enerji taşıma kapasitesi oluyor. http://bit.ly/2qZmOFl (adresinde elektromanyetik dalga üzerindeki fotonu tasvir ediyorum. Bir yandan elektromanyetik dalga ile ilerliyor. Bir yandan da titreşiyor.)
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Necmi Bey Teşekkür ederim. En uzun yanıtı verebilirim ama en iyi veya doğru olacağından şüpheliyim. Arkadaşlarımın görüşleri değerli...
Frekans konusundaki tereddütünüzü sanırım anlıyorum.
Siz elektromanyetik dalgayı tek/bütün olarak ele alıyorsunuz. Çünkü bilimin şu an üzerinde hem fikir olduğu ve tereddüt etmeden hesaplarla doğrulattığı yaklaşım bu...
Ben ise bir varsayıma dayanarak iki parçaclı bir sistem olarak ele alıyorum. Elektromanyetik dalga ve taşınan-sörf yapan foton)
Elektromanyetik dalga açısından bakınca, frekans için sizin ifadeniz doğru. Dalganın tekrar sıklığı, doğrudur.
Ben ise o frekanstan farklı olarak (spin değil, ona bakışım farklı) Fotonun kendi içindeki ikinci bir titreşimi kast ediyorum.
Yani foton taşınırken, ayrıca hareket yönüne dik olacak şekilde ikinci bir titreşim yapıyor. O momentum enerjisini de burada saklıyor. Böylece hareketinden bağımsız bir enerji taşıma kapasitesi oluyor. http://bit.ly/2qZmOFl (adresinde elektromanyetik dalga üzerindeki fotonu tasvir ediyorum. Bir yandan elektromanyetik dalga ile ilerliyor. Bir yandan da titreşiyor.)
Not: Linke tıklayınca uyarı geliyor ama güvenli...Devam edebilirsiniz.
necmi-tufek7866
Sicimlerin titreşmelerini foton için de yine aynı bağlamda kullanırsanız, iki kez toplamış olursunuz ve sanırım yanlış sonuç elde edersiniz gibi geliyor bana. Yani fotonun ayrıca bir titreşim yapmak için ilave bir enerjiye ihtiyacı olur ve bunun için başka bir kaynak bulmak gerekir.
(Fotonun enerji durumu tamamen hesaplanmıştır sanırım. Varsayım bile olsa ikinci bir titreşme hareketi için enerji fazlalığı yoktur zannederim)
omer-karanlik-profil5833
biraz uçuk bir düşünce olabilir ama foton un ikinci titreşme hareketini yapması için gerekli enerjiyi uzay-zaman ın zemininden sağlıyor olabilir mi_?
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
@Karanlık Profil, şu an için fikrim net olmasa da, ilk titreşimini yani onu taşıyan dalganın frekansı hızını sınırlayan koşulları, uzay-zaman dokusundan alıyor.
Ancak bu frekansı, enerji taşımak için kullanmıyor. O sadece bir Sörfçü...
İkinci titreşimini ise ayrı olarak varlığında taşıyor. Bu titreşiminde taşıdığı enerji değişen, en üst ve en alt sınırları olmalı. Bu sayede elektronlar enerji yüklenebiliyor ve aktarabiliyor. Gene bu enerji seviyesinin büyük bir kısmını kaybettiği halde, hızı değişmiyor.
Necmi Bey'in ifade ettiği ilave enerji burada taşınıyor. İsabetli benzetmesi ile foton gözlemlenebilen en basit sicim olabilir. Bu frekansında taşıdığı enerji, hareketinden bağımsız olduğu için, kaybı ya da artması hızını değiştirmiyor.
Bizim saptadığımız ışık dalga boyu, bu iki değişkenin bileşke sonucu olabilir.
Burada çıkış noktam, kütlesi olmadan nasıl momentum taşıdığı ve aktardığına dayanıyor...
Foton kütlesiz olduğu için, onun hareketi için enerjiye ihtiyacı olmaması lazım. Sadece taşınan enerji miktarını belirten frekansı için enerjiye gerek duymalı.
Diğer yandan, momentumunda enerji taşıyabildiğine/aktarabildiğine göre, bir enerji kapasitesi de -alt/üst limitleri var demektir.
Bu iki durumu birbirinden bağımsız yapılara koyma ihtiyacını bundan duyuyorum.
Foton bir yere çarpıp yansırken enerji kaybettiği zaman bile, hızının değişmemesi için, hızının sebebi farklı bir sistem olmalı.
Şöyle olabilir: Her elektromanyetik dalga frekansı, her ağırlıktaki sörfçüyü aynı şekilde taşıyamıyor olabilir.
Yani mavi (yük) renk fotonlarını taşıyan elektromanyetik dalganın frekansı, kırmızı renkli (yük) fotonları taşıyan elektromanyetik dalganın frekansı için çok fazla olabilir. Ya da tam tersi...
Bu nedenle farklı frekanstaki elektromanyetik dalgaların taşıdığı fotonların enerji seviyeleri de farklı oluyor olabilir. Bizlerde bu sistemleri farklı olarak tespit ediyoruz. Gibi....(???)
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
(Biraz düzeltme yaptım. Kusuruma bakmayın... Yazarken, kullandığımı sandığım kelimeleri sadece iç sesimde kullandığım oluyor)
@Karanlık Profil, şu an için fikrim net olmasa da, Foton ilk titreşimini yani onu taşıyan elektromanyetik dalganın frekansı, bu dalganın hızını sınırlayan koşullardan, uzay-zaman dokusundan alıyor.
Ancak foton bu frekansı, enerji taşımak için kullanmıyor. O sadece bir Sörfçü...
Foton ikinci (kendi -gerçek) titreşimini ise ayrı olarak varlığında taşıyor. Bu titreşiminde taşıdığı enerji değişen, en üst ve en alt sınırları olmalı. Bu sayede elektronlar enerji yüklenebiliyor ve aktarabiliyor. Gene bu enerji seviyesinin büyük bir kısmını kaybettiği halde, hızı değişmiyor.
Necmi Bey'in ifade ettiği ilave enerji burada taşınıyor. İsabetli benzetmesi ile foton gözlemlenebilen en basit sicim olabilir. Bu frekansında taşıdığı enerji, hareketinden bağımsız olduğu için, kaybı ya da artması hızını değiştirmiyor.
Bizim saptadığımız ışığın dalga boyu, bu iki değişkenin bileşke sonucu olabilir.
Burada çıkış noktam, kütlesi olmadan nasıl momentum taşıdığı ve aktardığına dayanıyor...
Foton kütlesiz olduğu için, onun hareketi için enerjiye ihtiyacı olmaması lazım. Sanırım burada hem fikiriz. Buna karşılık bir aktarabildiği bir enerji değeri de var. Bu durumda, sadece taşınan enerji miktarını belirten frekansı için enerjiye gerek duymalı.
Foton momentumunda enerji taşıyabildiğine/aktarabildiğine göre, bir enerji kapasitesi de -alt/üst limitleri var demektir.
Bu iki durumu birbirinden bağımsız yapılara koyma ihtiyacını, bundan dolayı duyuyorum.
(Foton bir yere çarpıp yansırken enerji kaybettiği zaman bile, hızının değişmemesi için, hızının sebebi farklı bir sistem olmalı.)
Şöyle olabilir: Her elektromanyetik dalga frekansı, her ağırlıktaki sörfçüyü aynı şekilde taşıyamıyor olabilir.
Yani mavi (yük) renk fotonlarını taşıyan elektromanyetik dalganın frekansı, kırmızı renkli (yük) fotonları taşıyan elektromanyetik dalganın frekansı için çok fazla olabilir. Ya da tam tersi...
Bu nedenle farklı frekanstaki elektromanyetik dalgaların taşıdığı fotonların enerji seviyeleri de farklı oluyor olabilir. Bizler de bu sistemleri farklı olarak tespit ediyoruz. Gibi....(???)
morgan-frei5424
Kafamdaki zaten cikmazlar cevaplanmis, ama kisisel cevapllar mi, bilinenler mi anlamadim.
1-Zaten var olan ve enerjisi olan bir fotona nasil bir enerji yuklemesi yapilir?Gecen wikiden alinti yaptigim "higgs alaninin kutlesiz fotona" enerji bindirmesi disinda ?
2-elektromanyetik alan tek olsa da, gosterimde nicin birbirlerine dik elektrik ve manyetik akim gosteriliyor? Sanki biri digerini tetikliyor havasi veriliyor
3-Foton yokolana kadar frekans ve dalga boyu dengesi oldugu icin hizinda azalma olmamasi mantikli degil mi zaten ?
4-titresim icin zemin uzay-zaman dokusu ise, titresimin siddeti nicin artmiyor? doku heryerde var.
5-Fotonu dalgadan ayri dusunen fikirler mi duyuyorum, yoksa bana mi oyle geliyor? Foton dedigimiz kuanta degil mi ? elektromanyetik dalgasinin sorfculuk ettirdigi veya sIkIstirdigi "fake" bir kutle gibi mi bazi dusunceler?
6-Fotona enerji bindirilse ( 1.sorudaki durumu ele alsak) , ve dalga boyu zaten Planck uzunluguna geldiginde, bir karadelik etkisi olmaz mi ?
Tesekkurler
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Sayın Morgan Frei, Cevaplarım bir kısmı daha önceki yazışmalarımızda da olacaktır. Mümkün olduğunca net ve kısa olmaya çalışacağım.
C.5) Evet , fotonu elektromanyetik dalgadan ayrı bir nesne olarak ele alıyorum.
Elektromanyetik dalga, uzay-zaman dokusunda oluşan bir dalgalandırma hareketi. Bir dalga ile enerji aktarılır ama taşıyıcı dokunun elemanları olduğu yerde kalır. Uzay-zaman dokusunda düşük yoğunluklu enerji paketçiklerinden oluşuyor. Ancak akışkan yapıyı sadece paketçik olmaları değil, aynı zamanda her yönden titreşim alan bir dalgalandırmanın etkisi altında olmalarına bağlıyorum.
Bu dalgalandırmanın kaynağı, evrenin genişlemesinden kaynaklanan dalgalar.
Örnekleme: Bir leğen dolusu ıslak kum ele alın. Eğer titreşim yok ise kum sabittir. Eğer leğenden kuma olacak şekilde titreşim verirseniz. Bir süre sonra tüm kum taneleri homojen düzeyde enerji yüklendiğinde, kum artık akışkan olacaktır.
Evren dokusu da bu şekilde akışkanlık kazanıyor. Biz buna "uzay (artı) zaman" diyoruz.( Bu konudaki önceki tartışmalarda ayrıntıları var.)
Elektromanyetik dalganın kaynağı ise enerji kaynağı. Yani mesela bir el lambası, akım geçip teli ısıtıp ortama ısı ve ışık vermeye başlaması ile bu dalgalar yayılıyor.
Bu dalgalar yukarıda bahsettiğim (kum gibi olan) dokuda, onun özelliklerine bağımlı olarak bu açığa çıkan enerjiyi aktarıyor, dağıtıyor...
Foton ise en basitinden bir enerji köpüğü, ama sahte bir kütle filan değil. Kütlesi olmayan bir enerji ... Bir boyut üzerinde titreştiği için, bir sicim olabilir diye düşünüyorum.
Bu sicimin titreşimi, gerilimi içinde enerji taşıyor. Kütlenin olma koşullarına sahip olmadığı için, etrafa yayılan elektromanyetik dalgaların üzerinde, onların hızına bağımlı olarak taşınabiliyor. Çünkü bu titreşimi, belki spininden kaynaklanıyor, hareket yönüne dik...
C.6) Fotona enerji bindirildiğinde, karadelik olmuyor sanırım. Sorunuzu doğru anlayacak bilgiye sahip değilim. Zaten fotona enerjiler bindiriliyor ki, çeşitli enerji düzeylerinde ve dolayısı ile renklerde fotonlar var.
Burada ana soru şu bence, foton ile bir itme uygulanabiliyorsa ve bu fotonun momentumundan kaynaklanıyorsa, itmeyi uygulayan kuvveti sağlayan enerji nereden geliyor.
a) Elektromanyetik dalganın dalga boyunda saklanan enerji ki o zaman itme ile bu enerjiyi aktardığında, hızının da etkilenmesi gerkemez mi?
b) Direk fotonun kendisinde, eğer elektromanetik dalga ise, bu enerjiyi aktardığında fotonun hızı etkilenmez mi?
Ben diyorum ki, elektromanyetik dalga uzay dokusunda bir dalgalandırma hareketidir. Hızı ortamın yoğunluğuna bağlıdır. Foton ise bu uzay dokusuna kütlesi olmadığı için batmamış, bu nedenle de bu dalga tarafından taşınabilen bir enerji paketçiğidir.
Fotona başka nasıl enerji yükleyeceksiniz ki? İlk oluşumu esnasında sahip olduğu enerjiyi kullanabilirsiniz ancak. Yol boyunca bunu taşır, aktarır ama artıramaz. Varsa bir yolu ben bilmiyorum.
C.4) Önceki paylaşımlarımı pek dikkate almadığınızı düşünüyorum. Bu titreşim kaynağı evrenin genişleme kenarlarından içeriye doğru, konkav yapıda... Yani doğada bilinen sıradan dalgaların aksine, ilerledikçe, birim başına taşınan enerji miktarı artıyor. Bu da özellikle temel parçacıklar üzerinde enerji odaklanması gibi etki sağlıyor. Titreşimi ve diğer özelllikleri zaten Planck ölçeklerinde olmalı.
Çünkü zaman kavramını da bu dalgaların geçiş sayısına göre belirliyoruz.
C.3) Haklısınız. Böyle bir denge var. Bu konuda net bir cevabım yok. Her enerji yükündeki fotonu taşıayabilecek olan elektromanyetik dalganın farklı frekansı olması gerektiğini düşünüp işi kısa kestim ama cevap doğru olmayabilir. Bu konuda eksiğim.
c.2) Bu konuda geçenlerde paylaştığımız, anti madde içerikli yazışmalarımıza bakın. Bir varsayım da ürettim ama sadece hayalgücünü tetikliyor aslında...http://bit.ly/2qovYau
C.1) Fotona enerji yüklemesi yapılamaz. Higgs alanından geçerken bile.
http://bit.ly/2r11ugJ (blogspot biraz geç açılıyor bugünlerde)
Yoğun kütleye yaklaşan foton nasıl maviye kayıyor? başlıklı kısma bakınız özellikle
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Sayın Morgan Frei, cevaplarım bilinen değil, kişisel ele alışlardır. Mevcut bilimsel bilgiyi farklı bir açıdan yorumlama çabasıdır.
"Gecen wikiden alinti yaptigim "higgs alaninin kutlesiz fotona" enerji bindirmesi disinda ? " (Madde 1) de tekrarladığınız ve geçenlerde gene sorduğunuz bu konuda, wikipedia da yanlış yazım veya anlama olduğunu düşünüyorum.
Çünkü Higgs alanı dediğimiz şey ile benim doku dediğim şey arasında işlev açısından bir fark yok.
Her ikisi de, teoride, evrendeki her yerdedir.
"Fotonun Higgs alanından geçerken enerji kazanması yaklaşımına bakarsak", yazan kişi, Higgs alanını sadece kütleler arasında gibi sınırlı bir bölgede olduğunu düşünmüş. Sanırım bu varsayımına temel olarakta, büyük kütleli nesnelere doğru giden fotonların maviye kaymasını oturtmuştur.
Bu yüzden yanlış bir ifade kullanmış, bence...
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
@Necmi Tüfek, " Sicimlerin titreşmelerini foton için de yine aynı bağlamda kullanırsanız, iki kez toplamış olursunuz ve sanırım yanlış sonuç elde edersiniz gibi geliyor bana. Yani fotonun ayrıca bir titreşim yapmak için ilave bir enerjiye ihtiyacı olur ve bunun için başka bir kaynak bulmak gerekir. "
Necmi bey, bu paragrafı biraz daha açmanız mümkün mü? Burada hata(mı) düzeltecek bir ayrıntı var. Ama tam anlayamadım.
necmi-tufek7866
Burtay Bey,
(Sicim teorisinin geçerliğinin şüpheyle karşılandığı şu dönemde biz yine de sicimleri varsaysak bile...)
Sicim (boyut anlaşmazlığı da önemli değil) kütlesiz enerjinin kütle edinmek için yaptığı hareketse eğer, çok büyük bir enerjinin ancak sağlayabildiği bir "kıpraşımdır" titreşim deyimini kullanınca farklı anlam oluşuyor galiba. Bu titreşmek değil kıvrılmaktır. Yani çok sert ama esnek bir çubuğun bir miktar eğilip, bükülmesi anlamındadır bence. (Neyse bu da önemli değil)
Sicim enerjisi bir parçacığı meydana getirir. Bunun için tüm enerjisini kullanır. Meydana gelen parçacığın ölçülebilen bazı değerleri vardır. Kütlesi (ya da sanal kütlesi) momentumu, spini gibi. Tüm bu özellikler çok iyi bilinir ve ölçülür durumdadır. Siz fotona ayrıca bir titreşim özelliği veriyorsunuz bu durumda. Yani tüm bu hesaplamalar haricinde ayrıca fazladan bir hareket veriyorsunuz. Ben "kaynak bulmanız gerekiyor" derken biraz latife anlamında söyledim. Çünkü kaynak bulmak önemli değil. Önemli olan bu titreşme hareketinin nasıl olup da şimdiye kadar fark edilip, ölçülememesi...
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Necmi Bey, Teşekkür ederim. :-)
Bir kaç aralıklı-tekrar okuma ile değerlendiriyorum.
Bu varsaydığım titreşimin nasıl olup farkedilmediği akıma gelmemişti...
Teşekkür ederim... (Bakalım bir çıkış yolu bulabilecek miyim? Bilmiyorum...)
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Çıkış yolu mu bulamadım sanırım ama aralarındaki benzerlikler ve farklar açısından ele almak gerekiyor gibi;
Varsayımsal sicim, 3 uzamsal boyut üzerinde titreştiği zaman, ölçülebilir spini, momentumu ve kütlesiyle temek parçacık ortaya çıkıyor. Momentum olarak enerji taşıyabiliyor, aktarabiliyor. Momentumu, sistemin hareket yönündeki vektör üzerinde gerçekleşiyor.
Sistemin hızı ile momentum arasında doğrudan bağlantı, ilişki var.
Gene başka bir varsayımsal sicim, 1 uzamsal boyut üzerinde titreştiği zaman ölçülebilir spini, momentumu ile foton ortaya çıkıyor. Momentum olarak enerji taşıyabiliyor, aktarabiliyor.
Fark olarak momentumunu, sistemin hareket yönüne dik olan (titreşim) vektöründe taşıyabiliyor.
Sistemin hızı ile momentum arasında direk ilişki yok.
( Momentum da taşınan enerji artsa da azalsa da hızı etkilemiyor. Sadece hızın sebebinin frekansı -elektromanyetik dalga ile uyumu etkiliyor.)
* Konulara bakmaya devam ediyorum. Zamanla düzeltme ve ekleme yapabilecek yaklaşıma sahip olurum diye umuyorum.
aizen-sama1444
Bir parçacığın enerjisi arttıkça kütleçekimi azalır, itme gücü artar. Bu, eninde sonunda öyle bir dereceye ulaşır ki, parçacık kendini oluşturan birimleri, yani kuarkları bile itmeya başlar. Sonucunda serbest kuarklar ya da en azından gruplu kuarklar açığa çıkar. Parçacık hızlandırıcılarda da olan budur.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
@Aizen sama, domo arigato... Şikaşi...
Parçacığın enerjisinin artması ile kütleçekiminin düşmesi arasındaki ilişki anlaşılmıyor. Nasıl bir ters bağlantı kuruyorsunuz.
Sonra parçacıkları nasıl-hangi mekanizma ile itiyor? Değişen ne?
Parçacık hızlandırıcılardkai ilişkiler biraz farklı...
https://indico.cern.ch/event/496615/contributions/1175389/attachments/1227546/1942253/Hizlandirici_fizigi-2_TTP6.pdf