burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Galaksiler arası karanlık madde ilk defa görüntülendi. Artık varlığı kesinlestiğine göre...
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Evrenin %25'inin karanlık madde olduğu tahmin ediliyor. Bu malzemenin başıboş hidrojen atomları olmadığı, ışık tayf analizlerinden neredeyse kesinleşti.
Kütle çekim haricinde, başka bir etkileşimi olmayan bu durum hakkındaki yorumlarınız?
( Tabii yazıyı okuduktan sonra)
https://www.sciencedaily.com/releases/2017/04/170412091230.htm
http://www.gercekbilim.com/iste-galaksileri-birbirine-baglayan-karanlik-maddenin-ilk-goruntusu/
omer-karanlik-profil5833
aklıma bu maddenin süper-saydam(tamamen kendi fikrim) olma ihtimali geldi...
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Süper saydam ? Saydam demek, aynı zamanda neredeyse hiç (veya bu durumda tamamen hiç) etkileşime girmiyor anlamına geliyor.
Nasıl bir şey, süper saydam olabilir? Sanırım üzerinde düşünülmesi gereken ilk soru bu...
omer-karanlik-profil5833
burtay hocam;
siz paylaştınız linkleri baktım okudum aklıma direk bu maddenin saydam olma ihtimali geldi ama böyle bildiğimiz cam saydamlığı değil....
nötrinolar nasıl maddelerin içinde neredeyse hiç etkileşime girmeden geçip gidiyorlarsa bu karanlık madde de kendi içinden geçen maddelerle hiçbir etkileşime girmiyor...
şimdi asıl sorulması gereken bu maddenin hali_?
sıvı mı gaz mı katı mı plazma mı yoksa bose-einstein durumu yoksa zaman kristali formu mu bunu bilemiyoruz...
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Etkileyici...
Karanlık maddenin, madde ile etkileşime girmemesi, çok ama çok küçük olduğunu düşündürtüyor.
Ama bunun maddenin hangi hali olduğu sorusu, hiç aklıma gelmemişti.
Aklımda bir kenarda kalacak sayenizde...
necmi-tufek7866
Aslında hemen heyecan yapacak bir durum yok. Bu ölçümler on-on beş yıllar kadar önce zaten yapılmışlardı. Lawrence M. Kraus'un kitabında bu şekilde görüntüler var zaten. O zaman %30 civarı gibi olduğu hesaplanmıştı.
Bunlar sıcaklığın imaj görüntüleridir aslında. Yani maddeyi değil de onun varlığını belli eden sıcaklığı gösteriyor. Termal kamera gibi.
Tabii benim düşüncemle de birebir örtüşüyor. Yalnız, buna "karanlık madde bulundu" diyemeyiz henüz. Gerçi Nobel komitesi daha iyi bilir ama bu çalışma onların karanlık maddeyi bulduğunu göstermez. "Bulduk" diyebilmeleri için maddenin niteliğinin bir ölçüsünü göstermeleri gerekir bence. Bu da henüz pek mümkün olmaz sanıyorum. Daha vakit var yani...
omer-karanlik-profil5833
@necmi hocam asıl benim düşüncemle daha çok uyuşuyor :-)
düşüncemi sizlere bahsetmiştim...zemin düşük yoğunluktaki enerji paketleridir diye ve bu paketlerin taşıyabileceği bir enerji limitleri var....
üzerine büyük bir gökcismi (galaksi gibi) bindiğinde, bu gökcismi altında bulunan düşük yoğunluktaki enerji paketçiklerine ilaveten bir enerji yüklüyor.... aşırı yüklenen bu paketçikler üzerine ilave edilen bu enerjiyide taşıyabilmeleri için form değiştirmek durumunda kalıyorlar(tanecikli bir yapı)
hatta bana sormuştunuz sizin düşünceniz nedir evren zemini için; bnde demiştim ki hem ikisi birden hemde ikisi değil (parçacık-süper akışkan)
mesela benim çökme açıları teorimde büyük kütlenin küçük yoğunlukta olması halinde uzay-zamanın akışkan özelliği kazandığını düşünüyorum...(burtay hocam ın çalışması)
ama daha büyük durumlarda örn; galaksi, yıldız kümeleri gibi kütlelerde ise sizin çalışmanız olan parçacıklı bir yapıya dönüşüyor...
omer-karanlik-profil5833
burtay hocam;
bu maddenin halini sormuştumda bana en makul seçenek plazma gibi geldi...siz ne düşünürsünüz
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Açıkçası bu durum için, bir fikir geliştirecek kadar "plazma nedir?" bilgisine sahip değilim.
Aklımın bir kenarında şimdilik. Bir şeyler öğrendikçe bir fikir üretebilirim sanırım.
morgan-frei5424
Bu goruntuler icin ne sistemi kullanildigi hakkinda bilgisi olan var mi ? Gamma, xray, veya her ne ise
morgan-frei5424
Bu arada bu maddenin plasma olamsi icin elektrik yuku olmasi gerekmez mi ? Bu durumda zaten coktan farkedilirlerdi, yanlis dusunmuyorsam
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
İngilizce olan da yazıyor. Zayıf kütleçekimin lens etkisinden faydalanarak, 23 bin galaksi fotoğrafı bileştirilerek oluşturulmuş. (Hawai'deki teleskoplardan)
necmi-tufek7866
Morgan Frei,
İşte en sonunda on puanlık soruyu siz sormuş oldunuz. Tebrik ediyorum...
Bir sistemin nasıl oluştuğunu ve nasıl ölçülebildiğini anladığınız zaman çözümün tatmin edici olup olmadığını da anlamış olursunuz.
Bu görüntüler fotoğraftan ibaret değildir. Bildiğim kadar açıklayayım isterseniz.
Caltech'in (Kaliforniya Teknik) parlak astronomlarından Fritz Zwicky 1937 yılında bir sayfalık bir makale yayınlar. Kütleçekimsel merceklemenin üç kullanım alanı olduğunu öne sürer.
1- Genel Göreliliğin sınanması;
2- Araya giren galaksilerin dünyadaki teleskopların göremeyeceği kadar uzaktaki nesneleri büyütmeye yarayacak bir tür teleskop olarak kullanılması;
3- "Işığın nebulaların etrafındaki kırılmalarının gözlenmesi nebula kütlelerini en doğrudan biçimde belirlemeyi (ölçülmesini) sağlayabilir."
Tam 61 yıl sonra fizikçi Tony Tyson ve meslekdaşları kütleçekimsel merceklemeyi kullanarak yaklaşık 5 milyar ışık yılı uzakta bulunan büyük bir galaksi topluluğunun kütlesini belirlediler. CL 0024+1654 gibi bir ismi olan büyük bir galaksi topluluğunu gözlediler. (Hubble teleskobuyla) Bu topluluğun arkasında yine 5 milyar ışık yılı daha uzakta olan galaksinin çoğul görüntüsünün çarpılmış şekiller halinde merceklendiğini gördüler.
Bu merceklenme sayesinde, çarpılan ışığın galaksi kümesinin kütlesel ağırlığını temsil ettiği gerçeği üzerine, bu kütlesel ağırlığın dağılımının hesaplanması için bir bilgisayar modeli çıkarılır. Gelen ışığın izleyebileceği tüm farklı yollar hesaplanır ve kütlenin tam olarak nerede bulunduğunu gösteren bir grafik elde edilir.
Sanıyorum işte bu görüntülerin, bilgisayar modellemesi ile hazırlanmış grafik görüntüler olması gerekiyor. Yani, fotoğraf çekmekle izah edilecek bir durum değil...
morgan-frei5424
Necmi bey,
Goruntulenme kismi kesinlikle bilgisayarla yapilmistir, bunun alternatifinin olmadigina sizin gibi inaniyorum.
ancak merak ettigim, merceklemenin yaninda, nasil bir filtreleme kullanildigi.Burtay bey'in bahsini ettigi "Hawai Teleskoplari"nin kullandigi pek cok sistemde , acaba karanlik madde icin hangi filtreleme kullanildi merak ettim.
necmi-tufek7866
Morgan Frei,
Sanırım dikkatli okumamışsınız. Burada fotoğraf çekimi teknikleri veya filtreleme gibi bir durum söz konusu değil. Hawai teleskopları da olsa, başkaları da olsa yöntem değişmez. Çünkü çekilen fotoğraflar karanlık maddenin fotoğrafları değil. Yukarıda anlattım. Çekilen fotoğraflar, mercekleyen galaksi kümesinin ışığı bükme derecesi ölçülerek kütlesinin saptanması ve gelen ışığın dalga özelliği kullanılarak (Çift yarık örneğinde olduğu gibi) mümkün olan tüm yolların bileşkesi çıkarılarak grafik haline getirilmesi ve bu grafiğin gösterdiği kütlesel kaynağın yerinin bilgisayar modellemesiyle gösterilmesidir.
Çekilen binlerce fotoğraf sadece, ışığı büken kütlenin dağılımını gösterebilmek için kullanılır. Yani resimdeki görüntü bilgisayar animasyonudur. Görülemeyen bir gücün yerini temsili olarak gösterir. Yani, görünmeyen bir gerçeği görebilmenin bir yoludur.
morgan-frei5424
Acikcasi fotograf kismi ilgimi cekmiyor ( fikir olusmasi icin genelde cogu arastirma merkezi bir gorsellik yapar,hatta pulsar ve kutlecekim dalgalari icin ses dahi yapildi, bu populer bilimde susleme benim acimdan)
Merceklemenin yaninda xray,gamma kullanilip kullanilmadigi ( supernovalarda oldugu gibi ).
morgan-frei5424
Necmi bey, fotograf kismiyla ilgilenmedigimi, kara maddenin "gozle gorunmeyen" ama "detect" olayinda, genel olarak mercekleme yaninda bir xray, gamma , hangisinin kullanildigini merak ettim
morgan-frei5424
Mesela burada lenslemede gamma olcumu yapilmis.Bu mekanizmayi merak ettim https://www.youtube.com/watch?v=hAH_0UhRnUo
morgan-frei5424
Burtay bey,
Simdi gordum, hatta direk sitelerinden de baktim."Zayıf kütleçekimin lens etkisi" olunca is degisiyor, kusura bakmayin.benim x-ray dedigim kisim guclu lens etkisinde gecerliydi.