morgan-frei5424
Takyonlarla fotonlarin , matematiksel anlami disinda farki nedir ?
morgan-frei5424
Simdiye kadar yaptigim hatayi tekrarlamamak istiyorum.Evrenimizin hiz limiti, isik hizi degil, "c". Bunu ilk isik sayesinde buldugumuz icin, "isik hizi" desek de, ( mesela, nasil ki hareket eden bir aracin farlarini acmasi veya hareket etmeden acmasi arasinda, mevcut kaynaktan cikan isigin hizi hep ayni oluyor ) , limit aslinda "c" . Bunun anlami eger evren "c"+100 gibi bir limiti kabul etseydi, belki de isik "c+97" gibi bir miktarda kalabilirdi, yani isigin kazanabilecegi bir limit, evrenin limitinden dusuk olabilirdi.
Peki , matematiksel formullerle ispatlanan "hayali" takyonlarin , bu anlamda fotonlardan farki nedir ? eger evren dedigim gibi "c+100" gibi bir limit belirleseydi, takyonlar bu hiza ulasir miydi, yoksa takyonlarin potansiyel hizlari limitsiz mi? mesela hiz limiti tasimayan bir evrende, takyonlar da limitsiz mi hiza sahip olurdu ?
necmi-tufek7866
Takyonlar hakkında ne gibi bir bilginiz var bilmiyorum. Bu yüzden ben bildiğim kadar anlatayım. Daha sonra bir orta yol buluruz.
Takyonlar öncelikle bizim evrenimizde bulunamayacak olan fotonlardır. Onlar bizim evrenimize ters, "simetri" karşılığı olan bir evren için düşünülüp hesaplanmıştır. Yani, bizim evrenimizde en yüksek hız limiti "C" ise, simetrik karşıtı olan evrende en düşük hız limitidir. O evrende ışık hızı "C" nin altına düşemez. Bizde ise çıkamaz.
Yani takyonlar bizim evrenimizde bulunamazlar. Onlar, en yüksek enerji seviyesi "C" olan bir evrende bulunurlar. Daha yüksek enerji seviyeleri olmadığı için de "C" nin altında bir hıza inemezler. Düşük enerji seviyelerinin limiti hakkında düşünmek bile istemem doğrusu.
(Enerji seviyelerinde bir yanlışlık yok. Onlar, enerjileri düştükçe hızlanır, arttıkça yavaşlarlar)
morgan-frei5424
Necmi Bey,
Zaten aciklamamda, limit hizin daha yuksek oldugu bir evrende ( ornegin c+100 gibi bir misal yazdim ) takyonlarin limiti mesela c+99'da kesilebilir miydi, , yoksa sizce limitsiz bir evrende dahi, takyonlar limitsiz bir hiza mi sahip olurdu ?
morgan-frei5424
Necmi bey,
Sanirim demek istediginiz, "c" hizindan az olmamak kaydiyla, sifir enerji durumunda takyonlarin hiz limitinin olmadigi, ki son derece mantikli.(tabii ki bizim evrenimizde gecerli degil )
necmi-tufek7866
Sanıyorum birbirimizi anlamıyoruz.
Limit hız ne olursa olsun, takyonlar bizim evrenin ters simetrisi olan bir evrende bulunabilirler. Limit hız önemli değil ki. Önemli olan geçiş olmaması. Yani onlar bizim evrenimize geçemezler, biz de onların evrenine geçemeyiz.
Bizim evrenimizde ışık hızı 500 bin Km/sn olsaydı bile hiç bir şey değişmezdi. O zaman da takyonların en düşük hız limiti olurdu.
Not; Takyonlar için en yüksek hız limiti, "en yüksek enerji ile en düşük enerji arasında kaç sıfır varsa o kadar olurdu.
En yüksek enerjileri bizim evrenin ışık hızı olursa, en düşük enerjileri de onlar için en yüksek hız limiti olur.
morgan-frei5424
Sanirim ayni anda yazdik Necmi Bey
necmi-tufek7866
Evet. Sıfır enerji durumu takyonlar için limitsiz hız anlamına gelecektir. Sıfır enerji olamayacağı için bu hıza limit olmaz.
necmi-tufek7866
Doğru anlatamadı galiba. Onlar için sıfır enerji sonsuz hız anlamına gelir. Sıfır enerji olamayacağı için de sonsuz hızları olamaz. Çok hızlı olsa da sonsuz olmaz.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Eğer evrenimize ait olan matematik, bir olasılıktan söz ediyorsa, o olasılığın gerçekleşme ihtimali her zaman vardır.
Takyonlar için bir çok fikir ortaya atılmış, hatta meleklerle bile bağdaştıran zihniyetler oldu.
Işkıtan hızlı olan ve ışık hızı altına inemeyen parçacıklara takyon adı veriyoruz. Işık hızının üstünde oldukları için, onları bizim evrenimizde bildiğimiz yollarla tespit etmek ya da ispatlamak mümkün değil. Yani bizim için yoklar.
Diğer yandan matematiksel olarak, ucu açık bir olasılık. Görmezlikten de gelinemiyor.
İlk soru, eğer takyonlar var ise, bunların evrenimize olan etkileri ve işleri ne olurdu? Olabilirdi?
Bana göre hiç bir etkileri olmazdı. Bu yüzden üstlerine kafa yormaya bile gerek yok...
İkinci soru, eğer takyonlar mümkün ise bunu bizim evrenimize nasıl uygularız? (Bu sefer "nasıl olsa yoklar" demiyoruz.)
Burada varlıkları iki şekilde mümkün gibi;
İlki Necmi bey'in yaklaşımı... Matematiksel simetriden faydalanarak, tüm olguların simetrisinin geçerli olduğu bir evren.
Biraz antimadde evrenine benziyor olsa da, farklılıkları var gibi...
Ama konuyu bu açıdan derinlemesine bilmiyor ve anlamıyorum.
İkincisi ise bence geçerli olan, düşük yoğunluklu akışkan doku temeline dayalı evren ve sicim teorisinin bakış açısından faydalanan yaklaşım.
Bu yaklaşımımda, hız, hareket eden her nesnenin, hızı ile eşdeğerli bir geçici-cep evren oluşturduğuna yönelik. Yani her nesne sahip olduğu hız çerçevesinde , diğerleriyle aynı kurallara tabi ama 3ncü bir (karar verici) gözlemciye göre ikisini birbirinden farklı değerlere sahipler.
Bunlar ışık hızından ve zaman ölçüsünden başlayarak, o ortamdaki her nesneye yansıyor.
Benzetme ile aynı hızdaki iki farklı uzay gemisindekiler için, zaman süresi aynı hızdadır. Hızları farklılaşırsa, zaman değerleri de farklılaşır ama birbirlerini gözlemlemedikleri sürece, bunu farkedemezler.
Burada soru şu; 1 ışık dakikası uzunluğunda farazi bir uzay gemisi ışık hızının %90'ı hızla giderken el fenerinden çıkan ışığın durumu ne olur?
Yakın zamanda benzer bir soru, ışık hızında giden arabadan salınan far ışıkları için sorulmuştu. Ama bu soru farklı. Çünkü akışkan evren yaklaşımında, foton kaynağından ayrıldığı anda, içinde bulunduğu sistemden ayrılır. Ve evrenin dokusunun sistemine dahil olur. Araçtaki gözlemcinin gözlemlediği, kendi sistemini terk etmiş ve evrene dahil olmuş ve sonra tekrar aracın sistemine dışarıdan giren bir fotonun durumu olacaktı.
Foton en başta sistemi terk ettiği için, daha sonra gözlemlendiğinde, ister daha önce salınmış olsun, ister bir yıldızdan gelsin, arabadaki gözlemci onu aynı şartlarda gözlmeleyecektir. Yani ışık hızında olarak (kendi zaman genişlemesi de dahil olarak) görecek.
Benim ileriye sürdüğüm soru da ise, nesne hızlandıkça nesnenin sicimleri güçleniyor ve onu dış evrenden soyutlayan bir kapalı zar oluşturuyor. Sicim teorisine göre, kapalı zarlar, evrenin dokusuna bağılı değillerdir ve hareket edip, içinde dahi geçebilirler. Bu yüzden de bizim tarafımızdan tepsit edilmeleri de çok zor. Şimdilik imkansız.
Kast ettiğim uzay gemisi bu şekilde, kendisine ait bir alt evren oluşturuyor.
Bu evrendeki zaman ölçüleri bize göre farklı-yavaş-genişlemiş olsa da, kendi ortamlarında bunu fark edemeyecekler ve ölçemeyecekler. Yani ışığı gene, C hızında olarak tespit edecekler.
Şimdi foton "bu ortamı terk etmediği sürece", zaten bizim evrenimize göre hareketli bir ortamda olacağı için, (saniyede 1 milimetre bile olsa hızı) , bu ortamda kaldığı sürece hızı o ortama göre ışık hızında, bize göre biraz daha fazla olmalı. Ama bizim evrenimize geçtiği anda, bizim ölçümümüz, bizim evrensel değerlerimize göre olacaktır.
Eğer bu şekilde düşünürsek, takyonlar, hızlı nesnelerin kendilerine ait ortamlardaki fotonların bizim evrenimize göre olan hızlarının matematiksel karşılığı olurdu.
Bu yaklaşım simetriyi gerektirmediği ve "göreceliliğin göreceliliği" gibi karekök aldığı için (hesaplanabilirliğinden dolayı), takyonları tanımlamak için uygun bir yaklaşım.
morgan-frei5424
Burtay Bey, aslinda her fikir, kafami karistiriyor. Sormak istedigim sey, isigin hizinin "c" olmasinin nedeni , evrenimizin hiz limitinin "c" olmasindan kaynaklaniyor, yani bu limit daha fazla olsaydi, ornegin "3c" belki fotonun hizinin "2c" oldugunu saptayabilirdik.
Hiz limitinin "c'den fazla" olan bir evrende, takyonlarin (eger varlarsa ) kesinlikle gozlenebilecegini dusunuyorum . Merak ettigim ise , takyonlarin da, bu evrende , "ayni bizim evrenimizde isigin potansiyel hizinin kisitlanmasi" gibi bir kisitlamaya ugrayip ugramayacaklari. Cunku fotondan farkli olarak, Necmi bey'in dedigi gibi bir enerji faktoru de var ki bu faktor takyonlarda farkli isliyor.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Bakış açınızı değiştirelim. :-)
Evrenimizde aslında "hız limiti" diye bir şey.
Matematiksel solucan delikleri bunun en güzel örneği olabilir.
Hzı nedir? Bir yerden bir yere giderken, alınan mesafenin zamana göre oranı.
Peki eğer bulduğunuz ortamda "zaman" olmaz ise?
Hız limitiniz de olmaz.
Ana sorun farazi solucan deliklerinin içine eğer kendi yanınızda zaman götüremezseniz, dağılıp enerji formuna geçersiniz. Çünkü sizi var eden enerjiyi , madde olarak tutan ve bütünlüğünü sağlayan şey, "zaman" dediğimiz olgunun sağladığı ek enerji-basınç...
Şimdi özel göreliliği düşünün. Farklı hızdaki bir nesne için zaman genişliyor. Tamam. Peki, niye bu ortamdaki gözlemci bunun farkında değil?
(Bu noktadan sonra kendi varsayımlarıma kurulu olarak devam ediyorum. alternatif açıklamaları olan da ekler.)
Çünkü zaman'ı kaç tane, EGD dalgası aştığımıza göre saptıyoruz. EGD dalgaları bize maddenin sürekliliğini sağlayan ve 3 uzamsal boyutu açık tutan sürekli enerjiyi sağlıyor.
Farklı yoğunluktaki ortamda, mesela o hızlı gidilen ortamda, gene EGD dalgaları var. ama bu sefer kırılarak, yavaşlıyorlar. Biz gene zamanı kaç tane dalga sırası aştığımıza göre saptadığıızdan, bu genişlemeyi algılamıyoruz.
Buradan bir başka sonuç daha çıkıyor. 2 EGD dalgası arasında "zaman" yok. Daha doğrusu, ışık bu iki dalga arasındaki mesafeyi anlık olarak kat ediyor. Işık hızından daha hızlı. Çünkü bu minicik aralıkta "zaman" yok. Salt uzay dediğimiz, gerçek hiçlik, vakum, hiç bir şey var. Enerji bile yok bu aralıkta.
Eğer mesafeler arasında bir şeyler var ise, hız sınırı var. Yok ise, hız sınırı yok.
Belki uzak gelecekte, evren daha da büyüdüğü zaman, ortalama enerji yoğunluğu düşünce, bu hız sınırı artabilir. Ama bunu sistem içinden tespit etmemize imkan yok.
Bizim gerçekte referans aldığımız şey, bu kat edilen dalgaların kendisi.
Eğer bunun frekansını artırabilirseniz, ışık daha hızlı olabilirdi.
Takyonlara kafayı takmayın bence... Hem teorik hem de pratik kullanılabilirlikleri yok. Çünkü bizim ortamımıza, sistemimize ait değiller.
Bizim sistemimize ait oldukları anda, bizim kurallarımıza tabiler. Gene bir farkılık getiremezler.
Tabii bu benim fikrim sadece. bilgim ve ilgim kısıtlı olduğu için, yanılıyor olma ihtimalimde yüksek oranda var. İşime yaramayacak verilere zihinsel enerji harcamaktan kaçınmaya çalışıyorum.
Bence amacınıza en doğru yaklaşım, evrenimize ait bu sistem dışına nasıl çıkılır ve girilir olmalı. (Çünkü çıkmak imkansız gibi düşünsekte, eğer mümkün olursa, bu sefer girmekte aynı derecede zor olmalı.)
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Bakış açınızı değiştirelim. :-)
Evrenimizde aslında "hız limiti" diye bir şey yok.
Matematiksel solucan delikleri bunun en güzel örneği olabilir.
Hzı nedir? Bir yerden bir yere giderken, alınan mesafenin zamana göre oranı.
Peki eğer bulduğunuz ortamda "zaman" olmaz ise?
Hız limitiniz de olmaz.
Ana sorun farazi solucan deliklerinin içine eğer kendi yanınızda zaman götüremezseniz, dağılıp enerji formuna geçersiniz. Çünkü sizi var eden enerjiyi , madde olarak tutan ve bütünlüğünü sağlayan şey, "zaman" dediğimiz olgunun sağladığı ek enerji-basınç...
Şimdi özel göreliliği düşünün. Farklı hızdaki bir nesne için zaman genişliyor. Tamam. Peki, niye bu ortamdaki gözlemci bunun farkında değil?
(Bu noktadan sonra kendi varsayımlarıma kurulu olarak devam ediyorum. alternatif açıklamaları olan da ekler.)
Çünkü zaman'ı kaç tane, EGD dalgası aştığımıza göre saptıyoruz. EGD dalgaları bize maddenin sürekliliğini sağlayan ve 3 uzamsal boyutu açık tutan sürekli enerjiyi sağlıyor.
Farklı yoğunluktaki ortamda, mesela o hızlı gidilen ortamda, gene EGD dalgaları var. Ama bu sefer kırılarak, yavaşlıyorlar. Biz gene zamanı kaç tane dalga sırası aştığımıza göre saptadığımızdan, bu genişlemeyi algılamıyoruz.
Buradan bir başka sonuç daha çıkıyor. 2 EGD dalgası arasında "zaman" yok. Daha doğrusu, ışık bu iki dalga arasındaki mesafeyi anlık olarak kat ediyor. Işık hızından daha hızlı. Çünkü bu minicik aralıkta "zaman" yok. Salt uzay dediğimiz, gerçek hiçlik, vakum, hiç bir şey var. Enerji bile yok bu aralıkta.
Eğer mesafeler arasında bir şeyler var ise, hız sınırı var. Yok ise, hız sınırı yok.
Belki uzak gelecekte, evren daha da büyüdüğü zaman, ortalama enerji yoğunluğu düşünce, bu hız sınırı artabilir. Ama bunu sistem içinden tespit etmemize imkan yok.
Bizim gerçekte referans aldığımız şey, bu kat edilen dalgaların kendisi.
Eğer bunun frekansını artırabilirseniz, ışık daha hızlı olabilirdi.
Takyonlara kafayı takmayın bence... Hem teorik hem de pratik kullanılabilirlikleri yok. Çünkü bizim ortamımıza, sistemimize ait değiller.
Bizim sistemimize ait oldukları anda, bizim kurallarımıza tabiler. Gene bir farkılık getiremezler.
Tabii bu benim fikrim sadece. bilgim ve ilgim kısıtlı olduğu için, yanılıyor olma ihtimalimde yüksek oranda var. İşime yaramayacak verilere zihinsel enerji harcamaktan kaçınmaya çalışıyorum.
Bence amacınıza en doğru yaklaşım, evrenimize ait bu sistem dışına nasıl çıkılır ve girilir olmalı. (Çünkü çıkmak imkansız gibi düşünsekte, eğer mümkün olursa, bu sefer girmekte aynı derecede zor olmalı.)
necmi-tufek7866
Morgan Frei,
Burtay Bey her fırsatta kendi teorisini bir şekilde araya sokup ortamdan yararlanıyor. Buna bir itirazım yok ama ben ne söylüyorsam, kaynağı olan bilgilerden bahsediyorum. Bu yüzden siz de hiç çekinmeden, anlamadığınız, dayatıldığını düşündüğünüz şeyler olduğunda mutlaka kaynağını sorun. Bazı konularda bilim spekülasyon kaldırmaz.
Evrenimizin hız limiti "C" çok basit bir şekilde, enerjinin madde ve dalga özelliklerinin çakıştığı, hatta yer değiştirdiği bir hızdır. Bu yüzden limittir. Yani, enerjinin davranışının bir ölçüsüdür ve değişmesi söz konusu değildir. Başka bir evren dahi olsa, enerji eğer aynı enerji ise orada da yine ışık hızı "C" olacaktır.
Takyon düşüncesi, simetrik evren olasılığının yarattığı matematiksel bir sonuçtur ama "negatif" işlem içerdiği için bizim evrenimizde olamaz. Tüm olay budur...
morgan-frei5424
Necmi Bey,
Takyonlarin bizim evrenimizde olamayacagini biliyorum .
Baska bir evrendeki c limiti, tabii ki ayni yapida oldugu surece isik hizi degismez.Ancak eger c limiti farkli bir deger olsaydi, isigin belki de bir limit hizina sahip olabilecegini saptayabilirdik.Tek dusuncem bu.Limit hizinin cden fazla oldugu bir evrende, isik hizi yeterli olmadigi icin, limit hizi hesaplamak icin neler yapilanilirdi?
morgan-frei5424
Ikinci durum ise, isik kutlesiz oldugu icin, hangi evrende olursa olsun, o evrenin limit hizina mutlaka erisecegi
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Eğer evrenimize ait olan matematik, bir olasılıktan söz ediyorsa, o olasılığın gerçekleşme ihtimali her zaman vardır.
Takyonlar için bir çok fikir ortaya atılmış, hatta meleklerle bile bağdaştıran zihniyetler oldu.
Işkıtan hızlı olan ve ışık hızı altına inemeyen parçacıklara takyon adı veriyoruz. Işık hızının üstünde oldukları için, onları bizim evrenimizde bildiğimiz yollarla tespit etmek ya da ispatlamak mümkün değil. Yani bizim için yoklar.
Diğer yandan matematiksel olarak, ucu açık bir olasılık. Görmezlikten de gelinemiyor.
İlk soru, eğer takyonlar var ise, bunların evrenimize olan etkileri ve işleri ne olurdu? Olabilirdi?
Bana göre hiç bir etkileri olmazdı. Bu yüzden üstlerine kafa yormaya bile gerek yok...
omer-karanlik-profil5833
enerjiyi daha tam anlayamadan kesin limitlerden bahsetmek imkansızdır...bu ''c'' içinde geçerlidir ''t'' içinde...
bu ''bahsettiğiniz'' limitleri belirleyen enerjinin davranış biçimidir...ve hala enerjinin davranış biçimlerini bilmiyoruz...
necmi-tufek7866
Sanıyorum açıklanması gereken bir husus var.
Işık hızı son hızdır. Sanki, ışık hızından daha ötede yine "hız" varmış, devam ediyormuş gibi bir algı varsa bu yanlıştır. Işık hızının ötesi her şey için yasaktır. Yani, hiç bir şey, ışığın kendisi de dahil ışık hızı "C" nin ötesine gidemez. Işık, hızlanamaz, yavaşlayamaz hızı sabittir. (Kütleçekimsel ortam hariç)