kemal-bay-hickimse7261
Zaman nedir ? Eğer evren sonsuz ise ; sonsuz evreni sonsuz bir periyoda sığdırmak mümkün müdür ? Zaman, big bang ile mi başlamıştır yoksa tam tersi midir ?
kemal-bay-hickimse7261
Kendime ve bu platforma bu soruyu çok sormuşumdur fakat nedense bir önceki soruşumdan bu yana daha büyük bir arzu ile sorasım geliyor bu soruyu. Zamanı biyolojik , fiziksel ve algısal perspektiflerden inceleceyen ingilizce ve türkçe makaleler okuyan ve okudukça hiçbir şey bilmediğinin farkında olan bir zihin olarak sizden '' zaman nedir ? '' sorusuna kendi bakış açınızdan ve özgünlüğünüzden cevaplar bekliyorum .
hakan-k9304
Zaman Nedir Sorusuna Cevap Verebilicek Kadar Yürekli Olmadıgım İçin
Big Bang ile mi Başlamıştır Yoksa Tam Tersi ilemi Sorusunu Cevaplıyacağım.
İlk Önce -Tüm Konuyu Anlamlandırmak İçin 2 Soruyu Sormak Gerekiyor
Evren Nasıl Başladı?
-Big Bang
Evren Nasıl Bitiyor?
-Big Bang
Yani Çok Yuğun Bir Maddenin Genişlemesi İle Başlıyıp
Genişleyen Maddenin Tekrar Merkeze Çekilip Yoğunlaştıgını
Ve Tekrar Genişlediğini Düşünüyorum
Tabi Farklı Görüşlerde Olabilir...
morgan-frei5424
kemal Bey, eger evren bir big bang ile biterse, o zaman entropinin evrenin omrunun sonlarina dogru azalmasi ve nihai son sifirlanmasi gerekirdi.
halit-yaglioglu4236
bilebildiğimiz evren sonsuzdur. yani biz hala sonunu bulamadık. şöyle düşün; birkaç asır önce insanlar dünyayı düz sanıyordu. keşfetmeye devam ediyoruz. bigbang denen olay ise büyük bir kütlenin patlaması. o patlama öncesinde de bir mevcudiyet vardı. ve onun da geçirdiği bir zaman var. zaman ise sadece bir ölçü birimi.
necmi-tufek7866
Kemal Bey;
Zaman, kendi başına tanımlanabilecek bir şey değildir bence. Yani, bir şeyi karşınıza alıp, "işte bu zaman denen şeydir." diyemezsiniz. Onun varlığı dolaylı yoldan anlatılıp, tanımlanabilir.
Bana göre zaman "uzay" dır. Yani bir açıklık, bir aralık, bir mesafedir. Maddenin hareket edebileceği, devinim yapabileceği ve dolayısıyla entropik ilkenin yürüyebileceği, maddenin (enerjinin) sonsuz varlığını "sonlu döngülerle" tanımlayıp, sonsuzluğu, sonlu merhalelerle renklendirdiği bir araçtır.
Yani sonsuz olan "Enerji"dir. Geri kalan her şey onun görünümleri, devinimleridir. Evren sonludur ama enerji sonsuzdur. Yok edilemez ve var edilemez. Öyleyse hep var olandır, ezelidir, ebedidir.
Bizim evrenimiz için zaman Big Bang ile başlamıştır dersek pek yanılmış olmayız. Çünkü bizim evrenimiz için zaman, kendi uzayı (en küçük aralığı) ile tanımlanıp ölçülebilir. Evrenin dışında nasıl bir yapılanma olduğunu bilmediğimiz için, oradaki zaman hakkında bir fikir ileri sürmek bence doğru bir şey olmaz. Yani, bizim maddesel "ömür" anlayışımız, evrenin dışında aynı kavram olmayabilir aynı anlama gelmeyebilir. Zaman tanımı farklı bir periyot ile tanımlanıyor olabilir. Eğer evren dışında eksi "negatif" bir enerji varsa, o zaman entropi ters çalışıyor olmalıdır. Bu da bir döngü için gereken şeydir bence...(Çok felsefe yaptıysam hoş görün lütfen)
kemal-bay-hickimse7261
İlk paragraf soruma pasif ve temkinli bir cevap olmuş . İkinci parağraf % 90 özgün ve spesifik fikirleriniz ile oluşmuş ve bu paragrafta ki sözler ilgimi çekti. Üçüncü parağraf ise başka sorulara kapı açtı zihnimde. Teşekkürler farklı ve özgün fikirleriniz için. (:
abdullah-basaran1200
Bu arada uzay sonsuz değildir diye düşünmek gayet doğal. Big Bang olmadan önce de uzayın kendine has bir kütlesi de vardı. Bu patlamayla işin içine sadece somut ve ve elle tutulabilir bir madde oluştuğu kanısındayız. Bunu da hesaba katmak yol açar inşallah
kabuto6141
Zaman bana kalırsa bir taşıyıcıdır. Necmi Tüfek beye katılıyorum ki tek bir tanımının olmadığı ve zamanın tek düze anlatılacak veya algılanacak bir şey olmamasıdır. Taşıyıcı dedim önüne ne geliyorsa onu taşıyor. Bir dalgalanmaya tabi olarak ancak taşıması için sizin onun eşik değeri diye tabi edebildiğim bir enerji seviyesine çıkmanız gerekiyor. Burada ki enerji seviyeleri evrene göre farklılık gösteriyor. Biz dünyaya tabiyiz ve dünyada ki zamanın sürüklenme sindeyiz. Dünya dönüyor çünkü potansiyel olan enerji kinetik duruma geçmiş. Foton dalgalanma gibi bir özelliği var çünkü ( Pek değerli Burtay Mutlu beyin kulağı çınlasın:) ) zaman bir dalgalanma ve fotonu veya elektronu diyelim üzerinde taşıyor. Yani sörf yapıyor. Bana kalırsa zaman bir vektör görevi üstleniyor. Saygılarımla...
necmi-tufek7866
Kabuto,
Şöyle söylersek daha bir anlamlı olur gibi geliyor;
Zaman "vektör" olan başka bir şeyin içinde bir parantezdir. Kendisi vektör değildir. Parantezi hangi uzayda, hangi gerçeklikte açarsanız, ortama göre farklı bir sonuç verir.
Böylece üzerinde sörf yapılan dalganın niteliğini, ne olduğunu açıklamak zorunda kalmazsınız.
kabuto6141
Zamanı bütün olarak ele aldığımız zaman, yani bütün bileşenleri ile bakınca zaman bir taşıyıcıya dönüşüyor. Tek başına zaman diye bir şey yoktur. Olsa da bir anlamı yoktur. Necmi Tüfek bey ben böyle düşünüyorum. Bu yüzden bütün bileşenleriyle varsaydım ve bir taşıyıcı olduğunu ve bir yönünün olduğunu düşündüm. Vektörün içinde olduğunu değil vektörün onun içinde onu oluşturan yapının içinde olduğunu düşünüyorum ben.
kabuto6141
Ve bu durum boyutsal titreşimler oluşturuyor. Ve enerji uzay dokusunda dalgalanım gerçekleştiriyor. Benim düşüncelerim böyle yani soyut ama umarım düşündüklerimi aktara bilmişimdir.
necmi-tufek7866
Kabuto,
Aslında bu konuyu tek tek bileşenleriyle ve sizin savunduğunuz etkileriyle inceleme altına alsak belki daha iyi olacak.
Hem, "tek başına zaman yoktur" diyorsunuz, hem de içinde bir çok bileşen barındıran temel bir yapı olduğunu söylüyorsunuz. Yanlış anlamıyorsam, "belirleyici olan zamandır" anlamı çıkıyor.
O zaman görelilik teorilerini nereye koyacağız? Zaman temel bir yapı olsaydı, sabit olurdu ve bu kez ışık hızı göreceli olurdu. "Zamanın yönü" diyoruz ama, onu da sabitleyen "entropi"dir. Entropi tek yönlü olduğu için, zaman da tek yönlüdür bana göre. Yani yön konusunda belirleyici olan entropidir, zaman değildir. Zaman sanal bir gerçekliktir. Maddi bir tezahürü yoktur sanıyorum. Bu yüzden uzay dokusunda hiç bir titreşim oluşturamaz bence. Burayı yanlış anlamış olabilirim. O yüzden düşüncelerinizi rahatça aktarmayı deneyin. Zamanımız bol nasıl olsa...
necmi-tufek7866
İsterseniz ben şöyle bir giriş yapayım.
Einstein müthiş bir zeka. Özel görelilik teorisi ışığın sabit olduğunu, diğer her şeyin ona göre ölçülüp hesaplanması gerektiğini yasa olarak koymuş.
Genel göreliliğin sabiti de "kütleçekim" Bu şu anlama geliyor. Evrenin asıl sabiti kütleçekimidir. Işık bile kütleçekimine "göre"dir. Yani, özel alanda sabit olan ışık, genel alanda başka bir sabit karşısında göreceli duruma düşüyor.
Şuraya varmak istiyorum;
Bir evrende sadece bir tek sabit olabilir. O da kütleçekimidir. Şimdi zamanı da bu bağlamda ele alırsak sanırım doğru bir yolda, doğru bir değerlendirme yapabiliriz.
kabuto6141
Necmi Tüfek, Düşündüklerimi aktarmakta sıkıntı çeken bir insanım. Bileşenlerinden kasıtım aslında enerjinin boyutlara göre davranış biçimi ve nihayetinde oluşturduğu sonuçtaki titreşimleri ve bu durumun sonucunda da dalgalanım'ın gerçekleşmesi. Elbette ki kütle çekime göre değişen bir yapısı var. Ama zamana sabit bir kavram olarak bakmadığımı söylüyorum. Tıpkı bir bileşik deki elementler gibi bileşenlerinin olduğunu ve ona etki eden bir kıstaslar zincirinin olduğunu bu durumların sonucunda zaman kavramının oluştuştuğunu söylüyorum. Bunlardan biri sizinde söylediğiniz gibi ışık hızı. Yani bir enerji. ışık hızı tam olarka 0 noktası yani zamanın evrendeki işlevini durdurduğu ya da duracak kadar azaldığı bir nokta olduğunu söyleyebiliriz. Aynı zaman da kütle çekim de buna etki ediyor. Yani söylemeye çalıştığım zaman bu kadar etkilenen bir şey ise bir sabit olamaz ve tek başına (element) gibi saf bir şey de olamaz. En az iki durumdan etkilendiğini ve değiştiğini biliyoruz. Yani zaman değişebilen bir kavram ve bunu enerjinin veya enerjiye dönüşen bir maddenin boyutlar arası geçişlerindeki yapmış olduğu titreşimlerin etkisiyle dalgasal bir etki yapmasına neden olduğunu Zamanın bileşenlerinin sırf bu sebepten de dalgasal bir harekete meğilli olduğunu ve öyle davrandığını söylüyorum. Ve üzerinden geçen bir ışığı da elektronu da onu kendi boyutunda ona hiç enerji harcatmadan taşıdığını hatta o dalga üstünde ki fazla enerji ile bir üst boyutta ters orantı olacak şekilde sürterek enerjisini azalttığını kalan enerjisini zaman boyutunda harcamadan dalga üzerinde sörf yaparak gidebildiği noktaya kadar gittiğini savunuyorum :) Çok karmaşık bir yazı olduğu için üzgünüm.
necmi-tufek7866
Sizi anladım. Ancak, katıldığımı söyleyemem.
Önce şunu söyleyeyim; evrenimizde sadece ölçeksel boyutlar vardır. Yani, büyük, küçük, daha küçük ve daha da küçük gibi. Bunlar yan yana veya üst üste durumlar değildir. Sadece değişik ölçeklerde değişik matematik kullanmak gerekir, hepsi bu. Yani aralarında bir sürtünme falan gibi geçişler yoktur.
Zaman ne bir dalgadır, ne de başka bir şey. Aslında "hiç" bir şeydir. Yani sanal bir kavramdır. Biz bir aralığı ölçerken geçen süreyi "zaman" diye tanımlarız. Kendi adına hiç bir varlığı, etkisi yoktur.
Değişebilen bir şey derken, sanki her yerde kafasına göre değişiyor gibi bir anlam çıkmasın. Zamanın bazı yerlerde değişik ölçülmesi sadece ölçüm yapılan yerin özelliği yüzünden farklı sonuç alınmasını gerektirir. Bu ortamlar da bellidir. Uzayın büküldüğü her yerde zaman da aynı oranda etkilenir. Yani zaman tek başına değişmez, uzayla birlikte tanımlanıp değişir. Bunları gözardı ederseniz sağlıklı hiç bir sonuç alamazsınız.
Ben aslında kullandığınız her terimi tek tek incelemeye alıp açıklamak isterdim ama anladığım kadarıyla aramızda temel kavramlarda bile farklı algı var. Sizi zorlamak istemem. Cevapladığınız için teşekkür ederim.
kabuto6141
Bakınız Necmi Tüfek ben bunlara katılıyorum. Ama sizin beni anladığınızı benimle aynı frekansta düşündüğünüzü sanmıyorum. Bu yazmış olduklarınız. Temel ve doğru olunduğu bilinen türden şeylerdir. Ama neyse ben teşekkür ederim cevapladığınız için. Yine de faydalı olduğunu düşünüyorum.
kabuto6141
Yalnız zamanın dalga değil demenize katılmıyorum. Çift yarık deneyini iyice düşünmeniz gerektiğini düşünüyorum. Teşekkür ederim.
necmi-tufek7866
Kabuto,
Fizik gerçek bir şeydir. Sizinle aynı frekansta olmadığımızı anladığımı zaten söylemiştim. Kullandığınız terimlerin tek tek açıklanıp, incelenmesi gerektiğini de söylemiştim. Birbirimize kızmadan, saygılı ve anlayışlı olarak yazışırsak, sanıyorum pek çok konu kendiliğinden açılıp çözümlenecektir.
Gerçek bilim ve gerçek din incelenmekten, araştırılmaktan korkmaz. Daha çok bunu ister. İnsanlar onu araştırsın, incelesin, şüphe etsin ister. Nasıl olsa sonunda gerçeği göreceklerini bilir. Burada benim kullandığım her kelime, her bilgi, dünyanın fizikçilerinin yaptıkları açıklamalar, ürettikleri bilgi ve teorilerdir. Kaynağı olmayan tek bir kelime veya terim kullanmıyorum. Elbette fizik yaptıklarını söyleyen, teoriler ileri süren insanlar olacaktır. Olsun da zaten. Ama aslında onlar bile teorilerinin araştırılmasını istemeliler, "ben böyle uygun gördüm" diye dayatma yapan her kim veya felsefi anlayış veya dini argüman geçersizdir, yetersizdir.
Dostça, kardeşçe yazışıp bilgilerimizi paylaşırsak ne kadar güzel sonuçlara varırız bilemezsiniz...
Çift yarık deneyi hakkında okumadığım hiç bir bilgi yoktur desem, pek de yalan olmaz. Zaten böyle şeyler beni çekiyor. Mesela, sizin bu deneyle "zaman" arasında nasıl bir bağlantı kurduğunuzu çok merak ediyorum. Çünkü bundan bahseden hiç bir kaynağa rastlamadım sanıyorum. Eğer sizden bu yönde bir açıklama, bilgi gelecekse memnuniyetle dinlerim.
Saygılarımla.
necmi-tufek7866
Kabuto,
Fizik gerçek bir şeydir. Sizinle aynı frekansta olmadığımızı anladığımı zaten söylemiştim. Kullandığınız terimlerin tek tek açıklanıp, incelenmesi gerektiğini de söylemiştim. Birbirimize kızmadan, saygılı ve anlayışlı olarak yazışırsak, sanıyorum pek çok konu kendiliğinden açılıp çözümlenecektir.
Burada benim kullandığım her kelime, her bilgi, dünyanın fizikçilerinin yaptıkları açıklamalar, ürettikleri bilgi ve teorilerdir. Kaynağı olmayan tek bir kelime veya terim kullanmıyorum. Elbette fizik yaptıklarını söyleyen, teoriler ileri süren insanlar olacaktır. Olsun da zaten. Ama aslında onlar bile teorilerinin araştırılmasını istemeliler, "ben böyle uygun gördüm" diye dayatma yapan her kim veya felsefi anlayış veya dini argüman geçersizdir, yetersizdir.
Dostça, kardeşçe yazışıp bilgilerimizi paylaşırsak ne kadar güzel sonuçlara varırız bilemezsiniz...
Çift yarık deneyi hakkında okumadığım hiç bir bilgi yoktur desem, pek de yalan olmaz. Zaten böyle şeyler beni çekiyor. Mesela, sizin bu deneyle "zaman" arasında nasıl bir bağlantı kurduğunuzu çok merak ediyorum. Çünkü bundan bahseden hiç bir kaynağa rastlamadım sanıyorum. Eğer sizden bu yönde bir açıklama, bilgi gelecekse memnuniyetle dinlerim.
Saygılarımla.