omer-karanlik-profil5833
elimizde 5x kütlesinde ve 5x hacminde bir cisim ile;
5x kütleli ve 1x hacmindeki bir cismin;
soru aşağıda_?
omer-karanlik-profil5833
a) aynı kütlede ama farklı hacimlerdeki bu cisimlerin uzay-zamanda farklı çökmelerinin sebebi nedir_?
b) uzay-zamandaki kütle çekim alanları ve kuvveti kütleye mi yoksa kütlenin hacmine mi bağlıdır_?
hakan-k9304
Cisimin Hacimi Ne Kadar Büktüğünü Etkilemez .
Ama Ne Şekilde Büktüğünü Etkiler.
kemal-bay-hickimse7261
Fazla kütle, az hacim= Yüksek yoğunluk
Az kütle, fazla hacim= Düşük yoğunluk , diye biliyorum. Eğer doğru biliyorsam yoğunluğu fazla olan uzayı daha fazla bükmeli. Çünkü aynı hacimde fakat farklı kütlede iki cismin yoğunluğu farklı olmalı bu durumda uzay-zamanı yoğun olan cisim daha fazla bükmeli. Doğru mu bilmiyorum gerçekten sadece varsayım.
vide-supra1191
Aynı kütleye sahip cisimlerin kütleçekim kuvvetleri yoğunluklarına bağlı değildir. Örnek olarak dünyanı bir top boyutuna sıkıştırsan dahi kütle merkezi değişmediği koşulda diğer gök cisimleri olan etkileşimi değişmeyecektir. Fakat yakın mesafelerde çok daha kuvvetli kütleçekim alanı etki edeceği aşikardır. Bence burada cismin kütle merkezine yaklaşmak dışında bir fark yok ve beklenildiği gibi daha büyük bir kütleçekim alanı oluşmakta. Biraz daha derine ineceksek birinin kütleçekimsel stres-enerji tensörlerini anlatması gerekebilir. Çünkü bir cismin toplam içeriğine göre kütleçekim alanının kuvveti bu şekilde bulunuyor galiba.
necmi-tufek7866
Sorunuzu yanlış alamamak için şöyle bir örnek versek;
Bir güneşin ısısını atıp çökmesi ile, bir nötron yıldızının çökmesi arasındaki farkı mı soruyorsunuz? Yani ikisi de aynı kütlede ama biri çok daha küçük hacimde...
hakan-k9304
Sayın Kemal
Yoğunluk Konusunda Haklısınız.
Kütleçekimi Bükümün Gücünü Belirler
Hacim İse Şekilini
Karadelikleri Düşünün , Yüksek Kütle , Düşük Hacim (iç kısmını bilemeyiz) Ama Çok Büyük Büküm Seviyesine Sahipler
omer-karanlik-profil5833
@necmi hocam;
Aynen anladığınız şekilde sordum...
Sizin burtay hocamın ve benim bi fırtınada uzay-zamanı oluşturan yapılar hakkında fikir alışverişi yaparken bir şey aklıma gelmişti ve bunu @burtay hocam ile mail ortamında istişare ettik...
Bildiğiniz üzere burtay hocam süper akışkan uzay-zaman teorisi üzerinde çalışmalar yapıyor siz ise planck ölçeğinden bile daha küçük yapı taşları teorinizden çalışmalar yapıyor...
Hatta siz bana sormuştunuz sizin düşünceniz nedir diye ve bende hem 2 si hemde 2 si değil demiştim...
Hatta burtay hocam ile mailleştiğimde şöyle bir önermeden bahsettim; bir kütle uzay-zamanda 90 derecelik bir açı ile çökerse, o kütleden kaçış hızının ışık hızına eşit olacığını önerdim...bu önermeme göre de dünyanın uzay-zamanda kaç derecelik bir açı ile çökeceğini hesapladım ve sonuç 0,0038....diye giden bir sonuç elde ettim...
İşte bu noktadan sonra kütle-hacim oranı işin içine girdi...
5 güneş kütleli yıldız ile 5 güneş kütleli nötron yıldızının çökme açılarının birbirlerinden çok farklı olduğu aşikar...
Benim sorduğum soru da bu farkın neden ortaya çıktığıdır...kütlenin sıkıştığı hacim mi yoksa sıkışan kütlenin uzay-zamanı oluşturan düşük enerji düzeyine olan etkisi mi_?
omer-karanlik-profil5833
Yukarıda ki önermeme göre karadeliklerin çökme açısı 90 dereceden daha fazladır...
necmi-tufek7866
Karanlık Profil,
Seni anlıyorum. Çok ilginç bir açıdan bakıyorsun.Çalışman da bu konulara kafa yorman açısından oldukça iyi bir çalışma.
Ama unuttuğun bir şey var. Belirli aşamaları pas geçip, çökme olayını çökme açılarıyla sınıflandıramazsın gibi geliyor bana. Yani dünyayı bir ceviz kadar küçültüp karadelik yapamazsın.
Çökme belirli aşamalardan geçer. Bu yüzden, dengesiz yıldızların nabız atımlarının Stres-Enerji Tensörleri hesaplanır ki, yıldızın çökme zamanı tahmin edilebilsin. Bir nevi doğum sancıları gibi, belirli sıklıkta kasılmalar olur.
Şunu söylemek istiyorum; Çökme olayı hep aynı periyodu izler. Önce yıldız belirli bir açıyla çöküp beyaz cüce olur, sonra yine daha büyük bir açıyla çöküp nötron yıldızı olur, sonra da daha büyük bir açıyla çöküp karadelik olur. Yani prosedür ve çökme açıları hep aynıdır bence. Ve karadelikler de hep aynıdır. Hawking "Kara deliklerin saçı yoktur" demiştir. Aralarında hiç bir fark yoktur. Sadece ışığı bükmeleri dolayısıyla kütlelerinin farklı olduğu anlaşılabilir. Başka bir ayırt edici özellik yoktur.
Bilmiyorum ben farklı bir açıdan mı bakıyorum?
Ama çökme açısıyla, kaçış hızı arasındaki ilişkiyi incelemen bence övgüyü hak eden bir çalışma. Yani boş bir çalışma değil.
kemal-bay-hickimse7261
Bir ara çökme açısı denilen şeyi bana açıklarsanız çok sevinirim. (:
omer-karanlik-profil5833
@kemal ; bu çökme açısını size 3 boyutlu tasvir etmek zor....
2 boyutlu olarak anlatırsam; kütlenin çökerken iç kısmında bir boyutun diğer boyuta olan açısı....
@necmi hocam o aşamaları aslında atlamadım sadece direk konuyu 90 dereceden açtım :)
Yaptığım kısa çalışmada kaçış hızının kütle ve hacminin yanında aynı zamanda çökme açısıyla da ilgili olduğu sonucunu çıkardım...
Bu yukarıdaki açıklamalara bağlı olarak aynı kütledeki ama farklı yoğunlukta 2 cismin uzay-zaman düzlemindeki farklı açılarla çökmesinin sebebi nedir_?
necmi-tufek7866
Kemal,
Çökme olayı "sicim" teorisiyle ele alındığında kütleyi, oluşturan tüm sicimlerin yoğun baskı nedeniyle birleşip tek bir sicim halini almaları ve bu sicimin kendi üzerine kıvrılmasıyla uzay zamanı bükerek kara delik oluşturması olarak da düşünülebilir. Bir ara Burtay Bey'le bu konuda yazışmıştık. Sanırım olayı iki boyutlu olarak ele almak bu açıdan bakınca makul oluyor.
Karanlık Profil,
Eğer yukarıdaki önerme sizin düşüncenizi açıklıyorsa, o zaman çökme açısı her uçtan 180 derecelik bir eğim yapar. Yani aslında 90 derece gibi görünür ama ortam eğik olduğu için 180 derece olması gerekir gibi geliyor bana.
O zaman çökme açılarındaki farkı da zaten kendiniz açıklamış oluyorsunuz. Birini iki boyutlu olarak düşünüp, diğerini üç boyutlu olarak aldığınız için çökme açıları farklı gibi oluyor bence. Aslında sizin metodunuzu kullanarak, hangi büyük cisimlerin karadelik olacağını, hangilerinin olamayacağını tespit etmek mümkün olabilir. Eğer, cisimlerin çökme açılarını net bir şekilde denklem haline getirebilirseniz, karadelik tespiti için çok daha pratik bir yöntem bulmuş olursunuz.
Farklı yoğunluk, zaten kendi içindeki enerji, stres ilişkisi ile çökme yoğunluğu seviyesine gelmek zorundadır. Yani öyle olduğu gibi çökemez. O yüzden tüm açılar periyodik olarak aynı enerji düzeyine gelmek zorundadır diye düşünüyorum.
necmi-tufek7866
Kemal,
Çökme olayı "sicim" teorisiyle ele alındığında kütleyi, oluşturan tüm sicimlerin yoğun baskı nedeniyle birleşip tek bir sicim halini almaları ve bu sicimin kendi üzerine kıvrılmasıyla uzay zamanı bükerek kara delik oluşturması olarak da düşünülebilir. Bir ara Burtay Bey'le bu konuda yazışmıştık. Sanırım olayı iki boyutlu olarak ele almak bu açıdan bakınca makul oluyor.
Karanlık Profil,
Eğer yukarıdaki önerme sizin düşüncenizi açıklıyorsa, o zaman çökme açısı her uçtan 180 derecelik bir eğim yapar. Yani aslında 90 derece gibi görünür ama ortam eğik olduğu için 180 derece olması gerekir gibi geliyor bana.
O zaman çökme açılarındaki farkı da zaten kendiniz açıklamış oluyorsunuz. Birini iki boyutlu olarak düşünüp, diğerini üç boyutlu olarak aldığınız için çökme açıları farklı gibi oluyor bence. Aslında sizin metodunuzu kullanarak, hangi büyük cisimlerin karadelik olacağını, hangilerinin olamayacağını tespit etmek mümkün olabilir. Eğer, cisimlerin çökme açılarını net bir şekilde denklem haline getirebilirseniz, karadelik tespiti için çok daha pratik bir yöntem bulmuş olursunuz.
Farklı yoğunluk, zaten kendi içindeki enerji, stres ilişkisi ile çökme yoğunluğu seviyesine gelmek zorundadır. Yani öyle olduğu gibi çökemez. O yüzden tüm açılar periyodik olarak aynı enerji düzeyine gelmek zorundadır diye düşünüyorum.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Merhaba...
Konuya ufak bir ekleme yapayım. (Hala Vide Supranın sorusuyla meşgulum bu arada)
Yaptığım çalışmada şöyle ilginç bir sonuca vardım. (BENCE...)
Diyelim ki 5 güneş kütlesinde bir yıldız çöküp karadelik oluştursun.
Çökmeden önce bu yıldızın etrafına uyguladığı kütle çekim kuvvetini gösteren, kütle çekim alanını belirlemiş olalım. (Hemen yanı başından, 2-3 ışık yılı mesafeye kadar)
Ardından çöküş sonrası karadelik olarak aynı kütle ile uzay-zamanda oluşturduğu etkiye bakalım.
İlginç olan, eğer okuduklarımı doğru anlayıp yorumladıysam, çöküş öncesinde yıldızın fiziksel olarak işgal ettiği hacim sınırlarından önceki bölge ile sonraki bölge arasında farklılıklar var.
Yani.. Eskiden yıldızın işgal ettiği hacimsel sınırdan itibaren, yıldızın etrafına kütleçekimsel etkisi , önceki güneş haliyle nerdeyse aynı...
Ama bu sınırdan içeriye merkeze doğru gittikçe, çökme (Ömer Bey'in yaklaşımı ile "dikleşme") açısı keskinliği artıyor.
Sanki uzay-zaman dokusunda gerilme bu bölgede, (merkezden dışarıya doğru yayılan kuvvet, onu taşıyan kuvvet alanında (buradaki alanımız: hacim) birim alan başına paylaşılarak taşınıyor.
Karadeliğin neden olduğu Uzay-zamandaki gerilme miktarı yıldızın eski hacmi sınırları civarında eşitleniyor.
(Buradan çıkardığım sonuç, Uzay-zaman dokusunun belli bir enerji yoğunluğuna göre taşıma kapasitesi olduğu, kütlesiz nesneler bu dokuya dahil olamazken, kütleli nesneler, enerji yoğunluklarına göre bu dokuya batıyor. Yani fotonlar hala sörfçü, durağan kütleleri yok, çünkü onlar zaten durağan, hareketsizler :-). Bir gün ayrıntısı ile bu varsayımımı açıklayabileceğimi umuyorum.)
omer-karanlik-profil5833
@necmi hocam; eğer bir cismin kütlesi ve kütle-hacim oranı kesin ise kaçış hızına bağlı olarak çökme açısını bulabilirim...hatta çökmenin derinliğini bile bulabilirim :)
necmi-tufek7866
Karanlık profil,
"Chandrasekhar Limit" adıyla bilinen, güneşlerin karadelik olma sınırlarını hesaplayan bir yöntem var. Sana tavsiyem Chandrasekhar'ın denklemlerine eğer ulaşabilirsen kendi yöntemini ve onun yöntemini karşılaştırabilirsin.
Belki de aynı hesaplama sistemini bağımsız olarak sen de bulmuş olabilirsin ve bu ülkemin insanı açısından, "en azından benim açımdan" çok mutluluk ve umut vericidir.
Kütle-hacim oranları, kütlenin malzemesinin hangi element olduğuna bakmaksızın her güneş için aynıdır diye biliyorum. Tek belirleyici kriter "ısı" dır. Isıyı attıktan sonra (yani nova patladıktan sonra) geriye kalan kütle eğer chandrasekhar limitinin üzerindeyse çöküp karadelik olur.
origin1690
bahsettiğiniz bükülme açıları hakkında çok derin olmasa da bir ara bende bakınmıştım. Anladığım kadarıyla 90 dereceden büyük açılar ışık hızıyla aynı sınıra takılıyor, oluşması mümkün değil ve eğer hawking ışınmı gerçekten varsa hiç birşey tam olarak 90 derece açı yapmıyor 89.9999 gidebilir. araştırdığım süre boyunca 90 derece açı yapmaması uzay-zamanda birbirine paralel asla kesişmeyen yüzeyler oluşturmaması sezgilere uygun geldi sonrasında pek üstünde durmadım konunun. doğrudur yanlıştır hiçbir bilimsel dayanağı yok belki yardımcı olur fikir verir diye yazmak istedim.
omer-karanlik-profil5833
origin;
hawking ışıması olay ufkunun kıyısında gerçekleşiyor... yani karadeliğin kendisinden değil...
90 derecelik çökme açısında kaçış hızının ışık hızına eşit olması durumu ise ışığın izlediği yolun 90 derecelik dik bir açı ile ilerlemesi olayı...yani karadeliklerde ışığı göremezsin çünkü ışık karadelik de 90 dereceden fazla bir açıyla yoluna devam ediyor...
morgan-frei5424
Konuyu yanlis anlamadiysam , ( G M / R ^ 2 ) = g olarak kiyaslanma yapilamaz mi ?