vide-supra1191
Evrenin genişlemesi madde üzerinde bir kuvvet oluşturmuyorsa mikro ölçekte bir atomun elektromanyetik ve güçlü kuvvet sayesinde uzayın genişlemesinden etkilenmemesi nasıl açıklanır?
vide-supra1191
Atom çekirdeği ve yörüngesindeki elektronların arasındaki uzay boşluğunun genişlemesine rağmen okuduğuma göre atomun hacmi bu genişlemeden etkilenmeden sabit kalıyor. Aynı durumun örnek olarak masanız ya da kaleminiz için de geçerli olduğunu ve uzayın genişlemesinden bağımsız oldukları söyleniyor. Anlamakta zorlandığım nokta ise maddenin neden genişlemediği sorusuna verilen cevabın, bu iki kuvvetin uzayın genişlemesinden daha büyük bir kuvvetle sistemi bağlıyor olması şeklinde olması. Yani kütle çekimi ve aynı zamanda bu iki kuvvet bir şekilde cisimleri farklı iki referans noktasına göre sabit uzaklıkta (ya da bağlı sistem diyelim) tutabiliyorsa ortada yapılan bir iş olmalı ve bu da uzayın genişlemesinin bir kuvvet doğurması gerektiği anlamına gelmez mi?
Bu konuya dair bir deney veya gözlem bulamadım fakat doğruysa eğer farklı bir açıdan baktığımızda aslında evrenin boyutunun sabit oldu ve maddeye dair olan şeylerin uzay-zamanda küçüldüğünü söylemek ile uzayın genişlediğini söylemek arasında bir fark olmaması gerekir.
kemal-bay-hickimse7261
Evrendeki en güçlü kuvvet , çekirdekteki nötronları ve protonları oluşturan kuarkları bir arada tutan güçlü nükleer kuvvet . Evrende , menzili sonsuz ama gücü uzaklık ile azalan kuvvet ise kütleçekimi .
Soru , evrenin genişleme enerjisinden parçacıkların neden etkilenmediği ise ; sanırsam güzel soru fakat bir fikrim yok . Ama mesela nötron yıldızlarının oluşma esnalarında , atomun çoğunluğunu oluşuturan elektron bulutu ve boşluğunun yok olması sanırsam yıldızın hacminin büyük oranda azalmasına neden oluyordu . Ama bu nükleer reaksiyon sonucu oluyordu .
vide-supra1191
Hatırlarsan shibumi_tr nin bir sorusu vardı ay ve dünya arasındaki mesafe ve ışığın özellikleriyle alakalı bir ölçme yönteminden bahsetmişti. O zaman ölçmeye tabi olan tüm cihazların da evren ile genişlediğini söylemiştim ama öyle değilmiş galiba. Yani mikro ve makro ölçekte farklı bir genişleme durumu mu var şu anda bilmiyorum.
Bir metafor olarak gözlemlenebilir evrenin yarıçapından daha uzun bir tüp düşündüm mesela. Tüpün yapısal bütünlüğünü koruyabilecek kuvvette olduğu varsayılırsa evrenin genişlemesi sonucunda dışarıdan bir gözlemci tüpü nasıl görürdü?
burak-baycinar5706
Bunun nedeni Kararsız halde dizilmeleri ve sürekli nötr kuvvet doğurmaları olabilir.
kemal-bay-hickimse7261
Az çok hatırlıyorum . Düşence metaforuna hitaben bence gözlemci tüpü , hem kısalırken , hem uzarken hemde ikisinin birbirine eşit olduğu noktaları gözlemlerdi .
necmi-tufek7866
Vide supra,
Daha önce bu konuda nasıl bir yazışma yaptınız bilmiyorum. Sadece sorunuz ve açıklamanız üzerinden fikrimi söylemek isterim.
İfadenizden anladığım kadarıyla evrenin genişlemesini şöyle algılıyorsunuz,
Sanki uzay çarşaf gibi tek parça bir doku ve gerildiği zaman tüm gözeneklerin araları açılıyor. Böyle bir şey anladım, yanlışsa düzeltin lütfen...
vide-supra1191
Daha önce bu konuda bir konuşmamız olmadı. Sadece soruyu sormamı sağlan yanılgının nereden geldiğini perfection'a eski bir soru ile hatırlatmaya çalıştım.
Evrenin genişlemesini çok farklı şekillerde anlamaya çalışıyorum zira işin içine çok boyutlu bir hareket girdiği için kesin bir fikre sahip olmak doğru gelmiyor. Tek bir parça olmadığını, evreni oluşturan dokunun her noktada genişleyerek olası tüm referans noktalarının birbirlerinden uzaklaştığını ve bunun sonucunda oluşan yeni noktaların da aynı şekilde çoğaldığını düşünüyorum.
necmi-tufek7866
Kara enerji konusunda biliyorsunuz nobel ödülü verildi. Uzayın genişlemesi yüzünden kara enerjinin arttığını ve bunun evrenin genişlemesini daha da hızlandırdığı kabul edildi.
Artan kara enerji bir bakıma artan şeyin uzayın bizzat kendi dokusu olduğunu gösterir. Yani, artan şey bizzat uzayın kendi dokusu. Yani bence gözeneklerin arası açılmıyor. Gözenekler açılmaya zorlandığında enerji yeni uzay dokusu meydana getiriyor. Çünkü gözenekler aynı kuarkların birbirlerinden ayrılmaması durumu gibi birbirlerinden ayrılamazlar. Zorlarsanız yeni parçacıklar yaratırsınız.
İşte bence uzay genişlemeye zorlandığında onu meydana getiren şeyler (ben parçacık diyorum) aralarındaki mesafeyi koruyorlar ve zorlandıklarında da yeni uzay parçacıkları yaratılıyor. Uzay bence bu şekilde genişliyor.
Bu durum da atomun içindeki boşluğun bu genişlemeyle hiç alakası olmadığını gösteriyor.
Zaman konusunun da evrenin her yerinde aynı değerde olması ancak bu şekilde sağlanabilir bence.
morgan-frei5424
Soru su sekilde bir deney gibi mi ? Buyuk bir balonun icine iki adet hava ile ayni agirlikta ve birbirlerine iple bagli iki sismis baloncuk koyuyoruz.ve buyuk balonu sisirmeye basliyoruz, kucuk balonlar en fazla ip mesafesi kadar birbirlerinden uzak kaliyorlar ama sismiyorlar.
necmi-tufek7866
Büyük bir balonun içine birbirlerine bağlı küçük baloncuklar koyuyoruz. Bunlar yine büyük balona bağlı. Büyük balonu şişiriyoruz. İpler gerilime dayanamayıp koptuklarında, yine birbirlerine bağlı ve aynı büyüklükte küçük baloncuklar oluşturuyorlar.
Küçük balonların ve iplerin yapıları hiç bozulmadan kalıyor, basınç yeni baloncuklar ve iplar meydana getiriyor.
vide-supra1191
Necmi Bey teşekkürler. Fakat atom içindeki boşluk bildiğiniz gibi çekirdeğe kadar çok büyük bir alanı kapsıyor ve perfectionun bahsettiği gibi çeşitli durumlarda bu alanın doldurulmaya zorlanabileceğini öngörebiliyoruz. Eğer uzaydan ve dolayısıyla genişlemeden bağımsız bir alan olduğunu düşünüyorsanız bu alanın işgal edilemez bir yapısı olması gerekmez miydi? Bu arada aynı durumu bahsettiğim gibi moleküler düzeyden bir masaya kadar genişletmek mümkün. Bu yüzden en küçük uzay boşluğu oldığunu düşündüğüm atomdan başlayarak bahsettiğim metaforu örnek vermek istedim.
vide-supra1191
Balonlar hakkında bir fikrim yok maalesef.
necmi-tufek7866
Atom dış kabuğu olan kapalı bir sistem değildir. Bir çekirdeği vardır ve protonların elektrik gücüyle yörüngede tuttuğu elektronlar vardır. Elektronlar da enerji durumlarına göre bu yörüngeyi küçültür veya büyütürler.
Eğer çekirdekle elektron bulutu arasındaki boşluğun başka bir güç veya parçacıkla doldurulabileceği gibi bir düşünce varsa ben buna katılamam. Çünkü o zaman atomun dengesi bozulabilir. Arada başka bir şey olursa elektrik gücü perdelenebilir. Yani öyle bir atom varlığını sürdüremez bence. Ayrıca elektron bulutu araya hiç bir şeyin girmesine izin vermez.
Evet bence bu alan işgal edilemez bir alandır.
necmi-tufek7866
Balonlar sizin için değil Morgan Frei içindi.
vide-supra1191
Çekirdek ile elektronlar arasındaki alanın sadece kuvvetten oluştuğunu düşündüğümüz zaman elbette bu alana başka parçacıkların ya da kuvvetlerin nufuz edeleceğini düşünüyorum. Buna parçacık çarpıştırıcılarını örnek verilebilir. Ya da proton ve nötronların arasındaki güçlü kuvvetin de aynı zamanda bu alan içerisinde olduğu söylenebilir. Fakat asıl sorun elektronların dalga fonksiyonu özelliği şeklinde de bulunduğu bu bulutun gerçekten boş uzay olup olmadığı.
Karanlık enerjinin uzayın genişlemesini hızlandırması ve bir çeşit negatif basınç oluşturması şeklinde açıklanan durumun gelecekte molekülleri ve hatta atomu bile ayırabilecek kadar güçlü olabileceğini düşünenler bulunmakta. Bu alanın boş uzay olup olmadığını bilmesem de zaten işgal edilmiş bir alan olduğunu düşünüyorum. Ben de Morgan Frei'ye söylemiştim. Teşekkürler cevaplar
vide-supra1191
Çekirdek ile elektronlar arasındaki alanın sadece kuvvetten oluştuğunu düşündüğümüz zaman elbette bu alana başka parçacıkların ya da kuvvetlerin nufuz edeleceğini düşünüyorum. Buna parçacık çarpıştırıcılarını örnek verilebilir. Ya da proton ve nötronların arasındaki güçlü kuvvetin de aynı zamanda bu alan içerisinde olduğu söylenebilir. Fakat asıl sorun elektronların dalga fonksiyonu özelliği şeklinde de bulunduğu bu bulutun gerçekten boş uzay olup olmadığı.
Karanlık enerjinin uzayın genişlemesini hızlandırması ve bir çeşit negatif basınç oluşturması şeklinde açıklanan durumun gelecekte molekülleri ve hatta atomu bile ayırabilecek kadar güçlü olabileceğini düşünenler bulunmakta. Bu alanın boş uzay olup olmadığını bilmesem de zaten işgal edilmiş bir alan olduğunu düşünüyorum. Ben de Morgan Frei'ye söylemiştim.
Teşekkürler cevaplar için.
necmi-tufek7866
Yanlış anlaşılmak istemem. Aslında konuları daha ayrıntıya girip incelemek isterim ve bu en sevdiğim şeydir. Kesinlikle muhalefet yapmak gibi bir derdim yok. Herkesin fikrine de saygım var. Eğer yanlış anlaşılıyorsam buna üzülürüm.
"Çekirdek ve elektronlar arasındaki alan işgal edilemez" derken elektronları etkileyecek bir kuvvet veya parçacık olamaz demek istemiştim. Yoksa bu boşluk deyip geçtiğimiz şey boş bir yer değil tabii ki. Herşeyden önce uzayın kendisi var, devamlı varlık bulup yok olan sanal parçacıklar var, yüksüz ışınımlar var uzayda olması gereken ne varsa hepsi de orada mevcuttur. Ancak tüm bunlar elektronla veya çekirdekle etkileşen şeyler değildirler. Aksine sistemin benimsediği ve alışık olduğu şeylerdir.
Proton ve nötronlardan kaynaklanan güçlü kuvvet de elektron için duyarsızdır. Renk kuvvetleriyle elektromanyetik kuvvet etkileşmezler. Zaten gerçekten boş uzay diye bir şey yoktur.
Evrendeki her şey evrenin genel kütle çekim etkisi altında bulunmaktadır. Kara enerji evreni genişlettikçe bu kütle çekim etkisi elbette azalacaktır. Enerji yayılmak ister. Elbette o zaman elektron yörüngeleri alabildiğince genişleyip yayılacaktır. Bu çok doğal bir şey. Ama bu uzay genişlediği için değil, kütle çekim gücü azaldığı için olacaktır bence.
Ben de teşekkür ederim dinlediğiniz için.
omer-karanlik-profil5833
@vide supra eğer evren genişlerken herhangi tek bir boyut olarak genişleseydi evet bahsettiğinz gibi genişleme mikro ölçeğe de etki edecekti...lakin bildiğimiz üzere genişlemenin kaç boyuta etki ettiği bilinmiyor...
@necmi hocamın söylediği gibi genişleme uzay parçacığı oluşturuyor ise minimum 4 boyutu işgal eden bir parçacık için sadece tek bir boyutta genişleme olursa sadece işgal ettiği o boyutta ki uzay parçacıklarının sayısındaki artıştan dolayı mikro ölçekteki parçacığın genişlemeden etkilendiğini görürsün...
örnek verirsek;
4 boyutu işgal eden bir parçacıktan geçen uzay sayısı için;
a-b-c ve d boyutları için geçen uzay parçacığı sayısı her biri için 5 dersek....
genişleme sadece a boyutunda olup 2 sayı artarsa o zaman mikro ölçekte genişlemeyi görürüz****...
ama genişleme bu 4 boyuta da +2 olacak şekilde olursa farkı anlayamazsın...çünkü sende bu 4 boyutlu genişlemeden nasibini alırsın...
vide-supra1191
Rica ederim. Bir atom için aslında aynı fikirleri paylaşmış bulunduk. Benim değinmek istediğim nokta ise evrenin genişlemesinin bir kuvvet yaratmadığı lakin buna rağmen çeşitli kuvvetlerle bağlı sistemlerin bu genişlemeye karşı koyması üzerine idi. Burada makro ölçekten bahsederek kütleçekim kuvvetini kastediyorum. Galaksiler, galaksi kümeleri ve hatta bazı süper galaksi kümelerinde gördüğümüz gibi kütleçekim kuvveti sayesinde birbirlerine bağlı olabiliyorlar. Atomdan bahsederek yanlış anlaşılmış olabilirim fakat asıl sormak istediğim sorunun cevabını araştırdığımda bir atom için ya da iki galaksi için farklı olmadığını gördüm.
Yeterince kütleli iki cismi 1 parsec (3.25) ışık yılı uzaklığında görece sabit şekilde yerleştirdiğimizi düşünelim. Hubble sabitine göre birbirlerinden saniyede 7.4 cm uzaklaşmaya başlayacaklar. Kütkeçekim kuvvetinin varması için 3.25 yıl beklemek yerine bir süre sonra hemen etki etmeye başlacak diyerek sistemi hızlandırmış olalım. Ve beklendiği gibi iki cismin göreceli hızı kütleçekim kuvveti vardığı andan itibaren 7.4 cm/sn değerinden azalmaya başlayacak. Gerçekte daha dinamik ve kaotik bir sistem olduğu aşikar fakat ben bu kadar basit tasavvur edebildim. Bildiğim kadarıyla uzayın genişlemesinden dolayı bir cisim enerji kazanamaz. Uzayın genişlemesi maddeye kuvvet de uygulamaz. Öyle olsa idi ışıktan hızlı uzaklaşan referans sistemleri için yapılan açıklamalar yanlış olurdu. Fakat buna rağmen kuvvetle çok açık bir ilişki kurulmakta. Bağlı sistemler uzayın genişlemesine karşı iş yaptıklarından dolayı bağlı olarak adlandırılıyor ise iki cisim arasında kütleçekim kuvvetine zıt olan şeyin ne olduğunu sormaktayım.