cengiz7403
Neden daha az yoğun sıvılar kendinden daha yoğun sıvıların üstüne çıkarlar? Örneğin, zeytinyağı neden suyun üzerinde durur?
ali-can3779
bence kendi molekülleri arasındaki çekim kuvveti daha inandırıcı sizce ¿
mert-ozal1034
Önce yogunluğun ne oldugunu öğrenmen lazım onu öğrenince sorunun cevabınıda öğrenmiş olucaksın
bana-kalici-bir-sey-soyle3793
Manyak güzel bir sorudur aslında bu, eğer farkına varabilirseniz. Kütleçekim eğer kütle ile ilgiliyse neden kütleli olan dibe çökmüyor da, yoğun olan dibe çöküyor? Çünkü aslında evren maddelerden değil parçacıklardan oluşur. Dolayısıyla kütlenin umursandığı tek durum parçacıklar düzeyinde olur. Elektron gibi temel parçacıklar boyutunda yani.
mehmet-ali8832
1 litrelik bir şişenin içine yağ doldurup tartıya koyarak ağırlığını ölçelim, sonra da su koyarak ölçelim. Aynı hacimdeki şişenin içerisinde olmasına rağmen su doluyken şişe daha ağır gelecektir çünkü zeytinyağı molekülleri su moleküllerinden daha hafiftir. Bu sebeple suyun kaldırma kuvveti diye tabir ettiğimiz kuvvet zeytinyağını suyun üzerine iter. 1 kasa dolusu tenis topunun içerisine gülle doldurmaya başlarsak ağır olan gülleler kasanın dibine inecektir, hafif olan tenis topları yukarıda kalır.
bana-kalici-bir-sey-soyle3793
Eğer farkına varabilirseniz manyak güzel bir sorudur aslında bu. Kütleçekim eğer kütle ile ilgiliyse neden kütleli olan dibe çökmüyor da, yoğun olan dibe çöküyor? Evrenin maddelerden değil parçacıklardan oluştuğunun en sağlam kanıtlarından biridir bu. Kütleçekim maddelere değil parçacıklara etki eder. Dolayısıyla suyun dibinde ağır olan maddeyi değil, yoğun olan maddeyi görürüz. Parçacıklar dipte birikmek istediği için sıkışık olan madde dipte kalır.
mustafa-okat7876
Birim hacimdeki kütle hangisinde daha fazlaysa o dibe çöker. Bunun açıklaması da yoğunluktur. Bu sadece sıvılarda değil tüm maddelerde geçerlidir. Örneğin zeplinin çalışma prensibi de tamamen budur. Zeplinin balonunun içerisine hidrojen ya da helyum doldurursunuz. Devasa balonun ve altındaki kamaranın ağırlığı, tüm zeplinin hacmi kadar olan havadan daha hafif olduğu için zeplin tam manasıyla havaya kalkar. Hatta hiç bir enerji harcamadan sorunsuzca havada durmaya devam edebilir. Sıcak hava balonları da benzer mantıkla çalışır. Balon içerisindeki hava ısındığı için yoğunluğu azalır. Yoğunluğu azaldığı için de yukarı çıkmaya çalışır ancak balonu aşamaz, balonu yukarı çekmeye başlar. Rüzgarın oluşması da aynı mantıktır. Isınan hava yukarı çıkar ve bulunduğu yerde bir vakum oluşturur. Alçak basınç alanı da denilebilir. Zaten vakum "İçerisindeki atmosfer yoğunluğu çevresindeki atmosferik basınçtan düşük olan ortam" demektir ve dış atmosfer ile birleştiği anda dış atmosfer ile kendi basıncını eşitlemeye çalışır. Rüzgar da işte bu etki ile oluşur. Kısaca olay birim hacimdeki kütleye, yani yoğunluğa bakar. Denizaltılar da bu prensipte çalışır. Birim hacimdeki kütlesi sudan hafifken suyun yüzeyinde kalır (Boş olarak yoğunluğu sudan hafif olmak zorundadır). Batmak için içeri su alınması gerekir. Denizaltı içerisine su aldıkça ağırlığı artar ancak hacmi değişmediği için birim hacimdeki kütle miktarı, yani yoğunluğu suyu geçer (Bu arada yoğunluğu denizaltının dış kabuğunun içerisinde kalan kütle olarak düşünün) ve batmaya başlarsınız. Ancak battıkça suyun yoğunluğu artar (Basınçtan dolayı) bu da dibe batmak için daha da fazla su almanız gerektiği anlamına gelir. Yükselmek için ise aynı suyu geri dışarı pompalamalısınız. Bu konuda örnekleri çoğaltabilirim. Şırınga mesela, pistonu geriye doğru çektiğinizde şırınganın pistonun üstünde kalan kısmının hacmini büyütürsünüz. Bu da içerideki havanın yoğunluğunun düşmesi demek (Çünkü tüm ortama yayılmaya çalışıyor). Eğer iğnenin ucu açıksa buradaki basınç farkından dolayı şırınga içerisine "emilim" yaparsınız.
Kısaca cevap; Birim hacimdeki kütlesi ağır olan aşağıdadır, hafif olan yukarıdadır. Bu fizik yasasıdır.
ozan-konar2329
yoğunluk ağırlıkla eşdeğerdir. ağır olan çok yoğun çöker hafif olan az yoğun yukarda kalır bu kadar...doğa her zaman basit olanı seçer.
cengiz7403
Yanıtladığınız için teşekkürler ancak hepiniz daha az yoğun olanın yoğun olanın üstüne çıkacağını söylemişsiniz. Sadece yoğunluk yerine birim hacme düşen madde miktarı demişsiniz ki bu da aynı şey. Sorumun kendisi zaten daha az yoğun olanın neden üstte durduğu. Bir tane de örnek yazdım. Benim sorduğum bu olayın mekanizması. Yoksa altta kalan sıvı eline metre alıp üsttekinin hacmini ölçüp "hmm bunda birim hacimde daha az madde var, ben bunu yukarı iteyim" mi diyor?
mustafa-okat7876
Yani fizik kanunu bu. 2+2 niye 4 ediyor demek gibi bir şey olmuş sizin sorunuz. Ağır olan malzeme kütle çekiminden daha fazla etkilenip daha dibe girmeye çalışıyor. Hafif olan malzeme ona karşı koyamıyor ve akışkan yapısı sebebiyle de kendi üzerindeki daha ağır malzemenin altında kalamıyor, akışkan olduğu için sağa-sola çekilmeye zorlanıyor. Ancak mesela yoğunluğu düşük olan katı bir malzemenin üstüne civa gibi bir malzeme de koysanız o civa eğer bir boşluk yoksa dibe çökemez. Çünkü civanın altındaki malzeme ne kadar az yoğunlukta da olsa katıdır ve aradaki bağlar kuvvetli olduğu için civayı yukarıda tutabilir (Mesela pet bardakta civa taşıyabilirsiniz). Ya da şöyle bir örnek vereyim, bir yokuşta 20 tonluk bir kamyon 1 tonluk bir arabanın arkasına yaslansın. Sonra arabanın el freni çekili haldeyken kamyonun frenini serbest bırakalım. Sizce 1 tonluk arabanın freni kamyonu tutmaya yeter mi yoksa kamyon zorlanmadan arabayı iter mi? Sonuç tahmin edeceğiniz üzere kamyon arabayı itecektir. Peki sizce burada kamyon eline bir tartı alıp "Bunun ağırlığı 1 tonmuş ben bunu iteyim" mi diyor? Peki senaryoyu tam tersine çevirip kamyonun frenini sıkıp arkasına arabayı yaslayıp frenini bıraksak? Araba eline kantar alıp "Yok lan bu 20 ton bunu itemem be en iyisi durayım" mı diyor? Tabii ki hayır. Sadece fizik işliyor.
cengiz7403
"Ağır olan malzeme kütle çekiminden daha fazla etkilenip daha dibe girmeye çalışıyor." demişsiniz ancak kütle çekimi ağır olan için de hafif olan için de aynıdır. Aynı yükseklikten atılan 20 tonluk bir kamyon ile 1 tonluk araba aynı anda yere düşer.
mustafa-okat7876
Hayır kesinlikle aynı anda yere düşmezler. Kütle çekim kütleden bağımsız değil aksine kütleye birebir bağımlıdır. Sadece kütleler arasındaki fark açıldıkça etkinin yönü değişir. Yani 1000 birim kütleli bir cisim 1 birim ve 1,1 birim kütleli cisimleri bizim anlayamayacağımız kadar yakın hızlarda çeker. O yüzden 1 birim ve 1,1 birim kütleli cisimler aynı anda yere düşer diyebiliriz. Ancak atladığımız nokta, HER enerji kütle çekimi uygular. Madde de enerjinin en yoğun hali olduğuna göre madde kayda değer bir kütle çekimi uygular. Mesela siz ve ben de Dünya'ya karşı bir kütle çekimi uyguluyoruz ama Dünya'nın bize uyguladığının yanında esamesi bile okunmaz. Ancak uygularız. Şimdi kütleleri büyütelim ve şöyle bir örnek vereyim;
Dünya üzerine bir bowling topunun düştüğünü hayal edelim ve bowling topunun düşme hızı 60 birim olsun(Hava sürtünmesi ihmal olsun, bahsettiğiniz ortam olsun). Bowling topunun düşme hızı çok daha hafif olan bilardo topu ile hemen hemen aynıdır zira ikisinin de uyguladığı çekim kuvveti Dünya'nın uyguladığının yanında ihmal edilir. Ancak Dünya'ya Ay'ın düştüğünü kabul edelim? Dünya Ay'ı 60 birim hızla çekiyorsa, Ay'da Dünya'yı 6'da 1'i bir hızla (10 birim) çekecektir. Böylece Ay Dünya'ya Bowling topundan daha önce düşecektir.
Şimdi akışkanlarda bu fark yine çok az ama akışkanlarda yoğunluk diye üzerine basarak söyledim ya, yoğunluk demek baskı kuvveti demektir bir yerde. Mesela bir denizaltı dedik, dibe battıkça daha fazla baskıya maruz kalır. Zira su yoğunluğu artmıştır (Üstteki basınçtan dolayı). Avcunuzun içerisinde hamuru sıktığınızı düşünün. Basınçtan dolayı hamur avcunuzdan bulabildiği tüm boşluklardan kaçıyor. Neden? Çünkü avcunuz hamuru "eziyor". Yoğun sıvı da seyrek sıvıyı aynı şekilde eziyor ve seyrek sıvı daha az yoğun olan ortama "kaçıyor". Formül olarak bilemiyorum, izahat olarak böyle yapabiliyorum.
hic-kimseyle-tartismaz9132
Sabit olan g=9.81 m/sn , yani tüm kütleler eşit şartlarda (atmosfersiz ortamda tüy ile gülle) kütleçekiminden aynı şekilde etkilenir ve aynı hızla düşereler-etkilenirler.
Yağ yoğunluğu daha az olduğu için yukarıda olur. Ya da yağ içindeki su, yoğunluğu daha yüksek olduğu için yağın en dibine iner. Çünkü birim başına üstüne düşüne kütleçekimi daha fazladır. Onu daha kuvvetli çekiyordur.
hic-kimseyle-tartismaz9132
Sabit olan g=9.81 m/sn , yani tüm kütleler eşit şartlarda (atmosfersiz ortamda tüy ile gülle) kütleçekiminden aynı şekilde etkilenir ve aynı hızla düşereler-etkilenirler.
Yağ yoğunluğu daha az olduğu için yukarıda olur. Ya da yağ içindeki su, yoğunluğu daha yüksek olduğu için yağın en dibine iner. Çünkü birim başına üstüne düşüne kütleçekimi daha fazladır. Onu daha kuvvetli çekiyordur.
esra-icacan4918
özkütle den kaynkalana bilir mi:)
taha-kocer1594
Kimse istenen cevabı vermemiş bildikleri bir kaç şeyi sayıp kaybolmuşlar. Biraz geç oldu bunu yazmak için ama yok mu bunun cevabı :)
bugrakaratepe61-25
Yukardaki arkadaş güzel açıklamış aslında biraz daha dikkatli okumalısın. Dediği gibi her şey baskı meselesi. Şimdi anlaman için daha basitleştireceğim. Düşünki elinde birbiriyle arasinda 1cm bile olmayan boncuklardan oluşmuş bir cisim var. Birde arasinda devasa boşluklar olan boncuklardan oluşmuş bir cisim düşün simdi yukardan yogun olan topu biraksan o aradaki boşluklardan kayip gider degil mi? Ama diger arasinda cok geniş bosluklar olan topu biraksan bu çok sıkı topun içinden geçmesi mumkun değildir. Zeytinyagi ve suyu ayni boyle dusunmen gerekiyor birinin atomlari digerinin atomlari veya molekulleri arasindan kayip gidebilirken (daha sıkı oldugu icin) zeytinyagi sudan ileriye gecemiyor.