burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Kütle çekim dalgalarının varlığı ispatlandığına göre, tüm evren bir dalgalar denizi, kuantum kaynaşması olamaz mı?
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Kütle çekim dalgalarının varlığı ispatlandı.
Bir evren modeli olarak, tek tip bir dalgadan bir evren nasıl olabilir? Yani tek bir kaynak nasıl bu kadar çeşitlenip, karmaşıklaşabilir? Bilimsel olmasa da bakış açısıyla katkı sağlayacağını düşündüğüm bir bakışım var. bit.ly/1WsZhTm Bu konuda fikirlerinizi ve eleştirilerinizi almak isterim.
necmi-tufek7866
Tek bir dalga değil. İtici kütleçekimi de var.
Ama onların da ayrıştığı simetrik bir üst yapı olmalı.
İtici bir basınç alanıyla, çekici bir basınç alanının çekişmeleri bizimki gibi bir evren yaratabilir. Şişme, kütleçekim üst simetrik durumu bozulamadan işini bitirebilir, kuvvetler ayrıştıktan sonra sakin sakin genişleyen bir evrende yaşıyor olabiliriz.
Sizin bakışınızı merak ettim.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Simetri açısından ele alıyorsanız, yaklaşımda bir üst yapı var. Bir tek tür dalga. Frekansı, hızı filan sabit.
Her şey o dalga ile başlıyor. Evreni yüksek yoğunlukaki simetrik bir yapıdan düşük yoğunluklu asimetrik bir yapıya evrilen enerji denizi olarak ele alıyor.
Düşük yoğunluğun bir sınırı var mı bilemiyor. Ama şu an için sabit kalmasını bazı (zayıf) nedenlere bağlıyor. Büyük kısmı hatalı olsa da kütleçekime, göreliliklere, spine ve zamana farklı bir açı ile yaklaşmaya çalışıyor. Bu arada 4 temel kuvvetin aynı kaynaktan nasıl oluşabileceğini de (kuramsal iddia) belirtiyor.
Bilimsel yanı zayıf olsa da, kuramsal olarak olarak bakış açınıza katkıda bulunacağını umuyorum.
Bu arada itici kütleçekimine de bir önerisi var. Ama evreni genişleten türde değil. Daha çok kütleleri birbirine iten... (Casimir etkisinin dev boyutlusu gibi) bit.ly adresinden ulaşabilirsiniz. bit.ly/1WsZhTm
Düşünce ve eleştirileri de bu sayfadan yazarsanız çok sevinirim.
necmi-tufek7866
Verdiğiniz adrese baktım. Aslında eleştiri gibi değil ama genel bir bakışla izlenimimi belirteyim.
Aslında felsefi bir bakışla evreni açıklamak hep yapılan bir şeydir. Ama sadece felsefe olarak kalır. Bilim başka bir şey.
Ortaya felsefi bir bakış açısı atıp, "bilim bunu tartışsın, ben ne güzel yol gösteriyorum" diyemezsiniz.
Yorumu herkes yapabilir ama asıl önemli olan yorumunuzun bilimsel, hesaplanabilir verilerle desteklenmesidir.
Yani şöyle söyleyeyim; Bilimsel kuram, teori, yasa geliştirmiş bir bilim adamı buna felsefi bir yorum yapabilir. Soyut olduğu için herkes benimsemese bile üzerinde düşünebilir.
Ama bir filozof ortaya bir fikir atıp bunu bilimsel denklemlerle temellendirmedikçe bu bilim falan olmaz.
Yani bence o sayfada anlatılanlar sadece bir kişinin kişisel yorumlarıdır. Önemsiyorsanız üzerinde düşünün ama sizi hiç bir yere götürmez. Boşa zaman kaybı olur bence.
İstediğiniz için fikrimi söyledim, yoksa herkesin düşüncesine saygım var.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
:-) Umduğumdan çok hızlı okumuşsunuz anlaşılan...
Yazdıklarınızda haklısınız, bunlar fikirlerim ve bilimsel ispat ve formüllerle destekli değiller.
Bir kaç nedeni var. İlki o tür bir yazıyı yapacak alt yapımın ve bilgimin olmayışı. İkincisi hadi diyelim oradan buradan bulduğum kanıtları ki, kullandığım kaynaklardan bolca copy-paste mümkün. Okuyanın ne işine yarayacak? İşin uzmanı olan zaten biliyor. Onların sıkıntısı bilgisizlik değil zaten. Çok fazla biliyor olmak. Uzmanlaşmış olmak. Onların esas sıkıntısı bu:
Uzmanlık bazı konularda insanı farklı düşünmekten alıkoyar. Kirli bilgilerle yoldan sapmamak için, hedef dışına pek bakılmaz. Doğrusu bu.
Bu bilgiler arasında bağlantılar kurmak için ise, genelde uzmanlık alanlarının dışına çıkmaları ya da en azından farklı uzmanlıkları olanlarla, ortak bir zeminde ortak noktalara bakmaları gerekir.
Bu yazıdan benim bir kazancım ya da kaybım yok. Hele zaman kaybı olarak asla görmüyorum. Beni bir yerlere götürmesini ummuyorum ama bu konuda ihtisaslaşan birilerine, bir yerlere ulaşmasında destek olmasını umuyorum. Diliyorum...
Diğer yandan bu tür konulara sadece bir şeyler başarmış bilimcilerin yorum yapma hakkını doğru bulmuyorum. Eğer onların kitaplarını okuyorsam, yazdıklarını, paylaştıklarını anlamaya çalışıyorsam ve hatta para ödüyorsam, zaman harcıyorsam, bunu başkası ne düşünüyor öğrenmek için değil, "ben ne düşünüyorum, düşüncemi nasıl daha iyi geliştirebilirim " diye yapıyorum.
Üstelik dünya da (gelişmiş ülkelerde) bilim , Türkiye'deki gibi toplumdan kopuk değil ise bunun nedenini, isteyen herkesin bilgiyi yorumlayabilmesine bağlıyorum.
Biz de bilim sadece bilimcilere ait olduğu sürece, bilim gelişmeyecek. Bu nedenle yorum hakkını belli kişilere bırakmak doğru değil bence...
Yazıyı her ne kadar "felsefi" olarak tanımlayıp, bilimsel anlamda kaynak olmayacak şekilde, eleştiriye açmış olsam da , eğer bu konuda ciddi birikiminiz var ise, okudukça fikrinizin değişeceğine inanıyorum.
Saygılar...
Not1: Eleştiriyi daha çok, "içeriğini yanlışlama" açısından bekliyorum, sunuş şeklinden değil. Çünkü yanlışlarken bile bir çok şey öğretme kapasitesine sahip bence...
hic-kimseyle-tartismaz9132
Çok uzun bir yazı... Ayrıntısı çok fazla. Hemen değerlendirmek kolay olmayacak. Size bir faydası olmayacaksa bu kadar zaman harcamış olmak, bence de bir tür kayıp.
Bilimi, bilimcilerden doğruyu öğrenip, o doğrularla kendimize yorum üretmek için kullanıyoruz. Bu yüzden bilginin bilimin süzgecinden geçmiş olması önemli. Yazıda bilimsel bir çok veri, olduğundan farklı kullanılmış. Bazılarında da varsayıma dayalı temeller kullanılmış. Bunların doğruluklarını bilemeyeceğimden, Eğer varsayımlarınızın çok azı bile kantılanırsa, etkisi olur. Bu açıdan bu konularda çalışacakların dikkatini çekebilir belki. Onun dışında hoş bir kurgu...
necmi-tufek7866
Size karşı çok acımasız davrandım beni bağışlayın.
Elbette iyi niyetlisiniz, insanlığa bir faydanız olsun istiyorsunuz. Hepimiz burada aynı amaç için yazı yazmaya çalışıyoruz. Gerekçeleriniz sizce çok makul olabilir. Bir açıdan kendinizi haklı görüyor olabilirsiniz.
Ama bir de şöyle düşünün; Bizim ülkemizde sizin de söylediğiniz gibi bilimsel bilgiyi öğrenme kapasitesi ve isteği çok düşük. Dünyanın bilimini yarım yamalak ve zoraki öğrenmeye çalışan insanlar sizin yazdıklarınızı okuduğunda nasıl bir şey olacak? Kafaları iyice karışmayacak mı? O zaman kötülük yapmış olmayacak mısınız?
En azından şöyle olabilirdi; Bir konuda yazdığınızda o konuyla ilgili kuramları veya teorileri kaynak gösterip, o kuramlara ters düşmediğinizden emin olabilirdiniz. İnsanları o teorileri merak edip öğrenmeleri açısından teşvik etmiş olurdunuz.
Ayrıca, tüm kuramları, teorileri ve yasaları çok iyi bilmeden "İhtisaslaşmış birine farklı bir bakış açısını nasıl sunabileceksiniz? Daha ilk cümlenizde ilgiyi kaybedersiniz.
Yine de iyi niyetli olduğunuzu düşünerek bir hizmet yapmaya çalışmanızı takdir ediyorum. Saygılar.
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Merhaba... Uzmanlık alanım sosyal bilimlerde.... Kendi işimle ilgili konulara girdiğimde, ciddi sıkıntım. Alışkanlıklarım ve emin olduklarım oluyor. Artık sorgulamadığım ve destek aldığım, kullandığım bilgiler, bakış açıları var.
Oysa son 10 yıldır, Net teknolojisi yüzünden, gittikçe yetersiz, kısa vadeli çözümlerle işi sürdüren duruma yaklaşıyorum... Ya yeni yaklaşımları (bir kısmını anlamıyorum) red edeceğim, bildiğim gibi devam edip, o bakış açısı altında bir şeyleri geliştireceğim. Ya da yeni bakış açılarını anlamaya çalışıp, kendime pay çıkartacağım....
Fizik konusu benim için, oğlumun bir (merak) sorusuna tatmin edici cevap verememeyle başladı. (Işık durursa ne olur? Ne anlama gelir?) Şimdi oğlum koca dana oldu, soruyu unuttu....Cevabımı da anlamadı ...5-6 yıl geciktim çünkü...
Bu arada gördüm ki, bizim bilimcilerimiz yurt dışında çok başarılı işlere imza atarken, yurt içinde esameleri okunmuyor...
(Çok özel koşullardaki bir kaç şanslı hariç) ... Düşüncelerini ifade edemiyorlar. Paylaş(a)mıyorlar. Sadece eleştiri söz konusu olunca sesleri duyuluyor... Niye ? diye sorgulayınca; ülkmizde akademik kariyerin bilimsel eleştiri almamakla (ve bazı durumlarda bazı kişiler için uygun olmakla) ilerleyebildiğini gördüm... Belki yanılıyorum ama dışarıdan gördüğüm bu.
Bizimkiler, diğerlerinin ne diyeceğini düşünerek , fikir beyn etmiyorlar. Ettikleri fikirlerde çok özgün olmuyor. İllaki sorgulanamayacak bir dayanaktan destek alıp, sorgulanamaz bir şey üretmeye çalışıyor...
Ben de bu çalışmayı yaptım. Mesajım şu; sadece okdukları ile bu sonuçları üreen sıradan bir Türk bunları üretebiliyorsa, bir de bu konuda ihtisaslaşanlar kimbilir neler üretir? Yaptığımın "hizmet kısmı" bu...
Bu nedenle bizde doğru düzgün bilimsel tartışma bile yok. Sadece bilgi aktarma var. Birileri anlatır. Diğerleri dinler, kendilerine pay çıkartır. Eğer bir yanlış yakalrsa, ön plana çıkma pahasına bunu ortaya koyar, filan...
burtay-mutlu-shibumi-tr1695
Bir şekilde verdiğim cevap yukarıya gitti.... Alttan devam etmesini umuyordum. sistemsel bir şey sanırım.
Kafaları karıştırma konusuna gelince... Akademik düzeyde yazmam imkansızdı. Yazabilseydim, burada okuyanların çoğunun kafası karışırdı... Onlar için sıkıcı olurdu.
Ancak veriler arasında elimden geldiğince uyum aradım. Hem parçacık kavramını, hem alan kavramını, hem de sicim kavramını aynı çatı altında toplamaya çalıştım. Özel görelilikle, genel göreliliği aynı çerçeveden ele almaya çalıştım.
Yazı içinde belirtilen sonuçların hiç biri, şu an ki bilimsel sonuçlarla çelişmeyecek şekilde olması için uğraştım. Çelişen sonuçları içeriğe dahil etmedim. Ciddiye almadım.
Şu anda var olan ve doğru kabul edilen hiç bir bilgi ile çelişmemeye (bildiğim kadarıyla) çalıştım. Yani onları "doğru" olarak kabul edip, O zaman böyle bir yapı altında nasıl olabilir ? Sorusunu cevaplamaya çalıştım.
Zaten bu çalışmanın nüvesini bir bilgi oluşturdu. Geçen senelerde bir haber vardı. "Em drive" konusu, etki-tepki ilkesine aykırı bir motor ve çalışıyor. ???
Bütün konu buradan başladı... Nasıl olabilir? Kalanı zincirleme olarak neden-sonuç ilişkisi ile dallandı.
caner-yuksel5446
Bu dalgalar denizi eğrilme yeteneğine sahip uzay-zaman örtüsü olabilirmi.
yunus-ilik5290
Faraday'ı düşünsenize o olmasa makswell buluşlarını görebilecekmiydik acaba? her bakış alanı yeni bir ufuktur diye düşünüyorum. bazen kafa karışması kaostan yeni düzen oluşması açısından faydalıdır. Ayrıca 'Dönel devinim kuramı(İbrahim Gedik) incelemenizi isterim. ibrahim beyde evrene yeni bir bakış sunmuş. Bugünki bilinenler yeterlimiki? bilinenlerin parçalarında boğuşuluyor. Bütünsel bakış açısındanda önemli diye düşünüyorum.